ME
NU

OMELIE / Omelie TR

21 ott 2018
21/10/2018  -  OLAĞAN DEVRE  -  29. PAZAR  -  B YILI 

21/10/2018  -  OLAĞAN DEVRE  -  29. PAZAR  -  B YILI 

Birinci okuma Yeşaya 53,2.3.10-11 * Mez.  33 * İkinci okuma  İbraniler 4,14-16 * İncil Mk. 10,35-45

 

Peygamber Yeşaya’nın sözlerini duymaktan şaşırıyoruz. O, Allah tarafından özel olarak sevilmiş, insanlara gönderilmiş, fakat insanlar tarafından hor görülmüş ve reddedilmiş Rabbin Kulundan söz ediyor. Rabbin Kulu'nun çekeceği ıstırap, insanları her ne pahasına olursa olsun kurtarmak isteyen Allah'ın isteğidir, bu boşuna değildir, itaatsizlikten gelmiyor: Tam tersine! Rabbin Kulu, Allah'ın isteğiyle o kadar özdeşleşti ki, bunu gerçekleştirmek için, kendisini reddedenlerin uğruna kendisini acı çekmeye sundu! Bunun için haklı olarak ödüllendirilecek: Yeni bir halkı kurmaya layıktır! Bu halk itaat eden insanlarla oluşturulacak ve Allah'ın isteğini gerçekleştirmeye devam edecektir. Bu halkı oluşturanlar, Rabbin Kulunun onların günahlarını kendi üzerine aldığı için, arınılmış ve kutsallaştırılmış halde bulunmaktadırlar.

Mesih İsa, Yeşaya'nın bu peygamberliğini biliyordu: Bunun, kendi kurtuluş ödevini tasvir ettiğini biliyordu. Önce kapalı bir şekilde, sonra da her zaman daha açıkça öğrencileriyle bundan (kendi görevinden) söz ediyor. Onlara hiçbir şeyi gizlemek istemiyor. Bu görevin açıklaması çok önemlidir, çünkü onların ve bütün insanların kurtuluşu buna bağlıdır. Onlar da buna tanıklık edecekler, hatta buna katılacaklardır.

Bu günkü İncil'de İsa, yanlış beklentilerini gösteren ve arzularını dile getiren iki öğrencisine de, görevi hakkında konuşmak için, anlamlı bir fırsat yakalıyor. Onlar İsa'yı izliyorlar, fakat gayretlerinden bir karşılık bekliyorlar; İsa'nın kuracağı Hükümranlıkta şeref koltuklarını bekliyorlar; bu hükümranlığı tamamen maddi bir şekilde düşünüyorlar. Rab için büyük bir düş kırıklığıdır: Öğrencileri, O’nun görevini hala anlamadılar. O'ndan, herkesin hizmetkârları olmayı, en alçakgönüllü yeri aramayı hala öğrenmediler; nitekim birinciler arasında olmak istiyorlar. Onlar İsa'nın, kendisinin büyükler tarafından reddedilmesinin, acı çekmesinin, öldürülmesinin Allah'ın isteği olduğunu söylediğini unuttular.

Bunun için İsa iki kardeşe kendi sözlerini hatırlamakla kalmıyor, onları, görevinin ıstırabına katılmaya hazır olduklarını göstermeye de davet ediyor. Ve onlar güzel bir cevap veriyorlar: Sıkıntıda da O'nunla beraber kalmaya hazırlardır!

Bu, öğrencilerin en büyük şerefidir: İsa'nın ardından haçı taşıyabilmek! Müjdelerken ve yazılarında bunu söyleyecekler: "Rabbimiz Mesih İsa'nin çarmıhından başka bir şeyle asla övünmem" (Galatyalılar 6,14).

İsa'nın yanındaki yerleri dileyen iki öğrenci diğer on kişiden farklı değiller: Diğerlerinde de bencilik ve cahillik gösteren beklentiler, ihtiraslar ve arzular vardır. O zaman İsa onları yanına sevgiyle çağırıp, onlara açık ve sade sözlerle açıklıyor ki, onların arzuları dünyanın insanlarının normal arzularıdır, ama Allah'ın Hükümranlığı farklıdır, farklı bir temel üstünde kurulur, farklı yöntemlere göre gelişir, farklı meyveleri getirir. İsa onları, önemli insanların büyüklük taslamalarını reddederek, farklı bir şekilde yaşamaları için, öğrenci olarak, seçti. İsa'nın öğrencileri kendilerini alçaltacaklar ve herkese hizmet ederek, Peder'in "yönetmesini" gösterecekler; özellikle fakirlere, acı çekenlere, dışlananlara hizmet edecekler, çünkü Peder onlara somut bir şekilde babalığını gösterir! Bütün insanların Allah'ın şefkatli ve sadık sevgisini tanımaya ihtiyaçları vardır. Bunun için Rabbin öğrenci herkesin hizmetkârı, Peder'in sevgisinin taşıyıcısı olmalıdır! Hıristiyanlar, her görevi, gerek Kilisede, gerek kamu kuruluşlarında, gerek devlette bile, bu şekilde, bu "ruh" ile, yaşamalılar! Nitekim bu, İsa tarafından yaşanmış ve gösterilmiş, davranıştır.

İbranilere Mektup bize, Mesih İsa'nın baskâhinimiz olduğunu hatırlamaktadır. O, bize Allah'ı temsil ediyor. O, insan olduğundan dolayı, zayıflığımızı tecrübe etti, yaşadığımız ayartmaları tanımaktadır. Bunun için O'na, korkmadan, tam güvenle yaklaşabiliyoruz. O'ndan, Allah'ın projesine kendimizi adayabilmek için, kardeşlerimize yardım edebilmek için, gereken merhamet, güç ve sevinç geliyor. O'nun yardımıyla, bizler de, insanları seven Allah'ın büyüklüğünü ve güzelliğini gösterebileceğiz!

İsa'nın ıstıraplarına katılarak, O'nun şanına katılmanın neşesini de tadacağız!

 

 

OKUMALAR

 

Birinci okuma Yeşaya 53,2.3.10-11

O RAB'bin önünde bir fidan gibi,

Kurak yerdeki kök gibi büyüdü.

Bakılacak biçimden, güzellikten yoksundu.

Gönlümüzü çelen bir görünüşü de yoktu.

İnsanlarca hor görüldü,

Yapayalnız bırakıldı.

Acılar adamıydı, hastalığı yakından tanıdı.

İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü,

Ona değer vermedik.

Ne var ki, RAB onun ezilmesini uygun gördü,

Acı çekmesini istedi.

Canını suç sunusu olarak sunarsa

Soyundan gelenleri görecek ve günleri uzayacak.

RAB'bin istemi onun aracılığıyla gerçekleşecek.

Canını feda ettiği için

Gördükleriyle hoşnut olacak.

RAB'bin doğru kulu (olarak? DB) kendisini kabul eden birçoklarını aklayacak.

Çünkü onların suçlarını o üstlendi.

 

Mezmur  33

Çünkü RAB'bin sözü doğrudur,

Her işi sadakatle yapar.

Doğruluğu, adaleti sever, RAB'bin sevgisi yeryüzünü doldurur.

Ama RAB'bin gözü kendisinden korkanların, sevgisine umut bağlayanların üzerindedir;

Böylece onları ölümden kurtarır, kıtlıkta yaşamalarını sağlar.

Umudumuz RAB'dedir, yardımcımız, kalkanımız O'dur.

O'nda sevinç bulur yüreğimiz, çünkü O'nun kutsal adına güveniriz.

Madem umudumuz sende, sevgin üzerimizde olsun, ya RAB!

 

İkinci okuma  İbraniler 4,14-16

Gökleri aşmış olan büyük başkâhinimiz Tanrı'nın Oğlu İsa varken, açıkça benimsediğimiz inanca sımsıkı sarılalım. Çünkü zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan değil, tersine, her alanda bizim gibi sınanmış, yine de günah işlememiş bir başkâhinimiz vardır. Bu nedenle merhamete ermek ve gerektiğinde bize yardım edecek lütfa kavuşmak için Tanrı'nın lütuf tahtına cesaretle yaklaşalım.

 

İncil Markos 10,35-45

Zebedi'nin oğulları Yakup ile Yuhanna İsa'ya yaklaşıp, «Öğretmenimiz, bir dileğimiz var, bunu bizim için yapmanı istiyoruz» dediler.
İsa onlara, «Sizin için ne yapmamı istiyorsunuz?» diye sordu.
«Sen yüceliğine kavuşunca birimize sağında, ötekimize de solunda oturma ayrıcalığını ver» dediler.
«Siz ne dilediğinizi bilmiyorsunuz» dedi İsa. «Benim içeceğim kâseden siz içebilir misiniz? Benim vaftiz olacağım gibi siz de vaftiz olabilir misiniz?»
«Evet, olabiliriz» dediler.
İsa onlara, «Benim içeceğim kâseden siz de içeceksiniz, benim vaftiz olacağım gibi siz de vaftiz olacaksınız» dedi. «Ama sağımda ya da solumda oturmanıza izin vermek benim elimde değil. Bu yerler belirli kişiler için hazırlanmıştır.»
Bunu işiten diğer on öğrenci Yakup'la Yuhanna'ya kızmaya başladılar. İsa onları yanına çağırıp şöyle dedi: «Bilirsiniz ki, ulusların önderleri sayılanlar, onları egemenlik hırsıyla yönetirler, ileri gelenleri de onlara ağırlıklarını hissettirirler. Sizin aranızda böyle olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen, diğerlerinin hizmetkârı olsun. Aranızda birinci olmak isteyen, hepinizin kulu olsun. Çünkü İnsanoğlu bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi.»