ME
NU

OMELIE / Omelie TR

01 mar 2020
01/03/2020 – Paskalya'ya Hazırlık Dönemi 1. Pazarı A Yılı 

 01/03/2020 – Paskalya'ya Hazırlık Dönemi 1. Pazarı A Yılı 

İlk Okuma Yaratılış 2,7-9; 3,1-7   Mezmur  50/51 İkinci Okuma Romalılar 5,12-19  İncil   Matta 4,1-11

 

Paskalya'ya Hazırlık Devresinin ilk pazarının tüm okumaları bize günahkar doğamızı hatırlatıyor.

İlk okuma, insanlarda günahın nasıl doğduğundan ve insanların, Allah'ın sonsuz sevgisi ve bilgeliğine itaat etmek yerine, akılsızca kendi istediğini yapmasından bahsediyor.

İkinci okuma Aziz Pavlus'un düşüncesini bize açıyor. O, Allah'ın lütfunun, yalnızca İsa'nın itaati sayesinde, itaatsizliğin sonuçlarından bizi kurtardığını görüyor. İsa, itaatini çölde yaşayıp gösterdi.  Orada İsa, tek başına, samimiyet içinde Baba ile kalmayı aramıştı ve Şeytan birçok şekilde O'nu, bütün insanların yaptıkları gibi kendini düşünmesi için denedi.

İncil parçası bize Rab'bin itaatiyle yendiği ayartmaları anlatıyor. İsa çölde, İsrail Halkının çölde kırk yıl süresinde yaşadığı tecrübeyi kısa bir şekilde yaşamaktadır. Allah'ın halka sevgi dolu yardımlarını ve varlığının işaretlerini gösterdiği halde, halk homurdanarak, şikayet ederek çölü geçti. Su yokken isyan etti, ekmek yokken şikayet etti, et yokken Musa'ya ve Harun'a kızdı. Allah'ın işaretleri ve lütufları, İsraillilerin kalplerinde huzurlu bir itaat, O'na kendini teslim etmeyi sağlayan bir güven yaratmayı beceremediler.

İsa çölde kırk gün kalıyor. Su yok, ekmek yok, et yok. O ne yapıyor? Şikayet ediyor mu? Ümitsizliğe kapılıyor mu? Şeytan, İsa'nın Allah'a şikayet etmemesine şaşırıyor; İsa'nın Baba'sına olan güvenini kaybettirmeye çalışıyor. Yahya O'nu vaftiz ederken O'na “Allah'ın Oğlu” demedi mi? Neden şimdi O, kendi ilahi yeteneklerini kendi yararına kullanmamaktadır? Allah'ın Sözü dünyayı yarattığına göre Allah'ın Oğlu ağzını açtığında da O'nun söylediği olacaktır: “Söyle de şu taşlar ekmek olsun”! Şeytanın sözü inanılır geliyor, çünkü kararlı bir iman maskesi ile gururu saklıyor. Fakat İsa biliyor ki çölden geçen halkın eksiği tam da Allah'a olan huzurlu bir güven idi ve bu eksiklikten dolayı vaat edilen topraklara girmeden yok oldular. İsa ise, Baba'nın sevgisine güvenmektedir ve güvenmeye devam ediyor: “Eğer ben Allah'ın Oğluysam, Allah benim Babamdır ve benimle ilgilenecektir. Ben O'na bağlı kalıyorum. Eğer Oğul isem, Oğul olarak kalıyorum, Babamın yerini almıyorum. Eğer Oğul’sam, dinlemeye ve itaat etmeye devam edeceğim. Baba'nın kendisi bana ne yapmam gerektiğini söyleyecek: O'nun Sözü benim gerçek gıdamdır”!

İşte İsa, Kutsal Yazılardaki Söze kendini teslim ediyor: “İnsan sadece ekmekle yaşamaz, ama Allah'ın ağzından çıkan her bir söz ile yaşar”! İsa Oğul’dur ve bu yüzden Baba'yı dinlemeye özen gösterir! İnsanın kalbinde doğabilen her arzu için İsa, bu kararı tekrarlıyor: Düzensizliğin ve adaletsizliğin hüküm sürdüğü bu dünyaya düzen getirme arzusu için, herkes tarafından tanınma arzusu için. Mesih İsa'nın krallığının, Baba'nın tüm insanlığa armağanı olmasına rağmen, İsa insanlara kendisini ne kral olarak, ne de Mesih olarak tanıtmıyor, kendisi bu yolu seçmiyor. O, itaatkar Oğul olarak kalarak, Adem ve Havva'nın itaatsizliklerinden doğan tüm insanların durumlarını tersine çeviriyor; hala üzerimizde baskı kuran, hayatımızı güç kılan, akrabalık, komşuluk, dostluk ilişkilerimizi bozan günahların  sonuçlarını kaldırıyor.

İsa ile bir olmaya; O'nun Baba'ya olan güvenine, O'nun evlat itaatinde birleşmeye çalışacağız. Bu; zor bir davranış şekli, zor bir tövbe etme biçimi olsa bile, dünya barışına ve dünyanın kurtuluşuna büyük bir katkı sağlayacaktır!

Allah'a tam bir güvenle iman ediyoruz: O'nun sevgisini sınamamız gerekmez. O, dünyanın krallıklarını seviyor, insanlar birbirlerini öldürmesinler, tersine barış içinde yaşayabilsinler diye neyi planlaması gerektiğini biliyor. İsa, Baba'nın gün be gün gösterdiği isteğini yerine getirmek için Baba'ya kendini sunuyor. Bütün halkları seven Peder, İsa'nın hayatı herkes için bir armağan olsun diye onu yöneltmeyi biliyor. Ve bizler İsa'yı izliyoruz. Bu Pakalya'ya Hazırlık Devresinde sevdiğimiz bir şeyden vazgeçmeye kendimizi alıştıracağız, öyle ki bizden de Rab'bimizin Isıraplarına ve Ölümüne katılmamız isteneceği zaman hazır halde bulunalım.

 

OKUMALAR

 

1.Okuma: Tekvin 2,7-9; 3,1-7

RAB Allah Adem'i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.

RAB Allah doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu. Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacı ile iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı. RAB Allah Allah'ın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Allah gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu. Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı, "Ama Allah, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi." Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi, "Çünkü Allah biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Allah gibi olacaksınız." Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi. Kocası da yedi. İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.

 

Mezmur 50/51

Ey Allah, lütfet bana, sevgin uğruna;

Sil isyanlarımı, sınırsız merhametin uğruna.

Tümüyle yıka beni suçumdan, arıt beni günahımdan.

Çünkü biliyorum isyanlarımı, günahım sürekli karşımda.

Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim, senin gözünde kötü olanı yaptım.

Öyle ki, konuşurken haklı, yargılarken adil olasın.

Nitekim suç içinde doğdum ben, günah içinde anam bana hamile kaldı.

Madem sen gönülde sadakat istiyorsun, bilgelik öğret bana yüreğimin derinliklerinde.

Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini, istekli bir ruhla bana destek ol.

Başkaldıranlara senin yollarını öğreteyim, günahkârlar geri dönsün sana.

Kurtar beni kan dökme suçundan, ey Allah, beni kurtaran Allah,

Dilim senin doğruluğunu ilahilerle övsün.

Senin kabul ettiğin kurban alçakgönüllü bir ruhtur,

Alçakgönüllü ve pişman bir yüreği hor görmezsin, ey Allah.

 

2.Okuma: Aziz Pavlus’un Romalılara Mektubundan 5,12-19

Kardeşlerim, nasıl ki günah bir insan yoluyla, ölüm de günah yoluyla dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi. Kutsal Yasa'dan önce de dünyada günah vardı; ama yasa olmayınca günahın hesabı tutulmaz. Oysa Âdem'den Musa'ya kadar ölüm, gelecek Kişi'nin örneği olan Âdem'in suçuna benzer bir günah işlememiş olanlara da egemendi. Ama Allah'ın armağanı Âdem'in suçu gibi değildir. Çünkü birinin suçuyla birçokları öldüyse, Allah'ın lütfu ve bir tek adamın, yani İsa Mesih'in lütfuyla verilen bağış birçokları yararına daha da çoğaldı. Allah'ın bağışı, o tek adamın günahının sonucu gibi değildir. Tek bir suçtan sonra verilen yargı mahkûmiyet getirdi; ama birçok suçlardan sonra verilen armağan aklanmayı sağladı. Çünkü eğer ölüm bir tek adamın suçu yüzünden o tek adam aracılığıyla egemenlik sürdüyse, Allah'ın bol lütfunu ve aklanma bağışını alanların bir tek adam, yani İsa Mesih sayesinde yaşamda egemenliksürecekleri çok daha kesindir. İşte, tek bir suç bütün insanların mahkûmiyetine yol açtığı gibi, bir doğruluk eylemi de bütün insanlara yaşam veren aklanmayı sağladı. Bir adamın sözdinlemezliği yüzünden birçoğu günahkâr kılındığı gibi, yine bir adamın söz dinlemesiyle birçoğu doğru kılınacaktır.

 

İncil: Matta 4,1-11

Bundan sonra İsa, İblis'in denemelerinden geçmek üzere Ruh tarafından çöle götürüldü. İsa ona şu karşılığı verdi: «Kutsal Yazılarda, `İnsan yalnız ekmekle değil, Allah'ın ağzından çıkan her sözle yaşar' diye yazılmıştır.» Sonra İblis O'nu kutsal kente götürdü. Tapınağın tepesine çıkarıp dedi ki, «Allah'ın Oğluysan, kendini buradan aşağı at. Çünkü şöyle yazılmıştır: `Allah, senin için meleklerine buyruk verecek.'

`Ayağın bir taşa çarpmasın diye seni elleri üzerinde taşıyacaklar.'» İsa İblis'e şu karşılığı verdi: «`Allah'ın olan Rab'bi sınama' diye de yazılmıştır.» İblis aynı şekilde İsa'yı çok yüksek bir dağa çıkarıp O'na tüm görkemleriyle dünyanın bütün ülkelerini gösterdi. «Yere kapanıp bana taparsan, bütün bunları sana vereceğim» dedi. İsa ona şöyle karşılık verdi: «Çekil git, Şeytan! `Allah'ın olan Rab'be tap, yalnız O'na kulluk et' diye yazılmıştır.» Bunun üzerine İblis İsa'yı bırakıp gitti. Melekler de gelip İsa'ya hizmet ettiler.