ME
NU

OMELIE / Omelie TR

27 set 2015
27/09/2015 – OLAĞAN DEVRE 26. PAZAR GÜNÜ - B

27/09/2015 – OLAĞAN DEVRE 26. PAZAR GÜNÜ - B

1.Okuma * Sayılar 11,25-29* Mezmur 18* 2.Okuma Yakup 5,1-6 İncil* Mk 9,38-43.45.47-48

OKUMALARI

1. OKUMA: SAYILAR 11,25-29

Rab bir bulut içinde inip Musa peygamber ile konuştu. Onun üzerinde olan Ruh’tan alıp halkın yetmiş ileri geleninin üzerine koydu. Ruh onların üzerine indiği zaman, peygamberlik etmeye başadılar, ama daha sonra peygamberlik etmediler. Konak yerinde iki kişi kaldı: bunlardan birinin adı Eldad, diğerinin adı Medad idi, Ruh onların üzerine de indi. Bunlar listede yazılanlar arasında idiler, ama Çadır’a çıkmamışlardı; konak yerinde peygamberlik ettiler. Bir genç Musa’ya koşup: “Eldada ve Medad konak yerinde peygamberlik ediyorlar” diye haber verdiler. Gençliğinden beri Musa’ya hizmet etmiş olan, Nun’un oğlu Yeşu söz alarak şöyle dedi: “Musa! Efendimiz, bunlara engel olmalısın!” Ama Musa ona şu cevabı verdi: “Ben onları kıskanmıyorum. Sen niçin kıskanıyorsun? Keşke Rab tüm halkın üzerine Ruh’unu indirseydi de, tüm halk peygamber olsaydı!”

19. MEZMUR’DAN

8 RAB'bin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir, RAB'bin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır.
9 RAB korkusu paktır, sonsuza dek kalır, RAB'bin ilkeleri gerçek, tamamen adildir.
10 Onlara altından, bol miktarda saf altından çok istek duyulur, Onlar baldan, süzme petek balından tatlıdır.
11 Uyarırlar kulunu, Onlara uyanların ödülü büyüktür.
12 Kim yanlışlarını görebilir? Bağışla göremediğim kusurlarımı,
13 Bilerek işlenen günahlardan koru kulunu, İzin verme bana egemen olmalarına! O zaman büyük isyandan uzak, Kusursuz olurum.
14 Ağzımdan çıkan sözler, Yüreğimdeki düşünceler, Kabul görsün senin önünde, Ya RAB, kayam, kurtarıcım benim*!


2. OKUMA: YAKUB 5,1-6

1 Dinleyin şimdi ey zenginler, başınıza gelecek felaketlerden ötürü feryat edip ağlayın. 2 Servetiniz çürümüş, giysinizi güve yemiştir. 3 Altınlarınız, gümüşleriniz pas tutmuştur. Onların pası size karşı tanıklık edecek, etinizi ateş gibi yiyecek. Bu son çağda servetinize servet kattınız. 4 İşte, ekinlerinizi biçen işçilerin haksızca alıkoyduğunuz ücretleri size karşı haykırıyor. Orakçıların feryadı Her Şeye Egemen Rab'bin kulağına erişti. 5 Yeryüzünde zevk ve bolluk içinde yaşadınız. Boğazlanacağınız gün için kendinizi besiye çektiniz. 6 Size karşı koymayan doğru kişiyi yargılayıp öldürdünüz!


İNCİL: MARKOS 9,38-43, 47-48

38 Yuhanna O'na, “Öğretmenim” dedi, “Senin adınla cin kovan birini gördük, ama bizi izleyenlerden olmadığı için ona engel olmaya çalıştık.” 39 Ona engel olmayın! dedi İsa. “Çünkü benim adımla mucize yapıp da ardından beni kötüleyecek kimse yoktur. 40 Bize karşı olmayan, bizden yanadır. 41 Size doğrusunu söyleyeyim, Mesih'e ait olduğunuz için sizlere bir bardak su veren ödülsüz kalmayacaktır.” 42 Kim bana iman eden bu küçüklerden birini günaha düşürürse, boynuna kocamanbir değirmen taşı geçirilip denize atılması kendisi için daha iyi olur. 43-44 Eğer elin günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek elle yaşama kavuşman, iki elle sönmez ateşe, cehenneme gitmenden iyidir. 45-46 Eğer ayağın günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek ayakla yaşama kavuşman, iki ayakla cehenneme atılmandan iyidir. 47 Eğer gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Tanrı'nın Egemenliği'ne tek gözle girmen, iki gözle cehenneme atılmandan iyidir.

 

VAAZ

“Sen niçin kıskanıyorsun? Keşke Rab tüm halkın üzerine Ruh’unu indirseydi de, tüm halk peygamber olsaydı!”. Musa, Tanrı hakkında iyi konuşan iki adamı kötü yargılayan gence bu şekilde cevap vermektedir. Bu genç, o iki adamın itaatsiz olduğunu düşünüyordu. Oysa Tanrı onlara da Ruh’unu vermişti. Musa, Tanrı’nın seçimleri konusunda dikkatlidir. Eğer bu iki adamın ağzında Tanrı’nın sözleri varsa, onlar susturulmamalıdır! İsa da aynı durumda bulunmakta idi. Yakup’un kardeşi Yuhanna, tanınmamış bir kişinin, şeytanı yenmek için, Rab’bin adıyla yalvarmasından dolayı kaygı duyuyordu. Keşke herkes bunu yapsaydı! Bir insan İsa’nın adını değerlendirip ona yalvarırsa, er ya da geç, İsa’yı bulup O’nu tanımak için gayret gösterecek, O’nu izleyecektir. Bu kişi, şu anda öğrenci gruplarına ait değilse de; o, Kilise’ye henüz katılmamış olup Rab hakkında hiçbir şey bilmezse de, O’nun Adı’ndan gelen gücü, barışı ve sevinci tanıyarak, O’nun şahsına çekilip kurtulacak ve de kurtuluş aracı olacaktır. Bu kişi, şimdiden, Baba’ya sevinci ve şanı verecek o yolda bulunmaktadır! Bu konuşmalar, İsa için, başka bir öğretiyi ortaya koyma fırsatı vermektedir. “Mesih’e bağlı olduğunuz için, her kim benim adımla sizlere bir bardak su verirse...” o, Tanrı’nın gözünde değerli olacaktır. Bir çok imanlı kardeşimiz, tam imanlı kişiler olarak tanındıkları için, imansız insanlar tarafından yardım görmektedirler! Misyoner kardeşlerimizin, Pagan ya da Müslüman ortamlarda yaşadıkları bir takım duygulandırıcı olayları duymaktayız. Bizzat kendime, İslam topraklarındaki yolculuklarım esnasında, erkekler ve kadınlar tarafından, nazik ve karşılık beklemeden yapılan pek çok sevgi eylemi verilmiştir: Bu insanlar, rahiplik görevim dolayısıyla, - hatta bazen zorla - bana yardımcı olmaktan dolayı çok mutlu idiler. Ve ben her defasında şunu düşünüyorum: Bu kişinin karşılığı ne olacaktır? Eğer o, Baba’dan benimkinden daha büyük bir karşılık alsa, ne kadar güzel olur! Gerçekte bu kişiler İsa’yı tanımıyor olsalar da buna rağmen, somut bir cömertlikle O’nu sevmektedirler! Bir de imanı az olan imanlılar var ki, onların kuşkuları ile ikiyüzlülükleri ya da boş ve egoist, Tanrısız davranışları ile, “bana iman eden şu küçüklerden birinin” yönünü şaşırtırlar ya da onu kötülüğe iterler. İman edenlerden her biri, -imanı henüz hafif ve erişmemiş olsa bile- Tanrı’nın yüreğini mutlu kılar: O, Hıristiyan yaşantısında iyi gelişmiş ve eğitilmiş olan kadar, hatta bundan daha çok, saygıya ve öneme layıktır. Gerçekten de, Hıristiyan hayatında olgun olan, artık sabrı, alçakgönüllülüğü, merhameti, diğerlerine hizmet etmeyi, Alllah’ın gözlerinin önünde yaşamayı çok iyi bilir: Buların hepsinde uzmandır. Fakat eğer bu gelişmiş imanlılardan biri, büyüklenip din bilgisiyle kibirli davranırsa, bu kişi “bana iman eden şu küçüklerden biri” için engel teşkil etmektedir. Bunlar için İsa sert sözler kullanmaktadır: “Eğer elin... eğer ayağın... eğer gözün... seni günah işlemeye sürüklerse...”. İsa’nın bu uyarılarını çeşitli şekillerde yorumlayabiliriz. Bedenimizin uzuvları bile, yani bizzat kendimiz, bizim ya da küçüklerin imanları için engel olabiliriz. Nasıl yorumlarsak yorumlayalım, her takdirde, tek bir şartımız var: Eğer kurtuluşu istiyorsak, bizim ya da diğerlerinin Kurtarıcı İsa ile olan birliğine engel olan her şeyi yok etmeliyiz! Kesinlikle İsa bizi, kendimizi sakat etmeye davet etmiyor. Eller, ayaklar, gözler, sadece kolayca anlayabilmemize yardımcı olabilen imajlardır. El, uzmanlığımıza ve yeteneklerimize bağalı olan işlerimizi temsil ediyor. Ayak, gitmelerimizi, yolculuklarımızı, karşılaşmalarımızı hatırlatıyor. Göz, bakışlarımızla aradığımıza; içimize imaj olarak giren her şeyi ima ediyor. Bazı işlerimiz var ki, kendilerine aşırı bağlılığımızdan dolayı, imanımızı yaşamamıza ve göstermemize engel oluyorlar. Acaba, bu işlerimiz, kazançlı ve memnuniyet verici olsalar bile, bizim için – pek çok başka kişi için ve ailemizin bazı üyeleri için de– Tanrı’ya itaat içerisinde yaşabilmemize engel oluyorlar mı? İsa’ya tanıklığımızı engelleyen ya da hayatımızı boş ve zararlı, imanımıza karşı bazı inançlarla dolduran ortamlar var mı? İster doğrudan ister dolaylı olsun, düşmandan gelen eğlenceleri ve okumaları, sesleri ve şarkıları aramakta mıyız? Hıristiyan, bu tür işlerden, ortamlardan, inançlardan, okumalardan, tek başına ya da başka insanlarla birlikte yaşanan eğlencelerden gelen çekimlere kapılarak İsa’dan uzaklaşabiliyor, Kutsal Ruh’tan mahrum kalıyor ve Baba’nın yüreğini üzüyor. Aynı zamanda bu Hıristiyan ailesinin imanlı üyeleri için de, bütün Kilise için de, acıların kaynağı oluyor. Mutlaka bunun bütününden kendini mahrum etmek; yoksul ve yalnız olmak, İsa’nın sadık öğrencileri için hazırladığı yerden kendini dışlamaktan daha iyidir! Aziz Yakup’tan da, yeryüzünün hazinelerini Göksel Hazineye tercih edenleri uyaran sözleri dinledik! Bu, Tanrı’nın kesin bir Söz’üdür; bu, bizim için söylenmiş bir peygamberliktir ve bizim tarafımızdan, herkese, İsa’yı incitmekten korkmadan, söylenmesi gereken bir peygamberliktir. “Keşke tüm halk peygamber olsaydı!”