ME
NU

OMELIE / Omelie TR

29 gen 2017
29/01//2017 – Olağan Devre 4. Pazar Günü – A

29/01//2017 – Olağan Devre 4. Pazar Günü – A

1.Okuma Sefanya 2,3; 3,12-13 *Mez 145 *2. Okuma 1Kor 1,26-31 *İncil Mt 5,1-12


Aziz Pavlus'un Korintoslulara yönelttiği sözler, şaşırtıcı sözlerdir. Aziz Pavlus, bizi şu gerçeği düşünmeye teşvik ediyor: İsa'ya iman etmiş, bu yüzden O'nu kutlamak için toplanan kişiler; üniversite mezunları, doktorlar, profesörler, toplulukta önemli sanılan insanlar değil, aksine imanlıların bir çoğu sıradan insanlardır, bu dünyanın okullarında eğitilmemiş insanlardır, hatta hor görülen ve cahil bile sanılan insanlardır. Allah, çevresine fakir ve zayıf insanları toplar. O'nun Kendisi bu kararı almıştır. Beytlehem'de doğmuş Oğlunu tanımak için ilk olarak çobanları seçmemiş midir? Ve ilk cemaati kurmak için de gölün balıkçılarını seçmedi mi? Allah’ın Krallığının kralı olması için dönemin ve ortamın hayal edilebilecek en fakir, en basit insanına Kendisi izin vermedi mi, hatta bunu bizzat Kendisi istemedi mi?  

Allah'ın davranma şekilleri böyle olduğundan dolayı; daima büyüklüğü, zenginliği, şanı ve daha çok yetkiyi isteyen bu dünyada Allah'ın Hükümranlığı pek çok engellerle karşılaşabilmektedir. Allah'ın halkının bilgeleri bile peygamberlerinin söz ve ilanlarını unutmuşlar ve gözlerinin önünde değerli tutmamışlardır. Bugün peygamberlerin birisi olan Sefanya'nın ilanını duymaktayız: Allah ülkesini “yoksul ve güçsüz bir halk”a oturtacaktır, bir halk ki zenginliklere ve rahatlıklara değil, sadece Rab'be güvenecektir. Yoksul bir halk; zengin ve güçlü insanlar tarafından işlenilen ağır o adaletsizlikleri yapmaya eğitilmemiş ve alışıkmamıştır. Bunun için şu sözleri işitiyoruz: “Artık kötülük etmeyecekler, yalan söylemeyecekler. Ağızlarında hileli sözler bulunmayacak”. Yoksul ve alçakgönüllü olan halk daha kolayca ve Allah Baba'ya büyük bir güvenle imanı yaşayabilmektedir. Bu yüzden Hıristiyanlar, kendi Kilisesini ya da imanlıların küçük cemaatlerini hor görmekten sakınmalıdırlar. Çünkü onlar önemlidir; “dünyanın” büyüklerinden oluşuktukları için değil, sadece çünkü imanlılara arasında - onların zavallı ve yoksul, günahlarından bağışlanmış olduklarına rağmen - İsa'nın Kendisi daima hazır bulunmaktadır.                                                                                                                                                                                                                                                                            

İlk büyük öğretisinden itibaren İsa daima bu şekilde yaşayıp vaaz vermiştir. Öğretilerine tam da yoksulları mutlu ilanlar vererek başlamıştır. İsa'nın sözleri hem geçmişte hem günümüzde hala geçerli ve bizler için inanılmazdır. İnsanlar, itici ve çok saklı tutamadıkları zengin olma isteğinin içinde yaşamışlardır, ve şimdi de böylece yaşamaktadırlar. Çünkü onlar, barışın ve sevincin zenginlikten geldiğine ikna olmuşlardır. Oysa zenginlik aldatıcıdır. Kısa sürede yeni kaygılar yaratır, bizleri diğer insanların acılarına duyarsız kılar ve diğer dünyaya geçildiğinde bizleri izleyemez, bizlerle gelemez. Bunun için İsa zenginliğe kötü ve namussuz diyor. Zenginler gerçekten mutlu değillerdir çünkü onlar daima aldatan zenginliğe güvenirler. Rab, öğrencilerine konuşurken ve kalabalık insan grupları da O'nu dikkatle dinlerken, dokuz defa ”Ne mutlu”  kelimesini tekrarlamaktadır. Madem ki yoksullar daima acı içinde yaşamaktadırlar, İsa acı çekenleri de “mutlu” beyan etmiştir. Genellikle yoksullar isyan etmezler, onlar yumuşak huyludurlar: Bunun için de yoksullar mutludur. Ayrıca yoksullar merhametli olmaya, zulüm edilmeye - adaletin herkes için aynı olması gerektiğini iddia eden o mahkemelerde bile - alışıktırlar. Bunun için de yoksullar mutludur, çünkü yürekleri temizdir. Nitekim yoksulların Allah’ın önünde iki yüzlü olmaları için hiçbir sebep yoktur: Yüreklerinde bölünme yoktur. Onlar, zenginlikleri sevmezler, çünkü baskı yapanları baskı yapmaya, zalim olanları davranışları bozmaya, yargıçları adaletsizlikleri yapmaya iten neden tam da zenginliklerdir. Ve yoksullar, o tür insanlar gibi olmak istemezler. Yoksullar sadece ümitlerini bağladıkları Allah’ın yüzünü görürler. Sonunda İsa bütün öğrencilerini mutlu görüp ilan ediyor, çünkü onların tümü O’nun acılarında yoldaşı olacaktır: Onların hepsi O’na Golgota’da ulaşacaklardır. Onlara O’nun adından dolayı, sebepsiz olarak, zulüm, hakaret ve ağır bir şekilde iftira edilecektir. Bundan dolayı onlar İsa’nın yüceltilmesine, O’nun mutluluğuna da katılacaklar, öyle ki onlar şimdiden sevinebilmekte, sevinçle coşabilmektedirler!

İncil’in bu sayfasını Bütün Azizlerin Bayramında okuyoruz. Azizlerin hayatlarında bizler gerçek yoksulluğa, benim de, senin de istediği o yoksulluğa, Allah’ımızın ve Baba’mızın çok hoşuna giden o yoksulluğa hayranlıkla bakabilmekteyiz. Bu yoksulluğu yaşabilmemiz için; Rab’bimizi ve kurtarıcımızı inkar etmemek ve terk etmemek için; refahtan, paradan, miraslardan vazgeçebiliriz.

Bu hafta Sefanya’nın sözlerinin bizi aydınlatmasına ve yöneltmesine izin vereceğiz: “Rab’bin emirlerini yerine getirenler ve alçakgönüllü olan hepiniz Rab’bi arayın. Doğruluğu arayın; alçakgönüllülüğü arayın”. Bu şekilde sık sık rastladığımız denemeler de, ruhlarımızı ele geçirmek isteyen para hırsları da, bize üstün çıkamayacaklardır. İşte o zaman, “ruhta yoksul” olduğumuzdan dolayı, “mutlu” olma sevincini tadacağız.

 

OKUMALAR

1.Okuma: Sefanya 2,3; 3,12-13

 

Ey RAB'bin ilkelerini yerine getirenler,

Ülkedeki bütün alçakgönüllüler, RAB'be yönelin. Doğruluğu ve alçakgönüllülüğü amaç edinin.

Belki RAB'bin öfke gününde kurtulabilirsiniz.

Orada sadece benim adıma sığınan uysal ve alçakgönüllüleri bırakacağım.

İsrailliler'den artakalanlar haksızlık etmeyecek, yalan söylemeyecek,

Kimseyi aldatmayacak, tok karına yatacaklar ve onları korkutan olmayacak.''


Mezmur 145

Ezilenlerin hakkını alan,

Açlara yiyecek sağlayan O'dur. RAB tutsakları özgür kılar,

Körlerin gözünü açar, iki büklüm olanları doğrultur, doğruları sever.

RAB garipleri korur, öksüze, dul kadına yardım eder,

Kötülerin yolunuysa saptırır.

RAB Tanrın sonsuza dek, ey Siyon, kuşaklar boyunca egemenlik sürecek.

RAB'be övgüler sunun!


  1. Okuma: Aziz Pavlus’un Korintoslulara 1. Mektubundan 1,26-31

Kardeşlerim, aldığınız çağrıyı düşünün. Birçoğunuz insan ölçülerine göre bilge, güçlü ya da soylu kişiler değildiniz. Ama Tanrı, bilgeleri utandırmak için dünyanın saçma saydıklarını, güçlüleri utandırmak için de dünyanın zayıf saydıklarını seçti. Tanrı, dünyanın önemli gördüklerini hiçe indirmek için, dünyanın önemsiz, soysuz ve değersiz gördüklerini seçti. Öyle ki, Tanrı'nın önünde hiçbir insan övünmesin. Ama siz Tanrı sayesinde Mesih İsa'dasınız. O bizim için Tanrısal bilgelik, doğruluk, kutsallık ve kurtuluş oldu. Bunun için, yazılmış olduğu gibi, «Övünen, Rab ile övünsün.»

İncil: Matta 5,1-12

İsa kalabalıkları görünce dağa çıktı. Oturduktan sonra, öğrencileri yanına geldiler. Onlara seslenip şöyle ders vermeye başladı:

«Ne mutlu ruhta yoksul olanlara!
Göklerin Egemenliği onlarındır.
Ne mutlu yaslı olanlara!
Onlar teselli edilecekler.
Ne mutlu yumuşak huylu olanlara!
Onlar yeryüzünü miras alacaklar.
Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara!
Onlar doyurulacaklar.
Ne mutlu merhametli olanlara!
Onlar merhamet bulacaklar.
Ne mutlu yüreği temiz olanlara!
Onlar Tanrı'yı görecekler.
Ne mutlu barışı sağlayanlara!
Onlara Tanrı oğulları denecek.
Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere!
Göklerin Egemenliği onlarındır.

«Bana olan bağlılığınızdan ötürü insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size! Sevinin, sevinçle coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür. Sizden önce yaşamış olan peygamberlere de böyle zulmettiler.