ME
NU

OMELIE / Omelie TR

04 dic 2016
04/12/2016 – NOEL BAYRAMINA HAZIRLIK DEVRESİ - Pazar Günü -A

04/12/2016 – NOEL BAYRAMINA HAZIRLIK DEVRESİ - Pazar Günü -A

1.Okuma Yeş 11,1-10 * Mezmur 71/72 * 2.Okuma Rom 15,4-9 * İncil Mt 3,1-12


MEDİTASYON

Peygamberin duyurması gayet güzel ve ümit vericidir. Birisi gelecektir, Peygamber ona ‘filiz’, yani yeni, taze, harika, bir hayat, diye çağırıyor. O, tamamen olumlu bir ruhla sarılmış; arzu edilen nitelikler ve yeteneklerle dolu kuşanmış olacaktır. Onun davranış şekilleri, tam da bizim bu dünyada görmek   istediğimiz olacaktır. O’nunla birlikte, adalet ve iyiliğin var olup topluluğun tümü değiştirecek bir çağ başlayacaktır. Nitekim o çağda kurt artık kuzuyu korkutmayacak, ne de buzağı aslandan bile. Evcil ya da yabanıl hayvanları değil de; şu ana kadar Kayın’ın ve Habil’in gibi davrandığı o kişileri düşünelim! Gelecek Olan bu kişileri değiştirecek, onları kardeşler kılacaktır: Onlar, önceden hiç olmadığı şekilde, diğer insanlarla birlik ve uyum içinde yaşayabilecek, ılımlı ve bağlılık içinde olacaklardır. “Allah bilgisi” yayılacak ve dünyayı, yani insan topluluğu, huzurlu ve arzulanan bir ortama; sanki yeni bir yeryüzü cennete dönüştürecektir. Yeşaya Kitabını okuduğumuz bu sayfası, İsa’nın gelişinden en az beş asırdan önce yazılmıştır, fakat biz açık bir şekilde seziyoruz ki, tam da İsa hakkında, şaşırtıcı bir şekilde, konuşmaktaydı. Sayfanın söylediği gerçekleşmişti; bizler onu, Rab’bimizin hayatında da, O’nu kabul edenlerin arasında yaratılmış ortamda da, görebiliriz.

Aziz Pavlus’un Romalılara Mektubunda bu konu hakkında yazdığı, gerçektir. “Önceden ne yazıldıysa, bize öğretmek için, sabırla ve kutsal yazıların verdiği cesaretle umudumuz olsun diye yazıldı.” Havari, peygamberin sözleri gerçekleşsin diye, üstünlük, kibir, şiddet duyguları olmadan, uyum içinde birbirlerimizi kabul ederek yaşamaya bizi teşvik ediyor. Bunun aynısını İsa’nın kendisi de bize öğretti. Geleceği gereken Olan’ı kabul ettiğimizden sonra, “Buzağı aslan yavrusuyla birlikte beslenecek” yer, tam da bizim aramızda olacaktır. Geleceği gereken O’nu bekleyelim, O’nun gelişini hazırlayalım! Vaftizci Yahya bize yardımcı oluyor. O, yüksek sesle, başka hiçbir sesin yankılanmadığı çölde, yeni bir sözü duyuruyor: “Tövbe edin!”, yani Allah’ın yüreğine göre davranışlarınızı değiştirin! Bunu yapmak için herkesin, kendi yüreğinde çalışması lazım ki bir şeyleri değiştirsin. Yahya bunu herkese söylüyor, bütün yaştaki, bütün sosyal durumdaki insanlara. O, yaşlı kişilere, yaşları yüzünden sabırlı olmalarını demiyor, ne de yoksullara kendilerini değiştirmelerine ihtiyaçları olmamalarını da demiyor; zengin insanlara kendi elinden gelen şekilde devam edebilmelerini de demiyor. Yahyanın teşvik ettiği eylem şudur: Düşünceleri değiştirmek. Çünkü hareketler, eylemler düşüncelerden doğarlar. Davranışımızın değişmesinin sebebi, işte budur: “Göklerin Hükümranlığı yaklaşmıştır”. Bu ne demek biliyor musun? Kralsız hiçbir hükümranlık olamaz, o halde, “Göklerin Hükümranlığı yaklaşmıştır”, yukarıdan gönderilen Kral gelmek üzeredir, demektir. O’nun gelişinin gerektirdiği değişme; kendimize ve isteklerimize değil de, O’na itaat etme kararı vermektir. Bunu yapmak için, ilk önce alçakgönüllülüğün bir hareketi gerekir. Suya inmek; kendini günahkar olduğunu kabul etmek, itiraf etmek; bir insanın, kendinin üzerine suyu dökmek için elini kaldırmasını kabul etmek; alçakgönüllülüktür. O alçakgönüllülük ki, seni İlan Edilen’i ve “Kutsal Ruh’la ve ateşle vaftiz edecek” Olanı bekler hale getirir. Yahya’nın dinleyenlerin duydukları sözler, gerçekten yeni ve gizemli sözlerdir. Bunlar, bizi cahilliğimize; eğitime ve rehberlik edilmemize ihtiyaç olduğumuza ikna eden sözlerdir. Yahya şunu fark etmektedir; Kendisine yaklaşan kişiler, evet, kendisine geliyorlar, fakat onlarda hiçbiri hayatını değiştirme isteği yoktur. O, derin ikiyüzlülüklerin var olduklarını fark etmektedir. Eğer Yahya bugün burada olsaydı, benim ikiyüzlülüğümü de fark edecekti. Kim bu ikiyüzlülüğü yaşamaktadır? Onlar tam da Kutsal Yazılarını tanıyan kişilerdir: Bunlar artık, hiçbir başka şeyi yapma gereği olmadan, kendilerinin Allah’ın hoşuna gittiğini sanırlar. Gelecek olan kral krallığını kurarken onlara borçlu mu olacaktır? Onlardan öğüt mü dileyecektir? Otorite ve rehber ödevleri ile mi onları yüklendirecektir? Onlar tam da bunu bekliyorlar, fakat Gelecek Olan bunu yapmayacaktır. Yahya bunu açıkça söylüyor: Onlar, O’nu O’na yaraşır şekilde beklemiyorlar; O’nu gerekli alçakgönüllülükle beklemiyorlar. O’nun hükümranlığının özelliklerini gerçekleştiren davranışlar, ilk önce kendilerinde gerçekleştirilmeleri gerekiyordu, fakat… Sanki Yahya onları incitmek istemiş gibi görünür… Fakat öyle değil de; Yahya, onların uyanmalarını istiyor; onları, kendilerini beğenmiş olmalarının düşürdüğü aldanmadan çıkartmak istiyor. Kim kendisinin doğru olduğunu sanıp bununla övünüyorsa; kim İbrahim’in çocukları oldukları ile övünüyorsa; kim kendisinin Gelecek Olan’a ihtiyacının olmadığını düşünüyorsa, “engerek soyu” dur, yani kendisini insana ve Allah’a karşı koyan o yılan soyudur. Allah’ın Oğlunu kabul etmek için hayatını değiştirmeyen, vaftizi kabul etmeyen kişi, Kutsal Ruh’la giyinilemez. O’nu Allah’ın Oğlu sadece hazır halde bulunduklarının üzerine döküyor. Hayatımızın bir şeyini değiştirmemizin gerektiğini kabul ederek, İsa’yı beklemeye başlayalım. Henüz neyi değiştirmemizin gerektiğini bilmiyoruz. Kendimizi alçakgönüllü yapalım, öyle ki, O gelince değiştirmemiz gerekeni bize söyleyebilsin, bizler de O’na itaat etmeye hazır olabilelim.


OKUMALAR

1.Okuma: Yeşaya 11,1-10

 

Yişay'ın kütüğünden yeni bir filiz çıkacak, kökünden bir fidan meyve verecek.

RAB'bin Ruhu, bilgelik ve anlayış ruhu, öğüt ve güç ruhu, bilgi ve RAB korkusu ruhu Onun üzerinde olacak.

RAB korkusu hoşuna gidecek. Gözüyle gördüğüne göre yargılamayacak, kKulağıyla işittiğine göre karar vermeyecek. Yoksulları adaletle yargılayacak, yeryüzünde ezilenler için dürüstçe karar verecek. Dünyayı ağzının değneğiyle cezalandıracak, kötüleri soluğuyla öldürecek. Davranışının temeli adalet ve sadakat olacak.

O'nun döneminde kurtla kuzu bir arada yaşayacak, parsla oğlak birlikte yatacak, buzağı, genç aslan ve besili sığır yanyana duracak, onları küçük bir çocuk güdecek. İnekle ayı birlikte otlayacak, yavruları bir arada yatacak. Aslan sığır gibi saman yiyecek. Emzikteki bebek kobra deliği üzerinde oynayacak, sütten kesilmiş çocuk elini engerek kovuğuna sokacak. Kutsal dağımın hiçbir yerinde kimse zarar vermeyecek, yok etmeyecek. Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa, dünya da RAB'bin bilgisiyle öyle dolacak. Sürgünler geri dönecek, Yişay'ın kökü halklara sancak olacak, o gün uluslar ona yönelecek. Kaldığı yer görkemli olacak.


Mezmur 71/72

Ey Tanrı, adaletini krala, doğruluğunu kral oğluna armağan et.

Senin halkını doğrulukla, mazlum kullarını adilce yargılasın!

Onun günlerinde doğruluk serpilip gelişsin,

Ay ışıdığı sürece esenlik artsın!

Egemenlik sürsün denizden denize,

Fırat'tan yeryüzünün ucuna dek!

Çünkü yardım isteyen yoksulu,

dayanağı olmayan düşkünü o kurtarır.

Yoksula, düşküne acır, düşkünlerin canını kurtarır.

Kralın adı sonsuza dek yaşasın, güneş durdukça adı var olsun,

Onun aracılığıyla insanlar kutsansın, bütün uluslar 'Ne mutlu ona' desin!


2.Okuma: Aziz Pavlus’un Romalılara Mektubundan 15,4-9

 

Önceden ne yazıldıysa, bize öğretmek için, sabırla ve Kutsal Yazıların verdiği cesaretle ümidimiz olsun diye yazıldı. Sabır ve cesaret kaynağı olan Tanrı'nın, sizleri Mesih İsa'nın isteğine uygun olarak aynı düşüncede birleştirmesini dilerim. Öyle ki, Rabbimiz İsa Mesih'in Tanrısını ve Babasını birlik içinde hep bir ağızdan yüceltesiniz.
Bu nedenle, Mesih sizi kabul ettiği gibi, Tanrı'nın yüceliği için siz de birbirinizi kabul edin. Çünkü diyorum ki Mesih, Tanrı'nın güvenilir olduğunu göstermek için Yahudilerin hizmetkârı oldu. Öyle ki, atalarımıza verilen sözler doğrulansın ve diğer uluslar Tanrı'yı merhameti için yüceltsin. Nitekim şöyle yazılmıştır:

«Bunun için uluslar arasında seni öveceğim
ve senin adına ezgiler söyleyeceğim.»

İncil: Matta 3,1-12

O günlerde Vaftizci Yahya ortaya çıktı. Yahudiye çölünde şu çağrıda bulunuyordu: «Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaşmıştır.» Nitekim Yeşaya peygamber aracılığıyla sözü edilen kişi Yahya'dır. Yeşaya şöyle demişti:

«Çölde yükselen ses,
`Rab'bin yolunu hazırlayın,
geçeceği patikaları düzleyin' diyor.»

Yahya'nın deve tüyünden giysisi, belinde deriden kuşağı vardı. Tek yediği, çekirge ve yaban balıydı.
Kudüs'ün, bütün Yahudiye'nin ve tüm Şeria nehri yöresinin halkı ona geliyor, günahlarını itiraf ediyor, onun tarafından Şeria nehrinde vaftiz ediliyordu. Ne var ki, Ferisilerle Sadukilerden birçok kişinin vaftiz olmak için kendisine geldiğini gören Yahya onlara şöyle seslendi: «Ey engerekler soyu! Gelecek olan gazaptan kaçmanız için sizi kim uyardı? Bundan böyle tövbeye yaraşır meyveler verin. Kendi kendinize, `Biz İbrahim'in soyundanız' diye düşünmeyin. Ben size şunu söyleyeyim: Tanrı, İbrahim'e şu taşlardan çocuk yaratacak güçtedir. Balta şimdiden ağaçların köküne dayanmıştır. İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılacak. Gerçi ben sizi tövbe için suyla vaftiz ediyorum, ama benden sonra gelen benden daha güçlüdür. Ben O'nun çarıklarını çıkarmaya bile layık değilim. O sizi Kutsal Ruh'la ve ateşle vaftiz edecek. Yabası elindedir. Harman yerini temizleyecek, buğdayını toplayıp ambara yığacak, samanı sönmeyen ateşte yakacaktır.»