ME
NU

OMELIE / Omelie TR

22 lug 2012
22/07/2012 - O. D. 16. Pazar Günü - B

 

22/07/2012 - Olağan Devre - 16. Pazar Günü - B

 

 

1.Okuma Yer. 23,1-6 * Mezmur 22 * 2.Okuma Ef. 2,13-18 * İncil Mk. 6,30-34

 

İsa’nın gelişiyle Yeremya’nın peygamberliği gerçekleşiyor. Peygamber, her kişinin ve tüm halkın iyiliğini ve barışını korumakla görevli çobanlara, kendi ağzıyla ağır bir uyarıda bulunuyor. Onlar kişilerin ve halkın fakirliğiyle ilgilenmiyorlar. Yeremya, sadece kendi rahatına bakan yöneticilerden bahsediyor, onlar sadece zenginleşmeyi düşünüyorlar, öyle ki kuzuları, yani halkın üyeleri kendilerini istismar edilmiş hissediyorlar ve birbirlerinin iyiliği için çalışamıyorlar. Ne zaman ki kişiler birlik içersinde yaşamaya yönlendirilmiyorlar, o zaman refah yok olur, kin ve kıskançlık artar, halk bölünür ve herkes bundan acı çeker.

Peygamber sadece azarlamak ve eleştirmekle kalmıyor. O, halkına rehberlik edecek ve koruyacak gerçek bir çoban sözü veriyor, bu çoban Allah’ın kendisi olacaktır. Allah verdiği sözü gerçekleştirmek için Davut’un soyundan birini gönderecek, bu kişi doğru ve bilgeli bir kral olacaktır, yeni bir şekilde hükmedecek, halkına barış, adalet ve huzur yaşatacaktır.

Yeremya’nın peygamberliği bugünkü İncil metninin temelindedir. İsa, gerçek rehber olarak tanıtılmaktadır, O kendisini takip edenlerin iyiliğiyle ilgilenmektedir. O, Allah’ın hükümdarlığını başlatmaktadır. Dikkatini ilk olarak şakirtlerine vermektedir. Gerçekten de O, köylere giderek Hükümdarlığın müjdesini vermelerinin ne kadar yorucu olduğunu bilmektedir, onların ihtiyaçlarını, yorgunluklarını, sessizlik ve dinlenme ihtiyaçlarını, bilmektedir. Bu sebepten onları sakin bir yere götürmektedir, orada Onun dostluğundan sevinecek ve eğitiminden faydalanacaklardır. Ama kalabalık oraya da ulaşıyor ve İsa programlarını değiştirmek mecburiyetinde kalıyor: Onları ret etmiyor ve terk etmiyor. Kalabalığın kendisiyle karşılaşma ihtiyacını ve Onu görme gerçek arzusunu anlıyor. Bu sebepten herkesi kabul ediyor ve herkese öğretisini bağışlıyor.

İsa, kendisiyle her karşılaşana gerçek barışı veren gerçek çobandır. Onu arayan herkes, şakirtler ve kalabalık, herkes Onun barışını alıyor. Zamanımızda da durum aynıdır. Kim İsa ile karşılaşıyor ve Onunla sessiz bir yerde duruyor ve samimiyetini hissediyor, bu kişi huzur ve teselli buluyor, aynı zamanda yaşamı için de yeni ilham ve ışık alıyor. Büyük, küçük, kişiler veya gruplar, Rab ile birlikte olmak için gürültüden kaçtıklarında huzurlu birliğin sevincini tadıyorlar ve sadelikle birlikte olmanın mutluluğunu paylaşıyorlar.

Onlar için 23. Mezmurun sözleri her an daha gerçek oluyorlar: “Rab, benim çobanımdır, hiç bir eksiğim yok. Beni yeşil otlaklarda dinlendirir… beni serinletici suların yanına getirir ve beni canlandırır…Evet, lütuf ve mutluluk benimle olacak, yaşamının her gününde…”

Havarinin sözleri de, tecrübelerimizde karşılık bulur. İsa, “bizim barışımızdır”. Aziz Pavlus bunu söylerken, İbrani halkı ile diğer halklar arasındaki bölünmeyi düşünüyordu. İsa’yı kabul edenler tek bir aile oluveriyordu, kendilerini gerçekten birlik içersinde ve yenilenmiş hissediyorlardı. Bu aynı durum, büyük bölünmeler sebebiyle ayrılık olan zor ortamlarda görülür: Biri İsa’yı kabul ettiğinde, o kişi barış yapıcı olur. Bazı yerler vardır ki, örneğin Filistin’de: İbranilerle Filistinliler arasındaki kavga çok serttir. Bir ve diğer taraf İsa’yı kabul ettiğinde, onların arasında da barış mucizesi gerçekleşiyor!

İsa’yı kabul eden artık kanun veya özel kurallara bakmaz, onun hedefi artık onları yerine getirmek değildir. Bölen işte bu kurallardır. Bu kanunlar, kurallar bölünmeler ve anlaşmazlıklar yaratıyorlar. Bu sebepten havarinin dediği gibi “İsa, Kutsal Yasa'yı, buyrukları ve kurallarıyla birlikte etkisiz kıldı”. Tek, yeni kanun, İsa’nın kendisi, O’nun şahısıdır: Bu kanun, “sonuna kadar” varolan bir sevgi ister: Kabul eden ve affeden bir sevgi, merhamet ve barışma elde etmek için kendini kurban olarak sunan bir sevgi! Bu kanunu, yani İsa’yı kabul ederek, farklılıklarımız ve ayrılıklarımız yok oluyorlar: O gerçekten, kuzularının dağılmasını önleyen ve onları birlik içersinde, sevinçli bir bayram havasında toplayan çobandır!