ME
NU

OMELIE / Omelie TR

20 dic 2015
20/12/2015 - NOEL’E HAZIRLIK DEVRESİ – 4. Pazar Günü - C

20/12/2015 - NOEL’E HAZIRLIK DEVRESİ – 4. Pazar Günü - C 

1. Okuma Mika 5,1-4 * Mezmur 79 * 2. Okuma İbr 10,5-10 * İncil Lk 1,39-48

 

1. Okuma Mika 5,1-4

Ama sen, ey Beytlehem Efrata, Yahuda boyları arasında önemsiz olduğun halde, İsrail'i benim adıma yönetecek olan senden çıkacak. O'nun soyu çok eskilere, zamanın başlangıcına dayanır. Bu yüzden O'nu doğuracak olan kadın doğurana dek RAB İsrailliler'i düşmanlarına teslim edecek. Sonra öbür soydaşları İsrailliler'e katılacak. O gelince, halkını RAB'den aldığı güçle Tanrısı RAB'bin görkemli adına yönetecek. Halk güvenlik içinde yaşayacak. Çünkü bütün dünya O'nun büyüklüğünü kabul edecek. Halkına esenlik getirecek.

 

Mezmur 79

Kulak ver, ey İsrail'in çobanı,

Keruvlar arasında taht kuran,

Saç ışığını,

Ey bütün güçlere egemen Tanrı, ne olur, dön bize!

Göklerden bak ve gör,

İlgilen bu asmayla.

İlgilen sağ elinin diktiği filizle.

Elin, sağ kolun olan adamın üzerinde,

Kendine seçtiğin insanın üzerinde olsun!

O zaman senden asla ayrılmayacağız;

Yaşam ver bize, adını analım!

 

2. Okuma İbr 10,5-10

Bunun için Mesih dünyaya gelirken şöyle diyor:

«Kurban ve sunu istemedin, ama benim için bir beden hazırladın.
Yakılmalık adaklardan ve günah için sunulan kurbanlardan hoşnut olmadın.
O zaman dedim ki `Yasa kitabında benim için yazılmış olduğu gibi, senin isteğini yapmak üzere, ey Tanrım, işte geldim.'»

Mesih ilkönce, «Kurbanları, sunuları, yakılmalık adakları ve günah için sunulan kurbanları istemedin ve bunlardan hoşnut olmadın» dedi. Oysa bunlar Yasa'nın bir gereği olarak sunulur. Sonra da, «Senin isteğini yapmak üzere işte geldim» dedi. Yani Mesih, ikinciyi geçerli kılmak için birinciyi kaldırıyor. Tanrı'nın bu isteği uyarınca İsa Mesih'in bedeninin ilk ve son kez sunulmasıyla kutsal kılındık.

 

İncil  Lk 1,39-48

 

O günlerde Meryem kalkıp aceleyle dağlık bölgeye, Yahuda oymağının bir kentine gitti. Zekeriya'nın evine girerek Elizabet'i selamladı. Elizabet Meryem'in selamını duyunca rahmindeki çocuk hopladı. Kutsal Ruh'la dolan Elizabet, yüksek sesle şöyle dedi: «Kadınlar arasında kutsanmış bulunuyorsun, rahminin ürünü de kutsanmıştır! Nasıl oldu da Rabbimin annesi yanıma geldi? Bak, selamının sesi kulaklarıma eriştiği an, çocuk rahmimde sevinçle hopladı. İman eden kadına ne mutlu! Çünkü Rab'bin ona söylediği sözler gerçekleşecektir.»

                                               Meryem de şöyle dedi: «Canım Rab'bi yüceltir;

            ruhum, Kurtarıcım Tanrı sayesinde sevinçle coşar.

 


 

VAAZ
 

Kendi yüreğinde Mesih İsa’nın yaşamını taşıyan bir insanla karşılaştığımızda, bunun farkına varmazsak da, bize huzur ve sevinç ulaşır. Açıklanamaz bir şey mi? Hayır. Bugün İncil metninde okuduğumuz gibi, başlangıçtan beri böyledir. İçinde Tanrı’nın Oğlunu taşıyan Meryem’in sesi, akrabası Elizabet’e ulaşınca, Elizabet yeni bir tecrübe yaşar: karnındaki bebek sevinçten sıçrar çünkü Rab’bin gelişini hisseder! Elizabet de içinden gelen sevinçle Tanrı’yı yüceltir ve Meryem’i över. Bizler de, Rab’bin Doğduğu gün yaklaşırken ve buna hazırlanırken, aynı sevinçi sezmekteyiz. Bizler de, Rab’bimizle birlikte yaşadığımızda, O’nu sevdiğimiz ve Sözünü ciddiye aldığımız sürece, yaklaştığımız insanlara barış ve huzur bağışlarız. Dünyadaki İsa’nın şakirtlerinin mevcudiyeti sayesinde Noel gizemi, yani O’nun dünyamıza Doğuşu hala meyve vermektedir. Nitekim İsa şakirtlerine, ‘Siz, dünyanın tuzusunuz, dünyanın ışığısınız” demişti. Bugün bunu anlamamıza Meryem’in davranışı yardımcı olmaktadır. O, Yahuda’nın dağlık bölgesine varmak için ve yaşlı akrabasını ziyaret etmek için yola koyulur. Onların karşılıklı selamları, sözleri iman ve minnettarlık ile doludur. Elizabet, belki karnındaki Oğulun varlığını henüz hissetmeyen Meryem’i ve o kutsal Oğulu yüceltir. Sonra da, Meryem’in, Tanrı’nın Sözüne olan imanını takdir ederek ona “Ne mutlu sana” der. Gerçekten Meryem’e ve Rab’bin sözlerine güvenen her insana, “Ne mutlu sana” diyebiliriz.

Bu olay ve bu sözler, tüm zamanımızı, Tanrı’nın Oğlu’nun Beden Alması gizemine bağlı olarak yaşamamıza yardımcı olmaktadır. Yıl boyunca İsa’nın Doğuşuna baktıktan sonra, O’nun çölde dua ederek sessizlikte yaşadığı günlerine, sonra da O’nu izleyen kalabalığın sevincini, imanını ve imansızlığını göreceğiz.Sonra da, O’nun tek tek veya kalabalık olarak insanlarla karşılaştığı zamana şefkatine ve merhametine bakacağız, O’nu arayanlara ve şakirtlerine söylediği sözlerini dinleyeceğiz, O’nu evine misafir kabul edenlerin, Sözü sayesinde şifa edinenlerin, sevgisinden gelen kurtuluşu tecrübe edenlerin sevincini göreceğiz. Özellikle de, yetkili din adamı sayılan insanlar tarafından, haça gerilecek kadar, rededildiğini hatırlayacağız. Her gün, ölüm ve şeytan üzerindeki zaferini, Baba’nın, dirilişi ve göğe çıkması ile, O’na verdiği yüceliğini göz önünde bulunduracağız. Günümüzde de O’nun kurtuluş eseri sürmektedir; O’ndan, sözlerinden Kutsal Ruh’u aldığımız zaman, bu yaşamımızda da sürüp, tamamlanır. O’nu önceden ilan eden peygamberlerin sözlerini ve O’nun her sözünü açıklayan Kutsal Ruh bizi birleştirip kardeş kılar, Göksel Baba’mızı dinlememizi, övmemizi ve sevinçle O’na teşekür etmemizi sağlar.

Kısacası diyebiliriz ki, sadece bir yıl süren ama bizim, takvim ve saat olmadan Tanrı’nın ebediyetine girmemizi ve onda yaşamamızı sağlayan liturjik yeni yürüyüşe başladık.

Elizabet’le Meryem’in karşılaşması çok özeldir; Rab İsa’yı henüz hiç görmemiş olan, fakat O’nu seven, yaptıkları her şeyi O’nun için yapan, tamamen O’na dönük yaşayan iki kişinin karşılaşmasıdır. Birbirlerine yardım ederek, O’na sevgi eylemleri yapmış olurlar ve herkesin yararına O’nun gelişini hazırlarlar. Bunu da, tam bizim gibi, O’nu görmeden ve duymadan da yaparlar. Bu karşılaşma bize ışık, ümit ve sevinç bağışlar. Noel Bayramında biz de, bebek olarak seveceğimiz İsa’yı görmeyeceğiz ve duymayacağız, fakat aynen Elizabet ve Meryem’in yaptıpı gibi, O’nu seveceğiz ve O’nun için yaşayacağız çünkü Tanrı’nın kendisi O’nu bize armağan eder. O’nu severek barışa kavuşacağız; Kurtarıcının Beytlehem’de doğacağını önceden ilan eden Mika’nın söz ettiği barışa ulaşacağız. O’nun barışı, ta o Kurtarıcıya itaat etmeye karar verinceye dek altında olduğumuz Şeytan’ın hükümdarlığına da son verecek.

Bize barış ve sevinç gelir. Fakat O’na?... İbraniler’e Mektup bize O’nun fedakarlığını gösterir. O, dünyaya gelmek için kendi ilahi görkemini bıraktı. Dünyaya gelmek için son derece de sevdi, Baba’nın isteğini gerçekleştirmek için kendisini sunarak sevdi; kendini “günahların affı için kesilen hayvanların” ve adakların yerine koydu. Günah, insanları Tanrı’ya itaat etmemeye sürükleyen ve yaradılışı da bozan fırtınalı bir rüzgar gibidir. O Kurtarıcı ise, kendi itaati ile insanların dünyasına yeni bir rüzgarı, kutsallaştıran ve kurtaran Kutsal Ruh’un rüzgarını getirir. O, Baba’ya “İşte, isteklerini yerine getirmek için geliyorum” diye söyler. O’nun insan olarak dünyada doğmasının kutlamalarına hazırlanırken, sevgi ve kararlık ile O’nunla birlikte biz de tekrarlayalım: “İşte, Tanrı’m, isteklerini yerine getirmek için geliyorum”. O zaman gerçek sevinç yüreğimizden taşıp, kardeşlerimizi saracaktır!