ME
NU

OMELIE / Omelie TR

01 mag 2016
01/05/2016 - PASKALYA DEVRESİ – 6. Pazar Günü - C

 

01/05/2016 - PASKALYA DEVRESİ – 6. Pazar Günü - C

 

  1. Okuma Hav 15,1-2.22-29 * Mezmur 65 * 2. Okuma Vahiy 21,10-14.22-23 * İncil Yh 14,23-29

 

MEDİTASYON

 

Bugün düşünmemizin konusu ve bakışımızın yöneldiği nokta Kilise olsun. Aziz Yuhanna Ruh’un etkisi altında “gökten Tanrı’nın yanından inen ve Tanrı’nın görkemiyle parıldayan kutsal şehri” gördü. Bu şehrin tasvir edildiği şekilden, anlıyoruz ki bu şehir bir semboldür: Baba’nın istediği Kilisenin bir imgesidir. Baba, burada Kuzu denilen İsa’nın mevcudiyetinin devam etmesi için yeryüzünde Kilisenin kurulmasını istedi. Bu şehrin temelleri onikidir ve “bunların üzerinde Kuzu’nun oniki Havarinin adları yazılı”dır. Bu şehrin, “aydınlatması için ne güneşe, ne de aya ihtiyacı vardır, çünkü onu aydınlatan, Tanrı’nın şanı ve onun ışığı kaynağı da, Kuzu’dur”. Kilise düşündüğümüzde, maalesef ilk olarak dünyanın onun hakkında söyledikleri aklımıza gelir. Dünya da Kilise hakkında daima olumsuz bir şekilde konuşur; sadece Kilisenin bazı üyelerinin günahlarını vurgulamak ve yaymak için, yalnız onu kötülemek ve kınamak için, herkesin, Hıristiyanların da ondan uzaklaşması için konuşur. Dolayısıyla Hıristiyanların çoğu da Kiliseyi uzak kalacak hatta utanacak bir şey olarak görür. Bu günkü metinde ise Yuhanna Kilisenin güzelliği ve kutsallığından bahseder. O güzellik ve o kutsallık ki, biz de, Azizlerin yaşamlarına bakarak veya zor durumlarımızda bize destek ve örnek olmuş olan insanları düşünerek, görürüz. Gerçekten de, Kilisenin güzelliğini ve kutsallığını, onun Baba’nın ve İsa’nın sevgisinin görkemli gizemi olduğunu gösteren Azizler çoktur. Kilise sürekli olarak Kutsal Ruh’un esintisinin estiği yerdir. İmanlıları kutsallaştıran, yardımseverlik ve elıaçıklık uyandıran, iffetlik ve alçakgönüllülük doğuran, büyük sevgi eylemlerini gerçekleştirme yeteneğini veren Kutsal Ruh’tur. Bu eylem merhamet ve barış dolu olan Tanrı’nın saydamlığıdır. İmanlıların kutsal davranışları Tanrı’yı yüceltir yani O’nun ebedi sevgisinin büyüklüğünü gösterirler.

Kilise İsa’nın Sözünün yaşadığı ve parladığı yer, daha doğrusu İsa’nın Sözünün yaşadığı ve parladığı birlikteliktir. İsa’nın Sözü dünyayı değiştiren Sözdür: Dünyayı mahveden kötülükten, nefretten, egoizmden ve ahlaksızlıktan kurtaran Sözdür. İsa’nın Sözü yaşamı bağışlayan ve aydınlatan değerli armağandır. İsa, Sözünü yüreğinde saklayan ve yerine getirmeye çalışanlar tarafından kendisini sevilmiş hisseder. Nitekim der ki, “Beni seven, sözüme uyar”. İsa’yı seven, Baba’nın beğenişini ve duyulmuş olan sözünün anlaşılmasını sağlayan Kutsal Ruh’u kendine çeker. Bunu da, İsa açıkça söyledi: “Baba’nın benim adımla göndereceği yardımcı, Kutsal Ruh size her şeyi öğretecek ve bütün söylediklerimi size hatırlatacaktır”. İsa bize Baba’dan aldığı sözü bağışlar, Kutsal Ruh da, yaşadığımız farklı durumlara göre çeşitli bakış açısından o sözün zenginliğini anlamamıza yardımcı olur. Öte yandan İsa der ki, “Beni sevmeyen, sözlerime uymaz”: Evet, sık sık biz de İsa’yı sevmeyiz. O’nun sözünü göz önünde tutmadan ne kadar düşünüp karar aldığımızı düşünelim! O’nun sözünü bir kenara bırakarak ne kadar sözler söyleriz! Rab diye çağırdığımız Olan’ın sözü ile karşılaştırmadan ne kadar konuşmaları dinleyip onaylarız. Eğer bize yön vermesine hiç izin vermezsek, O’nun ağızını kapatırsak, O nasıl Rab’bimiz olabilir? Gerçek yaşamı alabilmemiz için, bize düşman olan ve korkularımızı çoğaltan dünyayı değil, O’nu dinlemeliyiz. Ancak ve ancak Ondan gerçek barış ve huzur gelebilir, bu yüzden ciddi bir şekilde yeniden O’nu dinlemeye başlayalım.

Havariler bize örnek olurlar. Kilisenin ilk zamanlarında da zaman zaman sorular ve sorunlar doğuyordu. Birinci okumada gördüğümüz gibi, İsa’ya iman etmiş olan bazı Yahudiler Antakya’da Musa’nın tüm Yasasına uymak gerektiğini öğretiyorlardı. Bu, Havariler’in öğretişine göre değildi. O zaman Yeruşalim’deki Havariler ve Yaşlılar bu yanlışlıkları düzeltmek amacıyla Pavlus’la Barnabas’ı, Barsaba denilen Yahuda ile Silas’ı Antakya’ya gönderdiler. Musa’nın kuralları sadece hazırlık ve önceden bildirme, yani peygamberlik olarak verilmişlerdi. Şimdi İsa tek ve gerçek otoritedir, O’nun Sözü tek yargı, tek hüküm, tek kuraldır, bütün imanlılar için tek yaşam ve birlik kaynağıdır. Bir annenin, çocukları ile yaptığı gibi, Kilise de, Hıristiyanların imanını gözler. Yürekten Rab’be şükredelim çünkü Kilise bizi korur, Rab’bin Sözünü okumamıza, anlamamıza, ilan etmemize yardımcı olur, onun bizim yaşam ve birlik kaynağımız olmasını sağlar. Kilise onun ışık kaynağı olan boğazlanmış Kuzu tarafından aydınlanır. O’nun sayesinde Tanrı’nın görkemiyle parıldar. Dolayısıyla Kilisenin canlı uzuvları olmamızdan utanmayız, tersine Rab’bin Sözünu koruyucularımız ve çobanlarımız olarak atadığı Havarilerin haleflerinin öğretişlerinden kabul ederiz ve gittikçe daha çok onu benimsemeye çalışırız. AMİN!

 

OKUMALAR

 

1.Okuma Hav İşl 15,1-2.22-29

 

Yahudiye'den gelen bazı kişiler Antakya'daki kardeşlere, «Siz Musa'nın töresi uyarınca sünnet olmadıkça kurtulamazsınız» diye öğretiyorlardı. Pavlus'la Barnaba, bu adamlarla bir hayli çekişip tartıştılar. Sonunda Pavlus'la Barnaba'nın, kardeşlerden diğer bazılarıyla birlikte Kudüs'e gidip bu sorunu elçiler ve ihtiyarlarla görüşmesi kararlaştırıldı. Bunun üzerine tüm inanlılar topluluğuyla elçiler ve ihtiyarlar, kendi aralarından seçtikleri adamları Pavlus ve Barnaba'yla birlikte Antakya'ya göndermeye karar verdiler. Kardeşlerin önde gelenlerinden Barsaba denilen Yahuda ile Silas'ı seçtiler. Onların eliyle şu mektubu yolladılar: Kardeşleriniz olan biz elçilerle ihtiyarlardan, diğer uluslardan olup Antakya, Suriye ve Kilikya'da bulunan siz kardeşlere selam! Bizden bazı kişilerin yanınıza geldiğini, sözleriyle sizi tedirgin edip aklınızı karıştırdığını duyduk. Oysa onları biz göndermedik. Bu nedenle aramızdan seçtiğimiz bazı kişileri, sevgili kardeşlerimiz Barnaba ve Pavlus'la birlikte size göndermeye oybirliğiyle karar verdik. Bu ikisi, Rabbimiz İsa Mesih'in adı uğruna canlarını gözden çıkarmış kişilerdir. Kararımız uyarınca size Yahuda ile Silas'ı gönderiyoruz. Onlar aynı şeyleri sözlü olarak da aktaracaklar. Kutsal Ruh ve bizler, gerekli olan şu kuralların dışında size herhangi bir şey yüklememeyi uygun gördük: putlara sunulan kurbanların etinden, kandan, boğularak öldürülen hayvanların etinden ve cinsel ahlaksızlıktan sakınmalısınız. Bunlardan kaçınırsanız, iyi edersiniz. Esen kalın.


Mezmur 65

 

Tanrı bize lütfetsin, bolluk versin,

Yüzünün ışığı üzerimize parlasın.

Öyle ki, yeryüzünde yolun,

Bütün uluslar arasında kurtarıcı gücün bilinsin.

Uluslar sevinsin, sevinçten çığlık atsın,

Çünkü sen halkları adaletle yargılarsın,

Yeryüzündeki uluslara yol gösterirsin.

Halklar sana şükretsin, ey Tanrı,

Bütün halklar sana şükretsin!

Tanrı bize bolluk versin,

Dünyanın dört bucağındakiler O'ndan korksun!


  1. Okuma Vahiy 21,10-14.22-23

 

Sonra melek beni Ruh'un yönetiminde, büyük ve yüksek bir dağa götürdü. Oradan bana, gökten, Tanrı'nın yanından inen ve O'nun görkemiyle ışıldayan kutsal kenti, Kudüs'ü gösterdi. Kentin ışıltısı, çok değerli bir taşın, billur gibi parıldayan yeşim taşının ışıltısına benziyordu. Büyük ve yüksek surları ve on iki kapısı vardı. Kapıları on iki melek bekliyordu. Kapıların üzerine, İsrail oğullarının on iki oymağının adları yazılmıştı. Doğuda üç kapı, kuzeyde üç kapı, güneyde üç kapı ve batıda üç kapı vardı. Kenti çevreleyen surların on iki temel taşı bulunuyordu. Bunların üzerinde Kuzu'nun on iki elçisinin adları yazılıydı. Kentte tapınak görmedim. Çünkü gücü her şeye yeten Rab Tanrı ve Kuzu, kentin tapınağıdır. Kentin, güneş ya da ay tarafından aydınlatılmaya gereksinmesi yoktur. Çünkü Tanrı'nın görkemi onu aydınlatıyor. Kuzu da onun ışık kaynağıdır.


İncil Yh 14,23-29

 

İsa ona şu karşılığı verdi: “Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşarız. Beni sevmeyen, sözlerime uymaz. İşittiğiniz söz benim değil, benigönderen Baba'nındır. Ben daha aranızdayken size bunları söyledim. Ama Baba'nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak. Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın. Size, `Gidiyorum, ama yanınıza döneceğim' dediğimi işittiniz. Beni sevseydiniz, Baba'ya gideceğim için sevinirdiniz. Çünkü Baba benden üstündür. Bunları size şimdiden, her şey olup bitmeden önce söyledim. Öyle ki, bunlar olunca inanasınız”.