ME
NU

OMELIE / Omelie TR

19 ago 2012
19/08/2012 – OLAĞAN DEVRE – 20. PAZAR GÜNÜ - B

19/08/2012 – OLAĞAN DEVRE – 20. PAZAR GÜNÜ - B

Okuma Özd. (Meseller) 9,1-6* Mezmur 33 * 2. Okuma Ef 5,15-20 * İncil Yh 6,51-58

“Nasıl yaşadığınıza çok dikkat edin!”: Bu uyarı ile Aziz Pavlus, Efes’teki Hıristiyanlara yazdığı mektubu sona erdirmek üzeredir. Hıristiyanlar, sadece İncil’i tanıdıkları için, sadece İsa’nın yaptığı ya da söylediği birkaç şeyleri bildikleri için, sadece haç işareti ve bazı duaları yaptıkları için gerçek imanlılar değiller! İman edenler, hayatlarını Rab’bin öğretilerine uydururlar. O şöyle dedi, “Benim söylediğim bu sözleri işitip de bunları uygulayan kimse, evini kaya üzerine kuran akıllı adama benzer”. “Bilgelikten yoksun olanlar gibi değil, bilge kişiler gibi yaşayın. Elinizdeki günleri iyi değerlendirin, çünkü yaşadığımız günler kötüdür”: Aziz Pavlus’un bu tavsiyesini ciddiye almak istiyoruz. Efesliler’in denenmeleri, bizimkilerinin aynıdır: Onlar, aldatıcı çekici şeylerden gelen denenmelerdir. “İçkiyle sarhoş olmayın: bu sizi sefahata götürür” diyerek, örnek de, vermektedir. Aynı şarabın, arzu edilebilir ve iyi olduğu halde, aşırı içtiğimizde kontrolü kaybettirmesi gibi, başka birçok iyi şeyler için de söylenebilir. Hıristiyan kişi, neyi aramalı? Ne ile uğraşmalı? Nerede sevinci bulacaktır? Sevincin, karşılıklı bir birlik içerisinde var olduğunu bilmekteyiz; bu birliğin, Rab’bin Ruh’undan geldiğini de bilmekteyiz. Öyleyse devamlı Rab’be dönük kalalım! Nitekim Aziz Pavlus yüreklendirmesine şöyle devam eder: “Ruh’la dolu olun. Hep birlikte mezmurlar, ilahiler ve ruhani ezgiler söyleyin. Bütün yüreğinizle Rab’bi yüceltin ve övün. Her an ve her şey için Rab’bimiz Mesih İsa’nın adına Peder Tanrı’y a şükredin”. Havarinin bu önerisini kabul etmek çok kolay değil; nitekim onu yaşayan kişiler azdır! Mahalle kiliselerinde bazen, şurada burada, iman edenlerin küçücük grupları var ki, Rab’bin Sözünü orta yere koyarak, sık sık buluşup birlikte bir zaman geçirirler. Rab’bin Sözü onlara bilgeliği ve esenliği, özellikle de karşılıklı birliği, huzuru, teselliyi ve sevinci bağışlar. Rab’be doğru bir dönüş yürüyüşüne başlamak isteyen kişi, bu ilerlemek isteyen de, böyle bir grubu arar ve, sofu görülmekten korkmadan, ona katılır.

Bu günkü İncil metninde İsa ısrarla insanların, O’nun Bedenini yemelerine ve kanını içmelerine davet etmekte çünkü “Gökten inmiş olan hayat ekmeği ben’im” diye açıklamaktadır. O’nu nasıl yiyebiliriz? O’nunla nasıl beslenebiliriz? Sadece Efkaristiya’ya katılarak mı bu davete itaat etmiş oluruz? Ben inanıyorum ki O’nu yemek, ilk olarak O’nun Sözünü ve öğretişini kabul etmektir, İncil’deki O’nun bilgeliğini benimsemektir. Kutsal Efkaristiya’yı almadan önce Efkaristiya Gizeminde karşılaşacağımız Kişiyi tanımamız gerekir, yoksa kendi kendimizi mahkûm ederiz. Efkaristiya Ekmeğini yeme amacı da, Mesih İsa’da kalmaktır: “Bedenimi yiyip kanımı içen bende yaşar, ben de onda yaşarım”. O’nda yaşamak için, yüreğimizde O’nun Sözünü saklamak, öğretişine itaat etmek ve daima O’nun huzurunda yaşamak şarttır. Diğer imanlılarla toplantılara ve özellikle de Pazar Günü Ayine katılmak, bu konuda bize yardımcı olmaktadır. Sadece Pazar Günü değil de, hafta içinde de, Pazar Günü dinlediğimiz Sözü yaşamaya yardım eden toplantılar yapılmaktadır...

Bugün İsa bize ısrarla ancak ve ancak O’ndan gerçek ve ebedi hayatı alabileceğimizi söylemektedir. Bir süre için İsa’dan uzak veya O’na karşı kalmış olan herkes bunu tecrübe etmiş olur. İsa’nın dostluğuna dönen, gerçek sevinci tadar çünkü İsa sayesinde her şeyin anlam ve değer kazandığını, tersine O olmadan hayatın bile yaşanmaya değmediğini gördü.

Rab İsa başka bir konuşmasında “Yaşam Ben’im” demiştir, çünkü O Tanrı’dan geliyor ve kendisi de Tanrı’dır. Her insan, hangi dine ait olursa olsun, bilinçli veya bilinçsizce, İsa’yı bekler. Ve O’nu tanıyınca, yüreğinin ve zihninin açıldığını, yeni bir hayatın ve yeni bir sevincin doğduğunu hisseder. Mesih İsa’yı sevmeye başlayan Budist ve Müslüman insanların sevinçten parıldayan yüzünü gördüm. Ben de, gerçek bir hayatı yaşamak ve hayatının gerçek tadını tatmak için O’nu ‘yemek’, sadece O’nunla beslenmek istiyorum!