ME
NU

OMELIE / Omelie TR

10 lug 2022
10/07/2022 - OLAĞAN DEVRE 15. Pazar Günü – C -

10/07/2022 - OLAĞAN DEVRE 15. Pazar Günü – C -

1.Okuma Yas. 30,10-14 Mezmur 18 2.Okuma Kol. 1,15-20 İncil Lk 10,25-37

“Mesih İsa, görünmez Allah'ın görüntüsüdür”: Aziz Pavlus, Rab’bimizi ve Öğretmen’imizi bize böyle tanıtmaktadır! Gerçekten de bizzat İsa Kendisi hakkında şöyle demişti: “Beni gören Baba’yı görmüş olur!”. Baba’yı tanımak, bizim için hayattır. Çünkü Baba’yı tanıyarak bizim kim olduğumuzu, hangi ruhani imkanlara sahip olduğumuzu, neye doğru ilerlememiz gerektiğini anlarız. İsa boşuna şöyle demedi: “Seni tanımak, Baba, … ve senin yolladığın Mesih İsa’yı tanımak, ebedi hayattır.

İsa’ya bakarak ve O’nu dinleyerek Baba’yı tanıyabiliriz: Gerçekten de İsa, insanı Baba’nınkiyle aynı sevgiyle, aynı kurtarma arzusuyla, aynı hikmetle sever. Baba’nın Sözünü bize yalansız, boş yorumlamalar olmadan açıklayan İsa’dır. Aynı şekilde bize Allah’a ve insanlara sevgimizin nasıl olması gerektiğini de somut bir şekilde gösteren O’dur.

Bu şekilde imanımız, insani hayallere bırakılmamaktadır: Aramızda İsa’nın somut bir şekilde var olması, O’nun karşılaştırabildiğimiz sözleri ve davranışları var. Bu şekilde O’ndan öğrenebiliriz, O’ndan Kendisini taklit etmek için güç alabiliriz.

Bugün sevgi imkanlarımızı yönlendirmek için önemli sözler tam da İsa’nın ağzından verilmektedir. Her şeyden önce sevgimiz Allah’a yönelik olmalıdır. Bugün bunu söylemek, dünyanın dışında, çok uzak zamanlarda olduğunu düşündürür. Halbuki Allah’ı sevmek; herkes için, imansız olarak kendini tanımlayanlar için de, huzur, mutluluk ve gerçeğin ilk kaynağıdır. Nitekim Allah’ın Söz’ü “Size çok yakındır; uymanız için ağzınızda ve yüreğinizdedir”, yani dünyaya gelen her insanın ağzında ve yüreğindedir. Kutsal Kitap’ta bu şekilde söylenmektedir. Fakat günümüzde teneffüs ettiğimiz hava, bizleri sadece kendimizi sevmeye ve düşünmeye iter. Kendi hislerine, ihtiyaçlarına, dış görünüşe önem veren felsefeler moda oldu. Başkalarını sevmek de bazen akla gelir, ama bu kendi duygularımızı engellemiyorsa, kendimizi iyi hissetmek, eğitimli gözükmek, belki kendimizi başkalarından iyi görmek için ve Allah’ı hiç düşünmeden bunu yaparız.

İsa’nın öğretişi Kutsal Kitap’la uyumlu olarak, Allah’ın sevgisini ilk sıraya koyar. Ve de insanları sevmek; Allah’ı sevmenin mantıklı bir sonucu, birinci sevginin doğruluğunu kanıtlayan bir meyvedir. Kim insanları Allah sevgisi için seviyorsa, insanların beklenmemiş reaksiyonlarından hürdür: İnsanlar, senin sevgini yersiz görebilir ve sana ilgisizlikle veya kötülükle cevap verebilir. Sen Allah’ı her şeyden çok seviyorsan, senin sevgini anlamayan kişiyi de sevmeye devam edeceksin!

İsa, İyi Samiriyeli hikayesini anlatarak gerçek, ilahi sevgiyi görmemizi sağladı. Samiriyeli; Yahudi olan yaralı zavallı insanı sevdi: Belki Samiriyeli, yaralı insanın Yahudi olduğu için onun tarafından tutulmasının hoşuna gitmeyeceğini de biliyordu – çünkü Yahudiler, Samiriyeliler’i sapık, gerçek imanın dışında gibi görmekte idiler. Ayrıca Samiriyeli, yaralıya bakması ve sevmesi için lokantacıya iki para da verdi. Bu iki parayı bir Kilise Babası, Allah’a sevginin ve kardeşlere sevginin sembolü olarak gördü. Biri ile ilgileniyorsan onu bu çift sevgiyle sevmelisin.

Kim sadece Allah’ı sevmek istiyorsa mabedin rahibi bile olsa, hikayenin rahibi gibi yaparak yaralı adamı görmezlikten gelip yanından gecebilir. Her kim insanı Allah’ı sevmeden sevmeye çalışırsa, sadece dışsal, maddi bir iyilik verme riskine girebilir. Yaralı insanı kendi kendisine, yani ölüme bırakma riskine de girebilir. Sadece fiziksel bir iyileşme sunan, gerçek ve tam bir iyileşme imkanını sunmaz. Şöyle diyen İsa’ya itaat etmek istiyoruz: “Git ve sen de aynısını yap!”. İnsanlara Allah’ın bakışı ile bakacağız, onları O’nun yüreğiyle seveceğiz. Bunu yapabilmek için, hem beden hastalıklarından hem de gerçek, karşılıksız, yani özellikle ruha dikkat eden Allah’ın sevgisinin eksikliğinden acı çeken insanlar ile karşılaştığımızda Baba’nın yüzünü görmeye, İsa’nın Sözü’nü dinlemeye çalışacağız. Bunu yapmayı özellikle İsa’dan ve O’nun Azizlerinden öğreneceğiz.

OKUMALAR

1 Okuma Yasa 30,10-14

Yeter ki, Allah'ınız RAB'bin sözünü dinleyin, bu Yasa Kitabı'nda yazılı buyruklarına, kurallarına uyun ve bütün yüreğinizle, bütün canınızla O'na dönün.

"Bugün size ilettiğim bu buyruk ne tutamayacağınız kadar zor, ne de ulaşamayacağınız kadar uzaktır.

O göklerde değil ki, 'Kim bizim için göğe çıkacak? Kim yerine getirmemiz için onu alıp yayacak?' diyesiniz.

Denizin ötesinde değil ki, 'Kim bizim için denizin ötesine gidecek? Kim yerine getirmemiz için onu alıp yayacak?' diyesiniz.

Allah'ın sözü size çok yakındır; uymanız için ağzınızda ve yüreğinizdedir.

Mezmur 18

RAB'bin yasası yetkindir, cana can katar,

RAB'bin buyrukları güvenilirdir, saf adama bilgelik verir,

RAB'bin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir,

RAB'bin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır.

RAB korkusu paktır, sonsuza dek kalır,

RAB'bin ilkeleri gerçek, tamamen adildir.

Onlara altından, bol miktarda saf altından çok istek duyulur,

Onlar baldan, süzme petek balından tatlıdır.

2.Okuma Kol. 1,15-20

Görünmez Allah'ın görüntüsü, bütün yaratılışın ilk doğanı O'dur. Nitekim gökte ve yeryüzünde, görünen ve görünmeyen şeyler, tahtlar, egemenlikler, yönetimler ve hükümranlıklar, her şey O'nda yaratıldı. Her şey O'nun aracılığıyla ve O'nun için yaratılmıştır. Her şeyden önce var olan O'dur ve her şey varlığını O'nda sürdürmektedir. Bedenin, yani inanlılar topluluğunun başı O'dur. Her şeyde ilk yeri alsın diye başlangıç olan ve ölüler arasından ilk doğan O'dur. Çünkü Allah, tüm doluluğunun O'nda bulunmasını uygun gördü. O'nun çarmıhta akıtılan kanı aracılığıyla esenliği sağlamış olarak yerde ve gökte olan her şeyi O'nun aracılığıyla kendisiyle barıştırmaya razı oldu.

İncil Lk. 10,25-37

Bir Kutsal Yasa uzmanı İsa'yı sınamak amacıyla gelip şöyle dedi: «Öğretmenim, sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?». İsa ona, «Kutsal Yasa'da ne yazılmıştır?» diye sordu. «Orada ne okursun?». Adam şöyle karşılık verdi: «Allah'ın olan Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün gücünle ve bütün aklınla sev. Komşunu da kendin gibi sev». İsa ona, «Doğru cevap verdin» dedi. «Bunu yap ve yaşayacaksın». Oysa adam kendini haklı çıkarmak isteyerek İsa'ya, «Peki, komşum kim?» dedi. İsa şöyle cevap verdi: «Adamın biri Kudüs'ten Eriha'ya inerken haydutların eline düşmüş. Onu soyup dövmüşler ve yarı ölü halde bırakıp gitmişler. Bir rastlantı olarak o yoldan bir kâhin geçiyormuş. Adamı görünce yolun öbür tarafından geçip gitmiş. Bir Levili de o yere varıp adamı görünce aynı şekilde geçip gitmiş. O yoldan geçen bir Samiriyeli ise adamın bulunduğu yere gelip onu görünce, yüreği sızlamış. Adamın yanına gitmiş, yaralarının üzerine yağla şarap dökerek onları sarmış. Sonra adamı kendi hayvanına bindirip bir hana götürmüş ve onunla ilgilenmiş. Ertesi gün iki dinar çıkararak hancıya vermiş. `Ona iyi bak' demiş, `bundan fazla ne harcarsan, dönüşümde sana öderim'.«Sence bu üç kişiden hangisi haydutlar arasına düşen adama komşu gibi davranmış?». Yasa uzmanı, «Ona acıyıp yardım eden» dedi. İsa ona, «Git, sen de öyle yap» dedi.