ME
NU

OMELIE / Omelie TR

19 mar 2023
19/03/2023 -PASKALYA'YA HAZIRLIK DEVRESİ- 4. Pazar Günü A

19/03/2023 -PASKALYA'YA HAZIRLIK DEVRESİ- 4. Pazar Günü A

1.Okuma 1Sam 16,1.4. 6-7.10-13 Mezmur 22 2.Okuma Ef 5,8-14 İncil Yh 9,1-41

“İnsanlar görünüşe bakarlar, Rab ise yüreğe bakar”. Bu sözlerle Allah peygambere değerlendirme hatalarının nedenini gösteriyor. Biz bu hataları her gün yaparız. Bu sebepten hiçbir zaman kimseyi yargılamamalıyız, kötülük yaptıklarını gördüğümüz zaman bile. Gerçek iyiyi ve kötüyü ayırma kabiliyeti, kimseyi yargılamamız için sebep olmamalı; sadece kötülükten sakınmamız için ve olsa olsa kardeşlerimize denenmelerini yenmeleri için yardımcı olmamıza yaramalıdır.

Rab yüreğe bakar! Sadece Rab, kişileri ve şeyleri doğru ışıkta, yani her şeyi aldatmacasız gösteren ışıkta, görür. Biz gerçekten birçok kez körüz! Dünyayı Allah’ın gördüğü gibi görmüyorsak, körüz. İsa’nın Yeruşalim’de gerçekleştirdiği mucize bizi buna inandırır: O gözümüzü açıp, O’na, mevcudiyetine ve yeniliğine bakmamız sağlamıyorsa, biz körüz!

İsa’nın karşılaştığı, doğuştan kör adam hepimizi temsil edebilir. Kör doğdu: Bunun anlamı nedir? Kör doğan, kimsenin yüzünü tanımaz, rahatça yürüyemez, çünkü ne yolu ne de engelleri görür, neyin temiz neyin kirli olduğunu bilemez, dolayısıyla da tuttuğunu kirlettiğinin farkında olmaz, farkına varmadan zehir yiyip içebilir, farkında olmasa da daima tehlikededir. Onun başkalarının yardımına hep ihtiyacı vardır, kendisini seven ve yardımcı olacak birisine.

İşte, biz de aynen böyle, körüz. Başkalarını aldatmadan tanıtacak birine bizim çok ihtiyacımız var: Bize yol gösterecek, ellerimizin ne zaman kirli olduğunu söyleyecek, yüreğimiz ve aklımız için sağlıklı gıda yerine zehir içiyorsak, bizi uyaracak birine çok ihtiyacımız var.

İsa; karşılaştığı köre onu çamur ile kirleterek parmağı ile dokundu; kör ona hemen itaat etti: Gönderilmiş Olan’ın (Siloha) havuzunda yıkanmaya hemen gitti. Döndüğünde gözleri görüyordu! Yani kendisine konuşanları, eşlik edenleri tanıyıp, tek başına yönünü bulabiliyor, kendini koruyabiliyordu, başkalarına yardımcı olabiliyordu bile.

Sadece biraz toprağı temizleyen değil de gözlerin körlüğünü açabilen, hangi sudur? Biz bunu kolayca anlayabiliriz: Vaftiz suyu bu mucizeyi gerçekleştiriyor. Baba’ya olan sevgisini yaşamak, dünyaya Kutsal Ruh’unu getirmek için İsa ile birleşen kişi, işte o, ışığa sahiptir: Başkalarını sevmesi gereken kişiler olarak görür, dünyada nasıl davranması gerektiğini görür, neyin iyi neyin kötü olduğunu anlar, çünkü Allah’ın Oğlu’nun ölçütlerini, kendine mal eder.

Aziz Pavlus bize şöyle diyor: “Uyan, ey uyuyan sen! Kalk ölüler arasından! Mesih de senin ışığın olacaktır”. Havari şunu söylemekten mutlu: “Bir zamanlar karanlıklarda idiniz, ama şimdi Rab'de ışıksınız”. Ayrıca şunu tembihler: “Işık çocukları gibi yaşayınız. Işık her tür iyilik, doğruluk ve gerçek meydana getirir. Rabbi neyin hoşnut ettiğini öğrenmeye çalışın. Karanlığın meyvesiz işlerine katılmayın. Tam tersine bunları kınayın”.

İsa’nın ışığıyla aydınlanmış olarak, dünyanın Baba’ya doğru yönelmesi ve gerçek barış ve sevgi eylemleri gerçekleştirmesi için, O’nunla iş birliği yapabiliriz. Bizler de kör gibi ret edilip kovulursak, yine de Allah’ın Ruh’unu taşıdığımızdan sevineceğiz, mutlu olacağız!

İsa’nın ışığıyla aydınlanmış olarak artık iyi-kötü ayrımı yapma hatalarını işlemeyeceğiz. Kardeşlerle karşılaştığımızda onları ne dış gösterişe ne de toplumsal seviyeye ne kültüre ne de işe göre, sadece Allah Baba’nın onların üzerine döktüğü sevgiye göre onları değerlendireceğiz. İsa gerçek ışıktır: O’nu sürekli, aralıksız görebilmemiz için gözlerimizi tedavi edeceğiz.

OKUMALAR

  1. Okuma: 1 Samuel 16,1-13

RAB, Samuel'e, "Ben Saul'un İsrail Kralı olmasını reddettim diye sen daha ne zamana dek onun için üzüleceksin?" dedi, "Yağ boynuzunu yağla doldurup yola çık. Seni Beytlehemli Yişay'ın evine gönderiyorum. Çünkü onun oğullarından birini kral seçtim." Samuel, "Nasıl gidebilirim? Saul bunu duyarsa beni öldürür!" dedi. RAB şöyle yanıtladı: "Yanına bir düve al ve, 'RAB'be kurban sunmak için geldim' de. Yişay'ı kurban törenine çağır. O zaman ne yapman gerektiğini ben sana bildireceğim. Sana belirteceğim kişiyi benim adıma kral olarak meshedeceksin." Samuel RAB'bin sözüne uyarak Beytlehem Kenti'ne gitti. Kentin ileri gelenleri onu titreyerek karşıladılar ve, "Barış için mi geldin?" diye sordular. Samuel, "Evet, barış için" diye yanıtladı, "RAB'be kurban sunmaya geldim. Kendinizi kutsayıp benimle birlikte kurban törenine gelin." Sonra Yişay ile oğullarını kutsayıp kurban törenine çağırdı. Yişay ile oğulları gelince Samuel Eliav'ı gördü ve, "Gerçekten RAB'bin önünde duran bu adam kuşkusuz O'nun meshettiği kişidir" diye düşündü. Ama RAB, Samuel'e, "Onun yakışıklı ve uzun boylu olduğuna bakma" dedi, "Ben onu reddettim. Çünkü RAB insanın gördüğü gibi görmez; insan dış görünüşe, RAB ise yüreğe bakar." Yişay, oğlu Avinadav'ı çağırıp Samuel'in önünden geçirdi. Ama Samuel, "RAB bunu da seçmedi" dedi. Bunun üzerine Yişay Şamma'yı da geçirdi. Samuel yine, "RAB bunu da seçmedi" dedi. Böylece Yişay yedi oğlunu da Samuel'in önünden geçirdi. Ama Samuel, "RAB bunlardan hiçbirini seçmedi" dedi. Sonra Yişay'a, "Oğullarının hepsi bunlar mı?" diye sordu. Yişay, "Bir de en küçüğü var" dedi, "Sürüyü güdüyor." Samuel, "Birini gönder de onu getirsin" dedi, "O buraya gelmeden yemeğe oturmayacağız." Yişay birini gönderip oğlunu getirtti. Çocuk kızıl saçlı, yakışıklı, gözleri pırıl pırıl bir delikanlıydı. RAB, Samuel'e, "Kalk, onu meshet. Seçtiğim kişi odur" dedi.

Samuel yağ boynuzunu alıp kardeşlerinin önünde çocuğu meshetti. O günden başlayarak RAB'bin Ruhu Davut'un üzerine güçlü bir biçimde indi. Bundan sonra Samuel kalkıp Rama'ya döndü.

Mezmur 23

RAB çobanımdır, eksiğim olmaz.

Beni yemyeşil çayırlarda yatırır, sakin suların kıyısına götürür.

İçimi tazeler, adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.

Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile, kötülükten korkmam. Çünkü sen benimlesin. Çomağın, değneğin güven verir bana.

Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın,

Başıma yağ sürersin, kâsem taşıyor.

Ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni,

Hep RAB'bin evinde oturacağım.

  1. Okuma Aziz Pavlus’un Efeslilere Mektubundan 5,8-14

Bir zamanlar karanlıktınız, ama şimdi Rab'de ışıksınız. Işığın çocukları olarak yaşayın. Çünkü ışığın meyvesi her tür iyilik, doğruluk ve gerçekte görülür. Rab'bi neyin hoşnut ettiğini ayırt edin. Karanlığın meyvesiz işlerine katılmayın. Tersine, onları açığa çıkarın. Karanlıktakilerin gizlice yaptıkları şeylerden söz etmek bile ayıptır. Işığın açığa vurduğu her şey görünür. Çünkü görünen her şey ışıktır. Bunun için şöyle deniyor: «Uyan, ey uyuyan! Ölümden diril! Mesih senin üzerine ışık saçacak.»

İncil: Yuhanna 9,1-41

İsa yolda giderken doğuştan kör bir adam gördü. Öğrencileri İsa'ya, «Rabbî, kim günah işledi de bu adam kör doğdu? Kendisi mi, yoksa annesi babası mı?» diye sordular. İsa şu cevabı verdi: «Ne kendisi, ne de annesi babası günah işledi. Allah'ın işleri onun yaşamında görülsün diye kör doğdu. Beni gönderenin işlerini vakit daha gündüzken yapmalıyız. Gece geliyor, o zaman kimse çalışamaz. Dünyada olduğum sürece dünyanın ışığı ben'im.» Bu sözleri söyledikten sonra yere tükürdü, tükürükle çamur yaptı ve çamuru adamın gözlerine sürdü. Adama, «Git, Şiloha havuzunda yıkan» dedi. Şiloha, `gönderilmiş' anlamına gelir. Adam gidip yıkandı, gözleri açılmış olarak döndü. Komşuları ve onu daha önce dilenirken görenler, «Oturup dilenen adam değil mi bu?» dediler. Kimi, «Evet, odur» dedi, kimi de «Hayır, ama ona benziyor» dedi. Kendisi ise, «Ben oyum» dedi. «Öyleyse, gözlerin nasıl açıldı?» diye sordular. O da şöyle cevap verdi: «İsa adındaki adam çamur yapıp gözlerime sürdü ve bana, `Şiloha'ya git, yıkan' dedi. Ben de gidip yıkandım ve gözlerim açıldı.» Ona, «Nerede O?» diye sordular. «Bilmiyorum» dedi. Eskiden kör olan adamı Ferisilerin yanına götürdüler. İsa'nın çamur yapıp adamın gözlerini açtığı gün Sept günüydü. Bu nedenle Ferisiler de adama gözlerinin nasıl açıldığını sordular. O da, «İsa gözlerime çamur sürdü, yıkandım ve şimdi görüyorum» dedi. Bunun üzerine Ferisilerin bazıları, «Bu adam Allah'tan değildir» dediler. «Çünkü Sept günüyle ilgili buyruğa uymuyor.»
Ama başkaları, «Günahkâr bir adam nasıl böyle mucizeler yapabilir?» dediler.
Böylece aralarında ayrılık doğdu. Eskiden kör olan adama yine sordular: «Senin gözlerini açtığına göre, O'nun hakkında sen ne diyorsun?» Adam, «O bir peygamberdir» dedi. Yahudiler, gözleri açılmış olan adamın annesiyle babasını çağırmadan onun daha önce kör olduğuna ve gözlerinin açıldığına inanmadılar. Onlara, «Kör doğdu dediğiniz oğlunuz bu mu? Peki, şimdi nasıl görüyor?» diye sordular. Adamın annesiyle babası şu karşılığı verdiler: «Bunun bizim oğlumuz olduğunu ve kör doğduğunu biliyoruz. Ama şimdi nasıl gördüğünü, gözlerini kimin açtığını bilmiyoruz, ona sorun. Ergin yaştadır, kendisi için kendisi konuşsun.» Yahudilerden korktukları için böyle konuştular. Çünkü Yahudiler, İsa'nın Mesih olduğunu açıkça söyleyeni havra dışı etmek için aralarında sözbirliği etmişlerdi. Bundan dolayı adamın annesiyle babası, «Ergin yaştadır, ona sorun» dediler. Eskiden kör olan adamı ikinci kez çağırıp, «Allah hakkı içindoğruyu söyle» dediler, «biz bu adamın günahkâr olduğunu biliyoruz.» O da şöyle cevap verdi: «O'nun günahkâr olup olmadığını bilmiyorum. Bildiğim bir şey var, kördüm, şimdi görüyorum.» O zaman ona, «Sana ne yaptı? Gözlerini nasıl açtı?» dediler. Onlara, «Size demin söyledim, ama dinlemediniz» dedi. «Niçin yeniden işitmek istiyorsunuz? Yoksa siz de mi O'nun öğrencileri olmak niyetindesiniz?» Adama söverek, «O'nun öğrencisi sensin!» dediler. «Biz Musa'nın öğrencileriyiz. Allah'ın Musa'yla konuştuğunu biliriz. Ama bu adamın nereden geldiğini bilmiyoruz.» Adam onlara şu karşılığı verdi: «Şaşılacak şey! O'nun nereden geldiğini bilmiyorsunuz, ama gözlerimi O açtı. Allah'ın, günahkârları dinlemediğini biliriz. Ama Allah, kendisine tapan ve isteğini yerine getiren kişiyi dinler. Dünya var olalı, bir kimsenin doğuştan kör olan birinin gözlerini açtığı duyulmamıştır. Bu adam Allah'tan olmasaydı, hiçbir şey yapamazdı.» Onlar buna karşılık, «Tamamen günah içinde doğdun, sen mi bize ders vereceksin?» diyerek onu dışarı attılar. İsa adamı kovduklarını duydu. Onu bularak, «Sen İnsanoğlu'na iman ediyor musun?» diye sordu. Adam şu cevabı verdi: «Efendim, O kimdir? Söyle de kendisine iman edeyim.» İsa, «O'nu gördün. Şimdi seninle konuşan O'dur» dedi. Adam, «Rab, iman ediyorum!» diyerek İsa'ya tapındı.

Documenti allegati