ME
NU

OMELIE / Omelie TR

08/04/2012
08/04/2012 – PASKALYA BAYRAMI - B

08/04/2012 - PASKALYA BAYRAMI - B

I.Okuma Hav. İşl. 10,34. 37-43    Mezmur 117      II.Okuma Kol. 3,1-4      İncil Yh 20,1-9 veya Mk 16,1-8

Bu gece bizlere bazı sorular soruldu; az çok güçle ve az çok bilinçli olarak bu soruları cevaplandırdık. Cevaplarımızın hepsi “doğruydu”, en azından dudaklarımızdan böyle çıktılar, ama aynı kararlılıkla yüreğimizden de çıktılar mı? Şeytandan vazgeçiyor muyuz diye bize soruldu ve tereddüt etmeden “vazgeçiyoruz” dedik. Şeytan kendisini yenilmiş gibi hissetti, ama yarın bize tekrar saldıracak ve yüreğimizdeki cevabı zayıflatmaya çalışacak. Ayrıca Baba Allah’a, Oğlu Allah İsa’ya ve Kutsal Ruh’a inanıyor muyuz diye de soruldu. Güzelce de “inanıyoruz” diye bağırdık. Şimdi Baba, karşımıza çıkacak ilk küçük veya büyük denenmede O’na güvenmemizi bekleyecek, İsa Sözüne itaat etmemizi, Kutsal Ruh da Allah’ın diğer evlatlarıyla birlik içersinde olmamızı bekleyecek. Kilise’ye bağlılığımız da sorgulandı ve “evet” diye cevaplandırdık. Kilise’den, Allah’ın Sözünü, İsa’nın Bedenini ve Ruh’un damgasını alıyoruz, bunun için Kilise’nin Allah’ın eseri ve Oğul’un arzuladığı olduğuna, Kutsal Ruh ile canlandığına inanıyoruz. Bu geceki güvenli sözler, her günkü yaşamımız olacaklar mı?

Evet, olacaklar, çünkü İsa dirildi. Yeryüzünde değeri olan şeyler O’nu ölüme attılar, ama o ölümden, O dirildi. Yeryüzünde güç, para, duygular, hırs, görünüş önemli. İşte içimizde de var olan ve çalışan bu gerçekler Allah’ın Oğlunu ölüme teslim ettiler. Ama O dirildi! Böylece, bizlere geçici tatmin ve sürekli acı veren bu ilahların yararsız ve boş olduklarını gösterdi. O bizi bunların yükünden kurtarmaya çalışmıştı. Nitekim, Aziz Petrus’un dediği gibi, O: “Her yeri dolaşarak iyilik yapıyor, şeytanın baskısı altında olanlarını hepsini iyileştiriyordu”. Böylece yaşamının ve mevcudiyetinin değeri gösterdi. Mademki O dirildi, biz her gün bunları arzulayabiliriz ve bunlardan faydalanabiliriz.

İsa’nın dirilişi ölümüne ebedi bir değer vermektedir: Gerçekten de biz, daima, her gün, dirilişinden önce ölümünü anıyoruz. Ölümünden utanmıyoruz, çünkü O dirildi; tersine bundan gururlanıyoruz. İsa, ölümüyle bizleri kurtardı! Biz O’na haça gerilmiş olarak bakıyoruz; bu şekilde yılanın, yani şeytanın ölümcül zehrinden iyileşiyoruz, O da dirilişiyle bizi sevinçle dolduruyor ve Allah’ın şanı ile bizi kaplamaktadır. İsa, bakışlarımızı ve hayal gücümüzü aşan bir hayat yaşamaktadır: Yaşamı bulunduğumuz her durumda, günah durumunda bile, bize ulaşmaktadır. Bizi günahtan kurtarıyor, aldatmasından koruyor, etkilerinden iyileştiriyor. Dirilmiş İsa bize yaşam vermeye devam etmektedir, o yaşam ki artık ölüm ile değil, sonsuzluk ile karşılaşacaktır.

Dirilmiş İsa, tutumumuzu değiştirmeyi mükemmelleştirmemiz, Baba’ya dönüşümümüzü sabitleştirmemiz ve bu dünyada hükümdarlığının gelmesine cömertlikle iş birliği yapmamız için bizleri çağırmaya devam etmektedir. Dirilmiş İsa! Artık sonsuz olan yaşamından şüphe etmek, güvenimizi zayıflatmakta ve sevincimizi frenlemektedir, bu da cahilliğimizden ileri gelmektedir, çünkü “diriliş”in ne anlama geldiğini hala bilmiyoruz. Bizler bu kelimeyi anlamayan, ilk havarilerden daha iyi değiliz. Biz de bu kelimeyi anlamıyoruz, çünkü bu, Baba’nın sevgisinin gizeminin bir kısmıdır; bu gizem de bizi daima aşar. İmanımız, yanımızda canlı olan İsa’nın varlığına, hatta içimizde olmasına güven ve inanç duymamızı sağlar. İsa’nın dirilişi iman gizemidir, bu sebepten de Arife Ayininde bu imanımızı güçle yeniledik. Düşmanımız şeytanın bize zorla teklif ettiklerini kuvvetle inkar etmeye devam edelim, Baba’nın sevgisine, Oğul’un hikmetine, Kutsal Ruh’un ışığına kendimizi emanet etmeye ve bize affı garantileyen, ruhani gıdamızı veren, azizlerle birlik içerisinde tutan Kilise’de yaşamaya devam edelim. Kilise bu görevini, bizler öldükten sonra Oğlu’nun hayatına gireceğimiz ana kadar sürdürecek, O Oğul ki bugün bizim büyük alleluya ilahisini söylememizi sağlar.