ME
NU

OMELIE / Omelie TR

05 apr 2020
05/04/2020 – İSA'NIN YERUŞALİM'E GİRİŞ BAYRAMI - A Yılı

05/04/2020 – İSA'NIN YERUŞALİM'E GİRİŞ BAYRAMI - A Yılı

YÜRÜYÜŞ Matta 21,1-11

İlk Okuma              Yeşaya 50,4-7                             Mezmur          21/22

İkinci Okuma         Filipililer 2,6-11                         İncil                Matta 26,14 - 27,66

 

Bugün, haçı izleyerek, hep birlikte yürüdük ve neşe içinde İsa'nın kralımız olduğunu ilahilerle duyurduk! Bu şekilde dua ederek, Allah'a ve Gönderdiği Kişi'ye olan imanımızı ve sevgimizi göstermeyi istedik.

İsa'nın düşmanımız üzerinde kazandığı zafer için neşe içinde zeytin dalları kaldırarak haçın arkasından yürüdük. O'nun zaferi, ilan edilen ve duyduğumuz çektiği acıları ve ölümü olan o zaferdir. İsa, çölde Kendisinden uzaklaşıp fakat yeniden ortaya çıkmayı kararlı bir şekilde planlayan Şeytan‘ı yendi. Bizler Şeytan'ın yeni gelişini seyrettik: O'nun Başkahinlerin, gardiyanların, Yahuda'nın, askerlerin, bir haydudun ve Pilatus'un yüreğinde çalıştığını ve onları yendiğini gördük.

Fakat İsa'nın kalbinde ve eylemlerinde Şeytan yeniden yenildi. İsa kalbinde ne gurur, ne intikam, ne nefret, ne egoizm, ne kızgınlık ne de Baba'ya karşı isyanı kabul etmedi, bunlara boyun eğmedi. Düşman, İsa'da kendine ait hiçbir şey bulamıyor.

İsa, Kendine yöneltilen tüm aşağılamaları ve acıları Kendisini Baba'ya sunma fırsatı olarak kabul edip bunları sevmeye itmeler olarak yaşıyor. Bu şekilde O bize Kendisinin, hepimiz için Baba'nın sevgisinin doluluğu olduğunu gösteriyor. Petrus'un ve havarilerden Kendisine en yakın olanların Kendisini terk etmelerini bile Allah'a Kendini teslim etmek ve Kendi sevgisini daha da nurlu kılmak için bir fırsat olarak değerlendiriyor: İsa yalnız kalıyor, fakat aynı zamanda Oğul'dur ve Baba'nın Onsuz Baba olamadığını biliyor, bunun için İsa Kendisinin yalnız olmadığını da biliyor. Baba O'nu bırakamaz, görünenler bunu inandırmakta olsalar da. İsa, sonuna kadar ve son nefesinin ötesinde de Allah'ın ışığında kalabilen tek insandır. O, Kendini yalnız olarak sunuyor ve yalnız olarak dünyayı kurtarıyor.

Biz Izdıraplarının anlarını derin derin düşünerek İsa'ya hayranlıkla bakacağız, önümüzdeki günlerde de buna devam etmek için canla zaman bulacağız.

 

Bu dünyanın bize sunduğu duygulardan arınmış bir şekilde farklı bir Kutsal Hafta'yı yaşayalım: İsa'yla özel bir şekilde birleşelim, O'na sevgi verelim ve minettar olalım. Çünkü O'nun yaralarıyla kurtulduk.

Bu hafta içerisinde dizlerimiz daha çok bükülecekler, daha ölçülü bir şekilde yaşayacağız, İsa'nın son akşam yemeğinde, zeytinlik bahçesinde ve çarmıha gerilme zamanında söylenen sözleri yüreğimizde tutacağız ve dilimiz, bütün imanlılarla birlikte "Peder Allah'ın yüceltilmesi için", şu sözleri söyleyeceğiz: "Mesih İsa Rab‘dir!"

Bu şekilde Paskalya Gecesinde kendimizi yenilemeye hazır olacağız; dünyanın karanlığını aydınlatan Paskalya mumu'nun batırılacağı suyla arınmış ve yeni ateş tarafından aydınlanmış olacağız

 

OKUMALAR

YÜRÜYÜŞ: Matta 21,1-11

Kudüs'e yaklaşıp Zeytin dağının yamacında bulunan Beytfacı köyüne geldiklerinde İsa, öğrencilerinden ikisini şu sözlerle köye gönderdi: «Karşınızdaki köye gidin. Hemen orada bağlı bir dişi eşek ve yanında bir sıpa bulacaksınız. Onları çözüp bana getirin. Size bir şey diyen olursa, `Rab'bin bunlara ihtiyacı var, hemen geri gönderecek' dersiniz.» Bu olay, peygamber aracılığıyla bildirilen şu sözün yerine gelmesi için oldu:

«Siyon kızına deyin ki, `Bak, alçakgönüllü Kralın, bir eşeğe, evet bir sıpaya,
bir eşek yavrusuna binmiş sana geliyor.'»

Öğrenciler gittiler, İsa'nın kendilerine buyurduğu gibi yaptılar. Eşekle sıpayı getirip üzerlerine giysilerini yaydılar, İsa da sıpanın üzerine bindi. Halkın büyük bir bölümü giysilerini yolun üzerine serdi. Bazıları da ağaçlardan dallar kesiyor, yola seriyorlardı. Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar şöyle bağırıyorlardı:

«Davut Oğluna hozana! Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun, en yücelerde hozana!»

İsa Kudüs'e girdiği zaman bütün kent, «Bu kimdir?» diyerek çalkandı.
Kalabalıklar, «Bu, Celile'nin Nasıra kentinden İsa peygamber!» diyordu.

 

1.Okuma Yeşaya 50,4-7

Yorgunlara sözle destek olmayı bileyim diye

Rab bana eğitilmişlerin dilini verdi.

Eğitilenler gibi dinleyeyim diye kulağımı uyandırır her sabah.

Rab kulağımı açtı,

Karşı koymadım, geri çekilmedim.

Bana vuranlara sırtımı açtım,

Yanaklarımı uzattım sakalımı yolanlara.

Aşağılamalardan, tükürükten yüzümü gizlemedim.

Rab bana yardım ettiği için

Utanç duymam.

Kararımdan dönmem,

Utandırılmayacağımı bilirim.

 

Mezmur 21/22

"Sırtını RAB'be dayadı, kurtarsın bakalım onu,

Madem onu seviyor, yardım etsin!"

Oysa beni ana rahminden çıkaran,

Bütün kemiklerimi sayar oldum,

Gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar.

Giysilerimi aralarında paylaşıyor,

Mintanım için kur'a çekiyorlar.

Ama sen, ya RAB, uzak durma;

Ey gücüm benim, yardımıma koş!

Canımı kılıçtan,

Biricik hayatımı köpeğin pençesinden kurtar!

Ey sizler, RAB'den korkanlar, O'na övgüler sunun!

Ey Yakup soyu, O'nu yüceltin!

Ey İsrail soyu, O'na saygı gösterin!

Çünkü O mazlumun çektiği sıkıntıyı hafife almadı,

Ondan tiksinmedi, yüz çevirmedi;

Kendisini yardıma çağırdığında ona kulak verdi.

 

2.Okuma Aziz Pavlus’un Filipililere Mektubundan 2,6-11

 Mesih, Allah özüne sahip olduğu halde, Allah'a eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. Ama yüceliğinden soyunarak kul özünü aldı ve insan benzeyişinde doğdu. İnsan biçimine bürünmüş olarak ölüme, çarmıh üzerinde ölüme bile boyun eğip kendini alçalttı. Bunun için de Allah O'nu pek çok yükseltti ve O'na her adın üstünde olan adı bağışladı. Öyle ki, İsa'nın adı anıldığında göktekiler, yerdekiler ve yer altındakilerin hepsi diz çöksün ve her dil, Baba Allah'ın yüceltilmesi için İsa Mesih'in Rab olduğunu açıkça söylesin.

 

İncil: Matta 26,14 - 27,66

14-15 O sırada Onikilerden biri - adı Yahuda İskariyot olanı - başkâhinlere giderek, «O'nu ele verirsem bana ne verirsiniz?» dedi. Otuz gümüş tartıp ona verdiler. 16Yahuda o andan itibaren İsa'yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı.

17 Mayasız Ekmek bayramının ilk günü öğrenciler İsa'nın yanına gelerek, «Fısıh yemeğini yemen için nerede hazırlık yapmamızı istersin?» diye sordular.
18 İsa onlara, «Kente varıp o adamın evine gidin» dedi. «Ona şöyle deyin: `Öğretmen diyor ki, zamanım yaklaştı. Fısıh bayramını, öğrencilerimle birlikte senin evinde kutlayacağım.'» 19 Öğrenciler, İsa'nın buyruğunu yerine getirerek Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar.
20Akşam olunca İsa on iki öğrencisiyle yemeğe oturdu. 21Yemek yerlerken, «Size doğrusunu söyleyeyim, sizden biri beni ele verecek» dedi.
22 Bu söz onları kedere boğdu. Teker teker, «Rab, beni demek istemedin ya?» diye sormaya başladılar.
23 O da, «Beni ele verecek olan» dedi, «elindeki ekmeği benimle birlikte sahana batırandır. 24 İnsanoğlu, kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama İnsanoğlu'nu ele verenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi için daha iyi olurdu.»
25 O'nu ele verecek olan Yahuda, «Rabbî, yoksa beni mi demek istedin?» diye sordu.
İsa ona, «Söylediğin gibidir» karşılığını verdi.
26 Yemek sırasında İsa eline ekmek aldı, şükran duasını yapıp ekmeği böldü ve öğrencilerine verdi. «Alın, yiyin» dedi, «bu benim bedenimdir.» 27 Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine vererek, «Hepiniz bundan için» dedi. 28«Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları uğrunaakıtılan antlaşma kanıdır. 29 Size şunu söyleyeyim, Babamın egemenliğinde sizinle birlikte tazesini içeceğim o güne dek, asmanın bu ürününden bir daha içmeyeceğim.»
30 Bir ilahi söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytin dağına doğru gittiler.

31 Bu arada İsa öğrencilerine, «Bu gece hepiniz benden ötürü sendeleyip düşeceksiniz» dedi. «Çünkü şöyle yazılmıştır:

`Çobanı vuracağım,
sürüdeki koyunlar da darmadağın olacak.'

32Ama ben dirildikten sonra sizden önce Celile'ye gideceğim.»
33 Petrus O'na, «Herkes senden ötürü sendeleyip düşse de, ben asla düşmem» dedi.
34«Sana doğrusunu söyleyeyim» dedi İsa, «bu gece horoz ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin.»
35 Petrus, «Seninle birlikte ölmem bile gerekse, seni asla inkâr etmem» dedi. Öğrencilerin hepsi de aynı şeyi söyledi.

36 Sonra İsa öğrencileriyle birlikte Getsemani denen bir yere geldi. Öğrencilerine, «Ben şuraya gidip dua edeceğim, siz burada oturun» dedi. 37 Petrus ile Zebedi'nin iki oğlunu yanına aldı. Kederlenmeye ve ağır bir sıkıntı duymaya başlamıştı. 38 Onlara, «Yüreğim ölüm derecesinde kederli» dedi. «Burada kalın, benimle birlikte uyanık durun.»
39 Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı. «Baba» dedi, «mümkünse bu kâse benden uzaklaştırılsın. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.»
40Öğrencilerin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrus'a, «Demek ki benimle birlikte bir saat uyanık kalamadınız!» dedi. 41«Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.»
42 İsa ikinci kez uzaklaşıp dua etti. «Baba» dedi, «eğer ben içmeden bu kâsenin uzaklaştırılması mümkün değilse, senin istediğin olsun.»
43 Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz kapaklarına bir ağırlık çökmüştü. 

44 Onları bırakıp tekrar uzaklaştı, yine aynı sözlerle üçüncü kez dua etti.
45 Sonra öğrencilerin yanına dönerek, «Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz?» dedi. «İşte saat yaklaştı, İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor. 46 Kalkın, gidelim. İşte beni ele veren geldi!»

47 İsa daha konuşurken, Onikilerden biri olan Yahuda geldi. Yanında, başkâhinlerle halkın ihtiyarları tarafından gönderilmişkılıçlı sopalı büyük bir kalabalık vardı. 48 İsa'yı ele veren Yahuda, «Kimi öpersem, İsa O'dur, O'nu tutuklayın» diye onlarla sözleşmişti. 49 Dosdoğru İsa'ya gidip, «Selam, Rabbî!» diyerek O'nu öptü.
50 İsa ona, «Arkadaş, bunun için mi geldin?» dedi. Bunun üzerine adamlar yaklaştı, İsa'yı yakalayıp tutukladılar. 51 İsa'yla birlikte olanlardan biri, ani bir hareketle kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu. 52 O zaman İsa ona, «Kılıcını yerine koy!» dedi. «Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek. 

53 Yoksa Babamdan yardım isteyemez miyim sanıyorsun? İstesem, hemen şu an bana on iki tümenden fazla melek gönderir. 54Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelir?»
55 Bundan sonra İsa kalabalığa dönüp şöyle seslendi: «Bir haydudun peşindeymiş gibi beni kılıç ve sopalarla mı yakalamaya geldiniz? Her gün tapınakta oturup ders veriyordum, beni tutuklamadınız. 56Ama bütün bunlar, peygamberlerin yazdıkları yerine gelsin diye oldu.» O zaman öğrencilerin hepsi O'nu bırakıp kaçtı.

57 İsa'yı tutuklayanlar, O'nu başkâhin Kayafa'ya götürdüler. Din bilginleriyle ihtiyarlar da orada toplanmışlardı. 58 Petrus, İsa'yı uzaktan, ta başkâhinin avlusuna kadar izledi. Sonucu görmek için içeri girip nöbetçilerin yanına oturdu. 59 Başkâhinlerle Yüksek Kurul'un tamamı, İsa'yı ölüm cezasına çarptırmak için kendisine karşı yalancı tanıklar arıyorlardı. 60-61Ortaya birçok yalancı tanık çıktığı halde, aradıklarını bulamadılar. Sonunda ortaya çıkan iki kişi şöyle dediler: «Bu adam, `Ben Tanrı'nın tapınağını yıkıp üç günde yeniden kurabilirim' dedi.»
62 Başkâhin ayağa kalkıp İsa'ya, «Hiç cevap vermeyecek misin?» dedi. «Nedir bunların sana karşı ettiği bu tanıklıklar?» 63 İsa susmaya devam etti. Başkâhin ise O'na, «Yaşayan Tanrı adına sana yemin ettiriyorum, söyle bize, Tanrı'nın Oğlu Mesih sen misin?» dedi.
64 İsa, «Söylediğin gibidir» karşılığını verdi. «Üstelik size şunu söyleyeyim, bundan sonra İnsanoğlu'nun, kudretli Olan'ın sağında oturduğunu ve göğün bulutları üzerinde geldiğini göreceksiniz.»
65 Bunun üzerine başkâhin giysilerini yırtarak, «Tanrı'ya küfretti!» dedi. «Artık tanıklara ne ihtiyacımız var? İşte küfürü işittiniz. 66 Buna ne diyorsunuz?»
«Ölümü hak etti!» diye cevap verdiler.
67-68Bunun üzerine İsa'nın yüzüne tükürüp O'nu yumrukladılar. Bazıları da O'nu tokatlayıp, «Ey Mesih, peygamberliğini göster bakalım, sana vuran kim?» dediler.

Petrus İsa'yı inkâr ediyor

69 Petrus ise dışarıda, avluda oturuyordu. Bir hizmetçi kızyanına gelip, «Sen de Celileli İsa'yla birlikteydin» dedi.
70 Ama Petrus bunu herkesin önünde inkâr ederek şöyle dedi: «Senin neden söz ettiğini anlamıyorum.»
71 Sonra avlu kapısının önüne çıktı. Onu gören başka bir hizmetçi kız orada bulunanlara, «Bu adam Nasıralı İsa'yla birlikteydi» dedi.
72 Petrus yemin ederek, «Ben o adamı tanımıyorum» diye yine inkâr etti.
73 Orada duranlar az sonra Petrus'a yaklaşıp, «Gerçekten sen de onlardansın. Lehçen seni ele veriyor» dediler.
74 Petrus kendine lanet okuyup yemin ederek, «O adamı tanımıyorum!» dedi.
Tam o anda horoz öttü. 75 Petrus, İsa'nın, «Horoz ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin» dediğini hatırladı ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.

Sabah olunca tüm başkâhinlerle halkın ihtiyarları, İsa'yı ölüm cezasına çarptırmak konusunda anlaştılar. 

2 O'nu bağladılar ve götürüp vali Pilatus'a teslim ettiler.
3 İsa'yı ele veren Yahuda, O'nun mahkûm edildiğini görünce yaptığına pişman oldu. Otuz gümüşü başkâhinlere ve ihtiyarlara geri götürdü. 4«Ben suçsuz birini[cc] ele vermekle günah işledim» dedi.
Onlar ise, «Bundan bize ne? Onu sen düşün» dediler.
5 Yahuda paraları tapınağın içine fırlatarak oradan ayrıldı, gidip kendini astı.
6 Paraları toplayan başkâhinler, «Kan bedeli olan bu paraları tapınağın hazinesine koymak doğru olmaz» dediler. 7 Kendi aralarında anlaşarak bu parayla yabancılar için mezarlık yapmak üzere Çömlekçi Tarlasını satın aldılar. 8 Bunun için bu tarlaya bugüne dek `Kan Tarlası' denilmiştir. 9-10 Böylece Yeremya peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelmiş oldu:

«İsrail oğullarından kimilerinin
O'na biçtikleri değerin karşılığı olan
otuz gümüşü aldılar
ve Rab'bin bana buyurduğu gibi,
çömlekçinin tarlasını satın almak için harcadılar.»

11 İsa valinin önüne çıkarıldı. Vali O'na, «Sen Yahudilerin Kralı mısın?» diye sordu.
İsa, «Söylediğin gibidir» dedi.
12 Başkâhinlerle ihtiyarlar O'nu suçlayınca hiç karşılık vermedi. 

13 Pilatus O'na, «Senin aleyhinde yaptıkları bunca tanıklığı duymuyor musun?» dedi. 

14 İsa bir tek konuda bile onacevap vermedi. Vali buna çok şaştı.
15 Her Fısıh bayramında vali, halkın istediği bir tutukluyu salıvermeyi adet edinmişti. 

16 O günlerde Barabas adında ünlü bir tutuklu vardı. 17 Halk bir araya toplandığında, Pilatus onlara, «Sizin için kimi salıvereyim istersiniz, Barabas'ı mı, Mesih denilen İsa'yı mı?» diye sordu. 18 İsa'yı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini biliyordu.
19 Pilatus yargı kürsüsünde otururken karısı ona, «O doğru adama dokunma. Dün gece rüyamda O'nun yüzünden çok sıkıntı çektim» diye haber gönderdi.
20 Başkâhinler ve ihtiyarlar ise, Barabas'ın salıverilmesini ve İsa'nın öldürülmesini istesinler diye halkı kışkırttılar.
21 Vali onlara şunu sordu: «Sizin için ikisinden hangisini salıvereyim istersiniz?»
«Barabas'ı» dediler.
22 Pilatus, «Öyleyse Mesih denen İsa'yı ne yapayım?» dedi.
Hep bir ağızdan, «Çarmıha gerilsin!» dediler.
23 Pilatus, «O ne kötülük yaptı ki?» diye sordu.
Onlar ise daha yüksek sesle, «Çarmıha gerilsin!» diye bağrışıp durdular.
24 Pilatus, elinden bir şey gelmediğini, tersine, bir kargaşalığın başladığını görünce su aldı, kalabalığın önünde ellerini yıkayıp şöyle dedi: «Bu adamın kanından ben sorumlu değilim. Bu işe siz bakın!»
25 Bütün halk şu karşılığı verdi: «O'nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerinde olsun!»
26 Bunun üzerine Pilatus onlar için Barabas'ı salıverdi. İsa'yı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti.

27 Sonra valinin askerleri İsa'yı vali konağına götürüp tüm taburu başına topladılar. 28 O'nu soyup üzerine kırmızı bir kaftan geçirdiler. 29 Dikenlerden bir taç örüp başına koydular, sağ eline de bir kamış tutturdular. Önünde diz çöküp, «Selam, ey Yahudilerin Kralı!» diyerek O'nunla alay ettiler. 30 Üzerine tükürdüler, kamışı alıp başına vurdular. 31 O'nunla böyle alay ettikten sonra kaftanı üzerinden çıkarıp O'na yine kendi giysilerini giydirdiler ve çarmıha germek üzere O'nu alıp götürdüler.

32 Dışarı çıktıklarında Simun adında Kireneli bir adama rastladılar. İsa'nın çarmıhını ona zorla taşıttılar. 

33-34 Golgota, yani Kafatası denilen yere vardıklarında içmesi için İsa'ya ödle karışık şarap verdiler. İsa bunu tadınca içmek istemedi.

35 Askerler O'nu çarmıha gerdikten sonra kura çekerek giysilerini aralarında paylaştılar. 

36 Sonra oturup yanında nöbet tuttular. 

37 Başının üzerine,

`BU, YAHUDİLERİN KRALI İSA'DIR'

diye yazan bir suç yaftası astılar.
38 İsa'yla birlikte, biri sağında öbürü solunda olmak üzere iki haydut da çarmıha gerildi. 39-40 Oradan geçenler başlarını sallayıp İsa'ya sövüyor, «Hani sen tapınağı yıkıp üç günde yeniden kuracaktın? Haydi, kurtar kendini! Allah'ın Oğluysan, çarmıhtan in!» diyorlardı.
41-42 Başkâhinler, din bilginleri ve ihtiyarlar da aynı şekilde O'nunla alay ederek, «Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor» diyorlardı. «İsrail'in Kralı imiş! Şimdi çarmıhtan aşağı insin de O'na iman edelim. 43 Allah'a güveniyordu; Allah O'nu seviyorsa, kurtarsın bakalım! Çünkü, `Ben Allah'n Oğluyum' demişti.» 44 İsa'yla birlikte çarmıha gerilmiş olan haydutlar da O'na aynı şekilde hakaret ettiler.

45 Bütün ülkenin üzerine öğleyin saat on ikiden saat üçe kadar süren bir karanlık çöktü. 46 Saat üçe doğru İsa yüksek sesle, «Elî, Elî, lema şevaktani?» yani, «Allahım, Allahım, beni niçin terk ettin?» diye bağırdı.
47 Orada duranlardan bazıları bunu işitince, «Bu adam İlyas'ı çağırıyor» dediler.
48 İçlerinden biri hemen koşup bir sünger getirdi, ekşi şaraba batırıp bir kamışın ucuna takarak İsa'ya içirdi. 49 Diğerleri ise, «Dur bakalım, İlyas gelip O'nu kurtaracak mı?» dediler.
50 İsa, yüksek sesle bir kez daha bağırdı ve ruhunu teslim etti.
51 O anda tapınaktaki perde yukarıdan aşağıya dek yırtılarak ikiye bölündü. Yer sarsıldı, kayalar yarıldı. 

52 Mezarlar açıldı, ölmüş olan birçok kutsal kişinin cesetleri dirildi. 53 Bunlar mezarlarından çıkıp İsa'nın dirilişinden sonra kutsal kente girdiler ve birçok kimseye göründüler.
54 İsa'yı bekleyen yüzbaşı ve beraberindeki askerler, depremi ve öbür olayları görünce dehşete kapıldılar ve, «Bu gerçekten Allah'ın Oğluydu!» dediler.
55 Orada, olup bitenleri uzaktan izleyen birçok kadın vardı. Bunlar, Celile'den İsa'nın peşinden gelip O'na hizmet etmişlerdi. 56 Aralarında Mecdelli Meryem, Yakup ile Yusuf'un annesi Meryem ve Zebedi oğullarının annesi de vardı.

57 Akşama doğru Yusuf adında zengin bir Aramatyalı geldi. O da İsa'nın bir öğrencisiydi. 58Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi. Pilatus da cesedin ona verilmesini buyurdu. 59-60 Yusuf cesedi aldı, temiz keten beze sardı, kayaya oydurmuş olduğu kendi yeni mezarına yatırdı. Mezarın girişine büyük bir taş yuvarlayıp oradan ayrıldı. 61 Mecdelli Meryem ile öteki Meryem ise orada, mezarın karşısında oturuyorlardı.
62-63 Ertesi gün, yani Hazırlık gününden sonraki gün, başkâhinlerle Ferisiler Pilatus'un önünde toplanarak, «Efendimiz»dediler, «O aldatıcının, daha yaşarken, `Ben öldükten üç gün sonra dirileceğim' dediğini hatırlıyoruz. 64 Onun için buyruk ver de üçüncü güne dek mezarı güvenlik altına alsınlar. Yoksa öğrencileri gelir, cesedini çalar ve halka, `Ölümden dirildi' derler. Bu sonuncu aldatmaca ilkinden beter olur.»
65 Pilatus onlara, «Bir manga asker alın, gidip mezarı dilediğiniz gibi güvenlik altına alın» dedi. 

66 Onlar da askerlerle birlikte gittiler, taşı mühürleyip mezarı güvenlik altına aldılar.