ME
NU

OMELIE / Omelie TR

26 lug 2020
26/07/2020 - OLAĞAN DEVRE - 17. Pazar Günü – A

26/07/2020 - OLAĞAN DEVRE - 17. Pazar Günü – A

1.Okuma 1.Krallar 3,5.7-11* Mezmur 119 * 2.Okuma Rom 8,28-30 * İncil Mt 13,44-52

 

Rab'bin uğruna, değerli bir şeyden ya da sevdiği bir işten vazgeçenler, bugün dinlediğimiz İsa'nın mesellerinin birincisini ve ikincisini anlayabilir; bu iki meselin ortak noktası şudur: Değerli saydığımız bir şeyi kazanmak için, geride kalan her şeyi kaybetmeye hazır olmalıyız. Çok değerli bir inci arayan kişi, bu inciyi kazanabilmek için, bütün başka değerli incilerini satmaya hazırdır. Aynı şekilde, hazinenin saklı bulunduğu tarlayı isteyen kişi, bu tarlayı satın alabilmek için ‘varını yoğunu satıyor’. En güzeli hiçbiri de, sahip olduklarını bırakırken zorluk sarf etmiyor, çünkü satın alacakları şeye sahip olmaktan çok mutludurlar. Bunlar, güzel öyküler değil, İsa ile karşılaşan kişinin hayatında gerçekleşen olaylardır. İsa, Kendisi’ni seçen kişinin sevinci, doluluğu ve hayatı oluyor. İsa'yı gerçekten seçen kişi, O'nun yanına başka hiç bir şeyi koymayan kişidir. Eğer sen, İsa'yı seçip huzurunu, rahatlatıcı farklı uygulamalarda ararsan, gelecekle ilgili merakını gidermek için medyum ve falcılara danışırsan, zar oyunlarından ve farklı eğlencelerden vazgeçmezsen, maddi zenginliği ve kişisel rahatlığı bırakmazsan, Mesih İsa'yı seçmemişsin demektir. Bu durumda, evet, O bir hazinedir, ama sen onun doluluğundan yararlanabilecek kapasitede değilsin. Ondan yorulma riskine sahip olacaksın, üzüntü de tekrar bakışlarını karartmaya ve yüreğini mutsuz kılmaya devam edecektir. Her şey arasında İsa'yı tercih etmeye cesaret edenler ise, bunun her şeyden vazgeçmelerini gerektirse de, gerçek hayatı tanıyacak, tam bir sevince sahip olacak, geçmişi çalkantılı ve boş olsa da, tamamen yenileneceklerdir.

İsa'nın meselleri ışıkla doludur: O'ndan bahsetmektedirler. Balık ve balıkçının meseli de O'ndan bahsediyor. İyi ve kötü balıklar var ve iyi balıklar, diğerlerinden ayrıştırılıyor ve muhafaza ediliyorlar. İyi balıklar, melekler tarafından kabul edilen insanları temsil ediyorlar. Onların  iyilikleri, neyden ibarettir? Tüm insanlar, günahkarlar, ama kendi yüreğinde İsa'yı taşıyan kişiler, gerçekten 'iyi'ler! Biz, balıklardan farklıyız, nitekim değişerek, 'iyi' olma imkanımız var ve bu, İsa'yı hayatımızın merkezi, her davranışımızın sebebi, yüreğimizin hazinesi olarak seçince, gerçekleşiyor.

Bize de İsa sormaktadır: “Anladınız mı?”. Ve biz O'na, Kefarnahum'da Petrus'un söylediği sözleri tekrarlayacağız: “Bize hayat sözlerini verebilen sadece sensin! Ancak ve ancak sen, içimize doluluk ve sevinç koyabilirsin. Bu, tek başımıza kalmamıza, dost saydığımız kişilerce ve akrabalarımız tarafından dışlanmamıza mal olsa da seninle kalacağız!” İsa'ya ait olmak ve O'nunla birlikte kalmak için bir bedel ödemek lazım. Bu bedel, değerli inciyi arayanın ve hazinenin bulunduğu tarlayı satın alan kişinin ödediği bedeldir; şehitlerin, azizlerin ve Allah'a düşman olan bu dünyaya yayılmış olan birçok kardeşlerimiz tarafından da, sevinçle, ödenmiş bedeldir.

Yüreğimizde duayı, özellikle de tapınma duasını, canlı tutacağız. Duanın merkezi yine İsa olacaktır. Kral Süleyman'dan öğrenelim: O, halkın kralı olarak seçilir seçilmez, Allah'tan zenginlik ya da zevk değil, yeni görevini adaletli bir şekilde gerçekleştirebilmek için gereken hikmeti diledi. Bu, Allah'ın hoşuna giden bir duadır, çünkü hizmetkar olmak isteyen kişi, alçakgönüllüdür ve insanın alçakgönüllülüğü Baba'yı sevindirir. Nitekim Allah Süleyman'a şu karşılığı veriyor: “Madem ki sen bunu istedin...işte dileğini yerine getireceğim. Sana bilge ve anlayışlı bir yürek vereceğim”.   Duamız daima, O'na tapınarak ve O'nu dinleyerek keşfedeceğimiz Allah'ın istekleri ile uyum içinde olmalıdır. Aziz Pavlus da bu konuda bize güven vermektedir: Allah'ı sevmek, her şeyi O'nun bir armağanı kılar! Hiç bir şey için kaygı duymamalıyız, çünkü, Allah'ın Hükümranlığı ile, O'nun şanı ile ve O’nun isteğini gerçekleştirme ile ilgilendiğimiz zaman, O’nun Kendisi hayatımızla ilgileniyor demektir. Eğer yüreğimizin hazinesi zenginlikler, şan ve güç isteği değilse; yüreğimizin hazinesi sadece dost ve kardeş olan İsa olursa, o zaman artık terslikler bile bizim için sorun değil, Allah'ın sevgisinin işaretleri olacaklardır. ”Allah'ın, kendisini sevenlerle birlikte, her durumda iyilik için etkin olduğunu biliriz”. Eğer biz, Oğlu gibi evlatlar olmak istersek, yani İsa'ya benzemek istersek, biz de Baba'nın yüreğinin merkezinde olacağız ve sevincimiz dolu ve mükemmel olacaktır. 

 

OKUMALAR

1.Okuma: 1Krallar 3,5.7-12

 

RAB Allah, Givon'da o gece rüyada Süleyman'a görünüp, "Sana ne vermemi istersin?" diye sordu.

Süleyman, "Kulun babam Davut'a büyük iyilikler yaptın" diye karşılık verdi, "O sana bağlı, doğru, bütün yüreğiyle dürüst biri olarak yolunda yürüdü. Bugün tahtına oturacak bir oğul vermekle ona büyük bir iyilik daha yapmış oldun.

"Ya RAB Allahım! Ben henüz çocuk denecek bir yaşta, yöneticilik nedir bilmezken bu kulunu babam Davut'un yerine kral atadın.

İşte kulun kendi seçtiğin kalabalık halkın, sayılamayacak kadar büyük bir kalabalığın ortasındadır.

Bu yüzden bana öyle sezgi dolu bir yürek ver ki, iyi ile kötüyü ayırt edip halkını yönetebileyim. Başka türlü senin bu büyük halkını kim yönetebilir!"

Süleyman'ın bu isteği Rab'bi hoşnut etti.

Allah ona şöyle dedi: "Mademki kendin için uzun ömür, zenginlik ve düşmanlarının ölümünü istemedin, bunların yerine adil bir yönetim için bilgelik istedin; isteğini yerine getireceğim. Sana öyle bir bilgelik ve sezgi dolu bir yürek vereceğim ki, benzeri ne senden öncekilerde görülmüştür, ne de senden sonrakilerde görülecektir.

 

Mezmur 118/119 

Benim payıma düşen sensin, ya RAB,

sözlerini yerine getireceğim, dedim.

Ağzından çıkan yasa benim için

binlerce altın ve gümüşten daha değerlidir.

Ben kuluna verdiğin söz uyarınca,

sevgin beni avutsun.

Sevecenlik göster bana, yaşayayım,

çünkü yasandan zevk alıyorum.

Bu yüzden senin buyruklarını,

altından, saf altından daha çok seviyorum;

koyduğun koşulların hepsini doğru buluyorum,

her yanlış yoldan tiksiniyorum.

Harika öğütlerin var,

Bu yüzden onlara candan uyuyorum.

Sözlerinin açıklanışı aydınlık saçar,

saf insanlara akıl verir.

 

2.Okuma: Aziz Pavlus'un Romalılara Mektubundan 8,26-27

 

Allah'ın, kendisini sevenlerle, amacına göre çağrılmış olanlarla birlikte her durumda iyilik için etkin olduğunu biliriz. Allah, önceden bildiği kişileri, Oğlunun benzerliğine dönüştürmek üzere önceden belirledi. Öyle ki, Oğul birçok kardeşler arasında ilk doğan olsun. Allah, önceden belirlediği kişileri çağırdı, çağırdığı kişileri akladı ve akladığı kişileri yüceltti.

İncil: Matta 13,24-43

 

Göklerin Egemenliği, tarlada saklı bir defineye benzer. Bunu bulan adam yine saklamış. Sevinç içinde gitmiş, varını yoğunu satıp o tarlayı satın almış.
«Yine Göklerin Egemenliği, güzel inciler arayan bir tüccara benzer. Tüccar, çok değerli bir inci bulunca gitmiş, varını yoğunu satıp o inciyi satın almış.

«Yine Göklerin Egemenliği, denize atılan ve her çeşit balığı toplayan bir ağa benzer. Ağ dolunca onu kıyıya çekerler. Yere oturup yararlı balıkları seçer ve kaplara koyarlar, yararsız olanları atarlar. Çağın sonunda da böyle olacak. Melekler gelip kötü kişileri doğruların arasından ayıracaklar ve onları kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.
«Bütün bunları anladınız mı?» diye sordu İsa.
O'na, «Evet» karşılığını verdiler.
O da onlara, «İşte böylece Göklerin Egemenliği için eğitilmiş her din bilgini, hazinesinden hem yeni hem eski değerler çıkaran bir mal sahibine benzer» dedi.