ME
NU

OMELIE / Omelie TR

12 mar 2023
12/03/2023 – PASKALYA'YA HAZIRLIK DEVRESİ - 3 Pazar Günü – A

12/03/2023 – PASKALYA'YA HAZIRLIK DEVRESİ - 3 Pazar Günü – A

1.Okuma Çık 17,3-7 Mezmur 94 2.Okuma Rom 5,1-2. 5-8 İncil Yh 4,5-42

Su, bugünkü ilk okumada ve İncil’de sıklıkla bahsedilen konudur. Su, yaşam kaynağı ve insanın yaşaması için gereken elementtir! Halk çölde su arıyordu, İsa da öğle saatlerinde Sikar’da su arıyordu. İnsanın suya ihtiyacı vardır, sadece susuzluğunu gidermek için değil, özellikle içsel yaşamı için gereklidir. İçsel yaşamın suyu nedir?

İnsana tam bir ruhani doyum verebilecek, yeryüzündeki yürüyüşünde onu doyuracak bir şey var mı? Bu susuzluğumuzu kim giderebilir?

Halk çölde Musa’ya karşı homurdanıyor: Musa; ne yapacağını, onlara nasıl cevap vereceğini bilmiyor. Tüm halk ve hayvanları için yeterli su nerede bulunabilir? Musa’nın tek çıkar yolu Allah’ıdır. Allah da onu hayal kırıklığına uğratmıyor. Allah duayı dinliyor, ama karşılığında bir itaat, hatta katı bir itaat istiyor. Musa, Allah’ın Kendisi tarafından verilmesinden başka hiçbir özelliği olmayan asayı alıp onunla kayaya vurması gerekiyor. Elbette kayayı kıracak olan, asa değildir, kaya da su olmayacaktır, ama Allah, Musa’nın duasını tüm halk önünde gerçekleştirmek istiyor: Halkın liderleri bunun tanıkları olacaklar.

İşte su, kayadan bereketli bir şekilde akıyor. Allah, Musa’nın şikayet eden ve güvenemeyen halk için yaptığı duasını dinledi.

Tüm bunlar bir işarettir. İnsanın gerçek susuzluğunu gidermek için gerçek suyu veren İsa’dır. Sikar’da İsa; susamış ve barış, sevinç, yaşam kaynağını bulmaktan aciz insanlığa rastlamaktadır. İnsanlar geçici, yüzeysel, bir anlık tatminler peşindeler; bunlar sadece bir an sürmektedir, sonra insanların yeniden aramaları gerekmektedir, onlar hayal ile hayal kırıklığı arasında koşturmaktadırlar. Bir anlık tatminler peşinde koşarlarken insanlar; aralarında bağ kurup bu bağı koparmaktalar ve karşılıklı güvensizlik ve belirsizlik yaratmaktadırlar.

“Beş kocaya vardın. Şimdi birlikte yaşadığın adamsa kocan değil!”: İsa, insanın mutluluğa doğru koşmasını böyle özetlemektedir.

İnsan ilişki aramakta, çünkü onlardan sevinç beklemekte, ama insanlar arasındaki ilişkiler, Allah’ın sabitliğine ve ebediyetine dayanmamakta ise, hayal kırıklığına uğratmaktadırlar. İşte bu sebepten İsa, en derin arzularımızı gerçekleştirebilecek kişi olarak Kendini önerir. Allah tarafından yollandığı için, hayal kırıklığına uğratmayan bir adamın geleceğini bilen Samiriyeli kadına, İsa: “Seninle konuşan ben, O’yum!” diyor.

Gerçekten de insanın ve tüm insanlığın ihtiyacı olan su kaynağı, İsa’dır. O’nunla karşılaşanlar ve O’nu dinleyenler, O’nun tarafından sevilmeyi kabul edenler bunun farkına varıyorlar.

İki gün için O’nu misafir eden Samiriyeliler, O’nun dünyanın kurtarıcısı, hayattan mahrum dünyaya hayat veren O’nun olduğunu bilmektedirler. İsa Allah’ı tanıyor, insanı da tanıyor, Allah’ın insana yaşamını sevinçle doldurması için gerekeni verebileceğini, onu kurtarabileceğini, biliyor. İnsanı dolduran, Kutsal Ruh’tan başka ne olabilir ki? Bu da, aziz Pavlus’un dediği gibi, bize İsa tarafından verilir. “Bize verilmiş olan Kutsal Ruh aracılığıyla Allah'ın sevgisi yüreklerimize yerleşmiştir. Evet, biz daha çaresizken Mesih, belirlenmiş zamanda biz suçlular için öldü... Biz daha günahkarken Mesih bizim için öldü”.

İsa, insanlığın susuzluğunu gideren canlı su kuyusudur. O, bize Kutsal Ruh’u, O’nun aracılığıyla hayatın tamlığını da vermek için ölmektedir.

OKUMALAR

1.Okuma: Çıkış 17,3-7

Ama halk susamıştı. "Niçin bizi Mısır'dan çıkardın?" diye Musa'ya söylendiler, "Bizi, çocuklarımızı, hayvanlarımızı susuzluktan öldürmek için mi?" Musa, "Bu halka ne yapayım?" diye RAB'be feryat etti, "Neredeyse beni taşlayacaklar." RAB Musa'ya, "Halkın önüne geç" dedi, "Birkaç İsrail ileri gelenini ve ırmağa vurduğun değneği de yanına alıp yürü. Ben Horev Dağı'nda bir kayanın üzerinde, senin önünde duracağım. Kayaya vuracaksın, su fışkıracak, halk içsin diye." Musa İsrail ileri gelenlerinin önünde denileni yaptı. Oraya Massa ve Meriva adı verildi. Çünkü İsrailliler orada Musa'ya çıkışmış ve, "Acaba RAB aramızda mı, değil mi?" diye RAB'bi denemişlerdi.

  • Mezmur 94

Gelin, RAB'be sevinçle haykıralım, bizi kurtaran kayaya sevinç çığlıkları atalım,

Şükranla huzuruna çıkalım, O'na sevinç ilahileri yükseltelim!

Gelin, tapınalım, eğilelim, bizi yaratan RAB'bin önünde diz çökelim.

Çünkü O Allahımız'dır, bizse O'nun otlağının halkı, elinin altındaki koyunlarız.

Bugün sesini duyarsanız, Meriva'da, o gün çölde, Massa'da olduğu gibi, inatçılık etmeyin.

Yaptıklarımı görmelerine karşın, Atalarınız orada beni sınayıp denediler.

2.Okuma: Aziz Pavlus’un Romalılara Mektubundan 5,1-2.5-8

Böylece imanla aklandığımıza göre, Rabbimiz İsa Mesih sayesinde Allah ile barışmış oluyoruz.İçinde bulunduğumuz bu lütfa Mesih aracılığıyla, imanla kavuştuk. Ve Allah'ın yüceliğine erişmek ümidiyle övünürüz. Yalnız bu kadarla değil, sıkıntılarla bile övünürüz. Çünkü biliriz ki, sıkıntı dayanma gücünü, dayanma gücü Allah'ın beğenisini ve Allah'ın beğenisi ümidi yaratır. Ümit de düş kırıklığına uğratmaz. Çünkü bize verilmiş olan Kutsal Ruh aracılığıyla Allah'ın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür. Evet, biz daha çaresizken Mesih, belirlenen zamanda tanrısızlar için öldü. Bir kimse doğru insan için güç ölür, ama iyi insan için belki biri ölmeyi de göze alır. Allah bize olan sevgisini şununla kanıtlıyor: biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü.

  • İncil: Yuhanna 4,5-42

Böylece Samiriye'nin Sihar denilen kentine geldi. Burası Yakup'un kendi oğlu Yusuf'a vermiş olduğu toprağın yakınındaydı. Yakup'un kuyusu da oradaydı. İsa, yolculuktan yorulmuş olduğu için kuyunun yanına oturmuştu. Saat on iki sularıydı. Samiriyeli bir kadın su çekmeye geldi. İsa ona, «Bana su ver, içeyim» dedi. İsa'nın öğrencileri yiyecek satın almak için kente gitmişlerdi. Samiriyeli kadın, «Sen Yahudisin, bense Samiriyeli bir kadınım» dedi, «nasıl olur da benden su istersin?» Çünkü Yahudilerin Samiriyelilerle ilişkileri yoktur. İsa kadına şu cevabı verdi: «Eğer sen Allah'ın armağanını ve sana, `Bana su ver, içeyim' diyenin kim olduğunu bilseydin, sen O'ndan dilerdin, O da sana yaşam suyunu verirdi.» Kadın, «Efendim» dedi, «su çekecek bir şeyin yok, kuyu da derin. Böyle olunca yaşam suyunu nereden bulacaksın? Sen, bu kuyuyu bize vermiş, kendisi, oğulları ve davarları ondan içmiş olan atamız Yakup'tan daha mı büyüksün?» İsa şöyle cevap verdi: «Bu sudan her içen yine susayacak. Oysa benim vereceğim sudan içen sonsuza dek susamaz. Benim vereceğim su, içende sonsuz yaşam için fışkıran bir su kaynağı olacak.» Kadın, «Efendim» dedi, «bu suyu bana ver. Böylece ne susayayım, ne de su çekmek için buraya kadar geleyim.» İsa, «Git, kocanı çağır ve buraya gel» dedi. Kadın, «Kocam yok» cevabını verdi. İsa, «Kocam yok demekle doğruyu söyledin» dedi. «Beş kocaya vardın. Şimdi birlikte yaşadığın adamsa kocan değildir. Doğruyu söyledin.»
Kadın, «Efendim, anlıyorum, sen bir peygambersin» dedi. «Atalarımız bu dağda tapındılar, ama sizler tapınılması gereken yerin Kudüs'te olduğunu söylüyorsunuz.» İsa ona şöyle dedi: «Kadın, bana inan, öyle bir saat geliyor ki, Baba'ya ne bu dağda, ne de Kudüs'te tapınacaksınız! Siz bilmediğinize tapınıyorsunuz, biz bildiğimize tapınıyoruz. Çünkü kurtuluş Yahudilerdendir. Ama içtenlikle tapınanların Baba'ya ruhta ve gerçekte tapınacakları saat geliyor. İşte, o saat şimdidir. Baba da kendisine böyle tapınanları arıyor. Allah ruhtur, O'na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar.» Kadın İsa'ya, «Mesih denilen meshedilmiş Olan'ın geleceğini biliyorum» dedi, «O gelince bize her şeyi bildirecektir.» İsa, «Seninle konuşan ben, O'yum» dedi. Bu sırada İsa'nın öğrencileri geldiler. O'nun bir kadınla konuşmasına şaştılar. Bununla birlikte hiçbiri, «Ne istiyorsun?» ya da, «O kadınla neden konuşuyorsun?» demedi. Sonra kadın su testisini bırakarak kente gitti ve halka şöyle dedi: «Gelin, yapmış olduğum her şeyi bana söyleyen adamı görün. Acaba Mesih bu mudur?» Halk da kentten çıkıp İsa'ya doğru gelmeye başladı. Bu arada öğrencileri O'na, «Rabbî, yemek ye!» diye rica ediyorlardı. Ama İsa, «Benim, sizin bilmediğiniz bir yiyeceğim var» dedi. Öğrenciler birbirlerine, «Acaba biri O'na yiyecek mi getirdi?» diye sordular. İsa, «Benim yemeğim, beni gönderenin isteğini yerine getirmek ve O'nun işini tamamlamaktır» dedi. «Sizler, `Ekinleri biçmeye daha dört ay var' demiyor musunuz? İşte, size söylüyorum, başınızı kaldırıp tarlalara bakın. Ekinler sararmış, biçilmeye hazır! Eken ve biçen birlikte sevinsinler diye, biçen kişi şimdiden ücretini alır ve sonsuz yaşam için ürün toplar. `Biri eker, başkası biçer' sözü bu durumda doğrudur. Ben sizi, emek vermediğiniz bir ürünü biçmeye gönderdim. Başkaları emek verdiler, siz ise onların emeğinden yararlandınız.» O kentten birçok Samiriyeli, «Yapmış olduğum her şeyi bana söyledi» diye tanıklık eden kadının sözü üzerine İsa'ya iman etti. Samiriyeliler O'na gelip yanlarında kalması için rica ettiler. O da orada iki gün kaldı. O'nun sözü üzerine daha birçokları iman etti. Bunlar kadına: «Bizim iman etmemizin nedeni artık senin sözlerin değildir» diyorlardı. «Kendimiz işittik, O'nun gerçekten dünyanın Kurtarıcısı olduğunu biliyoruz.»

Documenti allegati