ME
NU

OMELIE / Omelie TR

13 ago 2023
13/08/2023 - OLAĞAN DEVRE - 19. Pazar Günü – A

13/08/2023 - OLAĞAN DEVRE - 19. Pazar Günü – A

1.Okuma 1Kr 19,9.11-13 Mezmur 84 2.Okuma Rom 9,1-5 İncil Mt 14,22-33

Aziz Pavlus acısını anlatmak için çok önemli bir açıklama yapmaktadır. Özellikle vaaz verip kabul edilmediği yerlerde çektiği acıyı veya uzun yolculukları sırasında yaşadığı zorlukları ya da birçok şehirde zulüm görmesinin sonundaki acılarını ve hapisteki küçük düşürülmelerini dinlemeyi bekliyoruz. Hayır, en büyük acısı kendi soydaşlarının, yani İsraillilerin Allah tarafından seçilmiş olmalarına rağmen ve onların Allah’ın vaatlerinden faydalanmalarına rağmen, İncil’i kabul etmemelerinden kaynaklanıyor.

İsa o halktan geliyor, ama onlar İsa’yı Mesih olarak, Allah’ın Oğlu olarak, Baba’nın vaatlerinin gerçekleştiricisi olarak kabul etmediler. Pavlus bunun için acı çekiyor, ama kimseyi suçlamıyor, çünkü kendisi de İsa’yı ve Kilise’sine zulmetmişti, kendisi de İsa vasıtasıyla bize ulaşan Allah’ın bedava sevgisini kabul etmekte zorlandı; fakat bu iyi müjdeyi kabul ettikten sonra, O’nun lütfuna kavuştu.

İsa’yı kabul etmek hep bir iman eylemidir, büyük bir imandır ve sadece alçakgönüllü ve zenginliğe bağlı olmayan insanlara mümkündür. Bugünkü İncil, Petrus ve Onikilerin, Rab'bin ilahi tabiatını tanıyabilmelerine yardım eden bir anı anlatmaktadır. Onlara ekmeklerin ve balıkların çoğaldığını görmek yetmemişti. O mucizenin sonucunda hevesli kalabalığın etkisi altında kalmamaları için İsa neredeyse havarileri tek başlarına kayığa yollamaya mecbur olmuştu, yoksa onlar İsa’yı kolay bir Mesih, insani şan kaynağı olarak göreceklerdi.

İsa ise kalabalığı bırakıp tepede tek başına dua etmeye çıkıyor. Bu sırada öğrenciler rüzgar yüzünden gölde zorluklar çekmektedirler. İsa onları tek başına bırakmıyor ve onlara yardımcı olmak için su üstünde yürüyerek yanlarına gidiyor. Onlar onu tanımakta zorlanıyorlar: Su üzerinde yürümek fazla garip bir olaydır, bir insan için imkansızdır. Korkuyorlar, İsa'nın var olduğunu hiç düşünmüyorlar: Onlara göre bir hayalettir ve de onun ne yapabileceği belli değildir.

İsa bunu fark ediyor ve Kendisini Allah'ın adı ile tanıtıyor: ''Ben'im!'' Bu, yeterli olmayacaktı, çünkü artık onlar bu adını tanıyıp Mezmurlar'ın söyledikleri gibi Allah'ın su üzerinde yürüyebilmesini bilmektedirler Ayrıca O, Allah'a özgü sözü de ekliyor: ''Korkmayın!''

Biraz rahatlatılmışlar fakat Petrus emin olmak için aynı şeyi yapmak, Öğretmeni gibi su üstünde yürümek istiyor. O'ndan buyruğu almayı diliyor, çünkü Rab'bine itaat etmeyi istiyor. Ve İsa kabul ediyor!

Bu raddede ilk olarak Petrus ve sonra diğerleri, iman etmenin ne kadar zor olduğunu fark ediyorlar. Petrus su üzerinde birkaç adım atıyor, fakat biraz rüzgar, Petrus’un yüreğindeki imanı yok etmek için yeterlidir. Hemen İsa'yı unutuyor, bakışını O'nun üzerinde sabit tutmuyor. İman olmayınca Petrus tek bir adım bile atamaz, hemen batmaya başlıyor. İsa’ya iman yaşamın güvenliğidir, ayaklar altındaki sağlam topraktır.

İman olmayınca sadece öğrencinin yaşamı değil, tüm sosyal ilişkileri de tehlikededir, tüm toplum yaşayamıyor, üyelerine yardımcı olamıyor; İsa’ya iman yok olunca tüm güvenceler yıkılır, kimseye güvenilemez, iyiyi ve kötüyü ayırt etmek için hiçbir kaynak kalmaz. Bu, dünyamızın şu anki durumudur. Hatta, Kilise'nin bir çok üyesinin de durumudur.

Rab ile tekrar karşılaşmak için uygun zaman ve yerlere ihtiyacımız vardır, aynen İlyas’ın dağa çıkışı gibi. Yüreğimize girecek, onu değiştirecek, korku, imansızlık rüzgarları esince güçlü ve sabit bir imana kabiliyetli kılacak, Allah’ın sesini duyabilmek için sessiz yerlere ve zamana ihtiyaç vardır.

OKUMALAR

1.Okuma: 1Krallar 19,9.11-13

İlyas kalktı, yiyip içti. Yediklerinden aldığı güçle kırk gün kırk gece Allah Dağı Horev'e kadar yürüdü.

Geceyi orada bulunan bir mağarada geçirdi.

RAB, "Burada ne yapıyorsun, İlyas?" diye sordu.

İlyas, "Her Şeye Egemen RAB Allah'a büyük bir istekle kulluk ettim" diye karşılık verdi, "Ama İsrail halkı senin antlaşmanı reddetti, sunaklarını yıktı ve peygamberlerini kılıçtan geçirdi. Yalnız ben kaldım. Beni de öldürmeye çalışıyorlar."

RAB, "Dağa çık ve önümde dur, yanından geçeceğim" dedi. RAB'bin önünde çok güçlü bir rüzgar dağları yarıp kayaları parçaladı. Ancak RAB rüzgarın içinde değildi. Rüzgarın ardından bir deprem oldu, RAB depremin içinde de değildi.

Depremden sonra bir ateş çıktı, ancak RAB ateşin içinde de değildi. Ateşten sonra ince, yumuşak bir ses duyuldu.

İlyas bu sesi duyunca, cüppesiyle yüzünü örttü, çıkıp mağaranın girişinde durdu. O sırada bir ses, "Burada ne yapıyorsun, İlyas?" dedi.

Mez 84/85

Kulak vereceğim RAB Allah'ın ne diyeceğine;

Halkına, sadık kullarına esenlik sözü verecek,

Yeter ki, bir daha akılsızlık etmesinler.

Evet, O kendisinden korkanları kurtarmak üzeredir,

Görkemi ülkemizde yaşasın diye.

Sevgiyle sadakat buluşacak,

Doğrulukla esenlik öpüşecek.

Sadakat yerden bitecek,

Doğruluk gökten bakacak.

Ve RAB iyi olan neyse, onu verecek,

Toprağımızdan ürün fışkıracak.

Doğruluk önüsıra yürüyecek,

Adımları için yol yapacak.

2.Okuma: Aziz Pavlus’un Romalılara Mektubundan 9,1-5

Mesih'e ait biri olarak gerçeği söylüyorum, yalan söylemiyorum. Vicdanım da söylediklerimi Kutsal Ruh'un aracılığıyla doğruluyor. Yüreğimde büyük bir keder, dinmeyen bir acı vardır. Kardeşlerimin, soydaşlarım olan İsraillilerin uğruna, ben kendim lanetlenip Mesih'ten uzaklaştırılmayı dilerdim. Evlatlığa kabul edilenler, Allah'ın yüceliğini görenler onlardır. Antlaşmalar, buyrulan Kutsal Yasa, tapınma düzeni ve vaatler de onlarındır. Büyük atalar onların

atalarıdır. Mesih de bedence onlardandır. O, her şeyin üzerinde hüküm süren, sonsuza dek övülecek Allah'tır. Amin.

İncil: Matta 14,22-23

Bundan hemen sonra İsa öğrencilerine, kayığa binip kendisinden önce karşı yakaya geçmelerini buyurdu. Bu arada kendisi halkı salıverecekti. Halkı salıverdikten sonra dua etmek için tek başına dağa çıktı. Akşam olurken orada yalnızdı. O sırada kayık kıyıdan bir hayli uzakta dalgalarla boğuşuyordu. Çünkü rüzgâr karşı yönden esiyordu.
Sabaha karşı İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı. Öğrenciler, O'nun gölün üstünde yürüdüğünü görünce dehşete kapıldılar. «Bu bir hayalet!» diyerek korkuyla bağrıştılar.
Ama İsa hemen onlara seslenerek, «Cesur olun! Ben'im, korkmayın!» dedi.
Petrus buna karşılık, «Ya Rab» dedi, «eğer sen isen, buyruk ver de su üstünde yürüyerek sana geleyim.»
İsa, «Gel!» dedi.
Petrus da kayıktan indi, su üstünde yürüyerek İsa'ya yaklaştı. Ama rüzgarın ne kadar güçlü estiğini görünce korktu, batmaya başladı. «Rab, beni kurtar!» diye bağırdı. İsa hemen elini uzatıp onu tuttu. Ona, «Ey imanı kıt adam, neden kuşkuya düştün?» dedi. Onlar kayığa bindikten sonra rüzgâr dindi. Kayıktakiler, «Sen gerçekten Allah'ın Oğlusun» diyerek O'na tapındılar.

Documenti allegati