ME
NU

OMELIE / Omelie TR

05 nov 2023
05/11/2002 OLAĞAN DEVRE - 31- PAZAR - A YILI

05/11/2002 OLAĞAN DEVRE - 31- PAZAR - A YILI

  1. Okuma Malaki 1,14 - 2,8. 8-10 Mez 131 (130) 2. Okuma 1.Selanik. 2,7-9. 13 İncil Mt.23,1-12

"Eğer beni dinlemezseniz ve adımı tüm yüreğinizle yüceltmezseniz...". Kimileri bu sözlerin Allah'a layık olmadıklarını düşünebilir, çünkü bu sözleri böbürlenen ve tehdit edici bir kişinin sözleri gibi görür. Fakat "Allah'ın adını yüceltmek" ne demektir?

Kutsal Kitabı tanıyan, Allah'ın, Kendisine itaat eden insan tarafından yüceltildiğini bilmektedir. Fakirleri severek, dürüstlük, sevgi ve uyum ile davranarak, insanlar için çok büyük bir saygı isteyen Emirlerini uygulayarak, O'na itaat edilir! Allah'ın adını yüceltmek, kendi hayatı aracılığıyla, kendi ailesinin hayatı aracılığıyla, toplum hayatı aracılığıyla, Allah'ın sevgi ve merhamet olduğunu, birliği, paylaşmayı ve işbirliğini istediğini, insanın dostu olduğunu göstermektir! Bu gerçekleri yaşamayan, kendini Allah'ın halkına ait sanmamalı, böyle bir kişi kendini Allah'ın halkının üyesi olarak tanıtamaz: Çünkü Allah hakkında yalancı bir tanıklık vermiş olur; O'nu adaletsiz, şiddetli, egoist olarak tanıtmış olurdu.

Eğer bütün insanları yaratan Tek Allah tarafından yaratıldığımızı biliyorsak, neden "birbirimize hainlik ediyoruz?". "Eğer beni dinlemezseniz ve adımı tüm yüreğinizle yüceltmezseniz üzerinize lanet gönderirim": Bu ciddi ve etkili sözlerle Rab komşusunu sevme buyruğunu önemsemeyenin durumunun ağırlığını anlatmak ister. Hiç kimse böyle bir vaadi duyduktan sonra kendi hatasında kalmak istemeyecektir!

Allah, Peygamber Malaki aracılığıyla ilettiği uyarıyı, ilk önce halkın sorumluları olan din adamlarına yöneltir. Onların hayatına, onlarda Allah'ın hoşuna giden davranışın somut bir örneğini arayan fakirler tarafından çok dikkatle bakılmaktadır.

Bugünkü İncil'de İsa, peygamberin uyarılarına devam ederek halka, Allah'ın emirlerini öğretme görevinde bulunanların kötü davranışlarına karşı tetikte olmayı tavsiye eder. O'nun zamanında bunlar, din bilginleri ve Ferisilerdi. Sözlerle iyi öğretiyor, ama davranışlarıyla bambaşka yaşıyorlardı! Bu yüzden İsa: "Size tüm söylediklerini yapın ve yerine getirin, ama yaptıklarını yapmayın" diyordu.

Günümüzdeki aklımıza hemen Episkoposlar ve rahipler gelir. Allah'ın yolunu öğreten onlardır ve insan olduklarından dolayı bazen iyi birer örnek olmayabilir, İncil'e göre yaşamayabilirler. Gerçek şu ki: Onlar da insan ve insan olarak, zayıflar, güçsüzler ve Şeytan tarafından günaha teşvik edilirler. Bunun için aralarından bazılarının hayatlarında itaatsizlik, zayıflık görürsen veya öğrettikleri ile yaşadıkları arasında tutarsızlık bulursan şaşırmayacaksın.

Fakat İsa'nın sözü sana hitap etmektedir: Sana İncil'i ilan eden rahip henüz buna göre yaşamaya yeterli olmasa da, sen İncil'e göre yaşayacaksın. Rahibin sözlerinde ilahi otorite vardır. Sen Allah'ın kutsal sözlerine uygun yaşayacaksın, o zaman sen kendini bir ışık, başkalarına yaşamın gerçek kaynağına doğru eşlik eden bir yıldız olacaksın!

İsa öğrencilerine alçakgönüllülüğün yolunu öğretiyor, çünkü insanı Allah'ın yüreğinde sağlamca tutan tek yol budur. Diğerlerinden kendini daha üstü görme. Ünlü unvanları isteme, büyüklük taslama yolunda yürüme. İsa, sana ilahi ve ebedi hayatı iletmiş ya da şimdi de ileten insanı "peder" diye çağırmanı engellemez; O sana bir unvan aracılığıyla kendini yüceltmemeyi önerir. Ben her zaman vaftiz ismim ile çağrılmak isterdim, fakat eğer biri beni "peder" diye çağırırsa, bunda ona engel koymam, çünkü bu ona itaat ve alçakgönüllülüğün yolunda yürümek için faydalı olabilir.

Bugün İsa'nın sözleri Aziz Pavlus'un örneği ile aydınlanır. Pavlus Selanikliler arasındaki çalışmasını hatırlatarak, onlara sevgi ve şefkat ile yazar. Onlara Allah'ın Müjdesini duyurarak onları sevdi, aralarında uğraş verip yoruldu, "çocuklarını bağrına basan bir anne gibi" onlara şefkatle davrandı, onlara Hristiyan hayatının örneği oldu.

Aziz Pavlus'un sözleri, İncil'e uygun olan hayatları sayesinde iyi bir örnek olan birçok rahip ve episkoposlar tarafından tekrarlanabilirler! Hem eskiden hem de günümüzde İsa'nın Sözlerini önemseyen, ciddiye alan çobanlar çoktur! Aynı zamanda, Selanikli Hristiyanların yaptıkları gibi, çobanlardan duydukları sözleri, "insan sözü olarak değil, Allah'ın sözü olarak" kabul eden Hristiyanlar da çoktur! Peder'in hikmetini yaşayan ve O'na şan veren Allah'ın Kilisesi, güzeldir!

OKUMALAR

1.Okuma: Malaki 1,14 - 2,8. 8-10

Her Şeye Egemen RAB diyor ki, söz dinlemez, adımı onurlandırmaya istekli olmazsanız, üzerinize lanet yağdırıp hayırdualarınızı lanete çevireceğim. Lanetledim bile. Çünkü beni onurlandırmaya istekli değilsiniz.

Siz yoldan saptınız ve öğrettiklerinizle birçoklarını suça sürüklediniz; Levi'yle yaptığım antlaşmayı bozdunuz." Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.

"Benim yollarımı izlemediniz, yasayla ilgili konularda adam kayırdınız. Bu yüzden ben de bütün halkın önünde sizi aşağılayıp gülünç duruma düşürdüm."

Hepimizin babası bir değil mi? Bizi yaratan aynı Allah değil mi? Öyleyse neden atalarımızın yaptığı antlaşmayı bozarak herkes kardeşine ihanet ediyor?

Mezmur 131/132

Ya RAB, yüreğimde gurur yok,

Gözüm yükseklerde değil.

Büyük işlerle,

Kendimi aşan harika işlerle uğraşmıyorum.

Tersine, ana kucağında sütten kesilmiş çocuk gibi,

Kendimi yatıştırıp huzur buldum,

Sütten kesilmiş çocuğa döndüm.

Ey İsrail, RAB'be umut bağla

Şimdiden sonsuza dek!

2.Okuma: Aziz Pavlus’un Selaniklilere 1. Mektubundan 2,7-9. 13

Mesih'in elçileri olarak size ağırlığımızı hissettirebilirdik. Ama çocuklarını bağrına basan bir anne gibi size şefkatle davrandık. Sizlere öylesine gönülden bağlanmıştık ki, sizinle yalnız Allah'ın müjdesini değil, kendi canlarımızı da paylaşmaya razıydık. İşte sizi o denli seviyorduk!
Evet kardeşler, nasıl uğraşıp didindiğimizi hatırlarsınız. Hiçbirinize yük olmamak için gece gündüz çalıştık, Tanrı'nın müjdesini size duyurduk.
Allah'a sürekli şükretmemiz için bir neden daha var: Allah sözünü bizden işitip kabul ettiğiniz zaman bunu insan sözü olarak değil, gerçekte olduğu gibi Allah sözü olarak benimsediniz. Siz imanlılarda etkin olan da bu sözdür.

İncil: Matta 23,1-12

Bundan sonra İsa halka ve öğrencilerine şöyle seslendi: «Din bilginleri ve Ferisiler Musa'nın kürsüsünde otururlar. Bu nedenle size söylediklerinin tümünü yapın ve yerine getirin, ama onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü söyledikleri şeyleri kendileri yapmazlar. Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının omuzlarına koyarlar da, kendileri bu yükleri taşımak için parmaklarını bile kıpırdatmak istemezler.
«Yaptıklarının tümünü gösteriş için yaparlar. Örneğin, muskalarını büyük, giysilerinin püsküllerini uzun yaparlar. Şölenlerde başköşeye, havralarda en seçkin yerlere kurulmaya bayılırlar. Meydanlarda selamlanmaktan ve insanların kendilerini `Rabbî' diye çağırmalarından zevk duyarlar.
«Kimse sizi `Rabbî' diye çağırmasın. Çünkü sizin bir tek öğretmeniniz var ve hepiniz kardeşsiniz. Yeryüzünde kimseye `Baba' demeyin. Çünkü bir tek Babanız var, O da göksel Baba'dır. Kimse sizi `önder' diye çağırmasın. Çünkü bir tek önderiniz var, O da Mesih'tir. Aranızda en üstün olan, diğerlerinin hizmetkârı olsun. Kendini yücelten alçaltılacak, kendinialçaltan yüceltilece

Documenti allegati