ME
NU

OMELIE / Omelie TR

14 giu 2020
14/06/2020 – İsa’nın kutsal BEDENİ ve kanı bayramı- A Yılı

14/06/2020 – İsa’nın kutsal BEDENİ ve kanı bayramı- A Yılı

 İlk okuma  Yasa 8,2-3.14b-16a  Mezmur 147  İkinci okuma  1Kor. 10,16-17 İncil           Yuhanna 6,51-58

 

Bugün, Rab'bin Bedeni’nin ve Kanı’nın yüce Bayramında, Efkaristiya gizeminin büyüklüğünü kutlama lütfu bize verilmektedir. Bu gizemin güzelliği ve gerekliliği bizim aklımızın ve yüreğimizin sınırlarını aşmaktadır!

Şükran Duasının, "Kutsal, Kutsal,…" ilahisinin ardından gelen parçasına, "Kanone", yani "Kanun" denir. Kanone, latince bir kelimedir ve Şükran Duasının bu parçasının kesin ve değiştirilemez olduğunu, bunun belli bir kurala göre kararlaştırıldığını ifade eder. 2. Vatikan Konsiline kadar sadece 'Kanone Romano' denilen kullanılırdı. Fakat bu Konsil sırasında Episkoposlar; ilk çağlarda kullanılmış ya da yeni hazırlanmış başka "Kanunlar" da kullanılabileceklerine karar verdiler. Ayini yapan rahipler, o güne daha uygun Kanone'yi seçebileceklerdi. Bu duaların içerikleri hep aynıdır: Peder'e övgü, Kutsal Ruh'a ekmek ve şarabın üzerine yakarış, İsa'nın Son Akşam Yemeğinde söylediği sözler, imanlıların alkışı, kurtuluşun temel gizeminin anılması, İsa'nın kurbanının sunuluşu, imanlıların üzerine Kutsal Ruh'a yakarış, Azizlerin hatırlanması, yaşayan ve ölmüş Cobanlar ve kendi sevdikleri için dua ve sonunda 'doksoloji' denilen Allah'a büyük bir övgü. En çok kullanılmakta olan Üçüncü Kanun, “Gerçekten sen kutsalsın, yarattığın bütün evren seni yüceltir” şeklinde başlamaktadır. Gerçekten Peder Allah, övülmeye layıktır çünkü, İsa'nın aracılığı ile ve Kutsal Ruh'un sayesinde Kilise'ye hayat ve kutsallık verip onu tek sınırı iman olan halk olarak bir araya getirir. Kilise, tam da Efkaristiya'yı, yani 'lekesiz kurban'ı sunmak için toplanmıştır. Biz; bizleri büyük yapan, bizim layık olmamamıza rağmen, aynı zamanda bizim haysiyetimizi de belirten bu gizeme katılmaya layık kılan Baba'nın bu projesinden mutluyuz!

İlk okuma bizi Peder'in sevgisinin güzelliğine ve gücüne hayran bırakıyor: O, halkına kimsenin bilinmediği, beklenmeyen bir besin olan “manı” verdi. Bu yiyecek sayesinde halk, “sadece ekmeğe” ihtiyacımız olmadığını, ama Allah'ın ağzından çıkan her bir söz ile insanların yaşadığını” anlamış olmalılar. Allah; acıkmış ve susamış, devamlı doyurulmaya, eşlik edilmeye, korunmaya ihtiyacı olan çölde bulunan insana bilinmeyen bir ekmek verebilir. Allah, manı insana hayatını sürdürmesi için, yürümeye devam etmesi için, Allah'ın onu beklediği yere ulaşması için birşeyler bulmaya olan tüm ümitlerini kaybettikleri anda verdi. Musa halkına “unutma” diyor! Gökten yağan gizemli ekmeği unutma! Allah'ın seni sevdiğini ve senin için her türlü problemi çözmek için yol bulduğunu unutma!

Musa'nın iki emri olan hatırla ve unutma sözleri, her Efkaristiya ayinimizde İsa'nın sözlerinde yankı buluyor: "Bunu beni anmak için yapınız!" Bu, Rab'bin bir emri, Yuhanna İncilinde yazılmış olan "birbirinizi benim sizi sevdiğim gibi seviniz’ emrine yaklaşan yeni bir emir. İsa, “bunu beni anmak için yapınız” derken kastettiği şey ne? O kesinlikle sadece dinsel bir riti, ekmek ve şarap ritini düşünmüyordu, bu armağanların taşıdıkları anlamı düşünüyordu: Allah'a kendi Bedeni’ni ve Kanı’nı sunuşunu, bizim uğrumuza kendi hayatını vermeye götüren fedarlığı düşünüyordu. Biz İsa'nın bu emrini, kendi bedenimizi, yani hayatımızın somutluğunu sunarak, Baba'nın ve İsa'nın insanlara olan sevgisini yaşayarak yerine getiriyoruz. “Bunu yapın” yeni emirdir. Birbirimizi İsa'nın anısında seviyoruz! Kendimizi Peder'e sunarak, İsa ile birleşerek, O'nun Bedeni’nden ve Kanı’ndan güç alarak birbirimizi seviyoruz. İsa'nın Bedeni’ni yeyip Kanı’nı içmek; bizim Allah ile ve insanlar ile, Baba ile ve kardeşler ile olan birliğin en derin anıdır. Bu birliği sağlayan İsa'nın Kendisidir çünkü O, hayat içimize girsin diye Kendisini sundu.

Biz İsa'nın Bedeni’ni ve Kanı’nı yeyip içiyoruz. İşte bu, imanımızın gizemidir! Bu gizeme olabildiğince layık kılınma arzusu ile tapınıyoruz. Sadece O'nunla beslenirken değil, günlerimiz boyunca da O'na tapmaya devam ediyoruz, çünkü bu kutsal gizem günlerimize güç, anlam ve ışık bağışlar. Kutsal Efkaristiya Ekmeği karşısında sessizlik içinde durup O'nun ışığı tarafından aydınlatılıp O'ndan gelen Kutsal Ruh tarafından değiştirilmemiz için zaman bulabilecek miyiz?

OKUMALAR

 

1.Okuma: Yasa 8,2-3.14-16

 

Allah'ınız RAB'bin sizi kırk yıl boyunca çölde dolaştırdığı uzun yolculuğu anımsayın! Buyruklarına uyup uymayacağınızı, amacınızın ne olduğunu öğrenmek için sizi sıkıntılara sokarak sınadı.

Sizi aç bırakarak sıkıntıya soktu. Sonra sizin de atalarınızın da bilmediği man ile sizi doyurdu. İnsanın yalnız ekmekle yaşamadığını, RAB'bin ağzından çıkan her sözle yaşadığını size öğretmek için yaptı bunu.

Böbürlenmemeye ve sizi Mısır'dan, köle olduğunuz ülkeden çıkaran Allah'ınız RAB'bi unutmamaya dikkat edin.

RAB o büyük ve korkunç çölde, zehirli yılanlarla, akreplerle dolu o kurak, susuz toprakta sizi yürüttü. Size sert kayadan su çıkardı.

Atalarınızın bilmediği man ile sizi çölde doyurdu. Sizi sıkıntıya soktu, sınadı. Öyle ki, sonunda üzerinize iyilik gelsin.

 

Mezmur 147

RAB'bi yücelt, ey Yeruşalim!

Allahın'a övgüler sun, ey Siyon!

Çünkü senin kapılarının kol demirlerine güç katar,

İçindeki halkı kutsar.

Sınırlarını esenlik içinde tutar,

Seni en iyi buğdayla doyurur.

Yeryüzüne buyruğunu gönderir,

Sözü çarçabuk yayılır.

Sözünü Yakup'a,

Kurallarını, ilkelerini İsrail'e bildirir.

Başka hiçbir ulus için yapmadı bunu,

Onlar O'nun ilkelerini bilmezler.

RAB'be övgüler sunun!

 

 2.Okuma: Aziz Pavlus’un Korintoslulara 1. Mektubundan 10,16-17

Allah'a şükrettiğimiz şükran kâsesiyle Mesih'in kanına paydaş olmuyor muyuz? Bölüp yediğimiz ekmekle Mesih'in bedenine paydaş olmuyor muyuz? Ekmek bir olduğu gibi, biz de çok olduğumuz halde tek bir bedeniz. Çünkü hepimiz bir ekmeği paylaşıyoruz.

 

İlahi


İşte, meleklerin ekmeği!

O, yoldaki insanların ekmeğidir,

Allah’ın evlatlarının gerçek ekmeğidir.

            O, kurban edilen İsahak’la,

            Kurban edilen Paskalya Kuzu’suyla,

            çöldeki “Manna” ile önceden belirlenmiştir.

Ey iyi Çoban, gerçek ekmeğimiz,

Ey Mesih İsa, bizi koru.

Hayat Ülkesinde bizi sonsuz mutluluğa kavuştur.

            Sen ki, her şeyi bilirsin ve her şeyi yapabilirsin,

            Sen ki, yeryüzünde bizi beslersin,

            göklerdeki ziyafete bizi götür

            ve Azizlerin yanında bize mirasını ver. Amin

 

İncil: Yuhanna 6,51-58

Gökten inmiş olan diri ekmek ben'im. Bu ekmekten yiyen sonsuza dek yaşayacak. Dünyanın yaşamı uğruna vereceğim ekmek de benim bedenimdir.»
Bunun üzerine Yahudiler, «Bu adam yememiz için bedenini bize nasıl verebilir?» diyerek birbirleriyle çekişmeye başladılar.
İsa onlara şöyle dedi: «Size doğrusunu söyleyeyim, İnsanoğlu'nun bedenini yiyip kanını içmedikçe, sizde yaşam olmaz. Bedenimi yiyenin, kanımı içenin sonsuz yaşamı vardır ve ben onuson günde dirilteceğim. Çünkü bedenim gerçek yiyecek, kanım gerçek içecektir. Bedenimi yiyip kanımı içen bende yaşar, ben de onda. Yaşayan Baba beni gönderdiği ve ben Baba'nın aracılığıyla yaşadığım gibi, bedenimi yiyen de benim aracılığımla yaşayacak. İşte gökten inmiş olan ekmek budur. Atalarınızın yedikleri man gibi değildir. Atalarınız öldüler. Oysa bu ekmeği yiyen sonsuza dek yaşar.»