ME
NU

OMELIE / Omelie TR

28 apr 2013
28/04/2013 -PASKALYA DEVRESİ - 5. Pazar Günü – C

28/04/2013 – PASKALYA DEVRESİ - 5. Pazar Günü – C 

1ª Okuma Hav. İşl. 14,21-27 * Mezmur 144 * 2ª Okuma Vah 21,1-5 * İncil Yh 13,31-35

İlk okuma, aziz Pavlus ile Barnabas’ın kat ettikleri ilk yolculuklarının ikinci bölümünü anlatmaktadır. Onlar, Derbe kentinde sorunsuzca İncil’i müjdeledikten sonra, daha önce zulüm edildikleri şehirlere dönerler. Burada herkese vaazı tekrarlamazlar, ancak, daha önceden doğan küçük cemaatler için çalışarak, onları imanda güçlendirirler ve her birinde onları yönlendirecek uygun kişiler seçerler. Listra, Konya’da ve Pisidiya’daki Antakya’da böyle oluyor. Havarilerin yeni Hıristiyanlara devamlılıkla tekrar ettikleri sözleri Aziz Luka bize aktarır: “...Allah’ın ülkesine girmek için birçok sıkıntıdan geçmemiz gerekir”. Gerçekten de herkes onların karşılaşmış oldukları zorlukları hatırlıyorlardı, acil kaçışları ve aziz Pavlus’un Listra’da maruz kaldığı taşlanma olayı...

İsa’yı takip edenleri birçok sıkıntı beklemektedir. O daima haça gerilmiş olandır, O daima çelişki işaretidir, daima düşmanlarla karşılaşır, ama Bedeni olan Kilise aracılığıyla, düşmanları da sevmeye ve, acı çekerek, onlar için de ölmeye devam etmektedir. Rab’bin şakirtleri, O’nun sayesinde sevinç dolu bir yaşamı yaşarlar, ama, aynı zamanda, Rab’binlerinin gözyaşlarını dökmeye de devam ederler. Gözyaşları, ölüm yenildiğinde ve kimse onlara dokunamadığında silinecektir. Yuhanna, Rab’bin günü vizyonu esnasında şu müjdeyi duymaktadır: “Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlama, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki dünya ortadan kalkmıştır”. Yenilikleri izleyeceğiz, gerçek yenilikleri. Bizi ezmek isteyen dünya artık bizi korkutmayacak, hatta hiç olmayacaktır.

Acı çeken bu dünyada İsa’nın Sözünün yeniliğini yaşayarak, yeniliği şimdiden başlatıyoruz: “Size yeni bir buyruk veriyorum: birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin”.

Yeni emri yaşayarak dünya için değişme başlıyor. Dünyaya yeni bir çehreyi başka hiç bir şey veremez. Biz, İsa’nın Sözünün günlük bir alışkanlık olduğu ailelere veya yerlere girdiğimizde, bunu fark ediyoruz. Nerde iki veya üç kişi İsa adına, birbirini kabul ediyor ve hizmet ediyorsa, orada dünya yenidir, hatta orada dünya artık dünya değil de, yeni gök ve yeni yeryüzüdür.

İsa bu emri bu dünyadan ayrılmadan kısa bir müddet önce verdi, kendini kurban olarak sunmak üzereyken verdi. Bu emri yerine getirmek için gerekli lütfün kefareti budur. Birbirimizi sevmek ne demektir? Kardeşini Allah’ın evladı olarak görmektir, dolayısıyla da tüm sevgime layıktır. Kardeşimi Allah’ın evladı olarak görmek, beni onun sevgi eylemlerini, bana yardım etmek için gerçekleştirdiği fedakârlıkları, beni düzeltmesini, desteklemesini kabul etmeye zorlar. Kardeşimin beni sevmesini kabullendiğimde onu benden üstün görürüm, onu, Baba’nın beni sevmesi için kullandığı bir aracı olarak görürüm. Bu somut alçakgönüllülük, komşunu sev emrini, tamamlamaktadır.

Eğer, sevilmeyi kabul etmeden, kardeşimi sevmeye çalışıyorsam, gurur günahı işleyebilirim, çünkü sevdiğimi sanmam kolaydır, dolayısıyla da kendimi ondan üstün görürüm. Tersini sevilmeyi kabul edersem ve başkasının benim için acı çekip, yorulmasını kabul edersem, bu alçakgönüllülük yüreğimi açar ve karşılıklı huzur ve birlik doğar. Bu sebepten anlıyoruz ki birbirimizi severek yaşadığımız dünyayı değiştirebiliriz.

Başkalarını sevmekte sınırlandığımızda dünya olduğu gibi kalır. Biz de büyük kalırız, kibirli olma tehlikemiz olur ve karşılık bekleyebiliriz. Sevilmeyi kabul ettiğimizde kendi içimizdeki dünyayı yener ve çevremizdeki dünyayı ise değiştiririz. İsa’nın bu emri gerçekten gereklidir, harika ve bilgelidir, etkileri ise huzur ve sevinçtir!

İçimizde yaşayan Rab, bunu yaşamak için ihtiyacımız olan enerjiyi verir. Bunu yaşayanı da İsa’nın şakirdini olarak kolayca ayırt edebilirsiniz.

İsa’nın bu sözlerini yaşayarak yaşamımız Allah’ı yüceltir, yani O’nun güzelliğinin, iyiliğinin, gerçeğinin işareti olur. Aynı zamanda İsa’nın dediği gibi, biz O’na sevgisini ve gerçeği göstermesi için fırsat verdikçe, O da bizi yüceltir, hepimizin O’nun gerçek evlatları olduğumuzu açıklar. Tüm bunlar, aziz Pavlus’tan duyduğumuz gibi “büyük acılardan” geçerek gerçekleşirler: bizim İsa’nın Istırabına katılmamıza sebep olacaklardır ve ebediyet için sevinç ve şan garantisi olacaktır, O’nun yüceltilmesine katılma garantisidir!