ME
NU

OMELIE / Omelie TR

01 gen 2014
01/01/2014 – “TANRI’NIN ANNESİ” OLAN MERYEM’İN BAYRAMI

01/01/2014 – “TANRI’NIN ANNESİ” OLAN MERYEM’İN BAYRAMI

1. Okuma Sayılar 6,22-27 Mezmur 66 2. Okuma Galatyalılara 4,4-7 İncil Lk 2,16-21

Bugün yeni yıla başlamaktayız ve ona özel bir bayramla başlamaktayız: Bu, Meryem’in ilahi anneliğinin bayramıdır. Noel devresindeki bayramların arasında, bu bayramı da kutlamaktayız: O’nun, tüm yaratılışa sevinç verdiği gibi, şimdi de bu sevinci veren Çocuğun Annesine teşekkür etmek için bu bayram, güzel bir fırsattır. Meryem, O’nu kundağa sardı ve besledi; o, Bizimle Olan Tanrı ile ilgilendi. Tanrı, kendi sevgisinin doluluğuna bir beden verebilsin diye, Meryem O’na kendisini sundu ve O’nun için bütün zamanını ve enerjisini harcadı. Meryem’in Tanrı’nın Annesi olduğunu söylemek, İncil’in asıl gerçeklerini ilan etmektir. Meryem, Tanrı değil, O’nun sahibi de değildir: O, O’nun kuludur; Tanrı, gerçek insan olarak aramıza gelebilsin diye, O’na kendisini sunmuştur. Meryem, sevginin Tanrı’sının Annesidir, bunun için kendisinin sevgiden başkası olmadığının bilincindedir. Bizler artık şunu bilmekteyiz ve sürekli olarak tecrübe etmekteyiz ki sevgi, ‘işitme’ ile yaşamaya başlar, dikkatli bir ‘işitme’ ile, bize Konuşanın sevgisinin içimize girmesine izin veren bir ‘işitme’ ile. Bu ‘işitme’ sayesinde, Meryem’in içerisine Baba’nın sevgisi girmektedir! Gerçekten İncil Meryem’i, “dinlemeyi bilen” olarak göstermektedir: O, sadece sözü dinlediğinde değil de, o sözü yüreğinde koruyarak ve olaylarla karşılaştırarak, o söze dikkat göstermektedir. ‘Meryem ise, bu olaylar üzerinde derin derin düşünerek, onları kalbinde saklıyordu’. Bu şekilde, Meryem’in anneliği mükemmelleşmektedir: Beden için anne olmayı aşarak, oğlun hayatının bütününün, içsel hayatının da, annesi olmaktadır.
Meryem, çobanların söylediklerini dinliyor, hayretlerini ve şaşkınlıklarını duyuyor, ve bunların hepsini, meleklerin kendisine söylediği sözlerle birlikte, yüreğinde saklıyordu. Çocuğun doğumunun sekizinci gününde, O’nun Tanrı’nın yaptığı antlaşma gereğince halkının üyesi olarak tanınması için, görevliler Çocuğu sünnet etmeye gelirken, Meryem derin derin düşünüyordu: Yani, önceki olayları şimdiki olaylarla, duyduğu sözleri yaşanılan olaylarla karşılaştırıyordu. Küçüğe verilen adı, meleklerin telaffuz ettiği, Yusuf’a da rüyasında tanıtılan addır. O ad, ilk olarak Meryem’in dudaklarında yankılanmış, sonra da, bütün dünyada, telaffuz edilmeye, çağrılmaya, mırıldanılmaya devam etmiştir ve etmektedir. Buna, insanın bütün duyguları eşlik etmektedir: Tapınma, minnettarlık, sevgi, sevinç, şefkat, yalvarış, ağlayış, hatta sıkıntı ve hafiflik, bazen de kızgınlık ve bilinçsizlik duyguları. İsa adı, insanın tüm yönlerindedir, böylece Çocuk, gerçekten burada, aramızdadır; O, gerçekten ‘bizimle olan’ Tanrı’dır. Meryem de, Tanrı’nın Annesi’dir; o Tanrı’nın ki, kendi bedeninde Baba’nın sonsuz sevgisini somutlaştırmıştır.
Meryem Oğula, hayatının tüm devresinde, anne gibi, eşlik etmektedir ve hala şimdi, Bedeni olan Kilisenin içerisinden, O’na eşlik etmeye devam etmektedir. Tam “Tanrı’nın Annesi” olduğu için, bizler Meryem’i annemiz olarak hissediyoruz: İsa’ya ve Baba’nın eline olan teslimiyetimizi tamamlayabilelim diye, biz kendimizi Meryem’e teslim ediyoruz. Ona teslim etmek, bize daha kolay gözüküyor, çünkü bir annenin yüzünü, daima çekici, şefkatli ve iyiliksever olarak düşünüyoruz. Oğluna tamamen ait olabilmemiz için ve O’nun yanında olabilmemiz için, Baba’nın sevgisinden emin olabilmemiz için de, kendimizi Meryem’e teslim ediyoruz.
Bugün, bütün bu yeni yıl için, kendimizi ona emanet ediyoruz; onun ellerine, açık olsun, saklı olsun, bütün arzularımızı bırakıyoruz: Eminiz ki o, arzularımızı ayırt edecek ve Tanrı’nın önüne, sadece O’na layık olanları getirecektir. Annemize, insanlığın tüm barış beklentilerini gösterelim: O, gerçek barışın, Oğlunun olduğunu bilmektedir, bunun için hep barışı arayan ve bekleyen bizlere, Çocuk İsa’yı göstermeye devam etmektedir. O’nu bize Çocuk olarak göstermektedir, öyle ki biz iddia etmeyelim, aksine kendimizi O’na sunalım. Gerçekten bir çocuktan hiçbir şeyi istememekteyiz, bunun yerine zaman, özen ve düşündüğümüz tüm başka gereksinmeleri arz etmek için ona yaklaşıyoruz.
Çocuğa cömert gözlerle bakmaya alışalım ki karşılaşacağımız tüm insanlara aynı şekilde davranmaya devam edelim!

“Tanrı’nın Annesi” olan Meryem, bizi şefkatine kabul et, öyle ki Oğluna olan dostluğumuz büyüsün; bizi O’nunla birlik içerisinde tut, öyle ki kurtuluşumuz emin olsun. Ve bizleri, Oğlunun yüreklere getirdiği barışın araçları kıl, öyle ki bu barış, bizim de katkımız sayesinde, halkımıza ve bütün halklara varabilsin!