ME
NU

OMELIE / Omelie TR

31 lug 2016
31/07/2016 – OD 18ª PAZAR GÜNÜ - C

31/07/2016 – OD 18ª PAZAR GÜNÜ - C

1ª Okuma Vaiz 1,2; 2,21-23 * Mezmur 94 * 2ªOkuma Kol 3,1-5.9-11 * İncil Lk 12,13-21

MEDİTASYON

 

Birinci okumanın ilk sözlerini dinlemeye başlayalım: “Boş, boş, her şey boştur”. Sonra da Rab – evet, çünkü bu Rabbin Sözüdür! – çevremizdeki her şeye, başımıza gelen her şeye, uzaktan bakmamıza yardımcı olmaktadır. Yani bizler, her şeye; yaptığımız her şeye, büyük kaygılarımıza da, doğru bir şekilde önem vermeye teşvik edilmekteyiz. Her şey, son hedefimizle karşılaştırılmalıdır. Son hedefimiz; Allah’ın Hükümdarlığıdır ve bu yüzden de Allah ile olan hayatımızdır: Yaptığımız şey, Baba’nın yüreğine yaklaşmamıza ne kadar yararlıdır? Bize kaygı verici şeyler, bu yürüyüş için önemli midir? Yorgunluklar, kaygılar, sıkıntılar, zahmetler, sıklıkla geçici gerçeklerle ilgilidirler. O kadar üzülmemize gerçek sebep yok. Önemli olan; daima, sonsuza dek kalan, gözlerimizden kaybolmayacaktır! Bu dikkatimizden hem bilgelik, hem de barış ve huruz gelecektir. Böyle davranırsak, artık hiçbir zaman öfkelenmeyeceğiz. Aksilikler bile, huzurumuzu bozamayacaktır: Bunların karşısına yani aksiliklerin karşısına iyi ve kutsal bir “aldırmazsızlıkla” çıkacağız.

Havari de bize aynı şeyi söylemek istiyor. Biz artık bu dünyanın sakinleri değiliz, burada sadece geçici olarak olmaktayız. Bu dünyada bizler ölü gibi bulunuyoruz yani bize göre geçici şeylerin hiçbir önemi yoktur. Çünkü “göklerdeki gerçekleri” aramaktayız, göklerde de “hayatımız olan Mesih” bulunmaktadır. Eğer dikkatimizi bu gerçek değerlere yöneltirsek, bu dünyada olan hayatımız değişir; “dünyasal yönler, ahlaksızlık, iffetsizlik, ihtiraslar, kötü arzular ve bir putperestlik sayılan açgözlülük” artık yok olacaktır. Gerçekten de bu tür şeyler bizi sarıyor; sanki dünya bize başka hiçbir şeyi sunamazmış, başka bir şeyi öneremezmiş ve başka bir şeyi düşündüremezmiş gibi. Biz ise başka bir dünyaya aidiz. Ve de bu gerçeği o kadar açık bir şekilde yaşamaktayız ki, karşılaştığımız bütün insanlara, saf, ölçülü, fakir bile bir hayatın güzelliğini – yani başka insanları kardeş olarak görüp onları karşılıksızca sevmeye alıkoymayan bir hayatın güzelliğini - götürerek, dünyasal akıma tam karşı gelmek istiyoruz.

İsa’nın sunduğu ders, gerçekten mükemmel ve de en ünlü üniversiteye layıktır. Dünya, ancak ve ancak para ile ilgili gözüküyor ve de bu parayı, tam da bilgisiz fakir insanlardan almak istiyor. Tabii ki İsa, kendisine düşen bir mirası almak için, hiç kimse ile kavga etmeyecekti! Fakat o bunu doğrudan doğruya söylemiyor; herkes tarafından anlaşılan ve herkes tarafından paylaşılabilen bir öyküyü anlatıyor. Bu öyküde normal sıradan bir insan; günümüzde kolayca karşılaşılabilen bir insan, yatırım, tasarruf ve biriktirme programlarını yapan, daha sonra da tamamen boş olan zamanının programlarını da yapmaktadır. Bu adam, mükemmel bir girişimcidir; çiftçileri, tasarıcıları, duvarcıları, uzman firmaları çalıştırmaktadır ve de sadece eğlenmek için. Günümüzde bu adımın akıl yürütmeleri tamamen paylaşılmış ve onaylanmış olacaktı. Fakat İsa, Allah’ın müdahalesini hayal ediyor; realist bir Allah ki, o adama hitap ederek, “akılsız” sözü ile başlıyor. Akılsız, hayatı ve işi egoizmle planlayan insandır; akılsız, parayı saymayı bilen, kendi günlerini saymayı unutan insandır; akılsız, kendi sonunu göz önünde tutmadan plan yapan insandır.

Akılsız, bütün mirasın sahiplendirildiği kardeşini kıskanan bizleriz. Akılsız, sadece az günler ya da sadece az yıllar için faydalanabileceğimiz zenginlikler, tarlalar ya da mal mülk için kavga eden bizleriz. Kim bilir, kaç günlerimiz, kaç yıllarımız daha olacaktır? Ve de bundan sonra ne olacaktır? Eğer bugün öfke veya cimrilik ya da anlaşmazlık içinde yaşarsan, artık yemek yiyemeyeceğin, nefes alamayacağın, yürüyemeyeceğin, haklarını yediremeyeceğin yarında nasıl yaşayacaksın ki? Yüreğinde düşmanlığı tutarak, cennete girmeyi becerebilecek misin? Barışın Allah’ının, merhametli Allah’ın ve de Baba olmaktan sevinen o Allah’ın, kollarına kabul edilebilecek misin? Bundan çok şüphelenmek gerekiyor diyecekti, İsa. Eğer bugün bu dünyada hazineler biriktirerek yaşıyorsan, geçiş günü gelince elinde hiçbir hazineyi bulamayacaksın. Sonuç olarak İsa şöyle diyor: “Allah’ın katında zengin olmak gerekiyor”. Öyleyse ne yapmalıyız? İsa bunu bize bugün söylemiyor, önceden defalarca söyledi. Merhamet eylemlerini biriktiren, Allah’ın katında zengin oluyor. Bu, yeterince kolaydır. Sen de sahip olduğun zenginliklerle, bunu yapabilirsin; zenginliklerin yoksa eğer, başka birçok şekilde de merhamet eylemlerini yapabilirsin; bu da sana kolay gelecek, bundan sevineceksin bile! Vaiz Kitabının sözünü: “Boş, boş, her şey boştur” ve de Aziz Pavlus’un sözlerini: “Göklerde olan değerleri düşünüp arzulayın; orada Mesih bulunmaktadır” sözünü hatırla. Sonra da kendini “akılsız” gösterme! Taşıman gereken küçük haçlar olacaktır, fakat bütün dünya daha güzel olacaktır, özellikle de senin geleceğin daha emin olacaktır!


OKUMALAR

1ª Okuma: Vaiz Kitabından 1,2; 2,21-23

 

"Her şey boş, bomboş, bomboş!" diyor Derlemeci.

Çünkü biri bilgelik, bilgi ve beceriyle çalışır, sonunda her şeyini hiç emek vermemiş başka birine bırakmak zorunda kalır. Bu da boş ve büyük bir hüsrandır.

Çünkü ne kazancı var adamın, güneşin altında harcadığı bunca emekten, bunca kafa yormaktan?

Günler boyunca çektiği zahmet acı ve dert doğurur. Gece bile içi rahat etmez. Bu da boş.

94 Mezmurdan

Gelin, RAB'be sevinçle haykıralım,

Bizi kurtaran kayaya sevinç çığlıkları atalım,

Şükranla huzuruna çıkalım,

O'na sevinç ilahileri yükseltelim!

Gelin, tapınalım, eğilelim,

Bizi yaratan RAB'bin önünde diz çökelim.

Çünkü O Tanrımız'dır,

Bizse O'nun otlağının halkı,

Elinin altındaki koyunlarız.

Bugün sesini duyarsanız,

Meriva'da, o gün çölde, Massa'da olduğu gibi,

İnatçılık etmeyin.

Yaptıklarımı görmelerine karşın,

Atalarınız orada beni sınayıp denediler.

2ªOkuma: Aziz Pavlus’un Koloslulara Mektubundan 3,1-5.9-11

 

Mesih'le birlikte dirildiğinize göre, gökteki değerlerin ardından gidin. Mesih orada, Tanrı'nın sağında oturuyor. Yeryüzündeki değil, gökteki değerleri düşünün. Çünkü siz öldünüz, yaşamınız da Mesih'le birlikte Tanrı'da saklıdır. Yaşamınız olan Mesih göründüğü zaman, siz de O'nunla birlikte yücelmiş olarak görüneceksiniz.
Bu nedenle iç varlığınızın dünyasal yönlerini - cinsel ahlaksızlığı, pisliği, tutkuları, kötü arzuları ve putperestlik anlamına gelen açgözlülüğü - öldürün. Birbirinize yalan söylemeyin. Çünkü eski yaradılışı kötü alışkanlıklarıyla birlikte üzerinizden çıkarıp attınız, eksiksiz bilgiye erişmek üzere Yaratıcısının benzeyişinde tazelenen yeni yaradılışı giyindiniz. Bu yenilikte Grek ve Yahudi, sünnetli ve sünnetsiz, barbar, İskit, köle ve özgür ayrımı yoktur. Mesih her şeydir ve her şeydedir.

İncil: Luka 12,13-21

Kalabalığın içinden biri İsa'ya, «Öğretmenim, kardeşime söyle de mirası benimle paylaşsın» dedi.
İsa ona şöyle dedi: «Behey adam! Kim beni üzerinizde yargıç ya da hakem yaptı?» Sonra onlara, «Dikkatli olun!» dedi. «Her türlü açgözlülükten sakının. Çünkü insanın yaşamı, malının çokluğundan ibaret değildir.»
İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: «Zengin bir adamın toprakları bol ürün vermiş. Adam kendi kendine, `Ne yapmalıyım? Ürünlerimi koyacak yerim yok' diye düşünmüş. Sonra, `Şöyle yapacağım' demiş. `Ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini yapacağım, bütün tahıllarımı ve mallarımı oraya yığacağım. Ve kendime, ey canım, yıllarca yetecek kadar birikmiş bol malın var. Rahatına bak, ye, iç, yaşamın tadını çıkar diyeceğim.'
«Ama Tanrı ona, `Behey akılsız!' demiş. `Bu gece canın senden istenecek. Hazırladığın bu şeyler kime kalacak?'
«Kendisi için servet biriktiren, ama Tanrı katında zengin olmayan kişinin sonu böyle olur.»