ME
NU

OMELIE / Omelie TR

25 lug 2021
25/07/2021 - OLAĞAN DEVRESİ - 17. Pazar Günü – B –

25/07/2021 - OLAĞAN DEVRESİ - 17. Pazar Günü – B –

İlk Okuma 2Kr 4,42-44 Mezmur 144/145 İkinci Okuma Efeslilere 4,1-6 İncil Yuhanna 6,1-15

Peygamber Elişa büyük bir iman eylemi yaptı. Yüz kişi onu dinlemek için gelmişti, o da onları doyurmak ihtiyacını hisseder. Ona yirmi arpa ekmeği ve bir miktar taze buğday bağışlandı, başka bir şeyi yoktu. Elişa’nın öğrencisi bu kadar az miktarı yüz kişinin önüne koymaktan utanıyordu, ama peygamber, Allah’ın ona ihtiyacı olanı verdiğini biliyordu: Allah’tan şüphe etmemektedir! Allah da onun imanını mükâfatlandırmaktadır.

Bu mucizeye benzer, fakat daha görkemli bir şekilde gerçekleşen bir mucize, İsa vasıtasıyla yapılmaktadır. İsa’nın önünde beş bin kişi vardır, O’nun elinde beş arpa ekmeği! Gerçekleşen mucize, oradakilerin anılarını tazeler ve onlar İsa’nın “dünyaya gelmesi gereken peygamber”, yani Allah’ın söz verdiği ve tüm halkın beklediği peygamber olduğunu anlarlar. Halk anladı ama gereken sonuçları çıkaramadı. Onlar, İsa’yı halka rehber olmaya layık görüp O’nu kral yapmak istiyorlar; O’nun emretmesini, zorlamasını, somut, toplumsal ve politik problemlerine çare bulmasını istiyorlar. O insanlar, İsa’yı kendilerinin bu dünyadaki yaşamlarına yararlı olacak davranışları yapmaya zorlamak istiyorlar. Halbuki vardıkları sonuç şu olmalıydı: Mademki sen peygambersin, ne yapmamız ve nasıl yaşamamız gerektiğini sen söyle! O zamanlarda halk böyle davranmadıysa da, şimdi biz, böyle davranabiliriz!

Biz İsa’ya şöyle söyleyeceğiz: “Sen Peder’in Sözünü bize gerçekten verensin! Konuş seni dinleyeceğiz! Senden öğrenmek istiyoruz. Biz kendimizi sana emanet ediyoruz, bize yol göster!” Kalabalık hiçbir zaman bu sonuca varamayacaktır, İsa’nın kendisine rehber olmasına hiçbir zaman karar vermeyecektir: Sadece kişisel olarak, her birimiz yüreğimizin içinde buna varabiliriz!

Her birimiz İsa’ya, elindeki her şeyi, tüm ekmeğini emanet eden o çocuk gibi yapabiliriz. O çocuk, Rab’be tam olarak güvenebilen tek kişiydi ve onun sade imanı tüm halk için armağan olmuştur. İsa o çocuğun imanından faydalanarak, Kendini insanlara gösterip onlara Peder’in şaşırtan sevgisinin işaretini verdi. Böylece İsa, kalabalık da olsak, nasıl yaşayabileceğimizi gösterdi: Kardeş olarak yaşayabiliriz ve elimizdekileri başkalarının emrine koyabiliriz.

Kardeşlikten alınan zevkten daha gerçek ve büyük bir sevinç yoktur. Elimizdekileri vererek sevgi göstermemiz, kardeşçe davranmamız, Peder Allah’ın varlığını ve sevgisini göstermektedir: Bunun için birbirimize hizmet ettiğimizde sevinç yayılmaktadır. Bu durumlarda az olan da, daima yeterli olmaktadır. Keşke tüm dünya böyle davransa! Tam da bütün dünya böyle davransın diye İsa geldi ve dua etti! Ama İsa, bizden başlamaktadır.

Dünyanın değişmesini istiyorsak, değişmeye biz başlamalıyız. Dünyanın bir kardeşlik hükümranlığı olması için ne yapmak gerektiğini bilen, bizleriz. İsa’ya itaat etmeye, Peder’e şükretmeye, kendi huzurumuza ve zevkimize değil, kardeşlerimizin ihtiyaçlarına bakmaya başlayalım. İsa’nın ellerine enerjimizi ve zenginliklerimizi koyalım, O da dünyayı kardeşliğe çevirecektir. Çevrende sen buna başlamazsan, hiç kimse bunu yapmayacaktır! İsa’nın varlığını ve Sözünü bilmezlikten gelirsen, etrafındaki birçok kişinin acılarını arttıracaksın. Başlayıp sebatkar olacaksın! Bu, Efeslilere yazarak Aziz Pavlus’un bahsettiği her birimizin özel “çağrısı”dır, alçakgönüllülükle sevmeye ve tüm gücümüzle birliği korumaya yönelik bir çağrıdır; dünyaya tek bir Allah’ın var olduğunu, bu Allah’ın tüm insanları sevdiğini, onların babası ve annesi olduğunu gösterme çağrısıdır! Çağrımız harikadır: Bu çağrımızı görmezlikten gelemeyiz, yoksa mutsuz ve kederli olacağız. Allah bizi kardeşler yani tek bir ruh, tek bir beden, tek bir kardeşlik olmaya çağırmaktadır!

OKUMALAR

1.Okuma *2Krallar 4,42-44

Baal-Şalişa'dan bir adam geldi. Allah adamına o yıl ilk biçilen arpadan yapılmış yirmi ekmekle taze buğday başağı getirdi. Elişa uşağına, "Bunları halka dağıt, yesinler" dedi.

Uşak, "Nasıl olur, bu yüz kişinin önüne konur mu?" diye sordu. Elişa, "Halka dağıt, yesinler" diye karşılık verdi, "Çünkü RAB diyor ki, 'Yiyecekler, birazı da artacak.' "

Bunun üzerine uşak yiyecekleri halkın önüne koydu. RAB'bin sözü uyarınca halk yedi, birazı da arttı.

Mezmur 145(144)

Bütün yapıtların sana şükreder, ya RAB,

Sadık kulların sana övgüler sunar.

Krallığının yüceliğini anlatır,

Kudretini konuşur;

Herkesin umudu sende,

Onlara yiyeceklerini zamanında veren sensin.

Elini açar,

Bütün canlıları doyurursun dilediklerince.

RAB bütün davranışlarında adil,

Yaptığı bütün işlerde sevecendir.

RAB kendisini çağıran,

İçtenlikle çağıran herkese yakındır.

2.Okuma Ef 4,1-6

Bu nedenle, Rab'bin uğruna tutuklu olan ben, aldığınız çağrıya yaraşır biçimde yaşamanızı rica ederim. Her zaman alçakgönüllü, yumuşak huylu ve sabırlı olun. Birbirinize sevgiyle, hoşgörüyle davranın. Ruh'un birliğini esenlik bağıyla korumaya gayret edin. Çağrınızdan doğan tek bir ümide çağrıldığınız gibi, beden bir, Ruh bir, Rab bir, iman bir, vaftiz bir, her şeyin üzerinde, her şeyle ve her şeyde olan herkesin Allah’ı ve Babası birdir.

İncil Yh 6,1-15

Bundan sonra İsa, Celile (Taberiye) gölünün karşı yakasına geçti. Büyük bir kalabalık O'nun ardından gidiyordu. Çünkü hastalar üzerinde yaptığı mucizeleri görmüşlerdi. İsa dağa çıkıp orada öğrencileriyle birlikte oturdu. Yahudilerin Fısıh bayramı yakındı.
İsa başını kaldırıp büyük bir kalabalığın kendisine doğru geldiğini görünce Filipus'a, «Bunları doyurmak için nereden ekmek alalım?» diye sordu. Bu sözü onu sınamak için söyledi, kendisi ne yapacağını biliyordu.
Filipus O'na şu cevabı verdi: «Her birinin az bir şey yiyebilmesi için iki yüz dinarlık ekmek bile yetmez.»
Öğrencilerinden biri, Simun Petrus'un kardeşi Andreya, İsa'ya dedi ki, «Burada beş arpa ekmeğiyle iki balığı olan bir çocuk var. Ama bu kadar adam için bunlar nedir ki?»
İsa, «Halkı yere oturtun» dedi.
Orası çimenlik bir yerdi. Böylece halk yere oturdu. Oradaki erkeklerin sayısı beş bin kadardı. İsa ekmekleri aldı, şükrettikten sonra oturanlara istedikleri kadar dağıttı. Balıklarla da aynı şeyi yaptı. Herkes doyunca İsa öğrencilerine, «Artıkları toplayın, hiçbir şey ziyan olmasın» dedi.
Beş arpa ekmeğinden yiyenlerin bıraktığı artıkları topladılar ve bunlarla on iki sepet doldurdular. Halk, İsa'nın yaptığı mucizeyi görünce, «Gerçekten dünyaya gelecek olan peygamber budur» dedi.
İsa onların gelip kendisini kral yapmak üzere zorla götüreceklerini bildiğinden tek başına yine dağa çekildi.