ME
NU

OMELIE / Omelie TR

12 apr 2015
12/04/2015 – PASKALYA DEVRESİ - 2. Pazar Günü-B

12/04/2015 – PASKALYA DEVRESİ - 2. Pazar Günü-B
İlahi Merhamet Pazar Günü

1.Okuma Hav. İşl. 4,32-35 * Mezmur 117 * 2.Okuma 1Yh 5,1-6 * İncil Yh 20,19-31

İsa’nın dirilişi, havarilerin hayatını sadece kişisel olarak değil; birbirlerine olan onların ilişkilerini de tamamen değiştirdi. Onlar artık hep birlikte tek bir bedeni, bir aileyi, yeni bir topluluğu oluşturmaktadırlar. İşte tam da şu şekilde diyebiliriz: İmanlılar yeni bir topluluğu oluşturmaktadırlar. Aziz Luka’nın Havarilerin İşlerinde tanıklık ettiği gibi, imanlılar artık kendileri için yaşamamakta idiler; onların hepsi, ötekilerinin gereksinmelerini, onların sevincini, onların yoksulluğunu da düşünmekteydiler. Tabii ki zorlukları da vardı, ama bunların tümü, dirilmiş Rab’bin sevinci sayesinde aşılmaktaydı. Rab’bin canlı olmasına tanıklık etmek, her imanlı için en önemli şey; aynı zamanda da herkese huzur ve sevginin birliğini veren şey idi. Herkes tarafından yaşanan bu yeni hayattan havariler de İsa’yı müjdelemek için gücü almaktaydılar. Gerçekten de Aziz Yuhanna’nın mektubunda yazdıkları, sadece küçük ve yoksul, alçakgönüllü ve sebatlı imanlıların tecrübelerinin gücünden kaynaklanmaktaydı. Aynı şekilde dirilmiş İsa’ya olan bağlılığımızın tecrübesi de, emirlere itaatimizin tecrübesi de, acı çekenlere ve ümitsiz olanlara imanımızdan gelen teselliyi ve lütfunu müjdelememiz için, bize güç vermektedir.

Aziz Yuhanna’nın söylediği gibi, “Bize dünyaya karşı zafer kazandıran imanımızdır”: Şeytana itaat eden o dünyaya karşı. İman, kendi içerisinde Tanrı’ya ve O’nun emirlerine taşınan itaatin gücü ile, insanları cehenneme sürükleyen kötülüğün, nefretin, kıskançlığın, gururun tehditlerine ve içgüdülerine direnebilmektedir: İman!

İmanımız, İsa’nın dirilişine ve onun hakkında havarilerin ve İncil yazıcılarının anlatmalarına dayanır. Bugün havarilerin, Rableri ile olan ilk karşılaşmalarının anlatımını; sekiz günden sonradaki, Tomas’ın da hazır bulunduğu ve aynı yerde olduğu ikinci karşılaşmalarını da duyduk. Her defa İsa kutsamasını tekrarlamaktadır: “Esenlik sizinle olsun”. Bu söz, öğrencileri rahatlatıp güven içinde bırakan bir sözdür; aynı zamanda birbirlerini kardeş olarak hissetmeye; Kendisi ile ve Baba ile yeniden birlik içinde yaşamalarına yardım etmektedir.

Neden İsa, ısrarla, “Esenlik sizinle olsun” diyor? Kesinlikle bu söz, yüzeysel bir selam değildir. Bu söz, İsa’nın Kendisi’nin onlarla birlikte olmayı istediğinin işaretidir; bu söz aracılığıyla İsa’nın Kendisi, öğrencilerinin var olmasından, hikmetinden, Baba’ya olan itaatinden, kendi yüzünden verilen emniyetten mutlu olmalarını istediğini söylemektedir. Öğrencilerinki gibi, bizim vicdanımız da azabı vermektedir, çünkü bizler dün veya geçen haftalarda, bazı anlarda, Rab’bi terk ettiğimiz ya da O’nu unuttuğumuz anları yaşadık. Oysa bize “Esenlik sizinle olsun” diyen İsa, bizi geleceğe bakmaya davet etmektedir. O, pişmanlığımızı görmekte ve yaptığımızı affetmektedir, ayrıca bundan sonra hayatımıza yeniden yön vermek; onu Kendisi ile olan tam bir birlik içinde kılmak istemektedir. İsa halen bizimledir ve de bizler, O’nun isteklerini paylaşmaya ve O’nun planlarını gerçekleştirmeye hazır olmak üzere, O’na yönelmiş olacağız. “Esenlik sizinle olsun”: Bu sözlerden on Havari büyük bir sevinç alarak, Kutsal Ruh’la doldurulmalarına ve sarılmalarına hazırlanmaktadırlar. İsa, Kutsal Ruh’u onların üzerlerine üflüyor: Kutsal Ruh, İsa’nın nefesidir; o andan sonra öğrencilerin yüreklerini ve akıllarını, hafızalarını ve iradelerini dolduracak İsa’nın oluşunun en derin kısmıdır. Kutsal Ruh, vaat edilmiş Ruh’tur: O, öğrencileri İsa’nın Kendisine birleştirmektedir ve de onları itaatli ve Tanrı’nın şanını gerçekleştirmek isteyen Baba’nın evlatları kılmaktadır. Öyleyse öğrenciler, merhametin, sadık sevginin, İncil’in güçlü ve etkili Söz’ünün taşıyıcıları olacaklardır.

Daha sonra İsa, öğrencilerine bir görevi teslim etmektedir; bu da kesinlikle ve tamamen onları altüst eden yenilik idi. Öğrenciler, Yahudi idiler ve kulaklarında, Yahudi ve din başkalarının İsa’ya olan suçlamaları hala yansımakta idi.“Kimin günahlarını bağışlarsanız, onun günahları bağışlanmış olacaktır”: Peki, günahları affedebilen sadece Tanrı değil mi? İsa da birkaç defa günahları affedip bununla Kendisine küfür suçunu çekmişti. İşte, şimdi kendileri de günahları affedecekler; ama ancak ve ancak İsa’nın ağzından Kutsal Ruh’u kabul ettikleri için. Şimdi onlarda Tanrı’nın hayatı, Tanrı’nın sevgisi mevcuttur ve de onlar bu sevgiyi gerçekleştirmeliler. Baba’nın ilk eylemi, merhamettir, yani insanların günahlarını affetmesidir; bunu kabul etmek üzere yaklaşacak olanların günahlarının affıdır. Nitekim “Kimin günahlarını bağışlamazsanız, onun günahları bağışlanmamış olacaktır”. Merhamet, alçakgönüllülükle geri dönen evladı kabul eden Baba’nın merhametidir. Öğrencilerin kendileri de, Zeytin Bahçesinde Rablerini terk ettikten sonra, Son Akşam Yemeğinin Odasında yeniden bir araya toplanarak, İsa’yı izlemeye devam etmeyi; daima O’na ait olmayı isteklerini açıkça söylemektedirler. Bunun için onlara, İsa’nın üflemesinden, af ve yeni hayat verilmektedir. O sırada orada bulunmayan Tomas’a da ancak ve ancak ötekilerle birliğe dönünce, aynı armağan verilmektedir. Sekiz gün sonra, geri dönüşünde; kendisini alçalttığında, toplanmış olan tüm Kilise’nin huzurunda “Rab’bim ve Tanrı’m!” diyerek ortak imanı duyurduğunda, Tomas’a da af ve yeni hayat verilmektedir. Bu olaylardan bizler, kardeşlerle birlik içinde sarsılmaz şekilde kalmayı; Kilise’ye olan aitliğimizi cömertlikle yaşamayı öğrenmekteyiz.