ME
NU

OMELIE / Omelie TR

07 giu 2015
07/06/2015 – EFKARİSTİYA BAYRAMI – B Yılı

07/06/2015 – EFKARİSTİYA BAYRAMI – B Yılı

İlk Okuma Çıkış 24,3-8 *Mezmur 115/116 *İkinci Okuma İbr 9,11-15 *İncil Mk 14,12-16.22-26

Bugün Tanrı’nın sevincine katılmaktayız: Tanrı, insanlara sadece besleyen bir ekmeği değil, fakat hayatı değiştirebilen, gerçekten de yüce ve yeni bir ekmeği sundu. Bu Ekmeği ellerimize, sadece onunla beslenmemiz için değil, onu her gün ve her halk için çoğaltmamız için koydu! Tanrı’nın sevinci gerçekten büyüktür: Bugün, Tanrı’nın bayramıdır; O’ndan uzaklaşan, sonra da O’na aç halde geri dönen oğlu için hazırlanan bayramdır; herkes için, Baba’dan evlatlara bağışlanan sevgiyi hala kabul edemeyen ve uşak olarak kalanlar için de, hazırlanan bayramdır. Gerçekten bu günü, Tanrı’nın bayramı olarak sayabiliriz. Tanrı insanlara sadece biyolojik yaşamı besleyen ‘man’ı bağışlamakla kalmamaktadır; onlara Kendisi ile ve de birbirleriyle birlik içerisinde yaşamalarını sağlayan bir Ekmeği bağışlamaktadır: İşte, bundan Tanrı mutludur. Bu Ekmek insanları, birbirlerini sevmeye uygun kılacaktır; hayatın en derin ve en son anlamını anlamaya da onları uygun kılacaktır. Biz, bu Tanrı’nın sevincine katılmaktayız! O Ekmeği arzu ediyoruz, onu yiyoruz. Bu Ekmeğin bizim için daima hazır bulunduğunun farkında olalım diye, onu gözlerimizin önünde yukarı kaldırırız. Bu ekmekten dolayı kıskançlık hissetmediğimizi belirtmek için, onu herkese gösteriyoruz: Bu Ekmek, sadece bize değil, başkalarına da bağışlanmaktadır. Bu Ekmek bizi, herkesin Baba’sı ile birlik içine koyar. Bu Ekmeğin üzerinde İsa’nın sözleri söylenmiştir; Son Akşam Yemeğindeki Odada, Kutsal Gecede, samimiyetliğin gizliliğinde, o İsa’nın sözleri telaffuz edilmişlerdir: “Bu, benim Bedenimdir”. İsa hiçbir zaman yalan söylemedi; O’nun Bedenidir ve de havarilerin kupadan içtikleri şarap, O’nun Kanıdır. İsa’nın hayatı, bütünüyle, ağız aracılığıyla, öğrencisinin hayatına girip onu değiştirir. Tıpkı yenen ekmeğin ve içilen şarabın, onlarla beslenmiş kişilerin gücü ve sevinci olduğu gibi, Rab’bin Bedeni ve Kanı da, imanlının imanını ve onun saf, - yani karşılık beklemeyen - sevgisini destekleyip canlandırır.
Bu armağanlar, büyük bir gizemdir. Biz onu anlayabilecek miyiz? Musa’nın yaşamının peygamberliği, bilincimizin açılmasına yardımcı olmaktadır. Musa, taştan sunakta birlik sunularının kanını sunmayı emrediyor: kuzu ve keçi sunularıdır onlar. Bu hayvanların eti, halk tarafından yenmekte, bir kısmı da sunaktaki odunların üzerinde yakılmaktadır; kan da sunağın ve hazır bulunanların üzerine serpilmektedir. Bu şekilde Tanrı ile birlik olup, O’nunla tek olmaktadırlar. Fakat, bundan önce, Musa Tanrı’nın sözlerini ve emirlerini iletmekte ve de tüm halkın itaat etme sözü verip Yüceler Yücesinin isteğini yerine getirme kararını açıklamasını beklemektedir. O’nun hikmetini ve sevgisini kabul edip yaşamadan, Tanrı’nın yüreğinde olamıyoruz. Aynı şekilde İsa da, sadece öğrencilerin O’nu dinlemelerinden ve O’nunla kalmaya karar vermelerinden sonra, – başkaları O’nun ölümüne karar vermeye gitseler de - onlara Bedeni’ni ve Kanı’nı armağan etmiştir. Rab’bin Bedenini yemek, O’nun Kanını içmek, sadece O’nu sevenler ve O’na itaat edenler için bir armağandır. Aksi takdirde, Aziz Pavlus’un söylediği gibi, kendi mahkumiyetinin yenilmesi ve içilmesi olur.
İbranilere Mektup, mabetteki sunulardan hareket ederek, Rab’bin Bedeninin ve Kanının gizemini açıklamaya devam etmektedir. Eğer, hayvan sunularının, geçici de olsa, kısa bir süreliğine, bazı iyi etkileri olmuşsa da, “ebedi Ruh’un kudretiyle kendini lekesiz bir kurban olarak Allah’a sunmuş olan Mesih’in kanı”nın etkisi ne kadar daha fazla olacaktır! Bu Kan, sadece dışı temizlemekle kalmamaktadır, o,“diri Tanrı’ya hizmet sunabilmemiz için vicdanımızı ölü işlerden arıtacaktır”. İsa’nın kurban edilmesinin, yani O’nun kanının, O’nun bütün hayatının sunusunun meyvesi, ölçülemez boyuttadır. İbranilere Mektubun yazarı buna, “ebedi kurtuluş” ve “ebedi miras” demektedir. Bu, “Yeni Antlaşma”nın meyvesidir; İsa’nın, “Bu, Antlaşma’nın kanıdır” diyerek, öğrencilerine şarabın kupasını sununca ima ettiğidir.
Rab’bin Bedeninin ve Kanının Bayramı olan bugün, Tanrı’nın sevincinin, bize gerçek besini ve gerçek içeceği bağışlamak olduğunun daha da bilincindeyiz! Bu besine ve bu içeceğe, hayatımızın ve insanlığın hayatının yaşanılabilmesi, insani, kardeşsel, sade ve aynı zamanda yüce olabilmesi için, çok fazla ihtiyacımız vardır! İsa’nın Bedenini ve Kanını, Baba’nın armağanı olarak, kabul ediyoruz! Baba’mız, bize bu armağanı bağışlamaktan mutludur, çünkü bu armağan bize O’nunla birliği, yani gerçek ve kutsal hayatı bağışlar. Biz de ilahiler ve dualar okuyarak, bu kadar yeni ve büyük bir gizemin iyiliğini herkesi tatmaya davet ederek Baba’mızın sevincine katalım!