ME
NU

OMELIE / Omelie TR

03 apr 2016
03/04/2016 - PASKALYA DEVRESİ - 2. Pazar Günü - C

03/04/2016 - PASKALYA DEVRESİ - 2. Pazar Günü - C

 

  1. Okuma Hav. 5,12-16 * Mezmur 117 * 2. Okuma Vahiy 1,9-11.12-13.17.19 * İncil Yh 20,19-31

Bugün Paskalya’dan, yani İsa’nın dirilişinden sonraki sekizinci gündür. O’nun havarilerinin cemaati tam olarak toplanmış olduğunda O onlara tekrar görünür. İlk defa göründüğünde onlardan biri yoktu; aynen İsa onlara gelip barışını bağışlamış, Baba’nın O’nu gönderdiği gibi onları göndermiş, merhametini bağışlamakla görevlendirmişti. O anda orada mevcut olmayan, kıskanmamalı, kendisini gerekli olarak görmemeli, İsa’nın, bunları yapmak için onu beklemesi gerektiğini düşünmemeli, şikayet etmemelidir. Tersine kendisinin orada olmadığında da, İsa’nın yaptığından sevinmelidir, çünkü alçakgönüllülük, Rab’bin armağanlarını alabilmek için, herkes için şarttır. Alçakgönüllülük her imanlının özelliğinin olması lazım: hiç kimse kendini gerekli olarak sanmamalıdır.

İsa’nın “Size esenlik olsun” diye her söylediğinde havarisi, ve her öğrencisi, kendisinin buna layık olmadığını bilir. Esenlik, barış daima hak edilmemiş bir armağandır. Tüm havariler, İsa’ya sadık olmaya söz verdiklerine rağmen, O’nu bıraktılar; eğer şimdi O onlara “Size esenlik olsun” derse, teşekkür etmekten başka bir şey yapamazlar. Ne bu armağanı, ne sevinci ne de İsa’nın onları göndermesini bekliyorlardı. “Baba beni gönderdiği gibi, ben de sizi gönderiyorum”; ne derin bu sözler! İsa hayatını sunmaya, günahkarları sevmeye, pışman olup kurtarılmaları için onların yanına ve onlarla birlikte yemek yemeye gönderildi. O, Baba’nın ismini, yani O’nun sevgisinin bütünlüğünü tanıtmaya gönderildi. Bu da, sadece sözlerle değil, daha çok insanlarla karşılaştığında somut eylemler ile ve haçta yaşadığı sevgi ile! Aynı şekilde İsa, şözlerini duyurmaya ve sevgisinin şefkatini tattırmaya öğrencilerini gönderir.

Onlar İsa’nın, üzerlerine Kutsal Ruh’unu üflemesini hiç beklemiyorlardı. Tanrı’nın, başlangıçta Adem’in içine yaşam ruhunu üflediği gibi, şimdi İsa, üflemesi ile onları sarar öyle ki ruhlarının ve akıllarının derinliğine girsin. Şimdiden sonra, alçakgönüllülükle pışman olanın günahları için af olan İsa’nın yaşamı onlara önder ve destek olacak. Kaybolan ve dönen oğul benzetmesi sonsuza dek tekrarlanacak: Merhamete ihtiyaçları olanlar Kilisenin, rahiplerini gönderdiği yerde onu bulacaklar.

Bugün Tomas da diğer havarilerle birliktedir. Onların tanıklarına inanmak istemez. Onun gururu onu kapalı, mutsuz ve sert kılar; onun da kaçtığı cuma gününde yaşadığı büyük düşkırıklığına bağlı kalır. Fakat İsa aralarında göründüğünde O’na bir şey söyleme zamanı olmuyor, çünkü İsa hemen onu yanına çağırır ve Tomas’ın istediğini yapmaya davet eder: “Bak... elini uzat... koy”. Fakat sonra İsa Tomas’ı, dokunma duygusunu değil de, imanı kullanmaya davet eder. Sadece iman diğer öğrencileriyle birliği sağlayacaktı, sadece iman onun alçakgönüllülüğünü güçlendirecekti. Onun görmeyi ve dokunmayı istemesi onu kibirli ve dolayısığıyla mutsuz, karanlık ve kapalı kılmıştı.

Bugün Baba’nın merhameti bize de ulaşmak ister. Biz İsa’nın dirilmiş olduğunu biliriz ve buna inanırız; biz de, o akşam havarilerin yasadıkları gibi, çok defa O’nun diri mevcudiyetini tecrübe ederiz. Ancak bazen, farketmeden de, mutsuz ve gururlu oluruz. Acaba neden? Demek ki, bazen imanımız zayıftır. Demek ki, Rab’bin Sözünü yerini alan düşünce tarzımıza bağlıyız. Kibir ve mutsuzluk, benliğimizin, ‘tanrımız’ yani put olduğunun işaretleridir. Alçakgönüllülük ise, imanı canlı tutmamıza ve İsa’nın Sözüne sebatla iman etmemize yardımcı olur.

İman etmenin, yaygın sapkın batıl fikirlere değil, Rab’bimizin Sözüne kendimizi emanet etmek demek olduğunu daima hatırlamalıyız. İsa’nın, “Size esenlik olsun” dediğine inanırız, bu yüzden O’nun yanında kalırız, O’nu ihanet veya inkar etmiş olsak da. O’nun, havarilerini gönderdiğine inanırız, dolayısığıyla öğrenmek için güvenle onlara gideriz. Yeruşalem’deki hastaların, iyileşmek için ve bu şekilde İsa’nın sevgisini tatmak için Petrus’un gölgesini bile aradıkları gibi, yapalım. İsa’nın, havarilerin üzerine Kutsal Ruh’u üflediğine inanırız, dolayısıyla onlara gideriz çünkü bize Baba’nın merhametini verebilirler, günahlarımızı bağışlayabilirler: gerçekten bu, düşünülemez, işitilmemiş, inanılmaz bir armağandır! İsa’nın Sözü bunun garantisidir. Yardım için Havarilere başvuranlar kötü ruhlardan bile kurtarılıyorlardı; ve bizler? Ne kadar kötü ruhlar bizi acı çektirirler! Kötü ruhları, kuyruklu ve boynuzlu olarak değil, kıskançlık, cimrilik, nefret, ahlaksızlık, huzursuzluk, korku, öç almak isteği... olarak düşünün. İsa, güvenle havarilere ve havarilerin bu yetkiyi verdiklerine başvuranları bu kötü ruhlardan kurtarır.


OKUMALAR

1.Okuma Hav. 5,12-16

Elçilerin aracılığıyla halk arasında birçok mucizeler ve harikalar yaratılıyordu. İmanlıların hepsi Süleyman'ın Eyvanında toplanıyordu. Halk onlara büyük saygı duyduğu halde, dışarıdan hiç kimse onlara katılmayı göze alamıyordu. Buna rağmen, Rab'be inanıp topluluğa katılan erkek ve kadınların sayısı giderek arttı. Bütün bunların sonucu, yoldan geçen Petrus'un hiç değilse gölgesi bazılarının üzerine düşsün diye halk, hasta olanları caddelere çıkartıp şilteler ve döşekler üzerine yatırır oldu. Kudüs'ünçevresindeki kasabalardan da kalabalıklar geliyor, hastaları ve kötü ruhlardan acı çekenleri getiriyorlardı. Bunların hepsi iyileştirildi.

 

Mezmur 117


"Sonsuzdur sevgisi!" desin İsrail halkı.

"Sonsuzdur sevgisi!" desin RAB'den korkanlar.

Yapıcıların reddettiği taş,

Köşenin baş taşı oldu.

RAB'bin işidir bu,

Gözümüzde harika bir iş!

Bugün RAB'bin yarattığı gündür,

Onun için sevinip coşalım!

Ne olur, ya RAB, kurtar bizi,

Ne olur, başarılı kıl bizi!

Kutsansın RAB'bin adıyla gelen!

Kutsuyoruz sizi RAB'bin evinden.

RAB Tanrı'dır, aydınlattı bizi.


  1. Okuma Vahiy 1,9-11.12-13.17.19

İsa'ya ait biri olarak sıkıntıda, Tanrısal egemenlikte ve sabırda ortağınız ve kardeşiniz olan ben Yuhanna, Tanrı sözü ve İsa'ya tanıklık uğruna Patmos denilen adada bulunuyordum. Rab'bin gününde Ruh'un beni yönetimine almasıyla arkamda borazan sesine benzer yüksek bir ses işittim. Ses, «Gördüğünü kitaba yaz ve yedi topluluğa, gönder» dedi. Bana sesleneni görmek için arkama döndüm. Döndüğümde yedi altın kandillik ve bunların ortasında, giysileri ayağına kadar uzanan, göğsüne altın kuşak sarınmış, `insanoğluna benzer biri'ni gördüm. O'nu gördüğüm zaman, ayaklarının dibine ölü gibi yığıldım. O ise sağ elini üzerime koyup şöyle dedi: «Korkma! İlk ve son ben'im. Bunun için gördüklerini, şimdi olanları ve bundan sonra olacakları yaz.


İncil Yh 20,19-31


Haftanın o ilk günü akşam olunca, öğrencilerin Yahudilerden korkusu nedeniyle bulundukları yerin kapıları kapalıyken İsa geldi, ortalarında durup onlara, «Size esenlik olsun!» dedi. Bunu söyledikten sonra onlara ellerini ve böğrünü gösterdi. Öğrenciler Rab'bi görünce sevindiler. İsa yine onlara, «Size esenlik olsun!» dedi. «Baba beni gönderdiği gibi, ben de sizigönderiyorum». Bunu söyledikten sonra onların üzerine üfleyerek, «Kutsal Ruh'u alın!» dedi. «Kimin günahlarını bağışlarsanız, bağışlanmış olur; kimin günahlarını bağışlamazsanız, bağışlanmamış kalır.»

Onikilerden biri, İkiz diye anılan Tomas, İsa geldiğinde onlarla birlikte değildi. Öbür öğrenciler ona, «Biz Rab'bi gördük!» dediler. Tomas ise, «O'nun ellerinde çivilerin izini görmedikçe, çivilerin izine parmağımla dokunmadıkça ve elimi böğrüne sokmadıkça inanmam» dedi. Sekiz gün sonra İsa'nın öğrencileri yine evdeydiler. Tomas da onlarla birlikteydi. Kapılar kapalıyken İsa gelip ortalarında durdu, «Size esenlik olsun!» dedi. Sonra Tomas'a, «Parmağını uzat» dedi, «ellerime bak, elini uzat, böğrüme koy. İmansız olma, imanlı ol!». Tomas O'na, «Rabbim ve Tanrım!» diye cevap verdi. İsa ona, «Beni gördüğün için mi iman ettin?» dedi. «Görmeden iman edenlere ne mutlu!». İsa, öğrencilerinin önünde, bu kitapta yazılı olmayan başka birçok mucizeler yaptı. Ne var ki yazılanlar, İsa'nın, Tanrı'nın Oğlu Mesih olduğuna iman edesiniz ve iman ederek O'nun adıyla yaşama kavuşasınız diye yazılmıştır.