ME
NU

OMELIE / Omelie TR

07 ott 2012
07/10/2012 - Olağan Devre 27. Pazar Günü - B

07/10/2012 - Olağan Devre 27. - Pazar Günü – B

1.Okuma Tekvin 2,18-24 * Mezmur 127 * 2.Okuma İbr. 2,9-11 * İncil Mk. 10,2-16

“Adem'in yalnız kalması iyi değil”: Bu, Allah’ın Sözüdür. Sevgi Allah’ının arzusu, sevginin insanın yaşamının ayrılmaz bir parçası olmasıdır: Her insan sevebileceği ve sevilebileceği insanlarla birlikte olmalıdır. Gerçekten de insan, başkalarını sevebildiğinde ve başkaları tarafından sevildiğinde yaşamının gerçekleştiğini hisseder. Hatta sevme eylemi sorumluluk anlamında arttıkça bu hissi de artar. Ebeveynlerin çocuklarına sevgisi sorumluluk ister, eğer çocuklar hasta ve engelli ise bu sorumluluk artar. Eşlerin birbirlerini sevmesi daha da büyük bir sorumluluk ister, çünkü onların sözü bütün yaşam içindir. Allah, “Adem'in yalnız kalması iyi değil”, derken tam evlilik bağını düşünmektedir. Kim birlik ve sevgi ilişkileri yaşamıyorsa, gerçekten “yalnız”, ve yalnızlık çekmektedir. Maalesef evlilik içersinde de, eğer biri veya öteki sevmeye kabiliyetli değilse, yalnızlık yaşanabilir. Kaç eş kendini yalnız hisseder! Bu niye oluyor? Çünkü eşlerden biri veya ikisi sevmeyi öğrenmemiştir. Küçük yaştan itibaren sevmeyi öğreniliyor ve öğrenmeye devam ediliyor. Gerçekten de çocuklarına birbirlerini dinlemeyi, saygı duymayı, sabretmeyi, destek olmayı ve birbirlerine Allah’ın hikmetini vermeyi öğreten anne ve baba, sevgiyi öğretmiş olur. Ebeveynler kendi kötü alışkanlıklarını değiştirmeyi çalıştıklarında, egoizme yer vermediklerinde, cömertlik örneği verdiklerinde, çocuklarını sevmeye alıştırırlar ve ileride sabit bir evlilik yaşayabilmelerine yardımcı olurlar.

Bugünkü İncil metninde boşanmadan, zinadan bahsediliyor: Bunların hepsini Allah düşünmemiş, istememiş, yine da yaşamımızın bir parçasıdırlar. İsa bu konu hakkında soru sorulduğunda açıkça konuşmaktadır. Hıristiyan O’nu dinler ve Allah’ın, bizi yaratırken, düşündüğü projeyi gerçekleştirmek ister: Bu sebepten evliliğin birliğini korumak için elinden geleni, bütün gücüyle, yapar.

Allah’ın Sözü bunu da söyler: “Allah insanları erkek ve dişi olarak yarattı” ve “ikisi tek bir beden olacaktır” . Bu sözler kimin için söylendi? Allah’ın Sözünü ciddiyetle dinleyen için şüphe yoktur: Allah, “ikisi tek bir beden olacaktır” derken “erkek ve dişi”yi düşünüyordu, erkekle erkeği değil! Bu son yıllarda bu konu hakkında duyduğumuz ve gördüğümüz olaylar bizi etkilememelidir. Bizim için otorite Allah’tır. Onun yardımıyla herkese karşı sabırlı ve merhametli olmalıyız, ancak aynı zamanda düşüncelerimiz açık ve net olmalı.

Yine: “Adem'in yalnız kalması iyi değil” derken, herkesin evlenmesi gerektiği anlamına mı gelmektedir? Ama birçok evli kişi, eşleriyle aynı yatakta olmalarına rağmen kendilerini yalnız hissediyor! Allah’ın bu Sözü ne zaman gerçekleşiyor? Allah, Adem’in hiçbir yaratıkla birlik içersine kavuşmadığını görüyordu, bunun için ona Havva’yı, beklenmedik bir armağan olarak, verdi. Havva da, kendisiyle tamamıyla birlik içersinde olacak ve sevincini gerçekleştirecek kişi olacaktı. Ama sonra günah çıkageldi, o da bu kutsal birliği bozdu, o kadar ki Adem ve Havva, Allah karşısında, birbirlerini suçladılar. Gerçekten de sevginin inkar edilmesi, yani günah, hiç birleştirmiyor, kimseye yardımcı olmuyor, tek bir yürek ve tek bir ruh olmaya hiç katkısı olmuyor. Allah’a itaatsizlik, birbirini sevdiğini söyleyen gençlerimize de yardımcı olmuyor, birbirlerini sevmelerine yardımcı olmuyor, ilişkilerini zedeliyor ve gelecekte kurmayı düşündükleri aileyi kırılgan kılıyor.

O halde, insan ne zaman ve nasıl “yalnız” olmayabilir? Mademki günah birliği ve Allah’ın verdiği sevginin gerçekleşmesini engelledi, buna çare yine Allah’tan geldi. Allah yeni yaşam kaynağı olarak, birlik Ruhunu, sadakat ruhunu veren İsa’yı gönderdi. İsa’yı seven artık kendini yalnız hissetmez ve kendi sevme yeteneğini gerçekleştirir, kim İsa’yı seviyorsa ve O’nu kabul ediyorsa, başkalarından gelen ufak da olsa, sevgi işaretlerinden mutlu olur. İnsan kendini yalnız hissetmemesi için, işte İsa var! İsa kadın ile erkek arasında ise, o zaman onlar da kutsanmış ve sağlam bir aile olurlar. Eğer o, her ikisinden sadece birinde de var ise kendisini diğerine sunarak tam ve sevgi dolu bir armağan verir, karşılığını tam olmasa da önemli değildir. Aslında olgun sevgi, nankörlük durumunda da sadık kalarak, kendini gösterir.

Madem ki İsa, insanın yaşamına girmek için kendini sunuyor, artık ayrılmaya, boşanmaya veya sadakatsizliğe yeltenmemeyi emredebilir. Eğer bir eş terk edilirse, o yine de sadık kalabilir. Bu sadece İsa sayesinde olabilir, çünkü İbranilere mektupta yazılı olduğu gibi, İsa, yardım edebilen mükemmel insandır: “İsa mükemmel insan olup acıları sayesinde mükemmelleşti”. O bizi her çeşit yalnızlıktan kurtarmak için yanımızdadır. Bu sebepten yalnız olanlara ve kendilerini yalnız hissedenlere bir kadın veya erkeğin arkadaşlığını teklif etmiyorum, benimkini veya başkasının arkadaşlığını sunmuyorum, sadece İsa’nın dostluğunu teklif ediyorum. Yalnızlığa tek cevap İsa’dır, o her birliğin temelidir, eşlerin, ailelerin hatta tüm toplumların temelidir.