ME
NU

OMELIE / Omelie TR

31 ott 2021
31/10/2021 - OLAĞAN DEVRE - 31. Pazar Günü – B -

31/10/2021 - OLAĞAN DEVRE - 31. Pazar Günü – B -

İlk Okuma Tesniye 6,2 * Mezmur 17/18 * İkinci Okuma * İbraniler 7,23-28 * İncil Mk 12,28-34

Mesih’i tanıtan işaretlerden biri “sağırlara işitmelerini sağlamasıdır”! İki çeşit sağırlık vardır. Bir tanesi maddi sağırlıktır, yani hiçbir ses duyulamayan sağırlık; bir diğer sağırlık ise daha derin olanıdır, o zaman kurtuluşumuzu sağlayacak olan ve sevgiyle bize yöneltilen Sözü, Allah’ın Sözünü dinlemediğimiz zamanlardır. Bu sağırlıktan istediğimiz zaman iyileşmek bizim elimizdedir. Bunun için birçok Yazıda şu daveti veya emri buluruz: “Dinle!” İsa da Musa’nın bu davetini kullanarak O’na en önemli emrin hangisinin olduğunu soran Yazıcıya tekrar etmektedir. Sanki emir: “Dinle” dir. Dinlemek temel olarak bir sevgi eylemidir. Sevmeyen dinlemez, seven ise daha dikkatle, daha ilgiyle, daha açık olarak dinlemeye çalışır. Seven ilgiyle dinler ve ona konuşanın arzularını belirtmekte kolaylaşmasını ve tüm hikmetini gösterebilmesine yardım eder. Seven kişi sevdiği kişinin arzularını gerçekleştirmek için dinler. Eşler arasında birbirini dinlemek böyle olmalıdır. Evlatları ve ebeveynleri dinlemek bu şekilde olmalıdır. Aynen de Allah’ı bu şekilde dinlemeliyiz! Allah onunla konuşmamızı ister, bunun için de İsa bizi şunu yapmaya çağırır: “Kapıyı çalınız, size açılacaktır!” Bunu söylerken Allah’ın bizi dinlemeye ve arzularımızı gerçekleştirmeye hazır olduğunu söylemektedir. Ancak biz de Allah’ı dinlemek ve arzularını gerçekleştirmek istiyoruz. O’nun hikmetli olduğunu ve bizi sevdiğini biliyoruz, geleceğimizi de bildiği için eylemlerimizin getireceği en küçük sonucu da bildiğinin farkındayız. Bunun için de Sözünün bize yol göstermesini arzuluyoruz. Bizi dinlemeye çağırması ve gerisinde gelen emirleri dinlemek de bize normal gelmektedir: “Rabbin Allah’ı tüm yüreğinle seveceksin…” Dinleyen kişi sevgi yolundadır. Dinleyen kişi, sevgisine zaten gerçek ve somut bir yön vermektedir. Sevgi; hissedilecek ve sevinç yaratacak bir seri duygu değildir, sevgi hareketlerimizin somutlaşması, zamanımızı ve enerjilerimizi, yaşamımızı sunmamız ve bunu yapmaya hazır olmamızdır. Rabbin Allah’ı seveceksin! İsa şunu da ekler: Komşunu kendin kadar seveceksin!” Allah’ı seven, yani O’nu dinleyen, komşusunu da sevmeye devam eder, çünkü Allah ona karşılaştığı insanlar aracılığıyla da konuşabilir.

Sevgi sayesinde Allah’ın hükümranlığına yaklaşırız! İsa bunu ona yaklaşan Yazıcıya da söylemektedir: “Allah’ın hükümranlığından uzak değilsin!” Biz şunu sorarız: Sevmek yeterli değil midir? Allah’ın hükümranlığına girmek için sevgiden başka ne gereklidir? Sevgi bizi Allah’ın hükümranlığına yaklaştırır, ancak yeterli değildir.

İbranilere mektup yardımımıza koşmaktadır. Biz Allah’ın hükümranlığına sadece kendi gücümüzle girmeyiz, sevgimizin gücü de yeterli değildir! Biz Allah’ın hükümranlığına, kendini Peder’e sunan, kutsal, saf başrahip İsa’nın kurbanı sayesinde gireriz. Sevgimiz bizi Allah’a yaklaştırır, fakat O’na varabilmek için bize yolladığı Oğlunu kabul etmeliyiz, O’nun lekesiz, mükemmel sunuşuna katılmalıyız.

O zaman her şeyden çok İsa’yı dinlemeye, sevmeye çalışacağım, O’nu her şeyin üzerine koyacağım. Bu sevgi sayesinde Peder’i sevmem ve komşumu sevmem yoğunluk kazanacaktır. İsa’yı sevdiğim zaman Allah ve komşularım da sevildiklerini anlamaktadırlar.


OKUMALAR

1.Okuma: Tesniye 6,2-6

Yaşamınız boyunca siz, çocuklarınız ve torunlarınız, size verdiğim bütün kurallara, buyruklara uyarak Allahınız RAB'den korkun ki, ömrünüz uzun olsun.

Kulak ver, ey İsrail! Söz dinleyin ki, üzerinize iyilik gelsin, atalarınızın Allah’ı RAB'bin size verdiği söz uyarınca süt ve bal akan ülkede bol bol çoğalasınız.

"Kulak ver, ey İsrail! Rab Allahımız'dır, O tektir.

Allahınız Rab’bi bütün yüreğinizle, bütün canınızla, bütün gücünüzle seveceksiniz.

Bugün size verdiğim bu buyrukları aklınızda tutun.

Mezmur 17/18

Seni seviyorum, gücüm sensin, ya RAB!

RAB benim kayam, sığınağım, kurtarıcımdır,

Allahım, kayam, sığınacak yerimdir,

Kalkanım, güçlü kurtarıcım, korunağımdır!

Övgüye değer RAB'be seslenir,

Kurtulurum düşmanlarımdan.

Ölüm iplerine dolanmıştım,

Yıkım selleri basmıştı beni,

Yücelsin kurtarıcım Allah!

O'dur öcümü alan,

Halkları bana bağımlı kılan.

Düşmanlarımdan kurtarır,

Başkaldıranlardan üstün kılar beni,

Zorbaların elinden alır.

Bu yüzden uluslar arasında seni öveceğim, ya RAB,

Adına ezgiler dizeceğim.

RAB kralını büyük zaferlere ulaştırır,

Meshettiği krala, Davut'a ve soyuna

Sonsuza dek sevgi gösterir.

2.Okuma: İbraniler 7,23-28

Önceki düzende çok sayıda kâhin görev aldı. Çünkü ölüm, görevlerini sürdürmelerini engelliyordu. Ama İsa sonsuza dek yaşadığı için kâhinliği süreklidir. Bu nedenle O'nun aracılığıyla Allah’a yaklaşanları tamamen kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır.

Böyle bir başkâhinimiz, kutsal, suçsuz, lekesiz, günahkârlardan ayrılmış ve göklerden daha yücelere çıkarılmış bir başkâhinimiz olması uygundur. O, diğer başkâhinler gibi her gün önce kendi günahları için, sonra da halkın günahları için kurbanlar sunmak zorunda değildir. Çünkü kendi kendini sunmakla bunu ilk ve son kez yaptı. Kutsal Yasa, zayıflığı olan insanları başkâhin atamaktadır. Ama Yasa'dan sonra gelen yemin sözü, sonsuza dek yetkin kılınmış olan Oğul'u başkâhin atamıştır.

İncil: Markos 12,28-34

Onların tartışmalarını dinleyen ve İsa'nın onlara güzel bir cevap verdiğini gören bir din bilgini yaklaşıp O'na, «Tüm buyrukların en önemlisi hangisidir?» diye sordu.
İsa şöyle karşılık verdi: «En önemlisi şudur: `Dinle, ey İsrail! Allahımız olan Rab tek Rab'dir. Allahın olan Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle sev.' İkincisi de şudur: `Komşunu kendin gibi sev.' Bunlardan daha büyük buyruk yoktur.»
Din bilgini İsa'ya, «İyi söyledin, öğretmenim» dedi. «`Allah tektir ve O'ndan başkası yoktur' demekle doğruyu söyledin. İnsanın Allah’ı bütün yüreğiyle, bütün anlayışıyla ve bütün gücüyle sevmesi, komşusunu da kendi gibi sevmesi, tüm yakılmalık adaklardan ve sunulan kurbanlardan daha önemlidir.»
İsa, onun akıllıca cevap verdiğini görerek, «Sen Allah’ın Egemenliğinden uzak değilsin» dedi.
Bundan sonra kimse O'na soru sormaya cesaret edemedi.