ME
NU

OMELIE / Omelie TR

20/05/2012
20/05/2012 - Mesih İsa’nın Göğe Çıkışı - B

20/05/2012 - Mesih İsa’nın Göğe Çıkışı - B -

1.Okuma Hav.İşl. 1,1-11 & Mezmur 46 & 2.Okuma Ef. 4,1-13 & İncil Mk. 16,15-20

“İsa bunları söyledikten sonra gözleri önünde yukarı yükseldi ve bir bulut onu alıp, gözlerinin önünden götürdü”: Aziz Luka işte böyle, havarilerin zeytinlik dağında yaşadıkları tecrübeyi, anlatmaktadır. Onlar bir daha İsa’yı görmediler. Bir an için bulut yerini aldı, sonra da bir şey göremediler. O anda hissettiklerini tasavvur etmeye çalışın. Kendilerini yalnız hissettiler, Rablerinin güven veren, Sözünü artık dinleyemiyorlar ve çehresini de göremiyorlardı. İçlerinde söylediği son sözlerin yankısı var, bunlar da daha önce değişik durumlarda söylediği sözleri hatırlatmaktadırlar. Onlar gittiğine sevinmeliler: Bu sevinç, Onu gerçekten sevdiklerinin işaretidir. Onlar şimdi birbirlerini sevmeliler, bu da birbirlerine hizmet etmeleri anlamına gelmektedir. Kimin birinci sayılması gerektiği, başkan kim, hakkında yaptıkları tartışmalar, tekrar akıllarına geliyor ve dolayısıyla Rabbin verdiği cevapları hatırlıyorlar: Herkes hizmet ederek alçalmalı ve bununla büyük olmalıdır, çünkü küçüğe hizmet eden büyüktür. O zaman da aralarında en çok hizmet eden kim, yarışı başlar. Şimdi, yalnız kaldıklarında, Allah’ın hükümdarlığının onlara emanet olduğunu anlıyorlar, daha doğrusu bu kendi alçakgönüllülüklerine bağlı!

İsa onlara tüm dünyaya gitme görevini verdi. Ama nasıl gidecekler? Hangi yöne doğru ilerleyecekler? Bu yeni seçimlerini nasıl yapacaklar? Yeni bir yaşama başlamak için gerekli cesareti nerede bulacaklar? Şimdilik aldıkları son Söze itaat ediyorlar: “İsa, onlara Yeruşalem'den ayrılmamayı, orada Peder'in vaadini beklemeyi buyurdu: «Sizler, bu vaadi benden duydunuz. Yahya su ile vaftiz etti, ama sizler birkaç gün içinde Kutsal Ruh ile vaftiz edileceksiniz». O halde saklı bir yerde beklemeye başladılar. Sessizlikte içsel olarak gelişmeye hazırlandılar ve son yıllarda dinledikleri sözleri, buğday tohumları gibi olgunlaştırmaya başladılar.

İsa’nın Göğe Çıkışı havariler için önemli bir dönüm noktasıdır ve dolayısıyla tüm Kilise için de öyledir. Böylece Kilise, tek başına yaşamaya başlar, Rabbinin görünür mevcudiyetine artık güvenemez: Aynı yeni doğmuş bir bebeğin annesinden ayrılınca, nefes almaya başlaması ve kendi ağzıyla beslenmesi gerektiği gibi. Adım, adım ondan ayrılması ve tek başına hareket etmeyi öğrenmesi gerekmektedir.

İsa şakirtlerine yanlarında olacağına dair güvence verdi, ama mevcudiyetini sadece Ona itaat ettiklerinde fark edeceklerdir. Ona olan imanlarını ve sevgilerini gösterdiklerinde O, saklı olduğu yerden onlarla beraber çalışacaktır. Düşman yenilecektir, şakirtlerin sözleri tüm milletler tarafından anlaşılacaktır, elleri, yeryüzünde acı çekenler için mucizeler yaratacaklardır. Onlar, gizemli ama çok faydalı bir şekilde, O’nun tarafından eşlik edildiklerinin farkına varacaklardır. Kilise, yüzyıllar boyunca, İsa’nın var olduğu ve insanlara barışını ve kurtuluşunu veren yer olmaya devam etmektedir. Allah’ın sağında oturan İsa, ne bizden uzaktadır ne de tembellik yapmaktadır!

Bu gizemle mutlu olalım: Nitekim o, Allah’ın yeryüzünde dağıttığı karizmalara, lütuflara değer ve garanti vermektedir. Biz gerçekten de çobanlarımıza ve havarilerimize itaat ederiz, çünkü İsa onları gökten yönlendirip canlandırmaktadır; aramızda da birlik içersinde kalırız, çünkü yine O bize gökten bakmakta ve yönlendirmektedir. İsa Baba’nın sağındadır, bu sebepten gözünden hiçbir şey kaçmaz: Biz Onu kandıramayız, ihanet edemeyiz. Bu gizemin en güvenli ve güzel kanıtı, birliğimizdir. Kilisedeki bölünme denenmeleri ve itaatsizlik eylemleri, İsa’nın Baba’nın sağında olduğuna inanmaya engeldir: Bu sebepten büyük bir günahtırlar ve ciddi bir skandal doğurabilirler. Aziz Pavlus, tam bu günde bizleri birlik içersinde olmaya yine çağırır, bu da, kardeşlerimize sabretmek ve onların adımlarına göre alçakgönüllülükle yürümek gerektirirse ve zor olursa da.

Bugün, Başı tarafından yönlendirilmeyi kabul eden Kilisenin yaşamını kutlayalım: Başı için, dünyevi düşünme tarzı ve sebepler geçerli değildir, çünkü O, Allah’ın hikmetini ve gücünü teneffüs eder. Kilise ve bugün aldığı misyon için dua edelim: Bu misyon, tüm milletlere, yaşamı ve sözü ile, İncili götürmek için dünyada O’nun Bedeni olmaktır.