ME
NU

OMELIE / Omelie TR

22 mar 2015
22/03/2015 - PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ – 5. Pazar Günü - B

22/03/2015 - PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ – 5. Pazar Günü - B

1. Okuma Yer 31,31-34 * Mezmur 50 * 2. Okuma İbr 5,7-9 * İncil Yh 12,20-23

Yeremya yeni bir antlaşmadan bahsetmektedir. Bu antlaşma gerçekten yenidir, daha önceki bir antlaşmanın tekrarı değildir. İnsan için yenidir; hiç kimsenin beklemediği ve hayal edemediği bir antlaşmadır. O ana kadar Tanrı, halkla antlaşma yaparken, halkı himaye etmeyi vaat ediyordu ve karşılık olarak halktan itaat ve tam bir güven istiyordu. Abrahamla ve sonra da Musayla öyle yaptı. Tanrı, verdiği söze daima sadık kaldı, halk ise sık sık putlara hizmete sürükleniyordu; Tanrı’nın yardımını reddederek kendi gücüyle korunmaya çalışıyordu. Sonuç olarak kendini mahveden ve ölüm yayan kendi düşmanının eline düştü. Fakat kendi halkı aracılığıyla tüm diğer halklara kendisini tanıtmak isteyen Tanrı, her şeye rağmen, halkını sevmeye devam eder ve onlarla yeni ve farklı bir Antlaşma yapacağını vaat eder. Peki ne zaman? Hemen değil, ama bunu gerçekleştirmek için kendisini sunan yeni Musa geldiğinde olacak. Bu yeni Antlaşma nasıl olacak? Tek yanlı olacağını söyleyebiliriz. Çünkü Tanrı, karşılığında hiçbir şeyi dilemeden, halkı himaye etmeyi ve onu sevmeyi vaat eder. Tanrı’nın ilk sevgi dolu eylemi, halktan her birinin yüreğine Kendisini tanıma ve itaat etme arzusunu yerleştirmek olacaktır. Bu armağanı reddetmeyen, kendini kurtarılmış sayabilecek, Tanrı’nın sevgisini, kurtarılma garantisi olarak tadabilecektir.

Yeni Antlaşma’nın vaadini duyduktan sonra, Yuhanna İncil metni, gökten gelen bir sesin, Musa’ya konuştuğu gibi, İsa’ya konuştuğu anı anlatmaktadır. Yeni Antlaşma’yı gerçekleştiren İsa’dır; fakat Eski Antlaşma’da olduğu gibi hayvanların kanı ile değil de, kendi kanı ile...

Filipus ve Andreas İsa’ya, Yunanlılardan bazılarının O’nu görmek istediklerini söylüyorlar. İsa bu putperestlerin arzusunu bir işaret olarak görür. Bu, tüm halkların, Yahudiler aracılığıyla dünyaya gelen kurtuluşu kabul edebilecekleri zamanın geldiğinin işaretidir. Aynı zamanda bu arzu, Kilisenin dünyanın dört bucağına yayılacak misyonunun habercisidir. Bu yüzden İsa için kendi kanını dökme zamanı gelmiştir. O’nun kanı “yeni ve ebedi Ahdin kanı”dır ve sadece İbranilerin yararına olmayacak; İbrahim’e bahşedilen kutsamaya göre, tüm ulusların yararına olacaktır.

Rab İsa az sözle ve bir örnekle kat edeceği yolu anlatıyor. Kendisi “çok ürün” vermek üzere toprağa düşen ve ölen “buğday tanesi”dir. Ürün; tüm uluslara, O’nun ardından gitmek isteyenlerin tümüne sunulacak olan kurtuluştur. O’nu izleyebilmek için, kendimizden çok O’nu sevmemiz gerekiyor. İsa’yı sevmek, yaşamımızı bambaşka bir şekilde, tamamıyla yeni bir şekilde kurmak, buna göre hayatımıza yön vermek demektir. İsa’yı seven için en önemli şey, kendi yaşamı ve kendi refahı değil de, O’na olan sadakatidir. Sadakat aracılığıyla kendi canını “ebedi hayat için saklar”.

Artık Paskalya’ya Hazırlık Devresi sona ermek üzeredir. Paskalya yakındır. Bu Bayramda Mesih İsa’nın zaferini, O’nun dirilişini kutlayacağız. Fakat eğer O’nun ardından yürümediysek, eğer günlük hayatımızda ve seçimlerimizde O’nu her şeyden üstün tutmadıysak, o zaman Paskalya Bayramı bir şey ifade etmeyecektir. Ancak ve ancak, O’na itaat etmek için kendi nefsimizi yenebildiysek, bu Bayram sevinç sebebi ve mutluluk kaynağı olacaktır. Ve sevincimiz büyük olacaktır. Çünkü insanlar tarafından değil, Tanrı’nın kendisinden, Baba tarafından onurlandırılacağız! Buna, ilk olarak haç yolunu kat eden İsa’nın kendisi bizi temin etti. O, ölüme kadar kendisini inkar ederek itaat etti. Bu itaati sayesinde O, İbranilere mektubundan okuduğumuz gibi, “sözünü dinleyenlerin hepsi için sonsuz kurtuluş kaynağı oldu”.

O zaman Kutsal Ayinin başlangıcında söylediğim duayı korkmadan tekrarlayabiliriz: “Tanrım, Oğlun insanlara sevgisi nedeni ile hayatını feda etti. Aynı fedakârlığı yapabilmemiz ve hayatımızda aynı sevgiyi gösterebilmemiz için bizlerden yardımını esirgeme”. Göksel Baba kendi hayatını sunan İsa’nın sevgisini yaşarsak çok seviniyor ve her an onu yaşamamıza yardımcı oluyor. Daha büyük bir sevgi yok, çünkü gerçek sevgi tanrısal sevgidir. Onu yaşadığımız takdirde gerçek tanrısal hayat içindeyiz, Göksel Baba’mıza benziyoruz, O’nun hayatını benimsiyoruz. Gerçek hayat, bizi gerçekleştiren, yüreğimizi doyuran, sevinçle donatan hayat budur.

Mezmurun şu sözleri ile dua edelim: “Geri ver bana kurtuluş sevincini, içimde cömert bir ruh sağla. Günahkarlara senin yolunu öğreteceğim, yolunu şaşıranlar sana dönecekler”. İsa’nın, yeni Antlaşma’sına uyanlara verdiği sevinç içinde yaşayalım.. İşte o zaman günah yüzünden acı çekenleri tek kurtarıcı Mesih İsa’ya doğru çekeceğiz.