ME
NU

OMELIE / Omelie TR

02 ott 2022
02/10/2022 - OLAĞAN DEVRE - 27. Pazar Günü - C

02/10/2022 - OLAĞAN DEVRE - 27. Pazar Günü - C

  1. Okuma Hab. 1,2-3; 2,2-4 Mezmur 94 2.Okuma 2 Tim. 1,6-8.13-14 İncil Luka 17,5-10

Az önce İsa öğrencilerine affı arzulayan kardeşlere bunu hemen vermelerini tavsiye etmişti. Onlar bunu becerebilmeleri için çok büyük ve derin, kendilerinde hala olmayan bir imana ihtiyaçları olduğunun farkındalar. Bunun için İsa’dan şunu diliyorlar: “İmanımızı çoğalt!”.

Gerçekten de birçok kez günah işleyenleri affedebilmek için imana gerek vardır: Eğer Allah’a doğru dönüksen ve O’nun seni yönlendirmesine izin verirsen, affedebilirsin ve bunu tekrar tekrar yapabilirsin, çünkü o zaman gözlerin günahkar kardeşini görmeyip merhametli Allah’ı görmektesin! Sana karşı ve herkese karşı Allah’ın merhametli bakışlarını görürsün! Acayip gibi gözükebilir, ama İsa imanımızı arttıracağını söylememekte: Şimdiden yeterince imanımızın var olduğunu söylemekte! İmanın yeterli ölçüsü; hardal tanesidir, bilinen en ufak tohumdur. Fakat meyve veren fidan olacak tohumdur. Herkeste bu kadarcık iman vardır. İsa’yı kabuk ettiğimizde bize verilen iman yeterlidir, hatta tamdır. Başka bir şey eklemeye gerek yok, daha iyi bir iman mümkün değil!

Gerekli olan gururu uzak tutmamızdır yoksa iman bozulur ve ilişkilerimiz, Allah ile ve insanlar ile ilişkilerimiz de bozulur. Bunun için İsa, öğrencilerinin huzurlu ve samimi bir alçakgönüllülük beslemelerine yardımcı olmak istiyor. Bu sebepten onlara sonucu bizi hayrete düşüren şu hikayeyi anlatıyor: “Size emredilen her şeyi yaptıktan sonra, şöyle deyiniz ‘Bizler işe yaramaz hizmetkarlarız!’”.

İtaat ettikten sonra, bunu yaptığımız için gururlanamayız. Yine alçakgönüllü olup tekrar hizmete hazır olmalıyız. Gururlanabileceğimiz tek şey hizmetkar olmamızdır. Sevgiyle hizmet etmekte olan kişi, Allah’ın Oğlu’nun hayatını yaşamaktadır! O, Baba’ya hizmet etmek için geldi ve insanlara hizmet ederek Baba’nın sevgisine hizmet etti. O şöyle demedi mi: “İnsan Oğlu hizmet edilmek için değil, tersine hizmet etmek için geldi”? Ben kardeşlerime hizmet ederek İsa’ya bağlı ve benzer oluyorum. Bu sebepten bir hizmeti tamamladığımda hemen başka birine başlamaya hazırım, çünkü daima hizmet etmek üzere gelmiş olan Allah’ın Oğlu İsa’ya bağlı olmadan yaşayamam!

Böylece imanımız yaşamımız oluyor, aynen peygamber Habakkuk’un dediği gibi: “Doğru insan, imanı sayesinde yaşayacaktır". İman sayesinde affederiz ve af dileriz, bu da Baba’nın hoşuna giden hayata doğru, evlat hayatına, kendi sevgini olgunlaştırmak için hizmet eden evlat hayatına doğru ilerlemenin başlangıcıdır. Bu, Rab’bimiz Mesih İsa için yapabileceğimiz en güzel tanıklıktır! O’nun mevcudiyetini ve sevgisinin zenginliğini göstermemizi, hak ediyor. Bunu sevinçli, karşılıksız ve hür bir hizmet ile yapıyoruz.

Aziz Pavlus Timoteus’a söylediği sözlerle bize yardımcı olmaktadır: “Allah bize korkaklık ruhu değil, ama güç, sevgi ve sağduyu ruhu vermiştir. Rab’bimize tanıklık etmekten çekinme”.

İsa’nın tanıkları olduğumuzu düşünmek, sevgi dolu hizmetimizle O’nun Kurtarıcı olduğunu ve hepimiz için geldiğini gösterebilmek, güzeldir. Alçakgönüllü ve sessiz hizmetimin – onu kimse görmese, kimse övmese de - İsa’ya şan verdiğinden, Ruh’un mevcutini canlı ve faal kıldığından emin olmak, bana birçok kez cesaret verdi. Ayrıca İsa’ya şan vermeye harcadığımız dikkat, birçok değişik durumda doğru yolu seçmemize çok yardımcı oluyor.

1ª Okuma: Habakkuk 1,2-3; 2,2-4

Ya RAB, ne zamana dek seni yardıma çağıracağım,

Beni duymuyor musun? ''Zorbalık var'' diye haykırıyorum sana,

Ama kurtarmıyorsun! Bunca kötülüğü bana neden gösteriyorsun,

Nasıl hoşgörürsün bunca haksızlığı?

Nereye baksam şiddet ve zorbalık var.

Kavgaların, çekişmelerin sonu gelmiyor. Şöyle yanıtladı RAB:

''Göreceklerini taş levhalara oyarak yaz.

Öyle ki, herkes bir çırpıda okusun. Bu olayların zamanı gelmedi henüz.

Sonun belirtileridir bunlar ve yalan değildir. Gecikiyormuş gibi görünse de bekle olacakları,

Gecikmeyecek, er geç gerçekleşecektir. Bakın şu övüngen Kildaniler'e, niyetleri iyi değildir.

Ama doğru kişi imanıyla yaşayacaktır.

Mezmur 95

Gelin, RAB'be sevinçle haykıralım,

Bizi kurtaran kayaya sevinç çığlıkları atalım,

Şükranla huzuruna çıkalım,

O'na sevinç ilahileri yükseltelim!

Çünkü RAB ulu Allah'tır,

Bütün ilahların üstünde ulu kraldır.

Gelin, tapınalım, eğilelim,

Bizi yaratan RAB'bin önünde diz çökelim.

Çünkü O Allahımız'dır,

Bizse O'nun otlağının halkı,

Elinin altındaki koyunlarız.

Bugün sesini duyarsanız,

Meriva'da, o gün çölde, Massa'da olduğu gibi,

İnatçılık etmeyin.

Yaptıklarımı görmelerine karşın,

Atalarınız orada beni sınayıp denediler.

2ªOkuma: Aziz Pavlus’un Timoteus’a 2 Mektubundan 1,6-8.13-14

Bu nedenle, ellerimi senin üzerine koymamla Alllah'ın sana verdiği armağanı alevlendirmen gerektiğini hatırlatıyorum. Çünkü Allah bize korkaklık ruhu değil, güç, sevgi ve özdenetim ruhu vermiştir.
Bunun için Rabbimize tanıklık etmekten ya da O'nun uğruna tutuklu olan benden utanma. Allah'ın gücüyle, Müjde'nin uğruna benimle birlikte sıkıntıya göğüs ger. Allah bizi, yaptıklarımıza göre değil, kendi amacına ve lütfuna göre kurtarıp kutsal bir yaşama çağırdı. Bu lütuf bize Mesih İsa'da zamanın başlangıcından önce bağışlanmış ve şimdi O'nun gelişiyle açığa çıkarılmıştır. Kurtarıcımız Mesih İsa ölümü etkisiz kılmış, yaşamı ve ölümsüzlüğü Müjde'nin aracılığıyla ışığa çıkarmıştır. Ben bu müjdenin habercisi, elçisi ve öğreticisi atandım. Bu acıları çekmemin nedeni de budur. Ama bundan utanmıyorum. Çünkü kime inandığımı biliyorum. O'nun bana emanet ettiğini o güne dek koruyacak güçte olduğuna eminim. Benden işitmiş olduğun doğru sözlerin örneğine, imanla ve Mesih İsa'da olan sevgiyle bağlı kal. Sana emanet edilen iyi öğretileri, içimizde yaşayan Kutsal Ruh aracılığıyla koru.

İncil: Luka 17,5-10

Elçiler Rab'be, «İmanımızı artır!» dediler.
Rab şöyle dedi: «Bir hardal tanesi kadar imanınız olsa, şu dut ağacına, `Kökünden sökül ve denizin içine dikil' dersiniz, o da sözünüzü dinler. «Hanginizin çift süren ya da çobanlık eden bir kölesi olur da, tarladan dönüşünde ona, `Çabuk gel, sofraya otur' der? Tersine ona, `Yemeğimi hazırla, kuşağını bağla ve ben yiyip içerken bana hizmet et. Ondan sonra da sen yiyip içersin' demez mi? Verdiği buyrukları yerine getirdi diye köleye teşekkür eder mi hiç? Siz de böylece, size verilen buyrukların hepsini yerine getirdikten sonra, `Biz değersiz kullarız; sadece yapmamız gerekeni yaptık' deyin.»