ME
NU

OMELIE / Omelie TR

12 giu 2022
12/06/2022 - KUTSAL ÜÇLÜK BAYRAMI – C

12/06/2022 - KUTSAL ÜÇLÜK BAYRAMI – C

1.Okuma Özd. 8,22-31 Mezmur 8 2.Okuma. Rom 5,1-5 İncil Yh.16,12-15

Bugünkü okumalar, Allah’ın hikmetine bir övgüdür. Bu hikmetin meyvelerine bizler sürekli olarak hayretle bakıp tatmaya devam edebiliriz. Tüm yaratılış hikmetin göstergesidir, insanların sevgisiyle dolu bir hikmet! Bu hikmet; Allah’ın bir danışmanı olarak anlatılır, O’nun yanında olan Biri, yaratılışa şekil vermek için sanki tavsiyelerinden ilham alabilen bir “mimar” gibi gösterilir. Bu şekilde, İsa'nın müjdesinden daha önceden, İsrail halkı Allah’ı tek başına, ilişkisi olmayan biri gibi değil, bir Kişi olarak, Kendi içerisinde başka bir Kişi ile ilişkiye girebilen ve dolayısıyla sevgi ile yaşayabilen bir Kişi olarak görülüyordu: Böylece O, dinleyebilir, sevebilir, güven alıp verebilir ve alçakgönüllülükte yaşayabilir. Eğer insanlar böyle bir Allah”ı taklit ederlerse toplum devamlı olarak değiştirilmektedir, çünkü ona sevgi ve alçakgönüllülük dökülmektedir. Allah Kendisinde bu sevgi ilişkisini yaşamasa, biz O’nu tek başına yaşayan olarak görüp düşünürdük, diktatör ve baskı yapabilen biri gibi. O’nun önünde sadece korkar, O’nu taklit etmek isterken de bizler de diktatör ve baskı yapanlar olurduk. Bu davranışlara ilişkisi olmayan tek bir Allah’a inanan bazı çevrelerde karşılaşabiliriz.

İsa’dan önceki yazılarda çekingence belirmeye başlayan Allah’ın üçlü hayatının açıklanması, İsa sayesinde daha açık ve belirgin olmaya devam etmektedir. İsa bize Baba’dan konuşur, O’nunla birliğin tam ve sevgi dolu bir itaat olduğunu, bizlere de Baba’nın Ruh’unun yardıma geleceğine söz verir. İsa’yı dinlerken bir ailenin içinde olduğumuz hissine kapılırız, bu ailede de karşılıklı güven, diyalog, sevgi dolu itaat, tam bir ahenk içinde birlik olma arzusu görürüz. Bu ortam o kadar güzeldir ki, biz de aynısını ailelerimizde, gruplarımızda, cemaatlerimizde gerçekleştirmeye çekilmekteyiz. Fakat bu karşılıklı ilişkilerin hayatını yaşamak, bize biraz yorucu ve zor gelir, çünkü egoizmle kaplıyız, kendi görüş açılarımıza bağlıyız ve kendimizi göstermek arzusuna dayanamıyoruz. Bu sebepten İsa bizleri alçakgönüllülüğe çağırır, bu alçakgönüllülük sayesinde af dileyebiliyor ve affedebiliyoruz, başkalarını bizden üstün görebiliyoruz; bu da, onların bizden daha iyi oldukları için değil de, Baba’nın onları da bizim kadar çok sevdiği içindir! Bizim Allah’ın üçlük sevgisine girebilmemiz için İsa, Kutsal Ruh’u göndereceğine söz veriyor ve O’nu yolluyor. Kutsal Ruh’un sayesinde, sadece İsa’nın tek emrini: “Birbirinizi sevin” uygularak yaşayabilmekteyiz, bu şekilde de sevinç, huzur ve doluluk, yani gerçek bir hayat tatmaktayız.

Kutsal Ruh bizleri kutsallaştırır, yani ilahileştirir. Bu sözü kullanmaktan neredeyse korkuyoruz ve çekiniyoruz, fakat hakikatten korkmamalıyız. İçimizde Kutsal Ruh’u kabul ederek gerçekten de Allah’ın sevgisine ortak oluyoruz, böylece O bizim aracılığımızla da Kendini gösterebilir. Biz İsa’nın şanı oluruz, aynen İsa’nın Baba’nın şanı olduğu gibi.

Bunu bize Aziz Pavlus da açıkça söyler: “Allah'ın yüceliğine erişmek ümidiyle de övünürüz”. Bizler için sabır şart olmakta, çünkü bizim ve kardeşlerimizin günahlarından gelen sıkıntılar daima çoktur. Gerçekten bizde de, İsa’da olduğu gibi, Allah’ın şanı, denenmelerde gösterilmektedir. Haçta Allah’ın, insanların O’nu düşündüğünden farklı olduğunu gördük: Orada İsa bize Baba’nın sevgisinin tamlığını gösterdi ve Kendisinin kurban olması ile bu sevgiyi bize bağışladı. Bizler de her sıkıntıda sabırlı olduğumuzda Baba’nın sevgisini göstereceğiz: Gerçekten İsa’nın bize verdiği Kutsal Ruh bizleri Allah’ın şanı kılar, herkesin Babası olabilen bir Allah’ın tanıkları yapar. Hayatımız, sabırlı sevgi sayesinde Kutsal Üçlük gizemine katılabilir!

OKUMALAR

1.Okuma Özdey. 8,22-31

RAB yaratma işine başladığında

İlk beni yarattı,

Dünya var olmadan önce,

Ta başlangıçta, öncesizlikten önce yerimi aldım.

Enginler yokken,

Suları bol pınarlar yokken doğdum ben.

Dağlar daha oluşmadan,

Tepeler belirmeden,

RAB dünyayı, kırları

Ve dünyadaki toprağın zerresini yaratmadan doğdum.

RAB gökleri yerine koyduğunda oradaydım,

Engin denizleri ufukla çevirdiğinde,

Bulutları oluşturduğunda,

Denizin kaynaklarını güçlendirdiğinde,

Sular buyruğundan öte geçmesinler diye

Denize sınır çizdiğinde,

Dünyanın temellerini pekiştirdiğinde,

Baş mimar olarak O'nun yanındaydım.

Gün be gün sevinçle dolup taştım,

Huzurunda hep coştum. O'nun dünyası mutluluğum, insanları sevincimdi.

Mezmur 8

Seyrederken ellerinin eseri olan gökleri,

Oraya koyduğun ayı ve yıldızları,

Soruyorum kendi kendime:

"İnsan ne ki, onu göz önüne alasın,

İnsan soyu ne ki, ona ilgi duyasın?"

Nerdeyse bir tanrı yaptın onu[ii],

Başına şan şeref tacı koydun.

Ellerinin eserlerine onu egemen kıldın,

Her şeyi ayaklarının altına serdin;

Davarları, sığırları,

Yabanıl hayvanları,

Gökteki kuşları, denizdeki balıkları,

Denizde kıpırdaşan bütün canlıları.

Ya Rab Yahve,

Ne yüce adın var yeryüzünün tümünde!

2.Okuma Rom. 5,1-5

Böylece imanla aklandığımıza göre, Rabbimiz İsa Mesih sayesinde Allah ile barışmış oluyoruz. İçinde bulunduğumuz bu lütfa Mesih aracılığıyla, imanla kavuştuk. Ve Allah'ın yüceliğine erişmek ümidiyle övünürüz. Yalnız bu kadarla değil, sıkıntılarla bile övünürüz. Çünkü biliriz ki, sıkıntı dayanma gücünü, dayanma gücü Allah'ın beğenisini ve Allah'ın beğenisi ümidi yaratır. Ümit de düş kırıklığına uğratmaz. Çünkü bize verilmiş olan Kutsal Ruh aracılığıyla Alllah'ın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür.

İncil Yh. 16,12-15

Size daha çok söyleyeceklerim var, ama şimdi bunlara dayanamazsınız. Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi her gerçeğe yöneltecek. O kendiliğinden konuşmayacak, yalnız işittiklerini söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek. O beni yüceltecek. Çünkü benim olandan alacak ve size bildirecek. Baba'nın her nesi varsa benimdir. `Benim olandan alacak ve size bildirecek' dememin nedeni budur.