ME
NU

OMELIE / Omelie TR

23 lug 2023
23/07/2023 - OLAĞAN DEVRE - 16 Pazar Günü – A

23/07/2023 - OLAĞAN DEVRE - 16 Pazar Günü – A

1.Okuma Bil. 12,13.16-19 Mezmur 85 2.Okuma Rom. 8,26-27 İncil Mt. 13,24-43

Bugünkü Söz, Allah’ın her gün bize karşı kullandığı sabrını görmemizi sağlar. Elbette sabırlı bir Allah’a bakarak biz de O’na benzeyeceğiz. Bilgelik Kitabı Allah’ın sabrının “kör” olmadığını ve bizleri gururumuzun etkisi altında bırakmadığına dikkatimizi çeker. O bizi yargılamaktan vazgeçmiyor, fakat ''Ama büyük gücüne karşın, yargılarında yumuşaksın'' ve ''çocuklarına güzel bir umut verdin, günahtan sonra tövbeyi kabul edeceğini bildirdin''.

İsa bu öğretiyi kolay anlamamızı sağlamak için bir hikaye anlatıyor. Bu hikaye “kötü ot (delice otu)” hikayesidir. Bir çiftçi tarlasına güçlükle ve meyve toplanabilme ümidi ile ektiği buğdayın arasında kötü otun da yetiştiğini görür. Bunu kim ekti? Kesinlikle kötülüğümüzü isteyen biri, bir düşman, iyi olmamızı kıskanan ve sevincimizi engellemek isteyen biri!

Bu otu hemen, daha ufakken sökmek isteyenler var. Ama tarlanın sahibi iyi buğday yetişmesine çok önem verdiği için bir tane küçük buğday bitkisi bile kaybetmek istemez. Bu sebepten yapılacak tek şey vardır, o da beklemek! Beklerken ne olacaktır?

İyi buğdayın Allah’ın yüreğimize ektiği Söz olduğunu, kötü otun ise Kötünün denenmeleri olduğunu kavradıktan sonra, bu hikayenin ruhani anlamını anlıyoruz. Elbette küçük bitkilerin doğası değişmiyor. Fakat bize zaman bağışlanmaktadır. Bu zaman boyunca itaatimizi değiştirebiliriz: Egoizmi ve gururu takip edeceğimize İsa’ya itaat etmeye başlayabiliriz, O’nunla kalıp O’nun gibi uysal ve alçakgönüllü olmayı öğrenebiliriz. Allah’ın sabrı bize zaman bağışlamaktadır, çünkü Allah kaybolmamızı istemez. O bize kendimizi düzeltmemiz, iyiliğini ve sabrını öğrenmemiz için fırsatlar verir.

Biz uyanık olacağız, çünkü şeytan kötü otunu ekmeye devam etmektedir, bizim iyi eylemlerimizde ve iyi kararlarımızda denenmeleri yaratmaktadır. Uyanık olmazsak tüm iyi niyetlerimizi büyüklük, kendini beğenmişlik, gurur ve yüzeysellikle karıştıracaktır. Kardeşlerimizden yardım dileyeceğiz, onlar da bizim davranışlarımıza dikkat edecekler ve bizler de onları dinleyeceğiz.

İsa, küçüklüğe ve saklı kalmaya değer vermemiz için iki hikaye daha anlatır. Gerçekten de Allah’ın sabırlı sevgisini tatmak için alçakgönüllü olmalı ve yüzeysel olmamalıyız. Allah’ın hükümranlığı, içimizde ve etrafımızı saran dünyada varlığını sürdürmeye neredeyse görülemez bir şekilde başlar. Bu görülemez şekil, aynı tarlaya atılan bir hardal tohumu kadar küçüktür. Aynen ekmek yapmak için kullanılan maya gibi de çok azdır. Ama zaman ve sabırla küçücük tohum, göğün kuşlarının barındığı kocaman bir ağaca dönüşür- kuşlar, Yahudiler için yeryüzündeki tüm milletlerin sembolü idi-. Az maya da, unu insanlar için güzel tatlı bir ekmeğe dönüştürür. Alçakgönüllülük ve sabır, hükümranlığın kralı olan İsa’yı kabul etmeye yardım edecektir: O herkes için güzel ve lezzetli tat dolu meyve veren tohumdur.

Aziz Pavlus, alçakgönüllülüğün ve sabrın duamızı da tatlandırması gerektiğini söyler. Biz bildiğimizi zannediyoruz ama gerçekte bize faydalı olanın ne olduğunu, dolayısıyla Babamız olan Allah’tan neyi dilememiz gerektiğini de bilmiyoruz. Bizim için dua eden, Kutsal Ruh’tur: Biz O’nu yüreğimizde ve aklımızda misafir edeceğiz. Böylece O, içimizde bizim için Baba’ya yalvarabilecektir. İçimizde sadece iyi ve sade, Allah’a layık, arzular yetişecekler. O zaman O’nun sabrı bizim kurtuluşumuz için meyve verebilecektir!

OKUMALAR

1.Okuma: Bigelik 12,13.16-19

Çünkü her şeyle ilgilenen senden başka Allah yoktur, yargılarında her zaman adil olduğunu kimseye kanıtlamana gerek yok.

Doğruluğun kaynağı gücündedir, her şeye egemen oluşun seni herkese karşı sevecen yapar.

Egemenliğinden kuşku duyulursa gücünü gösteriyorsun, bunu bilenlerin küstahlığını dillere düşürüyorsun.

Ama büyük gücüne karşın, yargılarında yumuşaksın, bizleri büyük sevecenlikle yönetiyorsun, çünkü sen isteyince gücün vardır.

Böyle davranmakla insanlara bir ders verdin, erdemli kişinin insanlara iyilikle davranması gerektiğini öğrettin, çocuklarına güzel bir umut verdin, günahtan sonra tövbeyi kabul edeceğini bildirdin.

Mezmur 85/86

Sen iyi ve bağışlayıcısın, ya Rab,

Sana yakaran herkese bol sevgi gösterirsin.

Kulak ver duama, ya RAB,

Yalvarışlarımı dikkate al!

Yarattığın bütün uluslar gelip

Sana tapınacaklar, ya Rab,

Adını yüceltecekler.

Çünkü sen ulusun, harikalar yaratırsın,

Tek Allah sensin.

Oysa sen, ya Rab,

Sevecen, lütfeden, tez öfkelenmeyen,

Sevgisi ve sadakati bol bir Tanrı'sın.

Yönel bana, acı halime,

Kuluna kendi gücünü ver,

Kurtar hizmetçinin oğlunu.

2.Okuma: Aziz Pavlus’un Romalılara Mektubundan 8,26-27

Bunun gibi, Ruh da güçsüzlüğümüzde bize yardım eder. Nasıl dua etmemiz gerektiğini bilmeyiz, ama Ruh'un kendisi, sözle anlatılamayan iniltilerle bizim için aracılık eder. İnsanların yüreklerini araştıran Allah, Ruh'un düşüncesinin ne olduğunu bilir. Çünkü Ruh, Allah'ın isteğine göre kutsallar için aracılık eder.

İncil: Matta 13,24-43

İsa onlara başka bir benzetme anlattı: «Göklerin Egemenliği, tarlasına iyi tohum eken adama benzer» dedi. «Ne var ki, herkes uyurken, adamın düşmanı gelmiş ve buğdayın arasına delice ekip gitmiş. Ekin gelişip başak salınca, deliceler de görünmüş.
«Mal sahibinin köleleri gelip ona şöyle demişler: `Efendimiz, sen tarlana iyi tohum ekmedin mi? Öyleyse delice nereden çıktı?' «O da onlara, `Bunu bir düşman yapmıştır' demiş.
«`Gidip deliceleri toplamamızı ister misin?' diye sormuş köleler.
«`Hayır' demiş. `Deliceleri toplarken belki buğdayı da sökersiniz. Ekinin biçileceği zamana kadar bırakın, ikisi yan yana büyüsün. Ekin biçme zamanı gelince orakçılara diyeceğim ki,Önce deliceleri toplayın, yakılmak üzere demet yapın. Buğdayı ise toplayıp ambarıma koyun.'»

İsa onlara bir benzetme daha anlattı: «Göklerin Egemenliği bir adamın alıp tarlasına ektiği hardal tanesine benzer» dedi. «Hardal tüm tohumların en küçüğü olduğu halde, gelişince bahçe bitkilerinin boyunu aşar, ağaç olur. Öyle ki, gökte uçan kuşlar gelip dallarında barınır.»
İsa onlara başka bir benzetme anlattı: «Göklerin Egemenliği, bir kadının alıp tüm hamuru kabartmak için üç ölçek una karıştırdığı mayaya benzer.»
İsa bütün bunları halka benzetmelerle anlattı. Benzetme kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı. Bu, peygamber aracılığıyla bildirilen şu sözün yerine gelmesi için oldu:

«Ağzımı benzetmeler anlatarak açacağım,
dünyanın kuruluşundan beri
gizli kalmış sırları dile getireceğim.»

Bundan sonra İsa halkı bırakıp eve gitti. Öğrencileri yanına gelip, «Tarladaki delicelerle ilgili benzetmeyi bize açıkla» dediler.
İsa, «İyi tohumu eken, İnsanoğlu'dur» diye karşılık verdi. «Tarla ise dünyadır. İyi tohum, Göksel Egemenliğin oğulları, deliceler de kötü olanın oğullarıdır. Deliceleri eken düşman, İblis'tir. Ekin biçme zamanı, çağın sonu; orakçılar ise meleklerdir.
«Deliceler nasıl toplanıp ateşte yakılıyorsa, çağın sonunda da böyle olacak. İnsanoğlu meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. Doğru kişiler o zaman Babalarının egemenliğinde güneş gibi parlayacaklar. Kulağı olan işitsin!

Documenti allegati