ME
NU

OMELIE / Omelie TR

25 dic 2021
25/12/2021 - NOEL BAYRAMI

25/12/2021 - NOEL BAYRAMI

Gece Yşa 9,1-3.5-6 Mez 95/96 Titus 2,11-14 Lk 2,1-14
Sabah Yşa 62,11-12 Mez 96/97 Titus 3,4-7 Lk 2,15-20
Gündüz Yşa 52,7-10 Mez 97/98 İbr 1,1-6 Yh 1,1-18

Bugünkü okumalar, özellikle de İncil, her sene bizi Noel bayramı dolaylarında kaplayan duygusallık havasından kurtarmaktadır. Tüm Hristiyanlara sevinç veren bu bayram, çok ciddi bir olayı kutlar. Dikkatimize verilen Bebek, Allah’ın Sözünün, 'Kelam’ın' Beden almasıdır.

Allah’ın Sözü, Söz nedir? Söz, aklımızdakini ve yüreğimizdekini başka kişilere aktarmamızı sağlar. Allah, sevgisinden başka neyi aktarabilir ki? Sevgisini bizden başka kime verebilir ki? Bizlere, O’ndan çok uzakta olan bizlere… Allah, bizimle nasıl bağlantı kurabilir? Günahkar ve O’ndan çok uzakta olan bizlere O, sevgisinin ve hikmetinin tümünü nasıl iletebilir? İşte bugün cevabı: Allah sadece bilmemiz için değil, değiştirilmemiz için tüm iyiliğini tatmamız için bize cevap veriyor. Doğan Bebek sorumuza cevaptır, yaşamın anlamını arayışımıza cevaptır, birlik arzumuza, ciddiyet, sevinç, barış arzumuza cevaptır. Allah, son ve kati cevap olan o Çocuk aracılığıyla bize konuşuyor. Bu Sözü herkes anlayabilir, tek aranan şart basit ve küçük olma hallerinden vazgeçmemeleridir.

Bizim kadar hayret içerisinde olan Annenin kollarında duran Çocuk, Allah’ın“lütfu ve gerçeği”dir. Bebek İsa’nın önünde durduğumuzda Allah’ın “lütfu” ile, yani Allah’ın insanlara bağışlamak istediği karşılıksız sevgisi ile karşı karşıya olduğumuzu anlarız. Henüz konuşamayan o Küçüğe baktığımızda “gerçek” ile, yani Allah’ın çehresinin güzelliği ve derinliği ile ilişki içerisinde olduğumuzu fark ederiz. Gerçek ve lütuf, aynı gerçeği gösteren iki kelimedir, Peder’in sevgisini söyleyen ve belirten aynı armağan!

Bugünlerde dikkatimiz çocukların ve büyüklerin yaptığı kreşlere çevrilidir. Bunun sayesinde Meryem ile Yusuf’un Oğullarını nasıl karşıladıklarını ve çobanların gece karanlığında nasıl koşup O’na armağanlar getirdiklerini hatırlarız. Bizler de minnettarlık duyduğumuz kişilere Allah’ın lütfunun ve Bebeğin yakınlığının işaretini vermek için hediyeler yapmayı düşündük. Belki de Bebeği mutlu edecek bir hediye düşünmedik! Kesinlikle O, oyuncaklar veya çikolatalar istemez! O yaşamımızı etkileyen tek hediyeyi istiyor. Bu hediye, bizim O’nu dinlememizdir. O, Söz’dür. Bunu bize ikinci okuma hatırlatmaktadır: O, Allah’ın Sözü’dür, büyük, sınırsız Allah’ı yeryüzüne yaklaştıran Söz’dür. Onun sayesinde dünya değişiyor, huzur ve barış yeri oluyor, kardeşlik hüküm sürüyor!

Kreşteki çobanlara baktığımızda hediye olarak kulağımızı uzatıyoruz ve dinliyoruz. Bebeğin kalbimize söylediği sözleri dinliyoruz: “Bırak seni seveyim, sen de sev, affet, anlayışlı ol, bana bağlı kal, Annemin örneğini izle!”.

Bebeğin sesini dinlemeye başladığımızda yüreğimiz sevinçle dolacak. Yeşaya bu sevinçten bahseder ve mezmur da bu sevincimizi ilahi ile belirtmeye çağırır. “Ey Yeruşalem harabeleri, sesinizi hep birlikte, sevinçle yükseltin! Çünkü Rab kavmine teselli verdi ve Yeruşalem'i kurtardı”. “Tüm yeryüzü gördü Allah'ımızın zaferini. Neşe çığlıkları atın Rabbe doğru!”.

Bugünlerde söylediğimiz ilahiler Bebeğe sunduğumuz başka bir hediyedir. Belki de onların sayesinde yüreğimiz yumuşuyor ve daha şefkatli, sevgi dolu, muhtaç kardeşlere karşı ilgili oluyoruz.

İnsani beden alan Allah’ın Oğlu, gerçekten büyük ve ciddi bir gizemdir. Çünkü bununla insanın, Sevgi olan ve severek yaşayan Allah’a dönüşmesi başlıyor!

Bebeği büyük bir ciddiyetle kabul ediyoruz ve bu şekilde O, barışımız ve sevincimiz sağlam kılabilecektir!

OKUMALAR

1 Okuma:Yeşaya 9,1-3.5-6

Bununla birlikte sıkıntı çekmiş olan ülke karanlıkta kalmayacak. Geçmişte Zevulun ve Naftali bölgelerini alçaltan Allah, gelecekte Şeria Irmağı'nın ötesinde, deniz Yolu'nda, ulusların yaşadığı Celile'yi onurlandıracak. Karanlıkta yürüyen halk Büyük bir ışık görecek; ölümün gölgelediği ülkede oturanların üzerine ışık parlayacak. Savaşta giyilen çizmeleri ve kana bulanmış giysileri yakılacak, ateşe yem olacak.

Çünkü bize bir çocuk doğacak, bize bir oğul verilecek.

Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Allah, ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak.

Mez 95/96

Ey bütün halklar, RAB'bi övün,

RAB'bin gücünü, yüceliğini övün,

RAB'bin görkemini adına yaraşır biçimde övün,

Sunular getirip avlularına girin!

Kutsal giysiler içinde RAB'be tapının!

Titreyin O'nun önünde, ey bütün yeryüzündekiler!

Uluslara, "RAB egemenlik sürüyor" deyin.

Dünya sağlam kurulmuş, sarsılmaz.

O halkları adaletle yargılar.

Sevinsin gökler, coşsun yeryüzü!

Gürlesin deniz içindekilerle birlikte!

Bayram etsin kırlar ve üzerindekiler!

O zaman RAB'bin önünde bütün orman ağaçları

Sevinçle haykıracak. Çünkü O geliyor!

Yeryüzünü yargılamaya geliyor.

Dünyayı adaletle, halkları kendi gerçeğiyle yönetecek.

2. Okuma: Titus 2,11-14

Çünkü Allah'ın bütün insanlara kurtuluş sağlayan lütfu ortaya çıkmıştır. Bu lütuf, tanrısızlığı ve dünya arzularını reddedip bu dünyada sağduyulu, doğru ve Allah yoluna yaraşır bir yaşam sürebilmemiz için bizi eğitiyor. Bu arada, mübarek ümidimizin gerçekleşmesini, ulu Allah ve Kurtarıcımız İsa Mesih'in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz. Mesih, bizi her suçtan kurtarmak, arıtıp kendisine ait ve iyilik etmekte gayretli bir halk yapmak için kendini bizim uğrumuza feda etti.

İncil: Lk 2,1-14

O günlerde Sezar Avgustus tüm Roma dünyasında bir nüfus sayımının yapılması için ferman çıkardı. Bu ilk sayım, Kirinyus'un Suriye valiliği zamanında yapıldı. Herkes yazılmak için kendi kentine gitti.
Böylece Yusuf da, Davut'un soyundan ve torunlarından olduğu için Celile'nin Nasıra kentinden kalkıp Yahudiye bölgesine, Davut'un kenti olan Beytlehem'e gitti. Orada, hamile olan nişanlısı Meryem'le birlikte yazılacaktı. Onlar oradayken, Meryem'in doğum yapma vakti geldi ve ilk oğlunu doğurdu. Onu kundağa sarıp bir yemliğe yatırdı. Çünkü handa kendilerine yer yoktu.

Aynı yörede, sürülerinin yanında nöbet tutarak geceyi kırlarda geçiren çobanlar vardı. Rab'bin bir meleği onlara göründü ve Rab'bin görkemi çevrelerini aydınlattı. Büyük bir korkuya kapıldılar. Melek ise onlara, «Korkmayın!» dedi. «Size, tüm halk için büyük sevinç kaynağı olacak bir müjde getiriyorum: bugün size, Davut'un kentinde bir Kurtarıcı doğdu. Bu, Rab olan Mesih'tir. Ve işte size bir işaret: kundağa sarılmış ve yemlikte yatan bir bebek bulacaksınız.». Birdenbire meleğin yanında, göksel ordulardan oluşan büyük bir topluluk belirdi. Allah'ı överek, «En yücelerde Allah'a yücelik olsun,yeryüzünde O'nun hoşnut kaldığı insanlaraesenlik olsun!» dediler.