ME
NU

OMELIE / Omelie TR

10 giu 2018
10/06/2018 - OLAĞAN DEVRE - 10. PAZAR - B YILI

10/06/2018 - OLAĞAN DEVRE - 10. PAZAR - B YILI

Birinci okuma Tekvim 3,9-15 * Mezmur 129/130 * İkinci okuma 2Kor 4,13-5,1* İncil Mk 3,20-35

 

İnsan – Adem - saklandıktan sonra Allah'ın onunla nasıl karşılaşmaya çalıştığını okuduk. Allah ona: “Ne yaptın?” demiyor, bunun yerine: “Neredesin?” diye soruyor; bizler buna şaşkın kalıyor ve şunu anlıyoruz: Allah; günahı, insanı azarlamak için aramıyor, onu kurtarmak için günahkâr insanı aramaktadır. Bu insan, kendisinin Allah’ın bakışından kaçmayı başarabildiğini düşünerek, saklandı. Fakat Allah’tan saklanmak için Allah’ın bütün yaratıklarından da saklanmak zorunda kalıyor, böylelikle de karanlıkta, gözleri kapalı halde bulunuyor. Bu kişi artık kimseyi sevgi ile göremeyecek, herkese düşman olarak bakacaktır, çünkü herkes ona geldiği Baba’yı hatırlatacaktır. Allah; insanı kurtarmak istiyor, insanın kendi kendine yarattığı acıyı ve yalnızlığı ondan kaldırmak istiyor. “Neredesin?”: Bu soru, yeryüzünde devamlı olarak yankılanmaktadır. Benim için, senin için, sevdiğimiz insanlar için, herkes için yankılanmaktadır. Neredesin? Sanki Allah şöyle söylemektedir: Benim yüreğimde var olmayıncaya dek, sen senin yani kendinin olmayacaksın; benim yanımda olmayıncaya kadar sende sevinç olmayacaktır; seni elinden tutmazsam eğer, sende ne güven ne de huzur olmayacaktır. Allah ile insanın arasına yılan, daha doğrusu yılanın kıvrıntılı ve çekici sözü kendisini sokmuştur. Her ne kadar Baba’nın sevgisine karşı olmasa da, insan bu sözü dinleyip ona inanmış ve onu inanılmaya layık saymıştır. Bu yüzden insan saklanmak zorunda kalmış, bu yüzden de kimseye kendisi ile karşılaşmaya izin veremez halde bulundu.

Yılanın sözü hâlâ kıvrıla kıvrıla gitmekte ve aldatmaktadır. İsa’nın akrabalarının kulaklarına bile ulaşmıştır. Bunun içindir ki onlar İsa'ya engel olmaktadırlar: Kendilerinin, İsa’nın yaşayan ve gerçek Sözü olduğu Allah’la karşı karşıya kaldıklarını fark etmemektedirler. Aynı şekilde kendilerinden ve kendi bilgeliğinden emin olan din adamları da, İsa’yı düşmanla işbirlik yapıp yılanın sözü olma suçlamakta ve O’ndan uzak kalmaktadırlar. İsa'nın saklanmaya ihtiyacı yoktur, hatta O, ışıkta tek olarak kalandır; o insanları, onlarla konuşmak için, Kendinin yanında istemektedir. İsa’yı suçlayan kişilerin büyük bir hata yaptıklarınını kanıtlayan akıl yürütmesini izledik: Onlar, İsa’nın Kendi içinde Şeytanı taşıdığını, bunun için şeytanları kovma yetkisine de sahip olduğunu söylüyorlar. Haklı olarak İsa şu cevabı veriyor: Eğer Şeytan kendi yardımcılarını kovarsa, kendi kendini yok eder. Fakat şunu da ekliyor: Eğer sizler, Şeytan çarpmış insanları özgür kılan benim deli ya da hatta Şeytan çarpmış olduğumu söylerseniz, kendi kurtuluşunuz için kime başvuracaksınız? Bu suçlamanız, çok ağır bir günahtır ve onu yüreklerinizde ve ağızlarınızda tutacağınız sürece sizler, Allah tarafından kendi evlatları olarak tanınamayacaksınız, bunun için de O’nun affını tadamayacaksınız. Gerçekten bu suçlama, benim aracılığımla zayıf ve günahkâr insanlara olan sevgisini ve kurtarma gücünü gösteren Kutsal Ruh’a karşıdır.

İsa’nın bu sözü çok güçlüdür. Allah’tan verilen tek kurtarıcıyı reddedersek eğer, bizi kim kurtaracaktır?

İsa'ya akrabaları yaklaşmaktadırlar ve onların arasında Anne de vardır: Kendi Oğluna karşı koymalarına rağmen Meryem onları terk etmiyor. Bu arada İsa bize başka bir açıklama yapıyor. Akrabalık, yani çocukluktan beri yaşadığımız aile birliği, güçlü bir insani değer olmasına rağmen, en önemli değer değildir. Akraba olma, bizi yılanın sesini dinlemekten, bunun için günahımızdan kurtarmaz. Gerçek akrabalık; Baba’nın yüreğine dayanan, O’nun Sözünde canlandırılan, O’na ait olan itaatte yaşanan akrabalıktır. Bizler de şunu söyleyebiliriz ki, kendimizi Allah’a itaat etmeyen akrabalardan daha çok Allah’a itaat edenlere yakın ve samimi hissediyoruz. İsa’nın söylediği cümle, gayet güzel ve hoş yankılanıyor: “Allah'ın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur”. İsa, Baba’nın isteğini yerine getirerek yaşamaktadır, O sadece bu amaçla yaşamaktadır. Annesi O’na örnek olmuştur: O, Allah’ın üzerimize söylediği Sözünü yerine getirmeye çalışanların arasında ilk olandır. Gerçekten bunun için İsa ondan doğmuştur. Meryem gerçekten ve derin bir şekilde İsa’nın akrabasıdır:

O'nunla İsa güçlü ve devamlı bir birlik içinde hissediyor, çünkü Meryem Peder'i dinlemektedir. Fakat İsa, her ne kadar onlar Baba’nın isteğini anlamakta hâlâ belirsiz ve sınırlı olsalar da, öğrencilerini de ‘kardeşleri’ olarak görmektedir.

Tüm zorluklarımıza rağmen, Allah’ın Sözünü güven dolu bir şekilde dinlemeye, onda yürümeye, ona itaat etmeye devam edelim. Bugün havari Pavlus da bizleri şöyle yüreklendiriyor: Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyenlere çeviriyoruz” diyor. Günah, hayatımızı bozmaya devam etmektedir ve bedenin ölümüne doğru bizi itmektedir. Fakat bizler İsa ile yaşamaya alışıyoruz: Artık dirilmiş olan O, bize sınırsız bir iç hayatı keşfettiriyor. O’nunla birlikte yılanın üzerinde zafer, bizim de zaferimiz olacaktır!

 

 

OKUMALAR

Yaratılış Kitabından 3,9-15.

Adem yasak edilen meyveyi yedikten sonra, RAB Tanrı ona: "Nerdesin?" diye seslendi. Adem, "Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim" dedi. RAB Tanrı, "Çıplak olduğunu sana kim söyledi?" diye sordu, "Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?" Adem, "Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim" diye yanıtladı. RAB Tanrı kadına, "Nedir bu yaptığın?" diye sordu. Kadın, "Yılan beni aldattı, o yüzden yedim" diye karşılık verdi. Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, "Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların En lanetlisi sen olacaksın" dedi, "Karnın üzerinde sürünecek Ve yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu Birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, Sen onun topuğuna saldıracaksın."

 

Mezmur 130(129),1-2.3-4ab.4c-6.7-8.

Derinliklerden sana sesleniyorum, ya RAB, sesimi işit, ya Rab, yalvarışıma iyi kulak ver!
Ya RAB, sen suçların hesabını tutsan, Kim ayakta kalabilir, ya Rab? Ama sen bağışlayıcısın, öyle ki senden korkulsun. RAB'bi gözlüyorum, anım RAB'bi gözlüyor, Umut bağlıyorum O'nun sözüne.
Sabahı gözleyenlerden, evet, sabahı gözleyenlerden daha çok, Canım Rab'bi gözlüyor.

Ey İsrail, RAB'be umut bağla! Çünkü RAB'de sevgi, Tam kurtuluş vardır.

İsrail'i bütün suçlarından O fidyeyle kurtaracaktır.

 

Aziz Pavlus'un Korintlilere 2. Mektubundan  4,13-18.5,1.

Kardeşlerim, Kutsal Kitapta «İman ettim ve bu nedenle konuştum» diye yazılmıştır. Aynı iman ruhuna sahip olarak biz de inanıyor ve bu nedenle konuşuyoruz. Çünkü Rab İsa'yı ölümden dirilten Tanrı'nın, bizi de İsa'yla dirilteceğini ve sizinle birlikte kendi önüne çıkaracağını biliyoruz. Bütün bunlar sizin yararınızadır. Böylelikle Tanrı'nın lütfu çoğalıp daha birçoklarına ulaştıkça, Tanrı'nın yüceliği için şükran artsın. Bu nedenle cesaretimizi yitirmeyiz. Her ne kadar dış varlığımız harap oluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor. Hafif ve geçici sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır. Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyenlere çeviriyoruz. Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenler ise sonsuza dek kalıcıdır. Biliyoruz ki, içinde yaşadığımız bu dünyasal çadır yıkılırsa, göklerde Tanrı'nın bize sağladığı bir konut, elle yapılmamış ve sonsuza dek kalacak evimiz vardır.

 

Aziz Markos Tarafından Yazılan Mesih İsa'nın İncil'inden Sözler 3,20-35.

O günlerde İsa bir eve geldi. Yine öyle büyük bir kalabalık toplandı ki, İsa'yla öğrencileri yemek bile yiyemediler.Yakınları bunu duyunca, «Aklını kaçırmış» diyerek O'nu almaya geldiler. Kudüs'ten gelen din bilginleri ise, «Beelzebub O'nun içine girmiş» ve «Cinleri, cinlerin reisinin gücüyle kovuyor» diyorlardı. Bunun üzerine İsa din bilginlerini yanına çağırıp onlara benzetmelerle seslendi. «Şeytan, Şeytan'ı nasıl kovabilir?» dedi. «Bir ülke kendi içinde bölünmüşse, o ülke ayakta kalamaz. Bir ev kendi içinde bölünmüşse, o ev ayakta kalamaz. Şeytan da kendine karşı gelip kendi içinde bölünmüşse, artık ayakta kalamaz; sonu gelmiş demektir. Hiç kimse güçlü adamın evine girip onun malını çalamaz. Ancak önceden o güçlü adamı bağlarsa, onun evini soyabilir. Size doğrusunu söyleyeyim, insanların işlediği her günah, ettiği her küfür bağışlanacak, ama Kutsal Ruh'a küfreden asla bağışlanmayacak. Bunu yapan, asla silinmeyecek bir günah işlemiş olur.» İsa bu sözleri, «O'nda kötü ruh var» dedikleri için söyledi. Daha sonra İsa'nın annesiyle kardeşleri geldi. Dışarıda durdular, haber gönderip O'nu çağırdılar. İsa'nın çevresinde oturan kalabalıktan bazıları, «Bak» dediler, «annenle kardeşlerin dışarıda, seni istiyorlar.» İsa buna karşılık onlara, «Kimdir annem ve kardeşlerim?» dedi. Sonra etrafına, çevresinde oturanlara bakıp şöyle dedi: «İşte annem, işte kardeşlerim! Tanrı'nın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur.»