ME
NU

OMELIE / Omelie TR

26 gen 2025
26/01/2025 - OLAĞAN DEVRE – 3. Pazar Günü – C

26/01/2025 - OLAĞAN DEVRE – 3. Pazar Günü – C

İlk Okuma Neh. 8,2-4.5-6.8-10 Mezmur 18 İkinci Okuma 1 Ko. 12,12-31 İncil Lk. 1,1-4; 4,14-21

Sözün Pazar Günü

Hristiyanların Birliği için dua sona erdi: Bu gerekli bir duadır, her şeyden önce Mesih İsa’ya iman edenlerin arasındaki her bölünmenin bir skandal, yani halen inanmayanların imanına bir engel teşkil olduğunun farkına varmamız için. İsa biliyor ki imanda ve sevgide birlik içerisinde isek birçok kişi kurtulmak için Kendisi’nin çekiciliğine kapılır. Bunun için aziz Pavlus da kardeşlerimizle zayıflıkları ve günahlarına rağmen onlarla birlik içinde kalmaya kararlıkla olmamız için bize yardım etmek istiyor. Bunu bedenimizin organları arasındaki birliği hatırlatmakla yapmaktadır. Bu, inandırıcı bir örnektir ama her zamanki gibi inandıklarımızı gerçekleştirmemiz için içsel bir güce, İsa’ya ve hükümranlığına karşı bir sevgiye ihtiyacımız vardır, bir sevgi ki kişiliğimize ve şahsi fikirlerimize olan bağlılığımızdan daha büyük olmalıdır. Kiliseler’de İsa’ya olan sevgi büyüdüğü zaman birliğe doğru kararlı adımlar atılacaktır. Biz kendi tarafımızdan Rabbin bizi koyduğu cemaatte veya iman grubumuzda birliği arttırmaya çalışalım.

İsa’nın Sözünü sevmiyorsak, İsa’ya olan sevgimiz içimizde hiçbir meyve veremeyecek, dolayısıyla Kilisenin birliğini de sağlamayacak. Rabbin Sözü; imanlının yaşamının gıdası, tek tek her imanlının ve tüm cemaat, tüm halkın gıdasıdır.

Bugünkü ilk okuma metni dikkatle, alçakgönüllülükle, sevinçle ve aynı zamanda tövbe ederek gözyaşlarıyla Allah’ın Sözünü dinleyen bir halkı göstermektedir. Halk az önce VEYA hemen önce VEYA az zamandan Babil’deki sürgünden geri gelmişti: Orada Sözden yoksul idi. Kitap dönüşte, yıkıntıların altında bulundu, Bunun için o, “toplantı için hazırlanmış ahşap bir zemin üzerinden” okuyup güçle ilan edilmektedir. Bu detay da; Söze önemi vermek, onu tanımanın gerekli olduğunu belirtiyor. Bu Söz, her birimizin ve herkesin yaşamında dayanak noktası, büyük ve küçüklere, zengin ve fakirlere sevinç verenleri birliği pekiştiren bağ olacaktır. O; herkesin yaşamında, bütün toplumda da yapılması gereken değişiklikler için talimatları veriyor, öyle ki herkes acındıracak yere başkalarının dayanağı ve tesellisi olabilsin.

İsa da Nasıra’da varınca Kendisini Allah’ın Sözü ile tanıştırıyor. Gerçekten de Allah’ın Söz’ü; her şeyden önce beden almış Söz olan, bizim uğrumuza Baba’nın düşüncesi ve sevgi isteği insani hayat olmuş O’nu tanımak için yaramaktadır. Yeşaya peygamberin Kitabında İsa’dan bulunmuş ve ilan edilmiş yazı; Kendisini zorla kabul ettirmeyen, Kendisini sadece önermek isteyen Allah’ın Hizmetkarı olan İsa’yı kabul edebilmemiz için gözlerimizi ve kalbimizi açmaktadır. Bunun için Eski Ahit’in yazıları önemlidir, çünkü onlar önceden, İsa’nın ağzından doğal olarak ve güçle çıkacak sözleri kabul etmemiz ve dikkat etmemiz için yardım edebilecekler.

İsa’nın okuduğu metinde Allah’ın Hizmetkarı’nın Rab'bin lütuf yılını ilan edeceğini yazılmaktadır. Bu terimle Jübile Yılı demek istenmişti. Gerçekten de dünyadaki İsa’nın var olması; sürekli, sonsuz bir Jübiledir: İsa, düşmanları affetmeye, zulüm edenler için dua etmeye, zenginlikleri biriktirmeye değil, onları, Zakay’ın O’nu evinde kabul ettiğinde yaptığt gibi, fakirlere dağıtmaya davet etti. Bu yılda kutladığımız Yübile, İsa’nın tüm sözlerine gerçek itaat bir zamanı olmalıdır: O zaman her birimizin kişisel hayatında, toplumsal hayatta da büyük yenilikler olacaklar!

Aziz Luka, İncil’inin önsözünde şöylediği gibi, bizzat Allah’ın Sözü olan İsa’nın yaşamının önemli olduğunu anladı. Bunun için o, “özenle” araştırdı ve Kutsal Ruh’a tüm zekasını ve yazar marifetlerini kullanmaya izin vererek, imanımızı, sevgimizi ve Kilisenin birliğini ve büyümesini arttırmak ve desteklemek için Rabbin yaptıklarının ve söylediklerinin detaylı bir anlatımını yaptı. İncil yazarının yardımıyla aramıza Allah’ın Ruhunun ışığını ve sevincini veren İsa’nın varlığından zevk alıyoruz. O’nun kişiliğini kabul edelim ve O’nun her hareketinin ve sözünün değerine önem verelim. O zaman Hristiyan yaşamımız çok daha bilinçli ve sevinçli olacaktır.

OKUMALAR

1ª Okuma: Nehemya 8,2-10

İsrailliler kentlerine yerleştikten sonra, yedinci ay tek vücut halinde Su Kapısı'nın karşısındaki alanda toplandılar. Bilgin Ezra'ya RAB'bin Musa aracılığıyla İsrail halkına verdiği buyrukları içeren Yasa Kitabı'nı getirmesini söylediler. Yedinci ayın birinci günü Kâhin Ezra Yasa Kitabı'nı halkın toplandığı yere getirdi. Dinleyip anlayabilecek kadın erkek herkes oradaydı. Ezra Su Kapısı'nın karşısındaki alanda kadınların, erkeklerin ve anlayabilecek yaştaki çocukların önünde, sabahtan öğlene kadar Yasa Kitabı'nı okudu. Herkes dikkatle dinledi. Bilgin Ezra toplantı için hazırlanmış ahşap bir zemin üzerinde duruyordu. Sağında Mattitya, Şema, Anaya, Uriya, Hilkiya ve Maaseya vardı. Solunda ise Pedaya, Mişael, Malkiya, Haşum, Haşbaddana, Zekeriya ve Meşullam duruyordu. Ezra halkın gözü Ezra yüce Allah'a, RAB'be övgüler sundu. Bütün halk ellerini kaldırarak, "Amin! Amin!" diye karşılık verdi. Hep birlikte eğilip yere kapanarak RAB'be tapındılar.

Levililer'den Yeşu, Bani, Şerevya, Yamin, Akkuv, Şabbetay, Hodiya, Maaseya, Kelita, Azarya, Yozavat, Hanan ve Pelaya ayakta duran halka yasayı anlattılar. Allah'ın yasa kitabını okuyup açıkladılar, herkesin anlamasını sağlayacak biçimde yorumladılar. Vali Nehemya, Kâhin ve Bilgin Ezra ve halka öğretmenlik yapan Levililer, "Bugün Allah'ınız RAB için kutsal bir gündür. Yas tutup ağlamayın" dediler. Çünkü bütün halk Kutsal Yasa'yı dinlerken ağlıyordu. Nehemya da, "Gidin, yağlı yiyip tatlı için" dedi, "Hazırlığı olmayanlara da bir pay gönderin. Çünkü bugün Rabbimiz için kutsal bir gündür. Üzülmeyin. RAB'bin verdiği sevinç sizi güçlü kılar."

Mezmur 18

Rab’bin Yasası eksiksizdir: ruha canlık verir.

Rab’bin öğrettikleri gerçektir: temiz kalbe hikmet verir.

Rab'bin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir, RAB'bin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır.

RAB korkusu paktır, sonsuza dek kalır, RAB'bin ilkeleri gerçek, tamamen adildir.

Ağzımdan çıkan sözler, yüreğimdeki düşünceler,

Kabul görsün senin önünde, ya RAB, kayam, kurtarıcım benim!

2ª Okuma: Aziz Pavlus’un Korintoslulara 1. mektubundan 12,12-31

Beden bir olmakla birlikte birçok üyeden oluşur ve çok sayıda olan bu üyelerin hepsi de tek bir beden oluşturur. Mesih de böyledir. İster Yahudi ister Grek, ister köle ister özgür olalım, hepimiz bir beden olmak üzere aynı Ruh'ta vaftiz olduk ve hepimizin aynı Ruh'tan içmesi sağlandı. İşte beden bir üyeden değil, birçok üyeden oluşur. Eğer ayak, «El olmadığım için bedene ait değilim» derse, bu onu bedenden ayırmaz. Eğer kulak, «Göz olmadığım için bedene ait değilim» derse, bu onu bedenden ayırmaz. Bütün beden göz olsaydı, nasıl işitebilirdi? Bütün beden kulak olsaydı, nasıl koklayabilirdi? Gerçekte Allah, bedenin her bir üyesini dilediği biçimde bedene yerleştirmiştir. Eğer hepsi tek bir üye olsaydı, beden ne olurdu? Gerçekte çok sayıda üye, ama tek bir beden vardır. Göz ele, «Sana ihtiyacım yoktur!» ya da baş ayaklara, «Size ihtiyacım yoktur!» diyemez. Tam tersine, bedenin daha zayıf görünen üyeleri vazgeçilmezdir. Bedenin daha az değerli saydığımız üyelerine daha fazla değer veririz. Böylece gösterişsiz üyelerimiz daha gösterişli olur. Gösterişli üyelerimizin özene ihtiyacı yoktur. Ama Allah, değeri az olana daha çok değer vererek bedende birliği sağladı. Öyle ki, bedende ayrılık olmasın, ama üyeler birbirini eşit şekilde gözetsin. Eğer bir üye acı çekerse, bütün üyeler birlikte acı çeker; bir üye yüceltilirse, bütün üyeler birlikte sevinir. Sizler Mesih'in bedenisiniz, ayrı ayrı da bu bedenin üyelerisiniz. Allah, inanlılar topluluğunda başta elçileri, ikinci olarak peygamberleri, üçüncü olarak öğretmenleri, ardından mucize yapanları, hastaları iyileştirme gücü olanları, başkalarına yardım edenleri, yönetme yeteneği olanları ve çeşitli dillerde konuşanları atadı. Hepsi elçi mi? Hepsi peygamber mi? Hepsi öğretmen mi? Hepsi mucize yapar mı? Hepsinin hastaları iyileştirme gücü var mı? Hepsi bilmediği dillerde konuşabilir mi? Hepsi bu dilleri çevirebilir mi? Ama siz daha üstün armağanları gayretle isteyin. Şimdi de size en iyi yolu göstereyim.

İncil: Luka 1,1-4; 4,14-21

Sayın Teofilos, birçok kişi aramızda olup bitenlerin tarihçesini yazmaya girişmiştir. Nitekim başlangıçtan beri bu olayların görgü tanığı ve Allah sözünün hizmetkârı olanlar bunları bize iletmişlerdir. Ben de tüm bu olayları ta başından özenle araştırmış biri olarak bunları sana sırasıyla yazmayı uygun gördüm. Öyle ki, sana verilen bilgilerin doğruluğunu bilesin. İsa, Ruh'un gücüyle donanmış olarak Celile'ye döndü. Kendisiyle ilgili haber bütün bölgeye yayıldı. Oranın havralarında ders veriyor ve herkes tarafından yüceltiliyordu. İsa, büyümüş olduğu yer olan Nasıra'ya geldiğinde her zaman yaptığı gibi Sept günü havraya gitti. Kutsal Yazılardan okumak üzere ayağa kalkınca O'na Yeşaya peygamberin kitabı verildi. Kitabı açarak şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu: «Rab'bin Ruhu benim üzerimdedir. Çünkü O beni, müjdeyi yoksullara iletmek için meshetti. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için, ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak ve Rab'bin lütuf yılını ilan etmek için beni gönderdi.» Sonra kitabı kapattı, görevliye geri verip oturdu. Havradakilerin hepsi gözlerini O'na dikmiş bakıyorlardı. İsa söz alıp onlara, «Dinlediğiniz bu Yazı bugün yerine gelmiştir» dedi.

 

Documenti allegati