ME
NU

OMELIE / Omelie TR

01/07/2012
01/07/2012 - Olağan Devre - 13. Pazar Günü - B

01/07/2012 - Olağan Devre - 13. Pazar Günü - B

1.Okuma Bilg. 1,13-15; 2,23-24 & Mezmur 29 & 2.Okuma 2Kor. 8,7.9.13-15 & incil Mark. 5,21-43

Bugün Allah’ın Sözü bize ölümden konuşmaktadır, daha doğrusu ölümü İsa’nın önüne koymaktadır. Ne olacak?

İlk okuma, Allah’ın insan için niyetlerini bize açıklıyor: İnsanın yaşamı Allah için değerlidir, çünkü O'nun eseridir. Allah insanı yarattığında ölümü değil, yaşamı düşündü. Kendisine benzer yani ölümsüz insanı istedi. Nasıl oluyor da ölüm geldi ve Allah’ın eserini bozdu? Bilgelik kitabının yazarı, şöyle diyor: “Şeytanın kıskançlığı yüzünden, ölüm dünyaya geldi”. Bu şekilde de yılanın Havva’yı nasıl kandırdığını anlatıyor. Ölüm, Allah’ın eseri değildir, şeytanın işidir. Şeytan, insanı, yaşam kaynağı olan Allah’tan uzaklaştırmak istedi. İnsan şeytanın teklifini kabul ederek ona yaşam veren ve onu Allah’ın sevgisinin taşıyıcısı olarak kılan tüm iyiliklerden mahrum kaldı. Yaşamımızın ta başından, günaha bağlı hastalıklar, kazalar, acılar ve sıkıntılarla, ölümü tecrübe ediyoruz.

Ölümü bir düşman olarak görüyoruz, o herkesi korkutan bir düşmandır. Ölüm günahtan gelir ve korku gücü ile kendisi de günaha sürükler. Bizi günahtan kurtarmaya gelen İsa, ölümün karşısına da çıktı. Ölüm, O'nun önünde kaçmak zorunda kaldı, çünkü O, günahsızdır.

Bugünkü İncil, havra yöneticisi Yair’i takip eden İsa’yı anlatmaktadır. Yair, İsa’yı, ölüm döşeğinde olan kızını kurtaracağı ümidiyle çağırmaktadır. Yair, İsa'ya ümit bağlayan tek kişi değildir. On iki yıldır kanamaları olan ve doktorlardan hayır bulmayan kadın da O'nu beklemektedir. Kadın, sanki İsa’nın yolunu kesmektedir, İsa durur. Bu kadının dileği, kızının ölüm haberini alan Yair’in imanını da desteklemektedir. Ardından gidenler kadere boyun eğiyorlar: Artık o küçük kız öldü, İsa bile bir şey yapamaz. Ama Yair, O'na iman etmekte sebatlı olmayı tavsiye eden Rabbi dinlemektedir.

İnsan tarafından ölüm her şeyden güçlü bir kuvvet olarak görülmektedir, hatta her şeye kadir Allah’tan da! Rab İsa ise Yair'in evine doğru yürümeye devam ediyor; O'nun her adımı bir iman eylemidir. İsa kendi imanıyla Yair'i de koruyor; ölümden etkilenmemesi için ona güç veriyor. İsa odaya girince kızı tutan elleriyle ve kararlı sesiyle kıza yaşam verir. Bunu gören herkes gibi, biz de şaşırıyoruz. Olayın görgü tanığı olan üç havari, bu olayı hatırlamaları gerekecektir, çünkü bir gün İsa da ölüm uykusunda bulunacak. O günde de ümitsizliğe kapılmayacaklar, çünkü İsa'nın ölümü yendiğini hatırlayacaklar: Ölüm O'nu etkisi altında tutamayacaktır.

İncil yazarının bize anlattığı bu olay imanımızı güçlendiriyor ve duada ısrarlı olmamıza yardımcı olmaktadır. Kadını murdar kılan ve dolayısıyla halkın duasına katılmasını engelleyen on iki yıl süren hastalığın İsa'nın gözünde hiçbir önemi yoktu: O, tüm kurallardan üstündür. Kızın ölümü de O'nu korkutmuyor. Bizim zorluklarımız ve acılarımız, bize olan sevgisine engel olabilecek mi? O'na karşı sevgimiz çok büyümeli! O'na nasıl teşekkür edebiliriz? O bizi, hastalık olsun, ölüm olsun, her korkudan kurtarıyor. Her türlü karmaşadan kurtulunca acı çeken kardeşlerimizi sevmekte hür oluruz.

Aziz Pavlus, Rab'be minnettarlığımızı göstermek için bize bir yol tarif eder: Yakınlarımızın ve uzaktakilerin acılarını dindirmekte cömert olalım. Başkalarının fakirliğine yardım etmek için zenginliklerimizden mahrum olalım. Havari, cemaatlerine, uzun zamandır kıtlık sebebiyle acı çeken Yeruşalim’deki ve Yahuda’daki cemaatlerin fakirliklerine yardımcı olmalarını tavsiye ediyordu. Bu amaçlarına ulaşabilmeleri için de bakışlarını İsa’ya çevirmelerine davet ediyor: O, “zengin iken sizin uğrunuza fakir oldu”. İsa'ya olan bakışımız daima, acı çeken kardeşler için sevginin, kendimiz için kutsamanın kaynağıdır. Bu şekilde ölüm korkusunu yeniden yeniriz, bizi cimri ve egoist yapan korkuyu yeneriz ve yaşamı bolca Verenin işbirlikçileri oluruz. İsa ölümü yendi, biz de buna cömert olmakla tanıklık ediyoruz: Ölüme götüren acıları yenmek için, sevgiyle kendimizi dünyevi zenginliklerden mahrum ediyoruz.