ME
NU

OMELIE / Omelie TR

24/06/2012
24/06/2012 - Vaftizci Yahya’nın Doğumu

24/06/2012 - Vaftizci Yahya’nın Doğumu

1.Okuma Yeş. 49,1-6 & Mezmur 138 & 2.Okuma Hav. İşl. 13,22-26 & İncil Lk. 1,57-66.80

“Yahya görevini tamamlarken şöyle diyordu: 'Beni kim sanıyorsunuz? O benden sonra geliyor. Ben O'nun ayağındaki çarığın bağını çözmeye bile layık değilim”. İşte aziz Pavlus, Musevi dinleyicilerine incili bu sözlerle tanıtıyordu. İsa’nın gelişini Allah, bilgelikle sözle ve halk tarafından itibar edilen ve sevilen birinin ağzıyla hazırladı. Böylece Rab kendi kendine kendini tanıtmak zorunda kalmadı: Bunu yapsaydı, gurur ve kibirmiş gibi görünebilirdi. Bizler de, şunu söyleyen havari gibi düşünüyoruz: “Kabule değer kişi kendi kendini tavsiye eden değil, Rabbin tavsiye ettiği kişidir” (2Kor 10,18). Kendilerini kurtarıcı ya da Allah tarafından gönderilmiş olarak tanıtan dini vaizcilere biz de güvenemiyoruz. Rab, Allah, İsa’yı bize O’ndan evvel gelen Yahya’nın sözü aracılığıyla tanıttı. İşte bugün onun doğum gününü kutluyoruz: Bu şekilde Allah’ın davranma şeklini hayranlıkla görebiliyoruz; O’nun büyük eserlerinin kabul edilmesini önceden hazırladığını anlıyoruz, yani insanları onlar için ve onların arasında O’nun yaptığı eylemleri görmeleri için hazırlıyor.

Yahya’nın doğumu birçok kişinin dikkatini çekiyor: “Bütün bu olaylar, Yahudiye'nin dağlık bölgesinin her yanında konuşulur oldu”. Anne ve babası yaşlıydı, baba eşinin tüm hamileliği boyunca dilsiz kalmıştı, eşi de beş ay süresinde evde saklı oturmuştu. Bunun için bu çocuğun doğumu, yakınlar ve akrabalar tarafından merakla bekleniyordu. Gerçekleştiğinde de büyük sevinç kaynağı oldu. Herkes bu işin Allah’ın bir eylemi olduğunu anlıyordu ve herkes o bebeğin gökten özel bir görev aldığını düşünüyordu. Bu hayret, sünnet gününde daha da çok arttı, çünkü bebeğe ailede olmayan bir isim takıldı, bu karardan sonra da babanın dili çözüldü ve Allah’a övgüler telaffuz etti.

Zekeriya, bebeğin adını yazdığında, imanını gösterdi, bu ismi Kudüs’teki tapınakta ona görünen melek söylemişti. İmanını göstererek, yaşamı Allah’ın sevgisinin gerçeğini göstermeye, dolayısıyla da Allah hakkında konuşmaya ve O’nu yüceltmeye de kabiliyetli oldu.

O çocuk herkesi hayrete düşürdü. Adının özellikle güzel bir anlamı vardı: “Allah merhametlidir, Allah sevgidir”! Bu ad bile İncil’di, herkesin adında dolaşacak olan müjdeydi. Akrabalar Zekeriya’nın çocuğa kendi adını vermesini bekliyorlardı, kendi adının anlamı da “Allah anımsıyor” idi. Allah’ın hatırladığı doğrudur, verdiği vaatleri hatırlıyor, ama aynı anda günahlarımızı da hatırlıyor. Bu sebepten o çocuk ile her karşılaşmamızda şöyle diyebilmek çok daha güzel: “Yahya, Allah sevgidir!”

“Rab onunla birlikteydi”. Bu cümle Yahya’nın otuz yıllık yaşamını özetlemektedir, bu yaşına vardığında peygamber kıyafetiyle ve dikkat çeken sözleriyle halk arasına çıktı: Allah’a, emirlerine, sosyal yaşamı yenilemek için neyin yapılması gerektiğine dikkat çekti. “Rab onunla birlikteydi: Bu ne anlama gelmektedir? Kendisinin çocuk, genç ve ergen hali hiç sorun yaratmıyordu, halkın yaşamına uyuyordu, diğer ebeveynler onu takdir ediyordu. Allah bu gencin eylemlerini ve konuşmasını kullanarak kendi varlığını, amaçlarını, herkese olan dikkatini gösterebilirdi. Allah onu yönlendiriyordu. Onu saklı kalmaya yönlendiriyordu, insanların gürültüsünden ve telaşından uzak tutuyordu. “Issız yerlerde yaşadı” diyor İncil yazarı. Eğer içsel olarak büyümek istiyorsan ve Allah’ın hizmetinde olmak istiyorsan gürültüden uzak olmalısın, orada iyilik ve güzel şeyler kötü alışkanlıklar ve yüzeysellik ile karışmaktadır. Issız yerlerde her şeyin ve her olayın anlamını idrak etmek daha kolaydır, özellikle de Allah’ın sesini duymak mümkündür.

Vaftizci Yahya’nın doğumu kendi doğumumuzu ve yaşamımızın anlamını düşünmemize sebeptir. Ben ve sen, hepimiz Allah’ın armağanıyız. Dünyaya sadece almak için değil, vermek için, özellikle de sevmek için geldik. Birilerine, belki de çok kişiye Allah’ın sevdiğini göstermek, onlarla ilgilendiğini ve yanlarında yürüdüğünü söylemek için geldik; Allah benim ve senin aracılığınla insanlara bunu bildirmektedir. Issız bir yerde Baba Allah’ın yaşamıma verdiği değeri düşünüyorum ve kendimi, yanımdakilere veya karşılaştıklarıma, O’nun bir mesajı ve armağanı olmaya çağrıldığımı düşünüyorum.