ME
NU

OMELIE / Omelie TR

29/01/2012
29/01/2012 - O. D. - 4. Pazar G. – B

29/01/2012 - OLAĞAN DEVRE - 4. Pazar Günü – B - 

1.Okuma Yas. 18,15-20 Mezmur 94 2.Okuma 1Kor. 7,32-35 İncil Mk. 1,21-28

 

Aziz Pavlus Hıristiyanların, “dikkatleri dağıtmadan, Rabbe bağlı kalmalarını” istemektedir. Dikkatimizi dağıtabilen şeyler, nelerdir? Pavlus kadın ve erkeklerin sorunlarının imandan uzaklaştırabileceklerini düşünmektedir. Erkek, kadının hoşuna gitmeye çalışmaktadır, kadın da aynen kocasının hoşuna gitmeye çalışmaktadır. Bu sebepten her ikisi de Rabbin hoşuna gittiği gibi davranmayı unutabilirler. Havari, elbette insanların evlenmesini engellemek istememektedir, ama kendi örneğini de vermektedir: o İncil’e tamamıyla hizmet etmek için bekâr kaldı. Kendi yaşamımız hakkında kararlar vereceğimizde bu örnek gözümüzün önünde olmalıdır. Elbette eşler anlaşarak ikisi birlikte Allah’ın hoşuna gitmeleri için birlik içinde olan, kutsal, ufak bir Kilise gibi, dua yeri ve Allah’a itaat yeri olan bir aile kurabilirler. Biz Rabbe şükrediyoruz, çünkü zamanlarını ve enerjilerini Rabbin Hükümdarlığının ve Kilisenin emrine koyan aileler günden güne çoğalmaktadır ve bunu yapabilmek için ciddi bir şekilde Allah’ın Sözünü dinlemektedirler.

Allah’ı dinlemek! Allah’ı dinlemek mümkün mü? Nasıl? Bu sorulara, bugünkü birinci okuma ve İncil cevap vermek ister. İbrani milleti Allah’ın dinlemekten korkardı: Allah’ın, gök gürlemeleri, deprem ve ateş gibi ancak büyük ve korkunç olaylarla sesini duyurtabileceğini sanıyorlardı. Bu sebepten halk Allah’ın susmasını istemişti, ama Allah susamaz, çünkü halkını sevmektedir. O, sevgisini ve dolayısıyla halkın dünyadaki yürüyüşünde karşılaşacağı değişik olay ve durumlar için talimatlarını da halka ulaştırmak ister. Allah halkın korktuğunu gözünün önünde tuttuğundan, onları korkutmamaya çalışır ve bu sebepten konuşmak için çok daha basit, alçakgönüllü bir yol seçer. Ancak O’nu dinleyebilmek için alçakgönüllülük ve iman şarttır: “Kendi aralarından, senin gibi, bir peygamber çıkaracağım. Onun ağzından benim sözlerimi duyacaklar. Vereceğim bütün emirleri onlara bildirecektir”. İnsan, insanların sesini anlar, meleklerin veya yaratılışın diğer elementlerinin sesleri ise ters anlaşılabilir veya herkes kendi yararına onları yorumlayabilir. Ama insan sesi herkes tarafından eşit anlaşılabilir ve büyük yorumlara gerek yoktur. Allah halkıyla konuşmak için insan sözlerini bir insanın ağzına koyacaktır. Bu insanın adı peygamber olacaktır, çünkü Allah yerine konuşmakla görevlendirilecektir ve dolayısıyla dikkatle ve itaatle dinlenmesi gerekecektir. Vaat edilen bu peygamber kim olacak? Her zamanda bir peygamber oldu, ama Allah güvenilir ve sabit bir peygamber göndereceğine de söz vermektedir.

Bu ihtiyaca ve soruya işte İncil cevap vermektedir.

İsa’nın öğretisi herkesi şaşırtıyor. Şimdiye kadar hiç kimse bu kadar “yetki” ile konuşmadı. Yani yüreğin gerçeğe ihtiyacını şimdiye kadar hiçbir söz gideremedi. İsa’nın sesi kötü ruhların varlığını bile gösteriyor ve kaçmalarına sebep oluyor. Bu ruhlar diğerleri üzerinde hükmetmek ve Allah’ı susturmak istiyorlar. İsa kendisine karşı konuşan insanı uzaklaştırmıyor, ama insanı Allah’a karşı düşman kılan ruhu o insandan uzaklaştırıyor. Bu ruh İsa’nın konuşmasını, eğitmesini, kendisini Allah’ın vaat edilmiş peygamberi olarak göstermesini engellemek isterdi, hatta insanların O’nu dinlemelerini de engellemek isterdi. Bu ruh, düşmanlıkla davranarak, konuşanın, yani İsa’nın, insan yüreğinin ihtiyaçlarına yeni ve gerçek bir şekilde cevap veren olduğunu göstermektedir. Aldatmak için İsa’nın kimliğini bile söylüyor, ama bunu gurur ve kibirlikle yapıyor, bilgisinden gururlanıyor: “ben senin kim olduğunu biliyorum”. İsa onu susturuyor ve o adamdan çıkmasını emrediyor. Gurur ve kendini beğenme, bazı gerçekleri gösterseler de yalancıdırlar: gurur ve kendi beğenmişlikle söylenen gerçeklerde sevgi yoktur, dolayısıyla da Allah’ın yüreğinin tamlığını ve gerçekliğini göstermezler, bunun için Allah’ı insana yaklaştırmazlar, hatta O’nu düşman gibi gösterirler. İsa böyle bir ruhun konuşmasını engelliyor. Gerçekten de Baba’nın sözünü sunan İsa’dır, ilahi, mükemmel, gerçek ve alçakgönüllü, sevgiden gelen yetki ile konuşan yine O’dur. Allah’ı duymak için dinlemek istediğimiz, İsa’dır. O bizleri, Baba’nın sevgisinin vermek istediği yaşam tamlığına ulaşmamızı ve içimizde parlamasını sağlayacaktır.