ME
NU

OMELIE / Omelie TR

13 giu 2021
13/06/2021 - OLAĞAN DEVRE – 11. Pazar Günü – B

13/06/2021 - OLAĞAN DEVRE – 11. Pazar Günü – B -

  1. Okuma Hezekiel 17,22-24 *Mezmur 91 *2. Okuma 2Kor 5,6-10 *İncil Mk 4,26-34

İsa bizlere çok meseller anlatmaktadır. Kendi kendimize şöyle soru sorabiliriz: İsa onları nasıl icat eder? Hayır, İsa icat etmez: O'nun Kendisi, Kendisi'nin daima Peder tarafından duyduklarını söylemekte olduğunu söyler.

Gerçekten Allah'ın projesinden bahseden peygamber Hezekiel’i dinledik: Allah, bir ağaçtan küçük bir filiz koparıp onu yüksekte, kocaman bir dağdaki herkesin görebileceği bir yere dikecektir. Bu küçük filiz de ormanda yer alacak göz kamaştırıcı bir ağaç olup göğün kuşlarını barındıracaktır. İsa, bu simgeyi bazı mesellerinde tekrarlayıp derinleştirir.

Peygamber Hezekiel bize Allah'ın, Kendisini işe koyunca şu şekilde davrandığını söyledi: O, bizi şaşırtıp olağanüstü eylemlerini gerçekleştirmek için daha önce var olan bir şeyi, zayıf ve kırılgan yaratıklarından birkaçını kullanır. Allah, halkının kendi sevgisini gerçekleştirmediğini gördü ve onun yerine başkasını koymak istedi. O halde bizler, o küçük çubuğun, o yeni filizin Yahuda'nın oymağından gelen Davud'un Oğlu İsa olduğunu anlamaktayız. O, kendi halkından koparılıp yeni bir halkla başlayacak, bu halk da bütün insanlara, bütün dünyaya besin, teselli ve yeni hayat verebilecektir.

İsa, ağaç ve göğün kuşlarından bahseder: Ağaç ve kuşlar, daha önce bütün putperest halkların temsili olarak peygamberlerde kullanılan simgelerdir. İsa, mesellerini anlatmak için bu simgeleri kullanmaktadır. Allah, hareket etmektedir; evet O, ekmek yapmak ve ekinleri biçmek gibi insanın yaptığından faydalanmaktadır, fakat sonra etkili olan Kendisidir: İnsanın ektiğini ya da aldığını büyüten ve üreten Allah'ın Kendisidir. Bunun için bizler, evlatları ile ilgilenen Allah'ın araya girmelerini beklemekteyiz. O, sadece halkını düşünmemektedir, hatta Kendisine ait olmak üzere seçilen halk, kendisine gösterildiği ve bağışlandığı sevgiyi bütün halklara götürmek üzere seçildi.

Küçük ve önemsiz, toprağa düşmüş ve saklı, herkese yararlı ağaç olacak hardal tanesinin meseli, bize teselli ve ümit, aynı zamanda da bizlerin de bütün dünya için Allah'ın armağanı olabilmemizin güvenini vermektedir. Eğer bu meseli iyice anlamak istersek, ilk önce toprakta ölen o küçük tohumun bizzat Allah'ın Oğlu İsa olduğunu düşünmeliyiz. Tam da o tohumun, saklı ve çiğlenmiş olarak ölmesinden dolayı, Kendisi yeryüzünün sakinleri için hayata ve armağana dönüşmektedir. Bizler, İsa'nın dirilmiş hayatından faydalananların arasında, ilk sırada olanlarız.

Sonra da bizim kavrayışımız daha da büyük olmaktadır: Küçük sürü, küçük Kilise, dünya tarafından hor görülen, gözlerimizde bile önemsiz bir gerçek olan kendimiz de, Allah'ın lütfu ve gücü sayesinde dünya için ekmeğe dönüşmekteyiz. Tam da dünya tarafından dışlandığımızda ve zulüm gördüğümüzde, Allah kendi göksel projelerini gerçekleştirebilmektedir.

İkinci Korintliler'e Mektubundan duyduğumuz birkaç sözü ile Aziz Pavlus aynı mesajı vermektedir. Biz sürgündeyiz, diyor, fakat bundan dolayı üzülmeyiz, hatta bunu isteriz. Eğer hayatımız dünya için yararsız gibi gözükürse ve tam da herkes için sevgi olma isteğinde hayatımız engellenirse, bizler ümidimizi ve güvenimizi kuvventlendirmekteyiz. Bizler, kendimizi sunarız ve Allah kendi mucizeleri için bizi kullanır.

O, Peder'dir ve bizi bırakmaz! O, Peder'dir ve acı çekmemizin meyvesiz olmasına izin vermez, hatta acı çekmemizi, herkes için ekmek, acı çekenler için sığınma dalları olmak için kullanacaktır. Hatta İsa diyor ki, ağacın dallarında kuşlar yuvalayacak: Putperest halklar, hardal ağacına dönüşmeseler de, kendi ilahileri ve kendi sürekli varlıklarıyla, ağacı sevindirebilmektedirler. Bizler de Peder'i ve Oğul'u tanımayanlar tarafından bir bardak su ya da başka iyilikleri bazen almaktayız. Kilise, Papa, Episkoposlar, İncil'in müjdecileri, sevgi hizmetkarları aracılığıyla sık sık herkesin bir araya gelip barış ve birlik anları yaşama fırsatını sağlar.

OKUMALAR

  1. Okuma Hezekiel 17,22-24

"'Rab şöyle diyor: Sedir ağacının tepesinden

Bir filiz alıp dikeceğim. En yüksek dallarından körpe bir çubuk koparıp

Yüksek, ulu bir dağın üzerine dikeceğim.

Onu İsrail'in en yüksek dağının üzerine dikeceğim.

Dal budak salıp ürün verecek, görkemli bir sedir ağacı olacak.

Her çeşit kuş dallarına tüneyecek, gölgesinde barınacak.

Bütün orman ağaçları her yüksek ağacı bodurlaştıranın, her bodur ağacı yükseltenin, her yeşil ağacı kurutanın ve kuru ağacı yeşertenin Ben RAB olduğumu anlayacaklar. Bunu ben RAB söylüyorum ve dediğimi yapacağım.'"

Mezmur 91

Ya RAB, sana şükretmek, ey Yüceler Yücesi, adını ilahilerle övmek,

Sabah sevgini, gece sadakatini, on telli sazla, çenk ve lirle duyurmak ne güzel!

RAB'bin evinde dikilmiş, Allah’ımızın avlularında serpilecek.

Böyleleri yaşlanınca da meyve verecek, taptaze ve yeşil kalacaklar.

"RAB doğrudur! Kayamdır benim! O'nda haksızlık bulunmaz!" diye duyuracaklar.

2 Okuma 2.Korintliler’e Mektup’tan

Bu nedenle her zaman cesaretimiz vardır. Şunu biliyoruz ki, bu bedende yaşadıkça Rab'den uzaktayız. Gözle görülene değil, imana dayanarak yaşarız. Cesaretimiz vardır diyorum ve bedenden uzakta, Rab'bin yanında olmayı yeğleriz. Bu nedenle, ister bedende yaşayalım, ister bedenden uzak olalım, emelimiz Rab'bi hoşnut etmektir. Çünkü bedende yaşarken gerek iyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için her birimizin Mesih'in yargı kürsüsü önünde görünmesi gerekir.

İncil Markos 4,26-24

Sonra İsa şöyle dedi: «Allah’ın Egemenliği, toprağa tohum saçan adama benzer. Gece olur, uyur; gündüz olur, kalkar. Kendisi nasıl olduğunu bilmez ama, tohum filizlenir, gelişir. Toprak kendiliğinden ürün verir. Önce filizi, sonra başağı, sonunda da başağı dolduran taneleri verir. Ürün olgunlaşınca, adam hemenorağı vurur. Çünkü ürünü biçme zamanı gelmiştir.»

İsa sonra şöyle dedi: «Allah’ın Egemenliğini neye benzetelim, nasıl bir benzetmeyle anlatalım? Allah’ın Egemenliği, hardal tanesine benzer. Hardal, yeryüzünde toprağa ekilen tüm tohumların en küçüğü olmakla birlikte, ekildikten sonra gelişir, tüm bahçe bitkilerinin boyunu aşar. Öylesine dal budak salar ki, gökte uçan kuşlar gölgesinde barınabilir.»
İsa, Allah’ın sözünü, buna benzer birçok benzetmeyle halkın anlayabildiği ölçüde anlatırdı. Benzetme kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı. Ama kendi öğrencileriyle yalnız kaldığında, onlara her şeyi açıklardı.