ME
NU

OMELIE / Omelie TR

05 mag 2013
05/05/2013 - PASKALYA DEVRESİ - 6. Pazar Günü – C

05/05/2013 – PASKALYA DEVRESİ – 6. Pazar Günü - C

1. Okuma Hav. İşl. 15,1-2.22-29 * Mezmur 65 * 2. Okuma Vahiy 21,10-14.22-23 * İncil Yh 14,23-29

“Uluslar seni övsün, ey Allah'ım, tüm uluslar seni övsün!”; bu sözlerle mezmur birinci okumayı vurguluyor. Nitekim bu günkü Havarilerin İşleri metni, Kutsal Ruh’un ve Havarilerin, paganları İsa’ya olan imanları sayesinde Kiliseye kabul ettiklerini ve onları Yahudilikten gelme yasaları ve kuralları kabul etmeye zorlamamaya verdikleri kararlarını anlatmaktadır. Bu kurallar, dış ibadet adaplarını açıklıyorlardı, örneğin sünnet, bedenin temizliği, birçok şeylerin yıkanması, bazı gıdaların yenmemesi, gibi. Ancak kurtuluş bize, Musa’nın Yasasındaki bazı dışsal davranışlar yapmayı becermemizden değil, ancak ve ancak Kurtarıcı’dan gelir. Aslında Musa’nın kendisi O’nun gelişini önceden bildirmişti ve Musa’nın Yasasındaki birçok tören halkı, Kurtarıcıyı karışılamaya hazırlamak için idi. Yeruşalim’de bulunan havariler, Antakya’daki imanlılara bir mektup yazdılar: ilk yazılarıdır ve İsa’ya iman edenlerin, imanı köleliğe çeviren kurallara uymamakta serbest olduklarını bildirmektedirler. Elbette on emre uymaktan kimseyi muaf etmediler. Kararlarını nasıl aldıklarını açıklamaları güzel ve önemlidir, şöyle dediler: “Kutsal Ruh ve bizler!”. Onlar İsa’dan esintisini, yani Allah’ın Ruhunu aldıklarını biliyorlar, bu Ruhun da onları, Baba’nın gördüklerini görebilmeye, İsa gibi sevmeye ve dolayısıyla yaşamın birçok durumunda ne yapmaları gerektiğini karar verebilmeye kabiliyetli kıldığını biliyorlar. Verdikleri kararlar, birinin ya da diğerinin fikri değildir, herkesin Rab’be sadık olmasından gelen ortak bir itaattir.

Yeni Antlaşma’nın son Kitabı, Vahiy de, havarilerden bahsetmektedir; gökten Allah'ın yanından inen kutsal şehri, Yeruşalem’in duvarları, on iki temel üzerindedir ve havarilerin her birinin adı bunların üzerinde yazılıdır. Bu sembolizm, açıkça Kiliseyi anlatmaktadır. Kilise, Allah’ın şanı ve ışık kaynağı Kuzu ile aydınlanmaktadır. Temel üzerinde havarilerin adının yazılı olması çok anlamlıdır; Allah’ın insanlar için hazırladığı şehir, temellerinde İsa’nın seçtiği on iki havari olandır. Onlar Kiliseyi tanıklıkları ve öğretileriyle desteklemektedirler. Bu sebepten onlarla birlik içinde olmadan Allah ile birlik içinde olmak, düşünülemez. Göklerden gelen şehir, gerçek bir şehirdir, açık bir yer değildir. Çevresini iyi koruyan surları ve on iki kapısı vardır, yani her tarafa bakan üçer kapı. Her kapının üzerinde de İsrail’in on iki kabilesinin her bir ismi yazılıdır, bu kapıların her biri de melekler tarafından korunmaktadır. Bu anlatım bize şunu açıklamaktadır: şehrin surlarının güvenliğine girmek için, içeri giren herkes, koruyucuları olan meleklerin sıkı kontrolünden geçmelidir: içeri girenlerin Allah’ın halkından mı ve havarilerle birlik içersindeler mi, diye bakmaktadırlar. Eğer Kilisenin avantajlarından yararlanmak istiyorsan rehberliğini alçakgönüllülük ve itaat ile kabullenmelisin!

Son olarak İncil İsa’nın havarileriyle olan bir konuşmasını aktarmaktadır: bunlar önemli sözlerdir ve On İkinin, Rab İsa önündeki önemlerini belirtmeye, bizim de O’nunla ilişkimizi mükemmelleştirmemize yardım etmektedir. İsa’nın sevmek, terimini yine kullanması bizi şaşırtmamaktadır. O, Allah’tır ve sevgi olan Allah’tan gelmektedir, bunun için O’na yaklaşmak isteyen kim olursa, sevgi yolunu kat etmesi gerekmektedir. Bunu da en başta havarileri yapmalıdır. İsa’nın konuşmalarının başlangıcı: “Beni seven” veya “Beni sevmeyen” dir. O’nunla ilişkimiz, sevgi üzerinde kuruludur, başka kabiliyetler, erdemler, nitelikler veya şartlar söz konusu değildir. Sevgi de, dinlemek ve itaat etmekle gerçekleşir. “Beni seven sözüme uyar” ve “Beni sevmeyen, sözlerime uymaz”. Bunlar, yeni sözler değildir; sevmenin ilk adımının, dinlemek olduğunu biz de biliyoruz. Sevgilisini dinlemeyen genç, birçok aşk ilanı yapabilir, ama kız sevildiğini hissetmeyecek, sadece kendisine sahip olmak istediğini anlayacaktır. Sevgimizi Allah’a verince de durum aynıdır. O’nu sevdiğimizi, Sözünü dinleyip itaat ettiğimizde ispatlarız. Allah bize Paraklitos denilen Kutsal Ruh’unu göndererek yardımımıza koşmaktadır. Paraklitos, Yunanca terim ki, Kutsal Ruh’un bize verdiği değişik yardımlarını özetliyor: üzüntülü isek bizi teselli eder, suçlanıyorsak bizi korur, isteksizsek bize teşvik eder, unutuyorsak bize hatırlatır, hor görülüyorsak bize cesaret verir, şüphedeysek bizi rahatlatır. İsa, Baba’dan bizim için şu harika hediyeyi ister ve elde eder. Onu elde ettiğimizde hiç bir zaman kendimizi terk edilmiş ve yalnız hissetmeyeceğiz. Ruh üzerimize geldiğinde Kiliseyi oluşturuyoruz, Kilise de bizim mevcudiyetimize güvenir; o, temelleri sağlam ve güvenli olan, yaşama, barışa ve kardeş birliğine ihtiyacı olanları kabul etmek için daima hazır olan şehirdir. Sonra da Bizler ilk olarak Allah’a övgü ilahisini söyleyeceğiz ve bu övgüye tüm halklar katılabilecekler birleşeceklerdir.