ME
NU

OMELIE / Omelie TR

28 lug 2019
28/07/2019 – Olağan  Devre 17. Pazar Günü - C 

28/07/2019 – Olağan  Devre 17. Pazar Günü - C 

  1. Okuma Yaratılış 18,20-21.23-32 * Mezmur137 * 2. Okuma Koloslulara 2,12-14 *İncil Luka 11,1-13

 

Bu günkü metinler bize İbrahim’in ve İsa’nın dualarını gösteriyorlar. İbrahim üç melek misafir ediyor ve onlarla konuşurken Allah ile konuşuyor. Sodom ve Gomor’un başına gelecekleri öğrenince onlar için şefaatte bulunuyor, dua ediyor. Kendini Allah’tan daha merhametli zannediyor: Allah’ın daha tam olarak arzuladığını kendi teklif ediyor. Şehri bağışlamasını istiyor, çünkü belki de orada yaşayan elli, kırk veya otuz iyi insan bulunuyordur. Ancak İbrahim on kişiden az iyi insan varsa şehrin bağışlanmasını isteyecek kadar cesareti yoktur. Biz Allah’ın nasıl davrandığını biliyoruz. Dünyada iyi olan hiç kimseyi bulamayınca dünyaya tek “Doğru” olanı gönderdi ve onun sevgisi uğruna herkese kurtuluş imkanı yaratmıştır. Aziz Pavlus bu imkanın vaftiz ile somutlaştığını söylemektedir. Vaftiz ile yeni, değişik, kutsal ve Allah’ın hoşuna giden bir yaşama başlamaktayız, bu yeni yaşam insanların arasına ahenk ve barış getirmektedir. Böylece biz sadece kurtulmakla kalmıyoruz, diğer insanların da kurtuluşuna, gerçekten değişmeye ihtiyacı olan dünyanın değişmesine de katkıda bulunuyoruz.

Dünyayı değiştirmek için ne yapmalıyız? İlk önce kendimiz tövbe edip yaşam değiştirmeliyiz ve vaftizimizi yaşamalıyız. Bu nasıl olabilir? Dua ederek. Daha iyisi dua etmeyi öğrenerek. İbrahim iyi bir insanmış gibi dua ediyor, ama onun duası çok fakir. Çünkü Allah’ın planlarını değiştirmek istiyor, daha iyisi varmış gibi... – acaba, Allah'ın planlarından daha iyi planlar olabilir mi? - Dua etmeyi İsa’dan öğrenmeliyiz. O, tek “Doğru” dur, dünya onun sayesinde kurtuluyor: Bize gerçek duayı, değişmemizi sağlayabilen duayı tek öğretebilen, O'dur.

Dua ettiğimiz zamanlar birçok kere bizler de İbrahim gibi davranıyoruz: Allah’ın fikirlerini değiştirmeye uğraşıyoruz, bize göre iyi ve doğru olanı yapmasını istiyoruz. İsa’nın duası da mı böyledir? Havarileri İsa’yı dua ederken gördüklerinde daha dua etmeyi bilmediklerini anladılar ve O’ndan dua etmeyi öğretmesini istediler. Belki bizim de dua etmeyi öğrenmemiz gerekiyordur...

İsa öğrencilerin arzularını gerçekleştirmek için onlara “Göklerdeki Pederimiz” duasını öğretiyor. Elbette İsa Allah’tan bir şeyler elde etmek için bize sihirli bir formül vermiyor. Kalbimizin değişmesini gerçekleştirecek, Peder’in kalbine yaklaştıracak ve kendi evlat durumuna getirecek bir dua teklif ediyor.

Bu duanın ilk bölümü Peder’e sevgi ile bakmamızı sağlıyor, O'nu bir baba gibi çağırmamızı öğretiyor. Bu şekilde biz, O'nun bizi sevdiğini, bize hayat verdiğini, Kendisini bizden sorumlu olarak hissettiğini biliriz. Baba'ya bir şeyi öğretmemize gerek yoktur! O, bizi önceden sevip ihtiyacımızı bilmektedir! Bunu bize İsa söyledi.

Peygamber Hezekyel’i okurken Allah’ın, kendi adını putperestlerin arasında da kutsallaştırmak istediğini, yani herkes, dinsizler tarafından bile, ciddi ve sadık bir şekilde seven tek Allah olarak tanınmak istediğini anlıyoruz. Halkını toplayarak, arındırarak ve onlara yeni bir yürek vererek Allah kendi adını kutsallaştırıyor. O halde biz de Onun adını kutsallaştırmak istediğimizde Kilisesinde toplanmamıza, putperestliklerden, boş ve geçici şeylerden arınmamıza, yeni bir yürek kabul etmemize hazırız. Sonra da Hükümranlığı için evlatları olarak cömertlik ve itaat ile çalışmaya kendimizi veriyoruz. Duanın bu ilk bölümü, kendi arzularımızdan ve sözde ihtiyaçlarımızdan dikkatimizi ayırıp ilgimizi Peder Allah’ın projelerine çevirerek bizi egoizmimizden kurtarıyor!

Duanın ikinci bölümü bizi Allah'ın hoşuna giden yolda ilerletiyor. Hiç kimse kendi için bir şey dilemiyor, hep “bizim” için dileniyor. “Biz” derken İsa'nın öğrencilerini, yani Kiliseyi ima ediyoruz. Kilisenin ihtiyacı olan ekmeği, Kilisenin birliği ve onun misyonunu sadakatle gerçekleştirmesini sağlayan ekmeği istiyoruz. Bu nasıl bir ekmek? Bu ekmek, bizi birleştiren ve kuvvetlendiren Efkaristiya’dır. Hatta bu ekmek Efkaristiya’ya katılarak aldığımız Kutsal Ruh’tur: Bizi kardeş kılan Ruh'tur, imanlı kardeşlerin ve bu duayı daha öğrenmemiş kişilerin de, maddi ve manevi ihtiyaçlarına bizi duyarlı kılan Ruh'tur. Arzuladığımız affı da sadece kendimiz için değil tüm kardeşlerimiz için istiyoruz: Bir aile olduğumuz için her kardeşin günahı üzerimize yüklenir. Kilise bir ailedir, affeden bir ailedir: Ta başından beri affetmeyi öğrenmiştir. Stefanus Saul’ü affetti ve o zamandan beri Kilise düşmanlarını affediyor: Bunu sevinçle Peder’e söyleyebiliriz ve böylece O da merhametini bize vermeye kendini mecbur hissedecektir. Şeytanın denemeleri kardeşlerimizi de takip etmektedir ve Kiliseyi bölmeye çalışmaktadır. Hepimizin denemelere dayanması, birlik içerisinde kalması ve imanda direnmesi için Allah’tan güç dileyelim.

İsa’nın bize öğrettiği dua ile dua ederek Peder’e doğru yolumuzda ve Hükümranlığını kurmakta ilerliyoruz! O zaman Sodom’a benzeyen dünyamız yok olmaktan kurtulabilir! Çünkü bizim de dahil olduğumuz Kilise, kendi ortasında İsa’nın, Oğul’un, Doğru’nun varlığını sağlam tutmaktadır.

 

OKUMALAR 

1.Okuma Yar. 18,20-21.23-32

Sonra İbrahim'e, "Sodom'la Gomora büyük suçlama altında" dedi, "Günahları çok ağır. Onun için inip bakacağım. Duyduğum suçlamalar doğru mu, değil mi göreceğim. Yapıp yapmadıklarını anlayacağım." Adamlar oradan ayrılıp Sodom'a doğru gittiler. Ama İbrahim RAB'bin huzurunda kaldı. RAB'be yaklaşarak, "Haklıyı da haksızla birlikte mi yok edeceksin? diye sordu, "Kentte elli doğru kişi var diyelim. Orayı gerçekten yok edecek misin? İçindeki elli doğru kişinin hatırı için kenti bağışlamayacak mısın? Senden uzak olsun bu. Haklıyı, haksızı aynı kefeye koyarak haksızın yanında haklıyı da öldürmek senden uzak olsun. Bütün dünyayı yargılayan adil olmalı." RAB, "Eğer Sodom'da elli doğru kişi bulursam, onların hatırına bütün kenti bağışlayacağım" diye karşılık verdi. İbrahim, "Ben toz ve külüm, bir hiçim" dedi, "Ama seninle konuşma yürekliliğini göstereceğim. Kırk beş doğru kişi var diyelim, beş kişi için bütün kenti yok mu edeceksin?" RAB, "Eğer kentte kırk beş doğru kişi bulursam, orayı yok etmeyeceğim" dedi.

İbrahim yine sordu: "Ya kırk kişi bulursan?" RAB, "O kırk kişinin hatırı için hiçbir şey yapmayacağım" diye yanıt verdi. İbrahim, "Ya Rab, öfkelenme ama, otuz kişi var diyelim?" dedi. RAB, "Otuz kişi bulursam, kente dokunmayacağım" diye yanıt verdi. İbrahim, "Ya Rab, lütfen konuşma yürekliliğimi bağışla" dedi, "Eğer yirmi kişi bulursan?" RAB, "Yirmi kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim" diye yanıt verdi. İbrahim, "Ya Rab, öfkelenme ama, bir kez daha konuşacağım" dedi, "Eğer on kişi bulursan?" RAB, "On kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim" diye yanıt verdi.

 

  • Mezmur 137

Bütün yüreğimle sana şükrederim, ya RAB,

İlahlar önünde seni ilahilerle överim.

Kutsal tapınağına doğru eğilir,

Adına şükrederim,

Sevgin, sadakatin için.

Çünkü adını ve sözünü her şeyden üstün tuttun.

Seslendiğim gün bana yanıt verdin,

İçime güç koydun, beni yüreklendirdin.

RAB yüksekse de,

Alçakgönüllüleri gözetir,

Küstahları uzaktan tanır.

Sıkıntıya düşersem, canımı korur,

Düşmanlarımın öfkesine karşı el kaldırırsın,

Sağ elin beni kurtarır.

RAB her şeyi yapar benim için.

Sevgin sonsuzdur, ya RAB,

Ele aldığın işi bırakma!

 

2.Okuma Kol. 2,12-14

Vaftizde O'nunla birlikte gömüldünüz ve O'nu ölümden dirilten Allah’ın gücüne iman ederek O'nunla birlikte dirildiniz. Siz suçlarınız ve benliğinizin sünnetsizliği yüzünden ölüyken, Allah sizi Mesih'le birlikte yaşama kavuşturdu. Bütün suçlarımızı O bağışladı. Kurallarıyla bize karşı ve aleyhimizde olan yazılı antlaşmayı sildi, onu çarmıha mıhlayıp ortadan kaldırdı.

 

İnçil Lk 11,1-13

İsa bir yerde dua ediyordu. Duasını bitirince öğrencilerinden biri O'na, «Rab» dedi, «Yahya'nın kendi öğrencilerine öğrettiği gibi sen de bize dua etmesini öğret.» İsa onlara dedi ki, «Dua ettiğiniz zaman şöyle deyin:

`Baba, adın kutsal kılınsın. Egemenliğin gelsin. Her gün bize gündelik ekmeğimizi ver. Günahlarımızı bağışla.Çünkü biz de bize karşı suç işleyen herkesi bağışlıyoruz. Ayartılmamıza izin verme.'»

Sonra onlara şöyle dedi: «Sizlerden birinin bir arkadaşı olur da gece yarısı ona gidip, `Dostum, bana üç ekmek ödünç ver. Dostlarımdan biri yoldan geldi, onun önüne koyacak bir şeyim yok' derse, öbürü içerden, `Beni rahatsız etme! Kapı artık kapandı, çocuklarım da yanımda yatıyor. Kalkıp sana bir şey veremem' diye cevap verir mi hiç?8Size şunu söyleyeyim, arkadaşlık gereği kalkıp ona istediğini vermese bile, adamın yüzsüzlüğünden ötürü kalkar, ihtiyacı neyse ona verir. «Ben size şunu söyleyeyim: dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana kapı açılır. «Aranızda hangi baba, ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık isterse ona balık yerine yılan verir? Ya da yumurta isterse ona akrep verir? Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, gökteki Baba'nın, kendisinden dileyenlere Kutsal Ruh'u vereceği çok daha kesin değil mi?»