ME
NU

OMELIE / Omelie TR

27 gen 2019
27/01/2019  -  OLAĞAN DEVRE  -  3. PAZAR  -  C YILI

27/01/2019  -  OLAĞAN DEVRE  -  3. PAZAR  -  C YILI

  1. Ok. Nehemya 8,2-10 * Mez 18 * 2. Ok. 1.Kor. 12,12-31 *İncil Lk. 1,1-4; 4,14-21

 

Bu günkü Pazar Günü, Hıristiyanların birliği için dua haftasından hemen sonra bulunuyor. İsa'nın, Son Akşam Yemeğinde yaptığı gibi, biz de, o hafta boyunca, aynı duayı söylemeye devam ettik. İsa tüm yüreği ile Peder'den, öğrencilerinin Kendisiyle ve birbirleriyle birlikte olmalarını diledi, çünkü onlar dünyada İsa'nın Peder'le olan birliğinin somut bir işareti olmalılar! İsa, ikna eden sözler aracılığıyla değil, ama sadece öğrencilerini birleştiren sevgi aracılığıyla, insanların, Kendisine iman etmeye varabildiklerini bilmektedir. Bunun için Aziz Pavlus, İsa'nın arzusunu benimseyerek, Korintos'taki Hıristiyanları, Rab'be olan sevgi sayesinde kıskançlıktan ve çekemezlikten gelen her  uyumsuzluğu atlatmaya teşvik ediyor. Bu amaçla herkes için anlaşılır bir imajı kullanıyor: Bedenin üyeleri, aralarında çok farklıdır, fakat buna rağmen her üye önemli ve gereklidir ve ötekilerine hizmet etmektedir! Beden, her üyesinin yeteneğinden yararlandığı gibi ve her üyesinin acısından dolayı acı çektiği gibi, Kilise de aynen böyle yaşamaktadır. Hıristiyanların arasındaki bölünmeler, Mesih'in Bedenine acı çektirmektedirler. Ortodoks ve Katolikler, Protestan ve Anglikanlar arasında olan bölünmeler, Allah'ın istemediği bölünmelerdir. Cemaat ya da dua grupları içinde doğan anlaşmazlıklar, akrabalar ve aileler arasında çıkan düşmanlıklar da İncil'e olan tanıklığı zayıflatan bölünmelerdir. Bizi ayıran, ne Rab'be, ne de O'nun Hakikatine olan sevgidir, tersine inadımız, gururumuz ve bencilliğimizdir. Eğer İsa'nın Sözüne, layık ve gerekli olan önemi versek, bu bölünmeler olmazdı: İsa'nn Sözü, güzel fikirlerimizden ve arzularımızdan, daha önemlidir! Allah'ın Sözü, cemaate ve herkesin yüreğinde, 'baş koşe'de olmalıdır. Bu, birinci okuma tarafından bize hatırlatılmaktadır. Babil'deki sürgünden döndükten sonra, Ezra'nın bulduğu Yasa Kitabı, saygıyla ayakta kalan, toplanmış bütün halk önünde okunmaktadır. Allah'ın Sözü okunduğu gün, herkes için, fakirler için de, sevinç dolu bir gündür: Allah halkına Sözünü hala hitap etmektedir. O gün, Rab'bin Günüdür; kutsal bir gündür; cemaatin, birlik, barış, hikmet, güç ve sevinç aldığı gündür! Kutsal Kitabı okuyanlar, "daha yüksek bir yerde duruyordu": Herkes onları kolayca görüp, dinleyebiliyordu. Halk da, sadece dinlemekle kalmıyordu, eğilip yere kapanarak ve Rab'bi yücelterek, O'nun Sözünü kabul ediyordu. Bugün, Aziz Luka da Rab'bin Sözünü kabul etmemize yardımcı oluyor. İlk önce o bize, İncil'i yazarken onun kullandığı ciddiyeti hatırlamaktadır. Aziz Luka kendisinin sadece "görgü tanıkların ve görevlisi olanların", yani Havarilerin anlattığı tüm olayları topladığını diyor. O, hem günahlarımız hem de cahilliğimiz tarafından tehdit edilen imanımızı güçlendirmek için yazıyor. Sonra da Luka, İsa'nın, Nasıra'da her hafta gittiği havrada hemşehrileri ile karşılaşmasını anlatıyor. Burada İsa, Yeşaya Peygamber'in Kitabından bir metin okuyor; dudaklarından o Söz çok özel bir şekilde duyulur: Herkes, o Sözün gerçek olduğunun, o anda gerçekleştiğinin farkına varmaktadır. Nitekim, Ürdün Irmağı'ndan çıkınca kendisinin Kutsal Ruh'ta Allah'ın Oğlu olarak meshedildiğini bilen İsa, o Sözü, normal bir okuma gibi okumuyor. O, yalnızca dudaklarından değil, yüreğinden de o Sözü çıkartarak, onu ilan ediyor: Sözün Kendisiyle ilgili olduğunu bilmektedir. Bu Söz, dünyada acı çeken bütün insanlar yararına Kendisinin Peder'den aldığı kurtuluş görevini ifade etmektedir. Bütün insanlar acı çekmektedirler: Kimi maddi fakirlikten dolayı, kimi yaşamın anlamını bulmadığı için, kimi özgürlüğün yokluğu yüzünden, kimi ise kötü eğilimlerin köleliğinde yaşadığından: Sonuçta herkes günah yüzünden acı çeker. Mesih İsa, daha önce Peygamber aracılığıyla vaat edilmiş olan sevinci, özgürlüğü, ışığı, affı bağışlamak için aramızda bulunuyor. İsa, gerçekten İsa'nın Kendisi, her insanın ve tüm insanlığın iyiliğinin gerçekleşmesidir! "Bugün, dinlediğiniz bu Kutsal Yazı yerine gelmiştir"! İsa'nın, Kendisi hakkında söylediği, O’nunla birleşmiş herkes için, kendi mistik Bedeni olan Kilise için de geçerlidir. Mesih'in görevi, O'nun çağırdığı ve gönderdiği herkesin görevi de olmaktadır. Kutsal Ruh tarafından meshedilmiş Kilise, sen de; yoksullara ümidi ilan ediyor, kötülüğün tutsaklarına kurtuluşu, kendi hayatının amacını görmeyenlere ışığı, günah yüzünden bencillik köleliğinde yaşayanlara ve bunun için kardeşlerine de eziyet edenlere özgürlüğü ilan etmektedir. Dolayısıyla Kilisenin, Bölen olanın, yani şaytanın etkisi altında kalmaması çok önemlidir! Yoksa Allah'ın ona verdiği görevi yerine getiremeyecektir! Bunun için, içimizde alçakgönüllülüğü, itaati, sevgiyi ve kardeşliği büyüterek, bütün Hıristiyanların birliği için dua etmeye devam edelim!

OKUMALAR

 

1ª Okuma: Nehemya 8,2-10

İsrailliler kentlerine yerleştikten sonra, yedinci ay tek vücut halinde Su Kapısı'nın karşısındaki alanda toplandılar. Bilgin Ezra'ya RAB'bin Musa aracılığıyla İsrail halkına verdiği buyrukları içeren Yasa Kitabı'nı getirmesini söylediler. Yedinci ayın birinci günü Kâhin Ezra Yasa Kitabı'nı halkın toplandığı yere getirdi. Dinleyip anlayabilecek kadın erkek herkes oradaydı. Ezra Su Kapısı'nın karşısındaki alanda kadınların, erkeklerin ve anlayabilecek yaştaki çocukların önünde, sabahtan öğlene kadar Yasa Kitabı'nı okudu. Herkes dikkatle dinledi. Bilgin Ezra toplantı için hazırlanmış ahşap bir zemin üzerinde duruyordu. Sağında Mattitya, Şema, Anaya, Uriya, Hilkiya ve Maaseya vardı. Solunda ise Pedaya, Mişael, Malkiya, Haşum, Haşbaddana, Zekeriya ve Meşullam duruyordu. Ezra halkın gözü önünde kitabı açtı. Halktan daha yüksek bir yerde duruyordu. Kitabı açar açmaz herkes ayağa kalktı. Ezra yüce Allah'a, RAB'be övgüler sundu. Bütün halk ellerini kaldırarak, "Amin! Amin!" diye karşılık verdi. Hep birlikte eğilip yere kapanarak RAB'be tapındılar. Levililer'den Yeşu, Bani, Şerevya, Yamin, Akkuv, Şabbetay, Hodiya, Maaseya, Kelita, Azarya, Yozavat, Hanan ve Pelaya ayakta duran halka yasayı anlattılar. Allah'ın yasa kitabını okuyup açıkladılar, herkesin anlamasını sağlayacak biçimde yorumladılar. Vali Nehemya, Kâhin ve Bilgin Ezra ve halka öğretmenlik yapan Levililer, "Bugün Allah'ımz RAB için kutsal bir gündür. Yas tutup ağlamayın" dediler. Çünkü bütün halk Kutsal Yasa'yı dinlerken ağlıyordu. Nehemya da, "Gidin, yağlı yiyip tatlı için" dedi, "Hazırlığı olmayanlara da bir pay gönderin. Çünkü bugün Rabbimiz için kutsal bir gündür. Üzülmeyin. RAB'bin verdiği sevinç sizi güçlü kılar."

Mezmur 18

Rab’bin Yasası eksiksizdir: ruha canlık verir.

Rab’bin öğrettikleri gerçektir: temiz kalbe hikmet verir.

Rab'bin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir, RAB'bin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır.

RAB korkusu paktır, sonsuza dek kalır, RAB'bin ilkeleri gerçek, tamamen adildir.

Ağzımdan çıkan sözler, yüreğimdeki düşünceler, kabul görsün senin önünde,

Ya RAB, kayam, kurtarıcım benim!

2ª Okuma: Aziz Pavlus’un Korintoslulara 1. Mektubundan 12,12-31

Beden bir olmakla birlikte birçok üyeden oluşur ve çok sayıda olan bu üyelerin hepsi de tek bir beden oluşturur. Mesih de böyledir. İster Yahudi ister Grek, ister köle ister özgür olalım, hepimiz bir beden olmak üzere aynı Ruh'ta vaftiz olduk ve hepimizin aynı Ruh'tan içmesi sağlandı.
İşte beden bir üyeden değil, birçok üyeden oluşur. Eğer ayak, «El olmadığım için bedene ait değilim» derse, bu onu bedenden ayırmaz. Eğer kulak, «Göz olmadığım için bedene ait değilim» derse, bu onu bedenden ayırmaz. Bütün beden göz olsaydı, nasıl işitebilirdi? Bütün beden kulak olsaydı, nasıl koklayabilirdi? Gerçekte Allah, bedenin her bir üyesini dilediği biçimde bedene yerleştirmiştir. Eğer hepsi tek bir üye olsaydı, beden ne olurdu? Gerçekte çok sayıda üye, ama tek bir beden vardır. Göz ele, «Sana ihtiyacım yoktur!» ya da baş ayaklara, «Size ihtiyacım yoktur!» diyemez. Tam tersine, bedenin daha zayıf görünen üyeleri vazgeçilmezdir. Bedenin daha az değerli saydığımız üyelerine daha fazla değer veririz. Böylece gösterişsiz üyelerimiz daha gösterişli olur. Gösterişli üyelerimizin özene ihtiyacı yoktur. Ama Allah, değeri az olana daha çok değer vererek bedende birliği sağladı. Öyle ki, bedende ayrılık olmasın, ama üyeler birbirini eşit şekilde gözetsin. Eğer bir üye acı çekerse, bütün üyeler birlikte acı çeker; bir üye yüceltilirse, bütün üyeler birlikte sevinir. Sizler Mesih'in bedenisiniz, ayrı ayrı da bu bedenin üyelerisiniz. Allah, inanlılar topluluğunda başta elçileri, ikinci olarak peygamberleri, üçüncü olarak öğretmenleri, ardından mucize yapanları, hastaları iyileştirme gücü olanları, başkalarına yardım edenleri, yönetme yeteneği olanları ve çeşitli dillerde konuşanları atadı. Hepsi elçi mi? Hepsi peygamber mi? Hepsi öğretmen mi? Hepsi mucize yapar mı? Hepsinin hastaları iyileştirme gücü var mı? Hepsi bilmediği dillerde konuşabilir mi? Hepsi bu dilleri çevirebilir mi? Ama siz daha üstün armağanları gayretle isteyin. Şimdi de size en iyi yolu göstereyim.

İncil: Luka 1,1-4; 4,14-21

Sayın Teofilos,
Birçok kişi aramızda olup bitenlerin tarihçesini yazmaya girişmiştir. Nitekim başlangıçtan beri bu olayların görgü tanığı ve Allah sözünün hizmetkârı olanlar bunları bize iletmişlerdir. Ben de tüm bu olayları ta başından özenle araştırmış biri olarak bunları sana sırasıyla yazmayı uygun gördüm. Öyle ki, sana verilen bilgilerin doğruluğunu bilesin.

İsa, Ruh'un gücüyle donanmış olarak Celile'ye döndü. Kendisiyle ilgili haber bütün bölgeye yayıldı. Oranın havralarında ders veriyor ve herkes tarafından yüceltiliyordu.
İsa, büyümüş olduğu yer olan Nasıra'ya geldiğinde her zaman yaptığı gibi Sept günü havraya gitti. Kutsal Yazılardan okumak üzere ayağa kalkınca O'na Yeşaya peygamberin kitabı verildi. Kitabı açarak şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu:

«Rab'bin Ruhu benim üzerimdedir.
Çünkü O beni, müjdeyi yoksullara iletmek için meshetti.
Tutsaklara serbest bırakılacaklarını,
körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için,
ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak
ve Rab'bin lütuf yılını ilan etmek için
beni gönderdi.»Sonra kitabı kapattı, görevliye geri verip oturdu. Havradakilerin hepsi gözlerini O'na dikmiş bakıyorlardı. İsa söz alıp onlara, «Dinlediğiniz bu Yazı bugün yerine gelmiştir» dedi.