ME
NU

OMELIE / Omelie TR

05 feb 2017
05/02/2017 – Olağan Devre 5. Pazar Günü – A

05/02/2017 – Olağan Devre 5. Pazar Günü – A

  1. Okuma Yeşaya 58,7-10 *Mez 111/112 *2. Okuma 1Kor 2,1 –5 *İncil Mt 5,13-16

 

Her şey ters halde olmakta! Nasıl Allah’tan bizim dinlenmemizi, O’nun dileklerimizi yerine getirmesini nasıl elde edebiliriz ? Yeşaya bunu bize açıkça söylemektedir: Sen muhtaç olanların gereksinmelerini karşıla; Allah’ın sana nasıl davranmasını istiyorsan, sen de aynı şekilde yoksullara ve acı çekenlere öyle davran!

Allah’ın büyük gizemlerini insanlara nasıl bildirebilirsin? Kendini ne akıllı ne haberleri bilen bilgi sahibi, ne de bilge göstermeme! Rab’bin ne yaptığını, O’nun nasıl yaşadığını, O’nun nasıl haça vardığını ilan et! Dünyaya sen nasıl yararlı olabilirsin? İsa’yı izleyerek, tereddüt ve şüphe etmeden!

Bugün Kutsal Yazılarından bu yöneltmeleri aldık. Her şey, düşünebildiğimizden daha da kolaydır! “O zaman yardıma çağırsan, Rab cevap verecek. Yalvarırsan O, ‘İşte, buradayım’ diyecek”: Rab’bin sesimizi ve yalvarışımızı dinlemesi gerçekten hayranlık vericidir! Fakat bu nasıl mümkündür? Sen karşılık beklemeden seversen eğer, diğer insanların acılarını görmek için gözlerini açık tutsan eğer, merhamet eylemlerini yaşarsan eğer; Allah’ın senin sesine O’nun kulaklarını, senin acılarına O’nun yüreğini kapalı tutamacağından emin ol! Allah; senin O’nunla işbirliği yaptığını, senin tam da O’nun istediğini gerçekleştirmekte olduğunu, senin hayatın O’nun hayatının bir göstermesi, hatta senin hayatının bu dünyada O’nun isteklerinin bir gerçekleştirmesi olduğunu görmektedir. Sana yanıtlayacaktır, tıpkı Musa’ya, Samuel’e, İlyas’a ve de senin de tanıdığın azizlere yanıtladığı gibi.

Aziz Pavlus, Allah’ın gizemlerini bildirmek istiyordu. Bazen felsefelerden ve dinlerden kullanmakla bile bunu yapmayı denedi. Fakat bu şekilde, birkaç alçakgönüllü ve basit insanın dinlemesi hariç, hiçbir sonuç kazanmadı. Düşünme şeklini değiştirmek zorunda kaldı ve ondan sonra İncil’i müjdeleme şeklinde hakkındaki kaygılardan hep sakındı. İncil, yani İsa’da gerçekleştirilmiş Allah’ın büyük sevgisi, tam da olduğu gibi duyurulmalıdır. Artık Aziz Pavlus, İsa’nın haçını – bu, iğrenç bir konuşma, şok edici bir olay gibi geliyordu! - duyurmaktan utanmamaktadır. Gerçekten de insanların dikkatini ve sevgisini çeken tam da haçtır. İsa’nın Kendisi, tam da haçta delip geçince herkesi Kendine çekeceğini söylemişti. Ve de Kilise, onun Hıristiyanların hayatlarını yumuşattığı ve kolaylaştırdığı yerlerde, acı çekmektedir, çünkü terk edilmekte ve artık duyulmamaktadır. “Aranızdayken Mesih İsa’dan, yani haça gerilmiş Mesih’ten başka bir şey bilmemeye kararlıydım”: Ve de sadece sözlerle değil de, yorgunluklarla da, acılardan çekilmeden de. Hıristiyanlar imanları uğruna acı  çekip yorgunluk çekince cemaatlerinin genişlediklerini ve güçlendirildiklerini görmektedirler.

Her şeyin – ayinin saatlerinin, oruç tutmasının, sivil topluluğa bırakılmış merhamet eylemlerinin gibi -   kolaylaştırıldığı yerde Kilise çok hafif, neredeyse görünülemez hale varmaktadır.

Rahatlığı seven ve kendi kendine beğenmiş olan insanların hoşuna giden konuşmalara yapan, kendi sözlerini duaya ve iman eylemine değiştirebilen iç güçten yoksun kalmaktadır. Havari Pavlus duyduğumuz öğretişlerini pek çok defa daha  tekrarlamak zorundadır. Ruh’un gösterilmesi gerekiyor, ve O, diğer ruhların – kendinden beğenme, gurur, tembellik ruhlarının gibi – olmadığı yerde Kendisini gösterir. İncil’in diğer insanlara benzememekten utanç duymayan insanlara ihtiyacı var. Başka takdirde onlar nasıl “yeryüzünün tuzu”  olabilirler? İsa, Onunkilerinin iftiralardan ve zulümlerden korkmadan “mutlu” olarak yaşadıklarında, onların “yeryüzünün tuzu” olduklarını görmektedir. Tuz kullanılınca yemeklerinde saklanmaktadır ve de o, tam da başka yemeklerinden farklı olduğundan dolayı, yemeklerine tadı verip onları muhafaza ederek etkilemektedir. İsa, tuz imajını  görevimizi ve değerimizi görmemize yardım etmek için kullanmaktadır. Bizler, başka bütün insanlar gibi olmamız için değil; yeryüzünde İsa’nın bilgeliğini, O’nun sevgisini, O’nun Baba’nın tanımasını, sevmekte ve hizmet etmekte olan hayatının güzelliğini yaymak için Hıristiyan olmaktayız, yani İsa’yı izlemekteyiz.

Gizli kalmayı aramaktayız, fakat görevlerimizden kaçmak için değil de, baskı etmeden, insanların övgülerini beklemeden, hazır bulunmak için. Bazıların tarafından övülürsek eğer, İsa’ya teşekkür edebiliriz! Aziz Leopoldus Mandiç, ona “Senin hakkında neler söylüyorlar duyuyor musun? Senin Aziz olduğunu söylüyorlar” diye söyleyenlere, şöyle yanıtladı: “Eğer bu, Allah’ın Hükümranlığına yararlı olsa, bunu söylesinler!”.

Ayrıca İsa, ışığın imajını da kullanmaktadır. “Siz dünyanın ışığısınız”: Bu, cesaretli bir imajdır, çünkü İbraniler, Kutsal Kitapta insanların yolu için Allah’ın Sözünün ışık olduğu yazıldığını bilmekte idiler. Gerçekten de İsa’nın öğrencileri, O’na itaat ederek yaşayınca, Allah’ın Sözü olmaktadırlar. Işık herkes için gereklidir, yoksa attığımız her adım tehlikelidir. Işık olmadan güzellik yoktur, iyiliği yapmak ve tatmak da çok zordur. Öğrenciler, gerçek öğrenciler olsalar, ne kadar değerlidirler! Onlar, dünyaya, topluluğa, her yerde ve her zamanda, gereklidirler. Onlar, hor görülmekte ise de, dünyanın gerçek zenginliktir!

OKUMALAR

1.Okuma: Yeşaya 58,7-10

Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi?

Barınaksız yoksulları evinize alır,

Çıplak gördüğünüzü giydirir,

Yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz,

Işığınız tan gibi ağaracak,

Çabucak şifa bulacaksınız.

Doğruluğunuz önünüzden gidecek,

RAB'bin yüceliği artçınız olacak.

O zaman yardım çağrılarınıza RAB yanıt verecek,

Feryat ettiğinizde, 'İşte buradayım' diyecek.

"Eğer boyunduruğa, kaba işaretler yapmaya,

Kötücül konuşmalara son verirseniz,

Açlar uğruna kendinizi feda eder,

Yoksulların gereksinimini karşılarsanız,

Işığınız karanlıkta parlayacak,

Karanlığınız öğlen gibi ışıyacak.

 

Mez 111/112

 

Karanlıkta ışık doğar doğrular için,

Lütfeden, sevecen, dürüst insanlar için.

 Ne mutlu eli açık olan, ödünç veren,

İşlerini adaletle yürüten insana!

Asla sarsılmaz,

Sonsuza dek anılır doğru insan.

Kötü haberden korkmaz,

Yüreği sarsılmaz, RAB'be güvenir.

Gözü pektir, korku nedir bilmez,

Sonunda düşmanlarının yenilgisini görür.

Mallarını yoksullara cömertçe dağıtır,

Doğruluğu sonsuza dek sürer,

Gücü ve saygınlığı artar.

 

 

2.Okuma: Aziz Pavlus’un Korintoslulara 1. Mektubundan 2,1 –5

 

Kardeşler, yanınıza gelip Tanrı'yla ilgili bildiriyi size duyurduğum zaman, etkileyici sözlerle ya da üstün bir bilgelikle gelmedim. Aranızdayken, İsa Mesih'ten ve O'nun çarmıha gerilmiş olmasından başka bir şey bilmemeye kararlıydım. Ben size zayıflık ve korku içinde geldim, nasıl da titriyordum! Sözüm ve bildirim, insan bilgeliğinin ikna edici sözlerine değil, Ruh'un kanıtlayıcı gücüne dayanıyordu. Öyle ki, imanınız insanların bilgeliğine değil, Tanrı'nın gücüne dayansın.

 

 

İncil: Matta 5,13-16

 

«Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Ama tuz tadını yitirirse, ona tekrar nasıl tuz tadı verilebilir? Artık dışarı atılıp insanların ayakları altında çiğnenmekten başka bir şeye yaramaz.

«Dünyanın ışığı sizsiniz. Tepenin üzerine kurulan kent gizlenemez. İnsanlar da kandil yakıp tahıl ölçeği altına koymazlar. Tersine, kandilliğe koyarlar; oradan da evdekilerin hepsine ışık verir. Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görerek göklerde olan Babanızı yüceltsinler!