ME
NU

OMELIE / Omelie TR

01 giu 2014
01/06/2014 – MESİH İSA’NIN GÖĞE ÇIKIŞI BAYRAMI – A

01/06/2014 – MESİH İSA’NIN GÖĞE ÇIKIŞI BAYRAMI – A

1.Okuma Hav İşl 1,1-11 * Mezmur 46 * 2.Okuma Ef 1,17-23 * İncil Mt 28,16-20

Öğrencilerin dirilen İsa’ya yönelttikleri soru, anlamada zorlandıklarını göstermektedir. İsrail hükümdarlığının yeniden kurulması onları kaygılandırıyor. İsa’nın misyonunu halen anlamadılar, dolayısıyla kendilerini bekleyen görevi de anlamış değiller. İsa onlara cevap vermiyor: bunun boşuna zaman kaybı olacağını biliyor. Sadece yeni Ruh, Kutsal Ruh, yüreklerini ve akıllarını açabilecek ve Allah’ın arzusunu, günahtan kurtuluş planını anlamalarını sağlayacaktır, tamamıyla yeni bir hükümdarlığın başlangıcı olacaktır, bu hükümdarlık da ruhani olacaktır ve her yönde sonuçlar verecektir. Böylece İsa, görünürde uzaklaşıyor, göğe çıkıyor, Allah’ın eylemini tamamıyla gerçekleştirmemiştir: devamını güçle gelecek Ruhu gerçekleştirecektir, o zaman öğrenciler dirilişinin gerçek ve inanılır tanıkları olacaklardır. Onlar şu an bir şey anlamıyorlar ve İsa’nın yükseldiğini ve gizemli bir bulutta kaybolduğunu görüyorlar.

“Beyaz giysiler içinde iki adam yanlarında göründü” ve onları uyandırdı. Sanki sersemlemişlerdi. Beyaz giysili iki adam onlara, İsa ile geçirdikleri güzel günleri aramamalarını, tersine bekleyiş içersinde yaşamalarını söyledi. İsa, “aynı şekilde gelecek”, bu sebepten O’nu beklemek gerekmektedir. Gizemli bir şekilde gelecektir, beklenmedik, tahmin edilmeyecek bir şekilde gelecektir. Göklerin Hükümdarlığının renklerinde giyinmiş bu iki adam sanki şöyle dediler: Hatıralarla yaşamayın, yeniliğe açık olun, üzüntü içinde olmayın, kendinizi yalnız hissetmeyin, sizi sevdiğine ve geleceğinden emin olduğunuzu bekleyin. O size Kutsal Ruh’u göndereceğine söz verdi; Kutsal Ruh da sizleri Kudüs’te ve “dünyanın en uzak noktasına kadar” tanık yapacaktır. O halde gitmeye hazırlanın, kendinizi bu Ruh’a emanet edin, o sizlerin her çeşit durumu aşmanıza yardım edecektir, bunu sizin Baba’nın gücü, bilgeliği ve sevgisiyle yapmanızı sağlayacaktır.

Rabbin Göğe Çıkış Bayramının Kilisenin misyonunun bayramı olduğunu söyleyebiliriz. İsa göğe çıkıyor ve artık mevcudiyeti görülmüyor, hissedilmiyor, ama Kilise dünyanın her köşesinde O’nun hayatını yaşıyor. Kilise O’nu bekliyor, gelişine sevinçle hazırlanıyor, sevinçle Rab’bin sevgisini müjdeliyor, herkesin buna katılmasını istiyor. Celile’deki dağda Onbirler İsa’nın onlara gitme emrini verdiğini duyuyorlar. Onların hayal ettikleri İsrail hükümdarlığı nerede? Bu hükümdarlık tüm dünyada ve onların hayal ettiklerinden güzel ve daha büyük, hatta onlara ihtiyacı da var, onların itaatine gerek duyuyor, yani onların vaazlarına ve sınırsız sevgilerine ihtiyacı var. “Bu nedenle gidin, bütün ulusları eğitin. Onları Peder, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin”. Ne büyük bir görevleri var! Sorumlulukları ne çok! Dilleri öğrenmeleri gerekecek, seyahat etmeleri gerekecek, kendilerini unutarak herkese İsa’dan bahsetmeleri gerekecek. Tüm dinlere yaklaşmaları gerekecek, herkese bekleyişlerinin İsa’da gerçekleştiğini öğretmeleri gerekecek, O ekmek, O yaşam ve zamanların sonunda, O yargıç olacaktır. O halde O’na itaat etmek gerekir. Kimseden hiçbir şeyi öğrenmemeli, çünkü tek öğretmenleri, Rab’dir: Herkes O’nu dinlemeli ve Ondan öğrenmelidir. Onlar, sadece Kutsal Ruh’tan öğrendiklerini ve öğrenmekte olduklarını öğretmeleri gerekecek çünkü O, onları “tam gerçeğe götürecektir”. Onlara, “İsa’nın emrettiği tüm şeylere itaat etmeyi” öğretecektir.

Görevleri vaftiz etmek, yani insanları Peder, Oğul ve Kutsal Ruh’un sevgisine daldırmak olacaktır. Bu görev bitmez ve biz bunu hala yerine getirmekteyiz. Fakat bu emre itaat etmek için vaftiz törenini kutlamamız yeterli olmayacaktır; insanları Allah’ın sevgisine daldırmak için bizim de onlara karşı bu sevgiyi yaşamamız gerekmektedir. Baba’nın sevgisini bizi sevmeyeni de severek yaşayacağız, düşmanlarımızı severek yaşayacağız! Oğul’un sevgisini, kardeşlere Rab adına itaat ederek yaşayacağız, Ruh’un sevgisini de diğer vaftizlilerle birliği arayarak yaşayacağız: bu kolay değil, çünkü sabır, tahammül gerektirir, anlayış ister, kendi arzu ve menfaatlerden vazgeçme gerektirir. O halde sevgi sayesinde Rabbin acılarına katılırız ve O’nun dirilmiş yeni yaşamının tanıkları oluruz.

Kilisenin bu büyük misyonunu gerçekleştirmesi için buna her birimiz değişik sevgi şekilleriyle katılırız ve Allah bize yardımcı olur. Bunu aziz Pavlus söyler, tasdikler ve bunun için dua eder. Allah kendisini tanımamız için bize “bilgelik ve ilahi esin ruhu” verecektir: Allah’ı tanımak O’nun mükemmel ve kutsal sevgisini yaşamaktır. Bunun sonucunda da kendimizi Allah’ın evlatları olarak görmektir ve dolayısıyla herkese ümidi ve O’nun lütfunu dağıtmaktır. Bu sebepten devamlı olarak İsa’nın gelişini bekleyerek yaşayalım! Bakışlarımız ve yüreğimiz hep O’na çevrili olsun ve yeryüzünde Göklerin ışığını, sevincini ve huzurunu yansıtalım!

Gel, Kutsal Ruh!