ME
NU

OMELIE / Omelie TR

26 mar 2017
26/03/2017 – PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ –4. PAZAR GÜNÜ A

26/03/2017 – PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ –4. PAZAR GÜNÜ A 

1.Okuma 1Samuel 16,1-13* Mezmur 23* 2. Okuma Ef 5,8-14* İncil Yh 9,1-41

 

“Bir zamanlar karanlıklarda idiniz”: Aziz Pavlus, Efes’deki Hıristiyanlara hitap etmektedir. Bu, katı bir gerçektir: Bizler de, İsa’sız, karanlıklarda bulunmakta idik ya da halen karanlıklarda bulunmaktayız. “Karanlıklarda olmak” ifadesi; karanlık, kararsızlık, korku, tehlike, yalnızlık, sıkıntıya, hatta umutsuzluğa kadar varan tedirginlik içinde yaşamak demektir. Bu deyim; her şeyi gizlilikte tutanın, kendini tanıtmayanın, yalan içinde yaşayanın davranışını da ifade edebilir. Bu durumları bizler de tanımaktayız: Bunları kendimiz yaşadığımız için ya da bunlarda halen bulunan bazılarını tanıdığımız için. Havari, “Şimdi Rab’de ışıksınız” diye devam etmektedir. İsa’yı tanımış olan ve O’nunla yaşayan kimse, sanki nihayet bir tünelden çıkmış gibi sevinmektedir. İsa’nın sevgisi, O’nun affı, O’nun hikmeti; hayatımızın ve başımıza gelebilen her olayın anlamını anlayabilmemizi sağlayan ışık veren bir çıradır. İsa’nın huzuru mevcudiyeti, çevremizdeki insanları tanıyabilmemizi de sağlar: Onlar bizim için bir armağan mı, bir engel midirler? Onlara güvenebilir miyiz ya da onlara güvenmememiz, onlardan korunmamız mı gerekir? Bilinçli olarak İsa ile yaşadığımda, güçlü ve sebatlı olurum, öyle ki başkaları bana güvenebilirler; uysal ve iyiliksever olurum, öyle ki can sıkıcı insanlara bile katlanabilirim. Bizi sevecen ve güvenilir insanlar kılan, Rab’dir. O’ndan uzakta olursak, “Karanlık meyvesiz işlerine – bunlardan söz etmek bile utanç vericidir katılma risksine girebilecektik.

Bugünkü tüm okumalar, karanlık ve ışık ilişkisi konusuna değinmektedirler. Bundan İsa harika bir hareket ile konuşmaktadır: O tesadüfen kör bir adamı görmektedir. Aynı zamanda öğrencilerinin bu kör adamdan daha da kör olduklarını da görmektedir. Nitekim onlar, o kör adamın acısını cezalandırılması gereken bir günah olarak görmektedirler. İsa’yı sorgulayanlar, bizzat öğrencilerdir: Mahkum edilmesi gereken doğuştan kör adam mı, onun anne babası mı? İsa, kendi ışığının ilk önce öğrencilerinin akıllarını ve yüreklerini aydınlatması gerektiğini anlamaktadır. Onlar için birkaç söz yeterli olmayacaktı. Bir işaret gerekiyor, bir işaret ki, onları susmaya götürsün, bir işaret ki, onları O’nun gerçek kimliği hakkında kendi kendilerini sorgulanmaya götürsün. “Dünyada olduğum sürece dünyanın ışığı Ben'im”.

İsa’nın yaptığı eylem, o zamanlardaki hekimlerinkinin aynısıdır: İsa, tükürük ve toprak ile çamurun bir azıcığını yapıp o çamurdan kirli parmaklarıyla görmeyen gözlere dokunuyor. Sonra da kör adama Kudüs’ün havuzlarının birisine gitme buyruğunu veriyor. Bu havuzun adı, tam da Siloha idi: Siloha “gönderilmiş” anlamına gelir. “Gönderilmiş” adı, tam da Kendisine yani Baba tarafından bu karanlık dünyaya gönderilmiş İsa’yı ima etmektedir.

O adamın, İsa’ya itaat ederek yıkadığı su; gözlerinin açılmasına katkıda bulundu. O su, vaftizimizin suyunu ima ediyor. Vaftiz ile bizler aydınlatılmaktayız yani korkulardan, tedirginliklerinden...., tek bir sözle, karanlıkların her meyvesinden kurtuluş veren Rab ile olan o birlik bize verilmektedir. Bu olay, vaftizimizi anlamamıza yardımcıdır. Kör adam İsa’nın hareketinden iyileştirilmiştir, fakat o, İsa’ya itaat etmelidir. Havuza gitmeseydi, gözleri açılmayacaktı. Sonra da o, birçok kereler kendi iyileşmesi hakkında anlatmalar vermek zorunda kaldı. Ve de İsa’dan emin olarak ve minnettarlıkla söz ettiğinde hakaretlere katlanmalı idi. Hiç kimse ona inanmayı istemiyordu. Herkes bilmek istiyor ve bu bilmek ile İsa’yı da, halen kör olan onlar gibi artık kör olmayan onu da – kör adam, Rab’be iman etmeye başlamasından dolayı artık kör değildir - mahkum etmek istiyor. Kör adam, herkese karşı belli bir yan tutmalıdır: O, imanlı oldu ve imanlılar, karanlıkta kalanlar tarafından zulüm görmektedirler. Kör adamın anne babası da, başkanlarının onu dışarıya kovduklarında, onun yanını tutamamaktadırlar. İsa’yı kabul etmeyen halk tarafından dışarıya kovulmak; bir kötülük değildir, oysa Rab’be daha da bilinçli, daha da meyve verici şekilde bağlanmak için fırsattır. Hıristiyanları kendi ortamlarından dışlanmış olarak görünce, şikayet edemeyiz: Bu durum, onlara verilen tanık olma fırsatıdır. Aynı şekilde de haksızlıkları çektiğimizde moralimiz bozulmamalıdır: Haksızlıklar, Allah’ın Hükümranlığı için değerli fırsattırlar.

Karanlık mı, ışık mı? Rab İsa’da ışığız: Yürüdüğümüz yolu görmekteyiz, başkaları için de yolu aydınlatmaktayız.

Davut’un çağrısı da körlüğümüzün hangi noktaya kadar varabileceğini görmemize yardımcı olmaktadır. Peygamber Samuel bile, kendi aklı ile Allah’ın halk için öngördüğü kişiyi tanıyamadı. O, Rab’bi dinlemekte kalmalı ve de O’na itaat etmelidir. İnsan daima kördür, çünkü o, “yüze bakar”, Rab ise “yüreğe bakar”.

Bu günlere kendimizi yeniden Vaftizimize sahiplendiriyoruz. İsa tarafından aydınlatılmış olduğumuzdan mutlu oluruz ve O’na olan itaatimize devam ediyoruz. Ve de bu, sadece bir daha karanlıklara düşmemek için değil, özellikle de İsa’nın sevgisinin ve hikmetinin güzelliğine tanık olabilmemiz için olsun; İsa’nın gerçek hayat ve canlandıran gerçek olduğuna tanık olabilmemiz için olsun.

 

OKUMALAR

 

1, Okuma: 1 Samuel 16,1-13

16 RAB, Samuel'e, "Ben Saul'un İsrail Kralı olmasını reddettim diye sen daha ne zamana dek onun için üzüleceksin?" dedi, "Yağ boynuzunu yağla doldurup yola çık. Seni Beytlehemli Yişay'ın evine gönderiyorum. Çünkü onun oğullarından birini kral seçtim."   2 Samuel, "Nasıl gidebilirim? Saul bunu duyarsa beni öldürür!" dedi. RAB şöyle yanıtladı: "Yanına bir düve al ve, 'RAB'be kurban sunmak için geldim' de.   3 Yişay'ı kurban törenine çağır. O zaman ne yapman gerektiğini ben sana bildireceğim. Sana belirteceğim kişiyi benim adıma kral olarak meshedeceksin."   4 Samuel RAB'bin sözüne uyarak Beytlehem Kenti'ne gitti. Kentin ileri gelenleri onu titreyerek karşıladılar ve, "Barış için mi geldin?" diye sordular.   5 Samuel, "Evet, barış için" diye yanıtladı, "RAB'be kurban sunmaya geldim. Kendinizi kutsayıp benimle birlikte kurban törenine gelin." Sonra Yişay ile oğullarını kutsayıp kurban törenine çağırdı.   6 Yişay ile oğulları gelince Samuel Eliav'ı gördü ve, "Gerçekten RAB'bin önünde duran bu adam kuşkusuz O'nun meshettiği kişidir" diye düşündü.   7 Ama RAB, Samuel'e, "Onun yakışıklı ve uzun boylu olduğuna bakma" dedi, "Ben onu reddettim. Çünkü RAB insanın gördüğü gibi görmez; insan dış görünüşe, RAB ise yüreğe bakar."   8 Yişay, oğlu Avinadav'ı çağırıp Samuel'in önünden geçirdi. Ama Samuel, "RAB bunu da seçmedi" dedi.   9 Bunun üzerine Yişay Şamma'yı da geçirdi. Samuel yine, "RAB bunu da seçmedi" dedi.   10 Böylece Yişay yedi oğlunu da Samuel'in önünden geçirdi. Ama Samuel, "RAB bunlardan hiçbirini seçmedi" dedi.   11 Sonra Yişay'a, "Oğullarının hepsi bunlar mı?" diye sordu. Yişay, "Bir de en küçüğü var" dedi, "Sürüyü güdüyor." Samuel, "Birini gönder de onu getirsin" dedi, "O buraya gelmeden yemeğe oturmayacağız."   12 Yişay birini gönderip oğlunu getirtti. Çocuk kızıl saçlı, yakışıklı, gözleri pırıl pırıl bir delikanlıydı. RAB, Samuel'e, "Kalk, onu meshet. Seçtiğim kişi odur" dedi.

  13 Samuel yağ boynuzunu alıp kardeşlerinin önünde çocuğu meshetti. O günden başlayarak RAB'bin Ruhu Davut'un üzerine güçlü bir biçimde indi. Bundan sonra Samuel kalkıp Rama'ya döndü.


Mezmur 23

RAB çobanımdır, eksiğim olmaz.

2 Beni yemyeşil çayırlarda yatırır, sakin suların kıyısına götürür.

3 İçimi tazeler, adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.

4 Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile, kötülükten korkmam. Çünkü sen benimlesin. Çomağın, değneğin güven verir bana.

5 Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın,

Başıma yağ sürersin, kâsem taşıyor.

6 Ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni,

Hep RAB'bin evinde oturacağım.


2, Okuma Aziz Pavlus’un Efeslilere Mektubundan 5,8-14

8Bir zamanlar karanlıktınız, ama şimdi Rab'de ışıksınız. Işığın çocukları olarak yaşayın. 9Çünkü ışığın meyvesi her tür iyilik, doğruluk ve gerçekte görülür. 10Rab'bi neyin hoşnut ettiğini ayırt edin. 11Karanlığın meyvesiz işlerine katılmayın. Tersine, onları açığa çıkarın. 12Karanlıktakilerin gizlice yaptıkları şeylerden söz etmek bile ayıptır. 13Işığın açığa vurduğu her şey görünür. 14Çünkü görünen her şey ışıktır. Bunun için şöyle deniyor: «Uyan, ey uyuyan!
Ölümden diril! Mesih senin üzerine ışık saçacak.»


İncil: Yuhanna 9,1-41

İsa yolda giderken doğuştan kör bir adam gördü. 2Öğrencileri İsa'ya, «Rabbî, kim günah işledi de bu adam kör doğdu? Kendisi mi, yoksa annesi babası mı?» diye sordular. 3İsa şu cevabı verdi: «Ne kendisi, ne de annesi babası günah işledi. Tanrı'nın işleri onun yaşamında görülsün diye kör doğdu. 4Beni gönderenin işlerini vakit daha gündüzken yapmalıyız. Gece geliyor, o zaman kimse çalışamaz. 5Dünyada olduğum sürece dünyanın ışığı ben'im.» 6Bu sözleri söyledikten sonra yere tükürdü, tükürükle çamur yaptı ve çamuru adamın gözlerine sürdü. 7Adama, «Git, Şiloha havuzunda yıkan» dedi. Şiloha, `gönderilmiş' anlamına gelir. Adam gidip yıkandı, gözleri açılmış olarak döndü. 8Komşuları ve onu daha önce dilenirken görenler, «Oturup dilenen adam değil mi bu?» dediler. 9Kimi, «Evet, odur» dedi, kimi de «Hayır, ama ona benziyor» dedi. Kendisi ise, «Ben oyum» dedi. 10«Öyleyse, gözlerin nasıl açıldı?» diye sordular. 11O da şöyle cevap verdi: «İsa adındaki adam çamur yapıp gözlerime sürdü ve bana, `Şiloha'ya git, yıkan' dedi. Ben de gidip yıkandım ve gözlerim açıldı.» 12Ona, «Nerede O?» diye sordular. «Bilmiyorum» dedi. 13Eskiden kör olan adamı Ferisilerin yanına götürdüler. 14İsa'nın çamur yapıp adamın gözlerini açtığı gün Sept günüydü. 15Bu nedenle Ferisiler de adama gözlerinin nasıl açıldığını sordular. O da, «İsa gözlerime çamur sürdü, yıkandım ve şimdi görüyorum» dedi. 16Bunun üzerine Ferisilerin bazıları, «Bu adam Tanrı'dan değildir» dediler. «Çünkü Sept günüyle ilgili buyruğa uymuyor.»
Ama başkaları, «Günahkâr bir adam nasıl böyle mucizeler yapabilir?» dediler.
Böylece aralarında ayrılık doğdu. 17Eskiden kör olan adama yine sordular: «Senin gözlerini açtığına göre, O'nun hakkında sen ne diyorsun?» Adam, «O bir peygamberdir» dedi. 18Yahudiler, gözleri açılmış olan adamın annesiyle babasını çağırmadan onun daha önce kör olduğuna ve gözlerinin açıldığına inanmadılar. 19Onlara, «Kör doğdu dediğiniz oğlunuz bu mu? Peki, şimdi nasıl görüyor?» diye sordular. 20Adamın annesiyle babası şu karşılığı verdiler: «Bunun bizim oğlumuz olduğunu ve kör doğduğunu biliyoruz. 21Ama şimdi nasıl gördüğünü, gözlerini kimin açtığını bilmiyoruz, ona sorun. Ergin yaştadır, kendisi için kendisi konuşsun.» 22Yahudilerden korktukları için böyle konuştular. Çünkü Yahudiler, İsa'nın Mesih olduğunu açıkça söyleyeni havra dışı etmek için aralarında sözbirliği etmişlerdi. 23Bundan dolayı adamın annesiyle babası, «Ergin yaştadır, ona sorun» dediler. 24Eskiden kör olan adamı ikinci kez çağırıp, «Tanrı hakkı içindoğruyu söyle»[t] dediler, «biz bu adamın günahkâr olduğunu biliyoruz.» 25O da şöyle cevap verdi: «O'nun günahkâr olup olmadığını bilmiyorum. Bildiğim bir şey var, kördüm, şimdi görüyorum.» 26O zaman ona, «Sana ne yaptı? Gözlerini nasıl açtı?» dediler. 27Onlara, «Size demin söyledim, ama dinlemediniz» dedi. «Niçin yeniden işitmek istiyorsunuz? Yoksa siz de mi O'nun öğrencileri olmak niyetindesiniz?» 28Adama söverek, «O'nun öğrencisi sensin!» dediler. «Biz Musa'nın öğrencileriyiz. 29Tanrı'nın Musa'yla konuştuğunu biliriz. Ama bu adamın nereden geldiğini bilmiyoruz.» 30Adam onlara şu karşılığı verdi: «Şaşılacak şey! O'nun nereden geldiğini bilmiyorsunuz, ama gözlerimi O açtı. 31Tanrı'nın, günahkârları dinlemediğini biliriz. Ama Tanrı, kendisine tapan ve isteğini yerine getiren kişiyi dinler. 32Dünya var olalı, bir kimsenin doğuştan kör olan birinin gözlerini açtığı duyulmamıştır. 33Bu adam Tanrı'dan olmasaydı, hiçbir şey yapamazdı.» 34Onlar buna karşılık, «Tamamen günah içinde doğdun, sen mi bize ders vereceksin?» diyerek onu dışarı attılar. 35İsa adamı kovduklarını duydu. Onu bularak, «Sen İnsanoğlu'na iman ediyor musun?» diye sordu 36Adam şu cevabı verdi: «Efendim, O kimdir? Söyle de kendisine iman edeyim.» 37İsa, «O'nu gördün. Şimdi seninle konuşan O'dur» dedi. 38Adam, «Rab, iman ediyorum!» diyerek İsa'ya tapındı.