ME
NU

OMELIE / Omelie TR

12 ott 2014
12/10/2014 - OLAĞAN DEVRE - 28. Pazar Günü – A

12/10/2014 - OLAĞAN DEVRE - 28. Pazar Günü – A

1.Okuma İşaya 25,6-10* Mezmur 22* 2.Okuma Filip 4,12-20* İncil Mt 22,1-14

“İster tok ister aç olayım, ister bollukta ister ihtiyaçta bulunayım, her durumda ve her koşulda nasıl yaşamam gerektiğini öğrendim”. Bu sözlerle Aziz Pavlus, kendisini merak eden ve kendisine yardımlar gönderen Hıristiyanlarına yüreğini açmaktadır. Onlara teşekkür ediyor ve aynı zamanda onlara, İyi Haber’i yayma görevini yerine getirmek için gereken gücün, maddi servetlere değil, sadece Rab’be bağlı olduğunu da tanıtmak, vurgulamak istiyor. “Bana güç veren Mesih’te her şeyi yapabilirim”. Nitekim kendi uşaklarını gönderen, onlara da eşlik edip ödüllendiren, Rab’bin kendisidir. Onlar, Rab’be sadık kalacak, O’nun kendilerini gönderdiği yerlere gidecek, O’nun davet etmek istediği kişilerini davet edecekler. O’ndan aldığı görevi yerine getirmelerini hiçbir şey, davetlilerin daveti kabul etmemeleri dahi, engellenemeyecektir. Bu, bugünkü Rab’bin meselinin ayrıntılarından belli olur. Uşaklar itaat ediyorlar: Kralın oğlu için hazırlanmış ziyafete davet etmeye koşuyorlar. Uşaklar gidiyorlar ve yürüyüşlerini sürdürüyorlar, reddedilmelerine, zulmedilmelerine rağmen. Ziyafete davet eden uşakların zulmedilmesi, öldürülmesi bile, garip bir şeydir: Niçin İsa böyle konuşmakta? O, meseli, kendi ilahi kimliğini açıklamak için anlatmakta, bu yüzden onu, kendi hayatını ve kadehini içen öğrencilerinin başına gelecekleri de göz önünde tutarak, sürdürüyor. Kralın oğlunun düğün şöleni, kendi hayatında İsa’yı kabul edenin; uğrumuza olan Baba’nın planını gerçekleştirerek - Babamız bizi mutlu ve huzurlu, birbirlerimizin karşısında barış içinde görmek istiyor - İsa için yaşayanın sevincine ve doluluğuna ima ediyor. Düğün şölenine davet etmeye koşan uşaklar, insanlara olan Tanrı’nın sevgisinin iyi haberini yayan havariler ve öğrencilerdir. Niçin onlara zulüm ediliyor? Onları öldürmek için hangi nedenler var? Onlar, hiçbir kötülüğü yapmamakta, fakat bununla beraber, eşkıya sayılıyorlar. Bilgelik Kitabında yazılmış sözler gerçekleşmektedir: “Erdemli kişi için pusuya yatalım, çünkü o bizi öfkelendiriyor, yaşam biçimimize engel oluyor, yasalara uymadığımız için bizi eleştiriyor, bizi eğitimimize kötülük etmekle suçluyor. O, Tanrı’yı bildiği savını ileri sürüyor, Tanrı’nın oğullarından olduğunu söylüyor. Bizim karşımızda duruyor, düşüncelerimiz için bizi kınıyor, onu görmek bile moralimizi bozuyor” (Bilgelik Kitabı 2,12-14). Bu sözler İsa için gerçekleştirilmişti, bütün dostlarında da gerçekleştirilmekte ve onların dünyada reddedilmelerine neden olmaktadır
Tanrı’nın sevgisi durmamaktadır; O, insanları mutlu görmek istiyor, bunun için davetlilerin dairesini genişletmek ve artırmak istiyor; bir kere daha, onu genişletiyor ve ayrım yapmadan “iyi’yi de kötü”yü de çağırıyor. İma artık gizli ve örtülü değil: Tanrı’nın, bütün acı çekenlerin hayatlarını değiştirmek için, aramak istemesi, açık bir gerçektir; Tanrı, günahlarından ve bütün dünyanın günahından ezilenleri çağırtıyor. Baba’nın sevgisi hiç kimseyi; kötüleri dahi, dışlamıyor. Tek farklılık sonra; davetten sonra oluyor. Daveti kabul eden kişi, sevmek için değil de, sadece yüzeysel bir şekilde, daveti kabul ederse eğer; bu görünür. Nitekim düğün elbisesini giymek istemeyen, aksine kendi elbisesini giymeye devam eden var. Bu, kötü bir işarettir: bu kişinin sadece kendi menfaatlerini düşündüğünün, bunun için ona sunulmuş dostluğa ihanet etmeye hazır olduğunun da işaretidir. Düğün elbisesini kabul etmeyince, o kişi diğer davetlilerle birlik içerisinde olmak istemediğini de gösteriyor. Onun var olması, bayrama her katılanın huzurunu ve sevincini engelliyor. Çünkü onların, birbirleriyle tam bir birlik içinde yaşabilmelerini engelliyor. Kral, düğün elbisesini giymemiş adamı uzaklaştırıp ona bir ele vericiymiş gibi davranmaktan başka bir şey yapamaz.
Mesel, o zamandaki başkanlar ve ferisiler için anlatılmıştır, ama bizim için de yararlıdır. Biz hem davetlilerle hem de davet etmeye gönderilen uşaklarla temsil ediliyoruz. Tanrı bizi hem şefkatli ve güçlü sevgisini tatmaya, hem de dünyanın bütün acı çekenlerinin sevgisini tanıyıp kabul edebilmeleri için, Onunla işbirlikçi olmaya çağırıyor. O’nun sevgisinin tadına varmak, herkes için mümkündür, sadece şu şart var: Başkaların arasında kedimizi farklı göstermemek, elbisemizi, yani kibrimizi ve gururumuzu, muhafaza etmemek. Tanrı ile bütün dünyanın üzerine sevgisini dökmek için, işbirliği yapmak, Tanrı’nın Oğlunun haçını taşımaya katılmak demektir. Oğul İsa her gün üyelerinde haçı taşımaktadır: Onunla birlikte haçı taşımaktan vazgeçmeyelim! Bunun için, düşmanları sevmek, Tanrı’nın sevgisini bütün dünyaya dağıtıp onu herkese tanıtmak; bazen zulüm edilmek, hakkımızda kötü söylentilere ve anlaşmazlıklara katlanmak gerektiriyor; “erdemli kişi pusuya yatalım” diyen sözleri hayatımızda yaşamak; farklı bir hayatı yaşamak da gerektiriyor. Aziz Pavlus’un övdüğü Filipililer böyle davrandılar; onlar, İncil’in tadına vardılar ve İncil’den gelen sıkıntılara katıldılar ve katlandılar. Onları taklit ederek, sevinip coşabiliriz; bu sevinç de, İşaya’nın ilan ettiği ziyafetten gelen sevince benzeyecek, o ziyafet ki ölümün olmadığı, bunun için de onun artık kimseyi korkutmadığı dağın üzerinde hazırlanmıştır.