ME
NU

OMELIE / Omelie TR

15/01/2012
15/01/2012 Olağan Devre - 2 P.G. - B

15/01/2012 - OLAĞAN DEVRE - 2. Pazar Günü – B -

1.Okuma 1Sam. 3,3-10.19 Mezmur 39 2.Okuma 1Kor. 6,13-15.17-20 İncil Yh. 1,35-42

Samuel, üç kere için “Bana seslendin, işte geldim, buradayım” sözüyle cevap vererek, her imanlının ilk örneğidir. İtaat olmayan yerde, açık ve cömert hizmete hazır olunmayan yerde, iman yoktur. Hıristiyan, Allah’ın sesine cevap vermiyorsa Hıristiyan değildir. Allah ise oğlu ile, her oğlu ile daima irtibat kurmaya çalışan Baba’dır. Sesi her imanlıya ulaşır, yeter ki imanlı uyanık olsun ve sadece geçici şeylerle ilgileniyor olmasın. İmanlı şöyle cevap verir: “Rabbim konuş, kulun seni dinliyor”. Aynen Samuel’in kendisini çağıranın bir insan değil de, Allah olduğunu anladığında, verdiği cevap gibi. Samuel, eğitimcisi Eli’nin ona tavsiye ettiği şekilde cevap verdi. Gencin sözleri, tüm kişiliğinin somut hareketleriyle birlikte gelmektedir: üç kere yatağından kalkarak Eli’nin yanına koşar ve ne yapması gerektiğini araştırır. Dördüncü keresinde itaat ederek, tanımadığı Allah’ın sesine cevap verir. Samuel Allah’ına itaat etmek için tüm bedenini kullanır: kulak, göz, bacak, her şeyini. O halde bizi bedenimizin değeri hakkında aydınlatan aziz Pavlus’un bu günkü metni, istenerek seçilmiştir, “denk gelmemiştir”.

“Beden, ahlaksızlık için değildir, Rab içindir. Rab de beden içindir”. Havari bunları bir şehrin Hıristiyanlarına yazıyor, çünkü o şehirdeki insanlar kötü alışkanlıklar edinmişlerdi. Bu kötü alışkanlıklar arasında cinsel sapıklıklar da mevcuttu, hatta bunlar normal yaşamın bir parçasıydılar. Hıristiyanlar bile, Hıristiyan olmadan önce diğerleri gibiydiler. İman edince ise o dünyaya artık ait olmadıklarını hatırlamaları gerekmektedir: onlar artık Mesih İsa‘ya bağlıdırlar. Rab ile birliktelikleri de yaşamlarının her kesiminde sonuçlar doğurmaktadır, hatta cinsel davranışlarına da dikkat etmeleri gerekmektedir. İsa ile birlik içersinde olmak Kutsal Ruh’un tapınakları olmaktır, bu sebepten de bütün davranışlar Ondan ilham almalı ve İsa’ya tanıklık etmelidirler. Cinsellik de Allah’ın sevgisini gösterir şekilde olmalıdır, Allah’ın bize Kutsal Ruh aracılığıyla verdiği sevgiye tanıklık etmelidir. Cinsellikten her çeşit egoizm yok olmalıdır, yani sadece zevk arayışı olmamalıdır, çünkü bu günahtır ve başka günahlara sebep olmaktadır. Zevk arayışı cinsel sapıklıklara götürür. Bunlar da, hem bunlara uğrayanların psikoloji dengesini mahvolmakta hem de bunları işleyenlerin huzuru ve sevgiyi yok olmaktadırlar. Aziz Pavlus güçle şunu söylemektedir: “Ahlaksızlıktan uzak durun!”. O zamanların ve günümüzün en belirgin ahlaksızlığı zina idi, yani herhangi birileriyle yapılan cinsel ilişkilerdir. Çevremizdeki dünyada sanki en önemli şey cinselliktir. Her çeşit dürtünün her şekilde, her yaşta, nasıl olursa olsun giderilmesi gerekiyor gibidir. Maalesef Hıristiyanlar da dünyanın bu şekildeki düşünme tarzına hemen alışıveriyor. O kadar ki gençler yetiştikleri ailelerin düşünce tarzlarını bildirmekten çekiniyorlar ve imanın gereklerini hor görüyorlar. Sonucunda çıkan acılar çok ciddi boyutlarda olmakta, zaman içersinde uzamakta ve nesillere sarkmaktadır. Ahlaksızlık etme, diyen emre karşı gelen gençlerin yüz ifadelerine dikkat etmekle başla: Allah’a itaatsizlik yüreklerindeki sevinci yok etmektedir.

İmanımızda sağlam olmalıyız: Allah’ın Sözü bizim için herhangi başka bir değerlendirmeden önemli olmalıdır. “Bedeninizin Allah tarafından verilmiş ve içinizdeki Kutsal Ruh'un mabedi olduğunu bilmiyor musunuz? Siz kendinize ait değilsiniz. Değerli bir bedel karşılığında satın alındınız. Öyleyse, Allah'ı bedeninizde yüceltin”.

Bedenimiz Allah’ı yüceltmelidir, yani sevgisine yer vermelidir; sevgisi saf, sadık ve karşılıksızdır. Bedenimiz de Allah’a eserlerini gerçekleştirmek için hizmete hazır olmalı, O’nun aracı olmalıdır. Yaratılış ve kurtuluş, Allah’ın eserleridir. Bedenimiz, Allah’ın yeni oğullarına yaşam verdiğinde, yaratılışa elvermektedir ve onlara aile içersinde Allah’ın babalığının güzelliğini ve iyiliğini tecrübe etme fırsatı yaratmaktadır. Ne zaman ki bedenimiz İsa’nın ardından gitmekte, dinlemekte ve itaat etmekte, kurtuluş için iş birliği yapmaktadır. İsa’yı izleyen Yahya’nın iki öğrencisi, O’nun ardından yürüdüler ve Onunla kaldılar. O’na itaat ettiler. Tüm varlıklarını, beden ve ruh, İsa için kullanmaya başladılar. Biz de O’na itaat ediyoruz ve Samuel gibi şöyle diyoruz: “Rabbim konuş, kulun seni dinliyor”. Akıntıya karşı kürek çekerek yaşadığımız sürece Allah’ın Sözünün hakikatine ve sevgisine sevinçle tanıklık ederiz.