ME
NU

OMELIE / Omelie TR

24 nov 2013
24/11/2013 – MESİH İSA’NIN KRALLIĞI BAYRAMI

24/11/2013 – MESİH İSA’NIN KRALLIĞI BAYRAMI 

34. Pazar Günü – C -

1.Okuma 2Sam 5,1-3 * Mezmur 121 * 2.Okuma Kol 1,12-20 * İncil Lk 23,35-43

Litürjik takvimin son Pazar günü Rab’bimiz Mesih İsa’ya yıl içersinde gösterdiğimiz övgüyü özetlememizi sağlar. Bunu Rab İsa’ya bildiğimiz en güzel unvanlardan birini vererek yapıyoruz. Ama ona sadece bir unvan vermekle yetinmiyoruz, yaşamımızla da buna inandığımızı göstermek istiyoruz. İsa’nın kral olduğunu söylüyoruz, ama bunu sadece sözlerle de değil, eylemlerimizle gösteriyoruz. Onun dediklerini yapıyoruz, arzularının neler olduklarını soruyoruz, isteğini açıklayan işaretlere dikkat ediyoruz, Onun sevgi eylemlerini sürdürmek için Onunla işbirliği yapıyoruz. Haçta kendisiyle mahkûm edilen hırsızın küfürlerini hayretle dinliyoruz, ama diğer hırsızın dileğine katılıyoruz. İsa’nın kral olmasına mutluyuz: günahın sebep olduğu denenmelerin, haksızlıkların, acıların olduğu bu dünyada yaşamımızı uzatmasını istemiyoruz, tersine daha tam olarak bilmediğimiz, ama Onun bulunduğu ve Onu bekleyenlere verildiği yaşam tamlığına bizi kabul etmesini istiyoruz. Onunla alay edenlerin hepsi, Onu hor görmek için, “kral” unvanını kullanıyor. Bu unvan Ona insanlar tarafından verilmiş olsa, gerçekten de sevilen bir unvan olmazdı, çünkü dünyevi krallar çoğu kez onlar için çalışanlar ve acı çekenler tarafından sevilmezler. Ancak İsa’ya bu unvan Allah tarafından verilmektedir: bu sebepten iyiliğin, sadakatin, duygusallığın ve sevginin tamlığını göstermektedir.

Bugün ilk okuma bize İsrail kabilelerinin Davut’a itaat sözü verdiklerini ve Davut’un kral olarak kutsanmasını anlatmaktadır. Kabileler ona itaat sözü veriyorlar, çünkü Allah ona peygamber Samuel aracılığıyla konuştu ve şöyle dedi: "Ulusum İsrail'i sen yöneteceksin ve onun önderi sen olacaksın". Allah’a itaat etmek için, Davut’a itaat söz veriyorlar. Davut, halkın kendi malı olmadığını, sadece ve daima Allah’a ait olduğunu hatırlamalıdır. O halde kral olarak görevi hükmetmek değil, çoban sorumluluğunu taşımak ve her akşam otlattığı koyunları sahibine geri getirmek olmalıdır. Bu metin niçin bize okutulmaktadır? Cevabı kolay: Davut’un kral olması, gelecekte hükümdarlığının kralı olacak Oğlunun peygamberliğidir. Gerçekten de İsa, Allah’ın halkının çobanıdır. O, insanları Baba’sına emanet etmektedir, onlara dürüstlükle hükmetmektedir, hatta her birini mükemmel bir sevgi ile sevmektedir. Bu sebepten de kendini, yorgunluğunu, yaşamını Baba’ya sunmaktadır.

İncil metni ise dikkatimizi, İsa’nın, o kaybolan “kuzu”ya, yani haçta kendisini çağırmaktan çekinmeyen hırsıza, beslediği sevgiye çevirmemizi sağlar. İsa onun için de ölmektedir, o halde ona da Allah’ın şanını vaat etmektedir. Diğer herkes Ona küfretmekte ve Onunla alay etmektedir ve şöyle demektedirler: “Kendini kurtar!”. Ama O, kendisini kurtarmak için gelmediğini bilmektedir, tersine biz günahkârları kurtarmak için geldi. Bizi kurtarmak, ölmemizi önlemek değildir, ama ölüm vasıtasıyla bizi Baba’ya kavuşturmaktır, öyle ki, Onun sevgisini görüp tadalım, kabul edelim ve yaşayalım.

Aziz Pavlus ise, tövbeleriyle ne olduğunun bilincinde olan Koloslulara yazarken, onlara önceleri “karanlık güçlerin” etkisi altında olduklarını, ama Allah’ın onları kurtararak günahlarını affettiğini ve “Oğlunun sevgisinin hükümdarlığına” girdiklerini hatırlatmaktadır. Sonra bu Oğul’dan bahsetmeye devam etmektedir: O, “görünmeyen Allah’ın görüntüsüdür” ve tüm yaratıklar Onun için yaratılmıştır. O aynı zamanda “Kendisinin manevi bedeni olan Kilisenin başıdır”. “Her şeyde ilk yeri alsın diye başlangıç olan O'dur”: Güzel, iyi hiçbir şeyi Onsuz düşünemeyiz. Onsuz bir şey planlamayı veya düşünmeyi istersek, sadece kör olduğumuzu göstereceğiz. Bugün İsa’nın Kral olduğunu, Evrenin Kralı olduğunu söyleyerek yaşamımızın, var oluşumumuzun ve sevgimizin gerçek temelini bildiriyoruz. O, her eylemimizin başlangıcında, her arzumuzun içinde, her düşüncemizin sonunda olmalıdır. Ona şan vermek için ve Onun huzurunda olmaktan gelen sonsuz mutluluğu tadabilmek için, Onun bize ilham vermesine izin veriyoruz ve Onun rehberliğini kabul ediyoruz. Kim bu şekilde yaşamıyorsa, boştur, karanlıkta yürüyordur, yorgunluğunun sebebini ve mutluluğunun sebebini bilmiyordur: yaşamı tatsızdır!

Teşekkürler, Rab İsa, sen kralımsın, sen herkesin kralısın; dünyanın sonunda herkes senin önünde toplanıp yargılanacak. Bana merhamet eyle, durmadan beni sana itaat etmeye çağır, öyle ki, o gün Baba’nın sevdikleri aralarında bulunabileyim ve başkalarına da yardımcı olabileyim