ME
NU

OMELIE / Omelie TR

23 apr 2023
23/04/2023 - PASKALYA DEVRESİ - 3. Pazar Günü – Aª

23/04/2023 - PASKALYA DEVRESİ - 3. Pazar Günü – Aª

1.Okuma Hav. Kit. 2,14.22-33 Mezmur 15 2.Okuma 1 Petrus 1,17-21 İncil Lk 24,13-35

İsa’nın dirilişinden ve Pentekost’tan sonra Havariler daha öncekinden farklılar. Cesur oluyorlar ve daha önce Öğretmenlerine karşı olan halkla temasa giriyorlar. Böylece herkese gördüklerini ve yaşamlarını değiştiren olayları bildirebilmektedirler; bu şekilde İsa tanınmış ve kabul edilmiş olacaktır.

Bugün Petrus’un ve diğerlerinin, evlerinin etrafını saran halka verdikleri ilk müjdeyi dinliyoruz. Onlar, Allah’ın yaptıklarını ilan ediyorlar: Yeruşalim’de yaşayanlar, zayıflara ve hastalara iyilik yapmasına, herkese ilahi bilgeliğin öğretilerini vermesine rağmen İsa’yı öldürdüler; Allah ise O’nu diriltti ve insanlara Ruh’unu yolladı. Peder Allah insanların kötülüğünü kullanarak onlara tahmin edilemeyecek bir yeni yaşam sunan sevgisini bağışlayabilmektedir.

Petrus’un konuşmasını tekrar dinlerken, bugün de Peder’in her şeye kadir olduğunu gösteren bir belirti yapabileceğini, bekleyebileceğimizi zannediyoruz. Birçok yönden o zamanki duruma benzer bir durumdayız: İnsanlar Allah’ın istediğinin tam tersini yapıyor ve karar veriyorlar! O, bizim bu çağımızda ne yapacaktır? Mutlaka bizi hayrete düşürecek.

Hayal kırıklığına uğramış ve üzgün, Yeruşalim’den uzaklaşan iki öğrenci de şaşırdı. Önce gizemli yolcu onların Kutsal Yazıları anlamalarına ve yaşadıkları üzücü olaylarda Kutsal Yazıların gerçekleştirildiğini görmelerine yardım etti. Sonra canlı ve canlandırıcı İsa’nın yanlarında olduğunun eminliğine sahip oldular. İlk olarak onlar yeni hayatı, sevinçte ve hareket ettikleri Yeruşalim’e dönme kararında gösterilen o yeni hayatı aldılar. Yeruşalim’de diğerlerine tecrübelerini anlattılar ve bütün cemaat ile birlikte yaşamaya yeniden başladılar. Yemeğe davet ettikleri kişinin tam da ölümden dirilen Rableri olduğuna şaşırdılar. O, Kutsal Yazıları yaşadıkları olaylarla karşılaştırmayı öğretmişti, sonra da ekmeği bölerken gözlerinden kaybolarak Kendini tanıttı. Bu detay bizim için çok önemlidir.

Dirilmiş İsa Kendini ekmeği bölerken tanıtmaktadır! Bizler burada tam da ekmeği bölmek için toplandık: Burada İsa mevcuttur! Kleofa ve diğer havarinin görmediği gibi bizler de O’nu görmüyoruz, ama onların konuşan, iman ve birlik ekmeğini verenin O olduğunu anladıkları gibi bügün bizler de bize konuşmakta olan, bize birlik, kutsama, hayat ve sevincin ekmeğini verenin İsa olduğunu bilmekteyiz.

Mektup yazdığı Hristiyanların büyük imanına şaşıran Aziz Petrus’un davetini kabul edelim. O Hristiyanlar, Yeruşalim’den uzak, Galatya denilen bölgede – şimdiki Türkiye’nin ortasında- yaşıyorlardı ve İsa’yı hiç görmemişlerdi. Fakat O’nu görmemiş olmalarına rağmen O’nu seviyor O’na iman ediyorlardı.

Biz de Petrus’un hayranlığını uyandırıyoruz, çünkü bizler de Rab İsa’yı seviyor, O’na inanıyor, denenmelerimizde O’na sadık kalıyoruz. Petrus, Baba Allah’a şan verecek şekilde yaşamaya devam etmemizi tavsiye etmeye devam ediyor. Peder Allah bizi sevgisiyle yargılıyor, bu sebepten biz O’nun korkusu ile, yani günahımızla bizim ve tüm insanların üzerine döktüğü sevgiyi karartmamaya dikkat ederek yaşamaktayız.

Dünyadan farklı bir şekilde yaşamaktan mutluyuz, dünya bizi reddetse de. Bu şekilde İsa’ya bağlılığımızın daha emin bir kanıtını gösterebiliriz! Dünyanın bizi reddetmesi, bizim İsa’yı ve O’nun dirilmiş olarak var olmasını reddedenlerin ortasında olmamazın kanıtıdır.

OKUMALAR

1.Okuma: Havarilerin İşleri. 2,14.22-33

Bunun üzerine Onbirlerle birlikte ayağa kalkan Petrus yüksek sesle kalabalığa şöyle seslendi:

«Ey İsrailliler, şu sözleri dinleyin: bildiğiniz gibi Nasıralı İsa, Allah'ın, kendisi aracılığıyla aranızda yaptığı mucizeler, harikalar ve belirtilerle kimliği kanıtlanmış bir kişidir. Allah'ın önceden belirlenmiş amacı ve önbilgisi uyarınca elinize teslim edilen bu adamı, yasa tanımaz kişilerin eliyle çarmıha çivileyip öldürdünüz. Allah ise, ölüm acılarına son vererek O'nu diriltti. Çünkü O'nun ölüme tutsak kalması olanaksızdı. O'nunla ilgili olarak Davut şöyle der: `Rab'bi her zaman önümde gördüm, O benim sağımda durduğu için sarsılmam.
Bu nedenle yüreğim mutlu, dilim sevinçlidir. Dahası, bedenim de umut içinde yaşayacak. Çünkü sen canımı ölüler diyarına terk etmeyeceksin, Kutsalını çürümeye bırakmayacaksın. Yaşam yollarını bana öğrettin; varlığınla beni sevinçle dolduracaksın.' «Kardeşler, size açıkça söyleyebilirim ki, büyük atamız Davut öldü, gömüldü, mezarı da bugüne dek yanı başımızda duruyor. Davut bir peygamberdi ve soyundan gelen birini tahtına oturtacağına dair Allah'ın kendisine ant içerek söz verdiğini biliyordu. Geleceği görerek Mesih'in ölümden dirilişine ilişkin şunları söyledi: `O, ölüler diyarına terk edilmedi, bedeni çürümedi. Allah, bu İsa'yı ölümden diriltti ve biz hepimiz bunun tanıklarıyız. O, Allah'ın sağına yüceltilmiş, vaat edilen Kutsal Ruh'u Baba'dan almış ve şimdi gördüğünüz ve işittiğiniz gibi, bu Ruh'u üzerimize dökmüştür.

Mezmur 15

Koru beni, ey Allah, çünkü sana sığınıyorum.

RAB'be dedim ki, "Efendim sensin. Senden öte mutluluk yok benim için."

Benim payıma, benim kâseme düşen sensin, ya RAB; yaşamım senin ellerinde.

Övgüler sunarım bana öğüt veren RAB'be, geceleri bile vicdanım uyarır beni.

Gözümü RAB'den ayırmam, hiç sarsılmam, O sağımda durduğu için.

Bu yüzden içim sevinç dolu, yüreğim coşuyor, bedenim güven içinde.

Çünkü sen beni ölüler diyarına terk etmezsin, sadık kulunun çürümesine izin vermezsin[ii].

Hep yaşam yolunu gösterirsin bana. Bol sevinç vardır senin huzurunda, Sağ elinden mutluluk eksilmez.

2.Okuma: Aziz Petrus’un 1.Mektubundan 1,17-21

Kimseyi kayırmadan, kişiyi, yaptıklarına bakarak yargılayan Allah'ı Baba diye çağırdığınıza göre, gurbeti andıran bu dünyadaki zamanınızı Allah korkusunda geçirin. Biliyorsunuz ki, atalarınızdan kalma boş yaşayışınızdan gümüş ya da altın gibi geçici şeylerle değil, Mesih'in kusursuz ve lekesiz bir kuzunun kanına benzer değerli kanı fidyesiyle kurtuldunuz. Dünyanın kuruluşundan önce bilinen Mesih, çağların sonunda sizin yararınıza ortaya çıktı. O'nu ölümden diriltip yücelten Allah'a O'nun aracılığıyla iman ediyorsunuz. Böylece imanınız ve ümidiniz Allah'tadır.

İncil: Luka 24,13-35

Aynı gün öğrencilerden ikisi, Kudüs'ten altmış ok atımı uzaklıkta bulunan ve Emayus denilen bir köye gitmekteydiler. Bütün bu olup bitenleri kendi aralarında konuşuyorlardı. Bunları konuşup tartışırlarken İsa'nın kendisi yanlarına geldi ve onlarla birlikte yürümeye başladı. Ama onların gözleri O'nu tanıma gücünden yoksun bırakılmıştı. İsa onlara, «Yolda birbirinizle ne tartışıp duruyorsunuz?» dedi. Üzgün bir halde, oldukları yerde durdular. Bunlardan adı Kleyopas olan O'na, «Kudüs'te bulunup da bu günlerde orada olup bitenleri bilmeyen tek yabancı sen misin?» diye karşılık verdi. İsa onlara, «Hangi olup bitenleri?» dedi. O'na, «Nasıralı İsa'yla ilgili olayları» dediler. «O adam, Allah'ın ve bütün halkın önünde gerek söz, gerek eylemde güçlü bir peygamberdi. Başkâhinlerle yöneticilerimiz O'nu, ölüm cezasına çarptırmak için valiye teslim ederek çarmıha gerdirdiler; oysa biz O'nun, İsrail'i kurtaracak kişi olduğunu ummuştuk. Dahası var, bu olaylar olalı üç gün oldu ve aramızdan bazı kadınlar bizi şaşkına çevirdiler. Bu sabah erkenden mezara gittiklerinde, O'nun cesedini bulamamışlar. Sonra geldiler, bir görümde, İsa'nın yaşamakta olduğunu bildiren melekler gördüklerini söylediler. Bizimle birlikte olanlardan bazıları mezara gitmiş ve durumu, tam kadınların anlatmış olduğu gibi bulmuşlar. Ama O'nu görmemişler.» İsa onlara, «Sizi akılsızlar! Peygamberlerin tüm söylediklerine inanmakta ağır davranan kişiler! Mesih'in bu acıları çekmesi ve yüceliğine kavuşması gerekli değil miydi?» dedi. Sonra Musa'nın ve tüm peygamberlerin yazılarından başlayarak, Kutsal Yazıların hepsinde kendisiyle ilgili olanları onlara açıkladı.
Gitmekte oldukları köye yaklaştıkları sırada İsa, yoluna devam edecekmiş gibi davrandı. Ama onlar, «Bizimle kal. Neredeyse akşam olacak, gün batmak üzere» diyerek O'nu zorladılar. Böylece İsa onlarla birlikte kalmak üzere içeri girdi. Onlarla sofrada otururken İsa ekmek aldı, şükran duasını yaptı ve ekmeği bölüp onlara verdi. O zaman onların gözleri açıldı ve kendisini tanıdılar. İsa ise gözlerinin önünden kayboldu. Onlar birbirine, «Yolda kendisi bizimle konuşurken ve Kutsal Yazıları bize açıklarken yüreklerimiz nasıl da sevinçle çarpıyordu, değil mi?» dediler. Kalkıp hemen Kudüs'e döndüler. Onbirleri ve onlarla beraber olanları toplanmış buldular. Bunlar, «Rab gerçekten dirildi, Simun'a görünmüş!» diyorlardı. Kendileri de yolda olup bitenleri ve ekmeği böldüğü zaman İsa'yı nasıl tanıdıklarını anlattılar.

Documenti allegati