ME
NU

OMELIE / Omelie TR

05 gen 2020
05/01/2020 NOEL DEVRESİ - 2. Pazar -  A Yılı

05/01/2020 NOEL DEVRESİ - 2. Pazar -  A Yılı

Birinci okuma  Sirak 24,1-4.8-12  Mezmur 147 İkinci okuma Efesliler 1,3-6.15-18  İncil Yuhanna 1,1-18

 

Baba, bizi kutsadı ve O'nun kutsaması İsa Mesih’in ta kendisidir! Bu günlerde O'nun dünyaya gelişini düşünüyoruz. O, bizim aramızda bulunmak için, bizimle eşit olmak için “beden aldı”. O, bu dünyada hiç yalnız olduğumuzu sanmayalım diye, bize olan sevgisinden ötürü durumumuza katılmak istedi ve kendini bize benzetti. O bizimledir! Yalnızlıktan dolayı acı çekenlere, - çeşitli nedenlerden dolayı bu acı çekenler gerçekten çoktur! - bunu tekrarlayabiliriz. İsa bile, insanlar kendisini terk ettikleri zaman “Yalnız değilim, Baba benimle!” dedi. İsa'nın duyduğu bu güven bizde de var. Yalnız değiliz, İsa bizimledir!

Kelam beden aldı ve aramızda yaşamaya geldi”: Bu, yaşamakta olduğumuz Noel Bayramının temel mesajı. İnsanlar, birbirlerine olan benzerliklerine, birlikte yaşamayı arzu etmelerine rağmen, birbirlerine yaklaşmayı, kardeşlik duygusunu, tek bir yürekte birleşmeyi, birbirlerinin sadakatine güvenmeyi başaramıyorlar, başaramıyoruz. Bu şey, yalnızca İsa sayesinde mümkün olabilir: İsa içimizde ve aramızda olduğu zaman, bu şey mümkün, kolay, hatta doğal olur. Allah'ın Oğlu İsa'nın bizim gibi insan olması gerçekten gereklidir. O olmadan insanlığımız gelişemezdi, kendimizi boş, kalbimizin isteklerinden yoksun hissederdik. Aziz Augustinus'un şu meşhur sözünü hatırlayalım: “Kalbim sadece sende dinlenince huzur bulur!” Noel bize bu dinlenme imkanını veriyor. Çünkü İsa bizimle, bizim içimizde ve bizim aramızdadır.

Kreş, kutlamakta olduğumuz olayın çok küçük ve zayıf bir işaretidir; küçük ve zayıf, fakat yararlı bir işaret. Çünkü kreş, hafızamıza ve bütün duygularımıza sevgi ve barışın Allah'ının kutsal ve gerçek anısını canlı tutmak için yardımcıdır. Noel ağacı da, üzerine ne kadar ışık ve süs asarsak asalım, İsa'nın gelişi ve O'nu kabul edenin bulduğu hazine hakkında az anlam ifade ediyor: “O’na inananlara Allah’ın çocukları olma gücü verdi”. Dünyaya geldiğimizden beri mi Allah'ın çocuklarıyız? Evet, Allah bize O'nun çocukları gibi davranıyor ve seviyor, ama Oğul İsa'yı kalbimizin ve düşüncelerimizin merkezine yerleştirmediğimiz sürece, Allah'ın çocukları olduğumuzu bizler bile fark edemeyiz. Sadece İsa'yı Öğretmenimiz ve Rabbimiz olarak kabul ettiğimiz andan itibaren bir Baba'ya sahip olmanın, Allah’ın çocuğu olmanın zevkini tadarız. O zaman, hayatımıza giren Baba ve Oğul’un sevgisinin bazı niteliğini gösteren bir şekilde yaşamayı arzu edeceğiz: Bağlılık, merhamet, cömertlik, sevgi, bağışlayıcılık, karşılıksızlık, saflık, sadelik, alçakgönüllülük ... gibi.

Kendim için ve senin için de, Aziz Pavlus'un duasında dilediği şeyi diliyorum: “Rabbimiz İsa Mesih’in Allah'ı, Yüceliğin Babası, kendisini daha derin tanımanız için size bilgelik ve esin ruhunu versin”. Bu gerçekleşince, aramızdaki birlikteliğimiz artıyor, yaşam ve ölüm neşemiz de artacak:  Allah'ın sevgisinin planına dahil olmak için yaşamaktan hem de yüzünün ışığa ve yüreğinin sevincine kavuşmak için erken ölmekten zevk alacağız.

“Söz insan olup aramızda yaşadı”: Bu Sözü hatırlarken İsa'yı görmeyi ve O'nunla karşılaşmayı arzu ediyor musun? O'nunla beraber yaşamayı istemeye başlıyor musun? O'nun için ve O'nunla beraber kalmak isteyenler için O'nun görünür 'konutunu' hazırlama isteği sende doğuyor mu? Bu Söz ile karşılaşmak için çalışıyor musun ya onu sadece kağıt üzerinde ya da Noel ilahilerinde mi bırakıyorsun?

Baba'ya, O'nun Kelamının aramızda bir çadır kurmasını istediği için şükredelim. İlk okuma, Allah’ın, bu projeyi gerçekleştirmek için, gösterdiği kararlılıkla bizi şaşırtıyor: “Ayrıcalıklı bir ulusa, Allah'ın mülküne ve mirasına kök saldım”. Bunun için O'nu övelim, O'na şükredelim, artık sonsuza dek aramızda olan Oğluna önem ve dikkat vererek yaşayalım!

 

 

OKUMALAR

Birinci okuma Sirak 24,1-4.8-12

Bilgelik övünür, Yandaşları arasındayken çok ünlüdür.

Yüce Allah'ın katındayken konuşur, O'nun varlığıyla kıvanç duyar.

"Ben yüce Allah'ın ağzından kopup geldim, Yeryüzünü sis gibi kapladım.

Otağımı yükseklerde kurmuştum, Tahtım bulutlardan yapılmış sütunlar üstündeydi.

Öncesizlikte, başlangıçta O beni yarattı, Ben sonsuzluğa dek kalacağım.

Kutsal tapınakta O'nun katında hizmet ettim, Böylece İsrail halkına kendimi kabul ettirdim.

Sevgili kentte O bana dirlik verdi, Yeruşalim'de yetkimi kullanıyorum.

Ayrıcalıklı bir ulusa, Allah'ın mülküne ve mirasına kök saldım.

 

Mezmur 147

RAB'bi yücelt, ey Yeruşalim! Allahın'a övgüler sun, ey Siyon!

Çünkü senin kapılarının kol demirlerine güç katar, İçindeki halkı kutsar.

Sınırlarını esenlik içinde tutar, seni en iyi buğdayla doyurur.

Yeryüzüne buyruğunu gönderir, Sözü çarçabuk yayılır.

Yapağı gibi kar yağdırır, kırağıyı kül gibi saçar.

Aşağıya iri iri dolu savurur, kim dayanabilir soğuğuna?

Buyruk verir, eritir buzları, rüzgarını estirir, sular akmaya başlar.

Sözünü Yakup'a, kurallarını, ilkelerini İsrail'e bildirir.

Başka hiçbir ulus için yapmadı bunu, onlar O'nun ilkelerini bilmezler.

RAB'be övgüler sunun!

 

İkinci okuma Efesliler 1,3-6.15-18

Bizi Mesih'te her ruhsal kutsamayla göksel yerlerde kutsamış olan Rabbimiz İsa Mesih'in Babası Allah'a övgüler olsun. O, kendi önünde, sevgide kutsal ve kusursuz olmamız için dünyanın kuruluşundan önce bizi Mesih'te seçti. Kendi isteği ve iyi amacı uyarınca, İsa Mesih aracılığıyla kendisine oğullar olalım diye bizi önceden belirledi. Öyle ki, sevgili Oğlunda bize bağışladığı yüce lütfu övülsün. Bunun için, Rab İsa'ya iman ettiğinizi ve bütün kutsalları sevdiğinizi duyduğumdan beri ben de sizin için durmadan şükrediyor, sizi dualarımda hep anıyorum. Rabbimiz İsa Mesih'in Allah'ı, yüce Baba, kendisini tanımanız için size bilgelik ve Tanrısal esin ruhunu versin diye dua ediyorum. O'nun çağrısından doğan ümidi, kutsallara verdiği mirasın yüce zenginliğini ve iman eden bizler için etkin olan kudretinin aşkın büyüklüğünü anlamanız için, yüreklerinizin gözleri aydınlansın diye dua ediyorum.

İncil Yuhanna 1,1-18


Başlangıçta Söz vardı. Söz Allah ile birlikteydi ve Söz Allah idi. Başlangıçta O, Allah ile birlikteydi. Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O'nsuz olmadı. Yaşam O'ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Işık karanlıkta parlar ve karanlık onu alt edememiştir.
Allah'ın gönderdiği Yahya adlı bir adam ortaya çıktı. O, tanıklık için, ışığa tanıklık etsin ve herkes onun aracılığıyla iman etsin diye geldi. Kendisi o ışık değildi, ama ışığa tanıklık etmeye geldi. Dünyaya gelen, her insanı aydınlatan gerçek ışık vardı. O, dünyadaydı, dünya O'nun aracılığıyla var oldu, ama dünya O'nu tanımadı. Kendi yurduna geldi, ama kendi halkı O'nu kabul etmedi. Ancak, kendisini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Allah'ın çocukları olma hakkını verdi. Onlar ne kandan, ne bedenin isteğinden, ne de insanın isteğinden doğdular; tersine, Allah'tan doğdular.
Söz insan olup aramızda yaşadı. Biz de O'nun yüceliğini, Baba'dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu olan biricik Oğul'un yüceliğini gördük. Yahya O'na tanıklık etti. Yüksek sesle şöyle dedi: «`Benden sonra gelen benden üstündür. Çünkü O benden önce vardı' diye sözünü ettiğim kişi budur.»
Nitekim hepimiz O'nun doluluğundan lütuf üzerine lütuf aldık. Kutsal Yasa Musa aracılığıyla verildi, ama lütuf ve gerçek İsa Mesih aracılığıyla geldi. Allah'ı hiçbir zaman hiç kimse görmemiştir. O'nu, Baba'nın bağrında bulunan ve Allah olan biricik Oğul tanıttı.